12 Ağustos 2011 Cuma

Hafta Sonu Spor Ekranı



12 Ağustos Cuma

11.00 Almanya - Rusya / Voleybol Bayanlar Grand Prix / NTV SPOR
17.30 Türkiye - Cezayir / Dünya Yıldız Bayanlar Voleybol Şamp./ SPORTS TV
19.00 Orduspor - Karabükspor / TRT Ankara Kupası / TRT 3 SPOR
20.00 G.Kore - Küba / Voleybol Bayanlar Grand Prix / NTV SPOR
20.30 Türkiye - Almanya / Spor Toto World Cup 10 / CNN TÜRK
21.00 Sivasspor - Mersin İdman Yurdu / TRT Ankara Kupası / TRT 3 SPOR


13 Ağustos Cumartesi


12.00 Japonya - ABD / Voleybol Bayanlar Grand Prix / NTV SPOR
14.30 Çin - Almanya / Voleybol Bayanlar Grand Prix / NTV SPOR
16.30 Wolfsburg - B.Münich / Bundesliga / TRT HD - TRT SPOR
16.30 Mısır - Türkiye  / Dünya Yıldız Bayanlar Voleybol Şamp./ SPORTS TV
18.00 Türkiye - Sırbistan / Spor Toto World Cup 10 / CNN TÜRK  
19.30 B.Mönchengladbach - Stutgart / Bundesliga / TRT HD - TRT SPOR




14 Ağustos Pazar

09.00 ABD - Sırbistan 
/ Voleybol Bayanlar Grand Prix / NTV SPOR

15.00 Moto GP / NTV SPOR
16.30 Polonya - Küba / Voleybol Bayanlar Grand Prix / NTV SPOR
16.30 Kaiserslautern - Ausburg / Bundesliga / TRT HD - TRT SPOR 
16.30 Türkiye - Polonya/ Dünya Yıldız Bayanlar Voleybol Şamp./ SPORTS TV 
18.30 B.Leverkusen - W.Bremen / Bundesliga / TRT HD - TRT SPOR 
19.30 Milan - Malmö / Hazırlık Maçı / SPORTS TV
21.00 A1-B1 (Şampiyonluk Maçı) TRT Ankara Kupası / TRT 3 SPOR
23.00 Real Madrit - Barcelona /İspanya Süper Kupa / KANAL D


NOT : 
İngiltere PL maçları da bu hafta başlıyor ama gene şifrecilerde olduğu için onları almıyorum.
Geçen hafta başlayan Fransa Ligi (Kanal A yayınlıyordu) ve Hollanda Ligi (Beyaz TV yayınlıyordu) geçen sezonki yayıncı kuruluşları bu sezon almadığı için izlenemiyor.

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Hafta İçi Spor Ekranı



10 Ağustos Çarşamba 
19.00 Ankaragücü - Orduspor / TRT Ankara Turnuvası / TRT SPOR
21.00 Gençlerbirliği - Sivasspor / TRT Ankara Turnuvası / TRT SPOR
21.30 Türkiye - Estonya / KANAL D


11 Ağustos Perşembe
19.00 Gençlerbirliği - Mersin İ.Y. / TRT Ankara Turnuvası / TRT SPOR
20.30 Türkiye - Ukrayna Basketbol Spor Toto World Cup / CNN TÜRK 
21.00 Ankaragücü - Karabükspor  / TRT Ankara Turnuvası / TRT SPOR


9 Ağustos 2011 Salı

G.Saray'da ''Yalan Rüzgarı'' devam ediyor ama gene yakalandılar !!!!


Bu ülkede şikenin,teşviğin,her türlü şaibenin kitabını yazmış ,mezardaki Makyaveli bile yattığı yerden zıplatacak makyavelistler yapmış ''Proje Takım'' Klasik ''Yalan Rüzgar''larına devam ediyor ama yalancının mumu ne yazık ki yatsıya kadar bile dayanmıyor,gene yakalanıyorlar.


  Şu mektup olayı konumuz.
Önce süreci bir özetleyelim ; 
  Mektup olayının fitilini ateşleyen ve ortaya çıkmasını sağlayan kesinlikle Gazeteci Lube Ayar'dır.
Savcılıkta bu konu ile ilgili bildiklerini anlatmış.Medyatava sitesine kendisi hakkında yalan konuşan Fatih Altaylı'ya cevap olarak yazığı mektuptan ; 
 http://www.medyatava.com/haber.asp?id=83682


''Aylar geçti, sabırla gazetenin çıkacağı günleri bekledik. Bize verilen sözler heyecanımızı her geçen gün biraz daha artırıyordu. O sıralarda gazetenin spor müdürü Halil Özer, bir gün bana, “Gazete çıktığında yer yerinden oynayacak. Bombayı patlatacağız” dedi. Sonra da 2006’daki Denizlispor-Fenerbahçe maçına Galatasaray tarafından teşvik primi gönderildiğini ve bunu kanıtlayan bir belgenin Tahir Kum tarafından ele geçirildiğini anlattı. Fakat bu haber hiçbir zaman yayınlanmadı''
  Mektubu yayınlatmayan tabii ki fanatik gs'li ve Fenerbahçe düşmanı Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı.

Savcı bunun üzerine Halil Özer'i ve Tahir Kum'u ifadeye çağırıyor.Ne hikmettir ki Halil Özer'in ifade vermeye gittiğini hiç bir yerde okumadık.Taaa ki aynı şekilde ifade vermeye giden spor x.com Genel Yayın Yönetmeni Tahir Kum'un kendi sitesinden yaptığı açıklamaya kadar.
 http://www.sporx.com/futbol/sorusturma/olay-mektup-ile-ilgili-bilinmeyenlerSXHBQ243224SXQ

G.Saray’la ilgili yapılan bu operasyon sizin emniyette verdiğiniz ifadeden dolayı mı başladı?

Hayır, benden önce başlamıştı. Medyada yazılanlara baktığınızda başrollerde gözüksem de öyle değil. Bu savcılık ve emniyetin operasyonu. Bu olayla ilgili sadece benim ifadem- bilgim alınmadı. Bunu tekrarlıyorum, bu konuda emniyete bilgi ve belge veren tek gazeteci de ben olmadım. Bilgisine başvurulan üçüncü gazeteciydim. Benden önce aynı konuda yani 2005-2006 sezonundaki iddialarla ilgili iki gazetecinin daha bilgisine başvuruldu.

İlk olay Lube Ayar’ın yazısıyla ve onun bu konuda ifade vermesiyle başladı. Daha sonra yine gazeteci Halil Özer emniyete gelerek ifade verdi. Ardından ben çağrıldım. Diğer arkadaşların G.Sarayla ilgili emniyete nasıl bir bilgi verdiklerini bilmiyorum. Lube Ayar bir televizyon kanalında kendisinin de emniyetle bazı bilgi ve belgeleri paylaştığını söyledi. Ama bunlar ne bilemiyorum. Bu, önümüzdeki günlerde resmi makamların soruşturmayla ilgili açıklamaları ve ifade tutanaklarının ortaya çıkmasıyla belli olur.


 ''Bu mektubun içeriğinde, Bülent Tulun'un, Adnan Polat'a, "Sen benim transferden komisyon aldığımı ima ediyorsun, bunun kayıtları kulüpte. Asıl sen kulüpten aldırdığın o 1.5 milyon doları ne yaptın?" gibi hesap sorması yatıyor''


İŞTE MEKTUBUN TAM METNİ


"15 Haziran 2007 Sayın Polat, 
Uzunca bir süredir, Ilic'in transferi sırasında, yani Temmuz 2005'te yapılan bir işlem dolayısıyla şahsımı suçlayıcı söylemlerinizi izlemekteyim. Mezkur (not:adı geçen) tarihte oyuncunun resmi menjeri yoktu. Kendisine transfer pazarlığını yapanlar ile yardımcı olan bir kişiye 'adı bende'(not:Dusan Antiç)75 bin Avro ödedik. Bunun ilgili yönetim kararı mevcuttur. İşlem G.Saray menfaatleri için yapılmıştır. Umarım Mayıs 2006'da iki parti halinde şoförünüzün makbuz imzalayarak aldığı 1.5 milyon ABD doları da G.SARAY MENFAATLERİ (not:vurgu tam olsun diye kapital harfle yazılmış)  için kullanılmış olsun. Söz konusu makbuz kopyaları da bende mevcuttur.
Hoşçakalın.Bülent Tulun"



Aynı gün G.Saray resmi sitesinden şu açıklamayı yapıyordu ;
http://www.galatasaray.org/kulup/haber/10749.php 



Dikkat edin ''Bu süreçte Song dahil ,hiç bir eski ve yeni sporcumuzun adı geçmemektedir''

Aynı gün G.Saray yönetcileri de panik içinde birer birer olayı ört bas etme açıklamaları yaptılar ; 

 Sedat Doğan'ın açıklamaları: "Sabah güvenlik güçlerinden Bülent Tulun’a görüşme teklifi geldi. Bülent Tulun aleyhinde herhangi bir tutuklama – gözaltı yok. Tanık sıfatında ifadesine başvuruldu. Daha önce 2007 tarihinde yazılan bir belge ile ilgili bilgi veriyor. Biz de G.Saray Kulübü olarak emniyete ve savcılığa yardımcı olmak isteğindeyiz. Arama emri olmamasına rağmen polisleri Türk Telekom Arena’ya davet ettik. Bülent Tulun, dün yeni bir eve taşındı. Ancak yine polislerde arama kararı olmamasına rağmen Bülent Tulun polisleri evine davet etti. Kulübün iç işleri ile ilgili bir durum. Bu şike ile ilgili bir belge değil. Tamamen kulübün iç işleri ile ilgili. Bu olayın yasayla da alakası yok. Yazılan bir belge var. O belgeyi ben de bilmiyorum. O belge Bülent Tulun’da var, o da güvenlik güçlerini evine davet etti. Şike ile ilgili bir konu değil. G.Saray'ın şike ile hiçbir ilgisi yoktur. Bizleri endişelendiren bir durum da yok. Bizim gocunacak bir şeyimiz de yok."

(Tabii tabii canım G.Saray'ın şike ile hiç bir ilgisi olur mu ? :)))))))



Ali Dürüst'te canlı yayında açıklama yaparak şunları söylemişti ;
http://www.galatasaray.org/kulup/haber/10750.php


"Bizim kulübümüzde kendi iç yazışmalarımızla ilgili olan bir olay başka türlü basına yansıdı. Dolayısıyla onun da ne olduğunu anlattık, gerekli evrakları verdik. Dolayısıyla şu andaki futbolu ilgilendiren konuyla bir alakası yok. Bununla ilgili bütün doneleri verdik. Bununla ilgili arkadaşlar da gerekli ifadeleri vermeye gittiler. Bahsedilen evrak verildi, evrak orada, Galatasaray Spor Kulübü'nde her şey açıktır zaten. Kendi arasındaki yazışmada yanlış bir anlaşma çıktı, onun ne olduğunu açıkladık, o şekilde ifade verildi. Basında çıkan iddialar bize sorulmadı, o iddialarla ilgili bir olay değil, biz olayların dışındayız, dediğimiz gibi kulübün içindeki iç yazışmalarda kişisel yazışmalarda yanlış bir anlaşma bu şekilde yorumlanmış.
Galatasaray'ın bir ayrıcalığı yoktur, dolayısıyla emniyet güçleri, hukuk bize emrettiği vakit gidip ifadelerimizi veririz. Başkanlarımız da bunu yapar, kulüp yöneticileri de bunu yapar. Söylediğim gibi Galatasaray'ın Türkiye'de bir ayrıcalığı yoktur, bu olayların da içinde değildir. Bunu aydınlatmak için gerekli girişimler içinde olduk, olmaya da devam edeceğiz. Aramalar bu iddialarla ilgili başladı fakat görüldü ki bu iddialar asılsız, iddia edilen kendi iç yazışmalar, normal kulüp içinde yapılan futbolculara yapılan ödemelerdir. Dolayısıyla o zamanla ilgili bir şey yok, inşallah bunlar da sonuçlanacak, en kısa zamanda liglere hep beraber döneceğiz. Bu evrak polise nasıl geçti, onu sorgulamak lazım… Kulübün resmi yazışması değil, özel bir yazışmadır, kişisel bir olaydır kulübü bağlamaz. Ancak bizim başkanımızdır, yöneticimizdir… Geç de olsa bu vesileyle, yanlış anlaşma da ortadan kalkmış oldu."
Song ismini soran gazetecilere de ''hayır hayır ilgisi yok'' demiştir.


Gene aynı gün (4 Ağustos) CNN TÜRK'te Nevşin Mengü'nün sunduğu 18.00 Ana haber bültenineErtem Şener ile birlikte katılan eski futbolcuları Hakan Ünsal mektubun varlığını bizzat doğruladı.

http://www.postmedya.com/news_detail.php?id=42859

Adnan Polat’ı Yakacak Konuşma! (Video)
06 Ağustos 2011 / 15:29
Hakan Ünsal’ın açıklaması ortalığı karıştıracak..

İddiaya göre Bülent Tulun, o dönemde Polat’a, Denizli’ye verilen 1,5 trilyondan bahsettiği bir mektup göndermişti. 

Adnan Polat, Emniyet’ten ayrılırken yaptığı açıklamada ise, soruların şike ile ilgisinin olmadığını belirterek, “Tulun’un yazdığını açıkladığı mektubun varlığından yeni haberim oldu” dedi. 

Ancak, Perşembe günü Galatasaray’ın efsane futbolcularından Hakan Ünsal’ın CNN Türk’te katıldığı programda yaptığı açıklama, Polat’ın ‘Mektuptan yeni haberim oldu’ açıklamasıyla çelişiyordu. 

Ünsal, 2006 – 2007 sezonunda Adnan Polat’la deplasmandaki bir maça giderken uçakta yan yana oturduklarını belirterek şunları söyledi: “Adnan Polat, ‘Benim gördüğüm bir belge var. Bu belgeyi görürlerse savcılar, Bülent Tulun’la ilgili ciddi sıkıntı olur’ gibi bir şey söylemişti. Bununla alakalı eğer biri bu belgeyle ilgili bir şikâyette bulunmuşsa, sayın savcı bunu görmüşse veya bir şekilde duyumunu almışsa, bununla alakalıdır diye düşünüyorum” dedi. 
Hakan Ünsal’ın bu açıklaması ortalığı karıştıracağa benziyor. 

 Hakan Ünsal’ın açıklaması için tıklayın

Postmedya

Yukarıda ki haberin içinde de belirtildiği gibi Hakan Ünsal bizzat mektubu doğrularken ,2 gün sonra   6 Ağustos'ta ifade vermeye giden Adnan Polat çıkışta gazetecilere kısa bir açıklama yaparken çok komik şeyler söylüyordu.Mektuptan daha bugün haberi olduğunu söyleyerek güya kıvırmaya çalışıyor ancak çok komik duruma düşüyor,yalanı ortaya çıkıyordu.




''Adam (Bülent Tulun) bize kızmış,mektup yazmış.Benim bunlardan haberim bile yoktu.Her şeyi daha yeni avukatlarım aracılığıyla öğrendim'',''Söz konusu 1,5 milyon Dolar Mecidiyeköy'den çıkıp yarım saat içinde Florya'ya ulaşan para.O zaman futbolculara kulübümüzün borcu çoktu.Paraları da elden veriyorduk.Bu paraları oyunculara ödedik.Tek tek makbuzunu da kestik '' diyor.



Emniyetin o dönem son 3 Ay içerisinde 21 milyon dolar harcandığı ancak bunun 20 milyon dolarılık bölümünün kaydı olduğu tespit edilmiş,aradaki 1 milyon dolar açığı belgelendirmeleri için gs kulübüne 2 gün ek süre verilmişti.

Ve gs kulübü yönetici Sedat Doğan ve Avukatları aracılığıyla dün tüm belgeleri sunduk dedi.
http://www.galatasaray.org/kulup/haber/10776.php




Galatasaray Spor Kulübü’nden Açıklama

Galatasaray Spor Kulübü, dün akşamki açıklamada da belirtildiği gibi bu sabah itibariyle avukatları marifetiyle talep edilen belgeleri Emniyet Müdürlüğüne teslim etmiştir.

İşlerin daha hızlı ve etkin yürütülmesini temin etmek üzere genel soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Sayın Mehmet Berk’in özel kaleminden randevu talep edilmiş ve saat 14.00’de kulübümüzce talep edilen görüşme sağlanmıştır.

Görüşmeye, kulübümüz adına Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Sedat Doğan ve Avukat Metin Sinan Aslan iştirak etmiştir. Emniyete sunulan belgelerin aynısı savcılığa da takdim edilmiş ve bu belgelerle ilgili bilgi verilmiştir.
Kamuoyunun dikkatine sunulur.
Galatasaray Spor Kulübü
Bugün gazetelere baktığımızda ise 2 türlü haberler gördük.gs belgelendirdi ve yırttı.Diğeri de belgeler tatmin etmedi.
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/18445053.asp?gid=362
Belge diye sunulan klasörü açan polisler‚ makbuz yerine o dönem G.Sarayda forma giyen Rigobert Songla yaşanan ödeme krizini anlatan haberlerin bulunduğu gazete kupürleri ve menajeriyle yapılan ödeme yazışmalarıyla karşılaştı.

FUTBOLDA şike soruşturması kapsamında G.Sarayın şampiyon olduğu 2005-2006 sezonunda Denizlispor-Fenerbahçe maçında teşvik primi verildiği yönündeki iddialar üzerine yapılan incelemede ilginç gelişmeler yaşanıyor. Galatasarayın avukatları dün sabah Emniyet Müdürlüğüne gidip belgeleri teslim ettiklerini açıklarken‚ polis aynı dakikalarda belgelerin yetersiz olduğunu belirterek kulüpten makbuzları yeniden istedi. Galatasaray Sportif Direktörü Bülent Tulunun‚ eski başkan Adnan Polata gönderdiği imalı mektup üzerine başlatılan soruşturma kapsamında kulüp hesaplarında inceleme yapılmış ve 21 milyon dolarlık harcamadan 1 milyon dolarlık kısmına ait herhangi bir belge ya da makbuz bulunamamıştı.

Kulüp yönetimi‚ polislere 1 milyon dolarlık belgeyi ibraz etmek üzere iki gün süre talep etti. Hafta sonunda yapılan incelemelerin ardından kulübün avukatları dün emniyete dosyalarla gelerek talep edilen belgeleri Organize Suçlarla Mücadele Şubesine teslim etti.

Makbuz yerine görüş raporu

Belge klasörünü açan polisler makbuzlar yerine o dönem Galatasarayda top koşturan Kamerunlu futbolcu Rigobert Songla yaşanan ödeme krizini anlatan haberlerin bulunduğu gazete kupürleri‚ menajeriyle yapılan ödeme yazışmaları ve çeşitli kişilerin değerlendirmelerinin bulunduğu yazışmaların olduğunu gördüler. Polisler‚ söz konusu belgeler arasında harcanan 1 milyon dolara ait makbuz yerine uzman görüş raporu buldu. Kulübün özel mali danışmanlara hazırlattığı rapora göre‚ söz konusu 1 milyon dolar Song ve diğer futbolculara yapılan transfer ödemelerinde problem yaşanması ve arada kur farkı oluşması nedeniyle buhar oldu. Bu fark kulübün kasasına işlendi.

Teşvik araştırılıyor 
RAPORU yeterli görmeyen polis‚ G.Saray Kulübüne yeni bir yazı göndererek‚ kur farkından doğan miktarın kulübün kasasına harcama olarak kayıt edilemeyeceğine dikkat çekerek‚ 1 milyon dolarlık harcamaya ilişkin makbuzları yeniden talep etti. Yazı‚ avukatlar belgelerin emniyete teslim edildiği yönünde basına açıklama yaptığı sırada G.Saray Kulübüne gönderilmek üzere yola çıkarıldı. Kayıp 1 milyon doların Denizlispora teşvik olarak verildiği ihtimalini araştıran polis‚ soruşturmayı derinleştiriyor. Polis‚ önümüzdeki günlerde Songun ya da menajerinin bilgisine başvuracak. 2006 Mayıs ayı içinde G.Sarayın kendisine ödeme yapıp yapmadığı sorulacak.

Çantalarda ne olduğunu bilmiyorum 
G.SARAY Sportif Direktörü Bülent Tulunun 2007 yılında Adnan Polata yazdığı mektupta‚ 1.5 milyon doları makbuz karşılığı kulüpten aldığı iddia edilen şoför Mustafa Kabasakal dün Organize Şubede ifade verdi. Kabasakal‚ kulüp binasına gidip çanta aldığını ancak bu çantalarda ne olduğunu bilmediğini söyledi.
Bülent Tulun mektupta ne yazmıştı?

Tulun‚ Polata yazdığı mektupta‚ Umarım 2006 Mayıs ayında şoförünüzün iki parti halinde kulüpten makbuz imzalayarak aldığı 1.5 milyon ABD doları GALATASARAY MENFAATLERİ için kullanılmış olsun demişti. 

 KOMEDİYİ GÖRÜYORMUSUNUZ ?
RESMİ STELERİNDEN SONG İLE İLGİLİ DEĞİL DEDİLER ŞİMDİ DE SONG İLE İLGİLİ GAZETE KÜPÜRLERİ VE MENAJERİ İLE YAZIŞMALAR ,ARTI KUR FARKI (!)'NDAN BUHARLAŞAN PARA OLARAK GÖSTERİYORLAR.


Bu paranın bir kısmının bal gibi teşvik için gittiğini AMA PARANIN DENİZLİSPOR'A DEĞİL ALİ İPEK VE ARACILIĞIYLA MALATYASPOR'LU 3 ÇEK FUTBOLCU İÇİN olduğu şu haberlerle iddia edilmişti ; 



İşte şike işte belge

Mehmet Arslan

Prag'da yaşayan Özcan Kore, Denizlispor Başkanı Ali İpek'in isteği ile Malatyaspor'un 3 Çek futbolcusu ile Gaziantep maçında iyi oynamamaları için 300 bin Euro karşılığında anlaştığını açıkladı.Kore, Ali İpek'in paraları ödemediğini, Çek futbolcuların da Çek mafyasını peşine taktığını ifade ederek, Denizlispor yönetimine gönderdiği faksla resmen şike parasını istedi. 



Bu belge ortalığı sarsacak.. 
Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'dan, Denizlispor Yönetim Kurulu'na gönderilen 11.06.2006 tarihli faks, belki de, "Şikenin belgesi olarak" Türk Futbol Tarihi'ne geçecek. 

Prag'da yaşayan Özcan Kore isimli bir Türk vatandaşı, Denizlispor Yönetim Kurulu'na gönderdiği faks mektubunda özetle, "Malatya-Antep maçı öncesi Denizli Başkanı Ali İpek'in isteği üzerine toplam 400 bin Euro'ya Malatyalı 3 Çek oyuncu ile anlaştım. Onlar oynamadı, Malatya yenildi, Denizli kümede kaldı. Ama Ali İpek söz verdiği paraları ödemedi. Çekler, mafyayı üzerime saldı. Ödeyin paraları siz de kurtulun, ben de" dedi ve bir spor kulübünden resmen şike parası istedi.

Nefes nefese...

Ligin son haftasına girilirken, 36'şar puanla düşme potasına giren Denizlispor ve Malatyaspor'un kaderi oynayacakları son maçlara bağlıydı. Denizlispor evinde şampiyonluk kovalayan F.Bahçe ile, Malatyaspor ise deplasmanda, 1 puan alması halinde kümede kalacak olan G.Antep'e konuk oluyordu. 

Özcan Kore'nin iddiasına göre, bu maçlardan önce Denizlispor Başkanı Ali İpek, Avukat Ümit Öndeş vasıtasıyla kendisine ulaştı ve Malatyaspor'da oynayan 3 Çek futbolcunun, G.Antep maçında tam kapasite ile oynamamasını istedi. Böylelikle Malatya, Antep'e yenilecek, Denizlispor, F.Bahçe'ye yenilse bile kümede kalacaktı. 

100'er bin dolar

İpek, bu 3 futbolcuya 100'er bin dolar teklif ediyordu. Kore, bu futbolcuların menajerlerine ulaştı. Sonra teker teker kendileriyle görüştü. Çekler teklifi kabul ediyor, ancak fiyat yükseltiyorlar, dolar yerine Euro talebinde bulunuyorlardı. Kore, Prag'dan, Denizli'ye uçtu. Ali İpek'in evine gitti ve yeni fiyatları sundu. Avukat Ümit Öndeş ile aralarında Mehmet Cayan'ın da bulunduğu birkaç yönetici bu görüşmeye şahit olmuşlardı.

Denizlispor Başkanı Ali İpek, "Yönetim kabul etti, ben parayı topluyorum. Sen futbolculara okey ver. Ama rakamdan sakın yöneticilerin haberi olmasın" diyerek Çek futbolculara ve Özcan Kore'ye toplam 400 bin Euro ödeyeceği taahhüdünde bulundu.

Nerede paralar?

Maç oynanır, Çek oyuncular, Malatyaspor'da oynayan Macar arkadaşları Josef Toth Balasz'ı da ikna ederler. G.Antep, Ömer'in kendi kalesine attığı golle, Malatyaspor'u 1-0 yener ve Denizlispor kümede kalır. 

Ancak Ali İpek, söz verdiği toplam 400 bin Euro'yu -100'er bin Euro futbolculara, 100 bin Euro aracılara- ödemez. İpek'in garantisi üzerine, "Paranız bende" diyen Kore, zor durumda kalmıştır. Çünkü Çekler paralarını istemekle kalmamış, Çek mafyasını da işin içine sokmuştur. Mafya, Kore'den 300 bin Euro'yu istemektedir. 

Kore, telefonla sürekli Ali İpek'i arar. İpek telefonlara çıkmaz. En son 08.06.2006 tarihinde Kore ile görüşür ve "Bir daha beni arama. Benim verilecek param yok" diyerek telefonu kapatır. 

Mektup yazılıyor

Ali İpek'in, "Malatyasporlu oyunculara para vereceğiz" diyerek Denizlispor yönetiminden para topladığını düşünen Kore, bu paranın ödenmediğini kanıtlamak için yönetim kuruluna (Mehmet Bey'in dikkatine notuyla) paranın ödenmesini isteyen bir mektup yazar. 

Ve altına da bir not düşer;

"Sizinle yaptığım görüşme sonrası, bu konu ile ilgili mağdur olan futbolcu, menajer ve benim yanımda aldatılmış olan Denizli yönetimi olduğu kanaatine vardım. Öncelikle kendimi kurtarmak ve bu konunun kapanıp, Denizlispor'a ve halkına zarar gelmemesi için bu ödemenin yapılmasını rica ediyorum."

Şike soruşturması

Evet... Özcan Kore bir faks mektubuyla, Türkiye Süper Ligi'nde mücadele eden bir kulübün yönetim kurulundan resmen şike parasının ödenmesini talep eder. 

Ligin bitiminden hemen sonra Malatyaspor Başkanı Hikmet Tanrıverdi, federasyona başvurur ve "Şike" için soruşturma açılmasını talep eder. "Temiz Futbol" sloganıyla görev yapan federasyon, şu ana kadar bu talebi incelememiştir bile. 

İşte mektup, işte şike belgesi ve işte gerçekler...

Bakalım Futbol Federasyonu ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin bundan sonra ne yapacaklar? 

NOT: Malatyaspor'da geçtiğimiz sezon 4 Çek futbolcu oynadı. Bu oyuncuların isimleri şöyle: 1- Jiri Homola, 2- Tomas Michalek, 3- Zdenek Senkerik, 4- Jiri Masek. 

PARAYI İSTEYEN: Özcan KORE

Evet ben yazdım

- Özcan Bey bu mektubu siz mi yazdınız?

- Evet, ben yazdım. Beni Ümit Öndeş aradı. Böyle bir mektup yazmamı istedi. Kulüp başkanı ile problemi varmış. Bazı yöneticiler para ödenen yerleri öğrenmek istemişler. Faks yazmamı istediler, ben de yazdım. Bu konu ile ilgili olarak telefonda konuşmak istemiyorum. Buyrun yazıhaneme gelin, Prag'da misafirim olun orada yüz yüze konuşalım. 

- Ali İpek sizin kendisinden borç para istediğinizi söylüyor.

- Büyük başkandır o. Ne diyorsa doğrudur. Hep doğru söyler zaten o.

DENİZLİSPOR BAŞKANI: ALİ İPEK

Salak o geri zekalı

- Ali Bey, Özcan Kore'yi tanıyor musunuz?

- Ya kardeşim bir merhaba dedik, başımıza bela oldu. Tanımam etmem. Beşiktaşlı'ymış bu, bir arkadaşım vasıtayla borç para istedi. İhtiyacım var dedi. 

- Bela oldu dediğiniz bu mu? Yani sadece borç para mı istedi?

- Evet, evet bu...

- Ama Denizlispor yönetimine bir mektup yazmış..

- Evet yazdı.. 

- Niye bunu söylemiyorsunuz başkan...

- .....

- O mektubu okudunuz. Hukuki bir girişimde bulundunuz mu?

- Hayır yapmadım. 

- Neden?

- Ya salak bu, geri zekalı mıdır, nedir? Derdi ne bilmiyorum ki.. 

DENİZLİSPOR YÖNETİCİSİ: MEHMET CAYAN

Birlikteydik

- Mehmet Bey siz mektubu okudunuz mu?

- Evet okudum. Bana da göndermiş. Ama bu konuyla ilgili olarak telefonla bazı şeyler söylemek doğru olmaz. Ama kısaca bilgi vereyim. 

1- Ben F.Bahçe maçı sonrası Denizlispor'daki görevimden ayrıldım. Ayrılığımın nedeni sağlık ve özel işlerimdi. 

2- Özcan Kore Beyefendi ile mektupta yazdığı gibi Başkan Ali İpek'in de olduğu bir ortamda birlikte olduk. Ama o toplantıda para konuşulmadı. Daha sonra beni Özcan Bey aradı, mektupta sözünü ettiği para için. "Para ile ilgili her türlü tasarruf Başkan Ali İpek'teydi." Bunu altını çizerek Özcan Bey'e söyledim. Başkanı ya da başkanvekillerini aramasını istedim. 

- Aramış mı?

- Aradığını bir kez konuştuğunu ama sonra konuşamadığını söyledi. Telefonlarına çıkmıyorlarmış. Daha sonra mektubu yazmış. Bir kopyasını da bana gönderdi.

ve işte o avukat: ÜMİT ÖNDEŞ

Ne yazarsanız yazın

- Ümit Bey, Özcan Kore'yi tanıyor musunuz?

- Evet tanıyorum. 

- Bir mektup yazmış.. Haberiniz var sanırım, siz istemişsiniz bu mektubu yazmasını?

- Hiçbir fikrim yok. Ben yolda yürüyorum. Bu konuyla ilgili konuşmam. Siz ne istiyorsanız onu yazın.

HİKMET TANRIVERDİ

İnce ince götürdüler

- Çek oyunculardan şüphelendiniz mi?

- Hayır açıkçası şüphelenmedim. Aklıma bile gelmedi.

- Çek oyuncuların sözleşmeleri devam ediyor mu?

- Sadece Senkerik'in devam ediyor.

- Özcan Kore isimli şahısın mektubundan haberiniz var mı?

- Yok. Ama biz lig biter bitmez federasyona başvurduk. Şike ihbarında bulunduk. 15 Mayıs'ta lig bitti, daha kurul kurulacak. Kurulsa bir şey çıkar mı? Çıkmaz tabii. Bizi ince ince götürdüler. 

BİR PORTRE: Ali İPEK

TÜRKİYE hep o ismi konuştu. Ali İpek.. Denizlispor Başkanı.. Sezonun bitimine doğru birkaç kez ortalığı ayağa kaldırmış, ligin şaibeli olduğunu iddia etmişti;

- F.Bahçe maçından sonra dönen dolapları açıklayacağım. Sezon sonunda konuşacağım. 

- Bir konuşursam yer yerinden oynar..

- Ortalıkta dolaşan çantaların haddi hesabı yok..

Ali İpek, küme düşme potasında bulunan ya da şampiyonluk yarışı yapan takımların "Şike yaptığı" imasında bulunuyordu. 

Denizlispor kümede kaldı.. Ali İpek sustu. O tarihten bugüne kadar da hiç konuşmadı. Ve bu açıklamalarından dolayı ligin oynanmadığı bir dönemde sadece 1 ay hak mahrumiyeti cezası aldı.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4789722&tarih=2006-0


2005-06 Denizli-Fenerbahçe maçından sonra Denizli'de istifa eden 4 yönetici:Yasin Cinkaya-Mehmet Çayan-Halil Tun-Osman Duran..


***************

Sn. Denizlispor Yönetim Kurulu;

10.05.2006 Malatyaspor-G.Antep maçı öncesi Avukat Ümit Öndeş ve Başkan Ali İpek telefon ile beni Prag'dan aradılar. Malatyaspor'da oynayan 3 Çek futbolcunun son maçta tam kapasite oynamamasını ve böylece Antep karşısında alınacak mağlubiyet ile Denizli'nin ligde kalacağını anlattılar. Malatyaspor-G.Antep maçı öncesi İstanbul'a ve oradan Denizli'ye gelmemi rica ettiler.

Ben futbolculara menajerleri vasıtasıyla ulaştım, daha sonra teker teker kendileri ile görüştüm. Ali İpek'in teklif ettiği futbolcu başına 100.000 USD ve bunun yanında menajere ve benim şahsıma verilecek olan toplam 100.000 USD teklifini futbolculara sunduk. Futbolcular bu rakamın 100.000 Euro olması gerektiğini ve 3 futbolcunun "maça asılmayız" teklifini Ali İpek'e tekrar sundum. Bu görüşmelerin tamamına Ali İpek ve Ümit Öndeş şahit olmuş, tüm görüşmeler Ali İpek'in evinde gerçekleşmiştir. Bu görüşmelere Sn. Mehmet Cayan ve birkaç yönetici de şahit olmuştur.

Ali İpek, "Yönetim kabul etti, ben parayı topluyorum, sen futbolculara kesin okey ver" demiş. Ben de bu sayede kendim bazı garantiler vermişimdir.

Ali İpek her fırsatta, "Sakın yönetimden kimseye rakamı bildirme, ben onlardan para alacağım ve ödemeleri yapacağım" demiştir. "Paramız hazır, hasılat toplanacak, belediyeden para gelecek, yönetim para vermiyor" gibi laflar etmiştir.

Malatya maçı içerisinde futbolcular gereğini yapmış fakat paralarını alamamıştır. Çek futbolcular kendi çabaları ile 4. yabancı Macar futbolcunun (Jozef Toth Balasz) da aklını çelmiş, maçtan 4 oyuncunun düşmesine ve Denizlispor'un rahatlamasına vesile olmuşlardır. Ali İpek beni, futbolcuları ve kendi yönetim kurulu arkadaşlarını oyuna getirmiştir.

Sonuç olarak: Prag şehrinde 12 yıldır konfeksiyon ile büyük cirolar ve temiz iş yapan bir ticaret adamı olarak ben ve kardeşlerim futbolcuların yolladığı mafya ile karşı karşıya kalmış pozisyondayız. Bu mağduriyetimiz maalesef Ali İpek'in Denizlispor için yaptırdıkları yüzünden olmuştur.

Futbolculara verilen para sözü yanında seneye transfer yaparız yalanları cabasıdır.

Bana maç öncesi telefon açan futbolcu ve menajerler, "para tamam mı?" dediğinde, Ali İpek'in garanti vermesi üzerine evet para bende demişimdir.

400.000 Euro toplam ödemeden 1 Euro dahi ödeme yapılmamıştır!

Bu konu ile ilgili futbolcu ve menajerler sürekli bizi rahatsız ettiği gibi, Türk TV kanallarını aramaktadır. Bu kanallarından Star TV muhabiri birisi sürekli bizi aramaktadır. Ali İpek bu konu ile ilgili benim telefonlarıma çıkmamış ve yardımcı olmamıştır. En son 08.06.2006 gecesi kendisine ulaşmış ve tarafından "Bir daha beni arama, benim verilecek param yok" demiştir.

Sizinle yaptığım görüşme sonrası, bu konu ile ilgili mağdur olan futbolcu, menajer ve benim yanımda aldatılmış olan Denizli yönetimi olduğu kanaatine vardım.

Öncelikle kendimi kurtarmak ve bu konunun kapanıp Denizlispor'a ve halkına zarar gelmemesi için bu ödemenin yapılmasını rica ediyorum.

Saygılarımla

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4789723&tarih=2006-0

https://www.facebook.com/photo.php?pid=529435&l=fe414ee70c&id=13771
29

Şike yapıldığı iddia edilen Gaziantepspor-Malatyaspor maçının golü.
 http://fb.me/wpOJHZbj


YANİ G.SARAY SADECE SON MAÇ İÇİN ÇALIŞMAMIŞ.

Manisaspor - Fenerbahçe : 5-3 maçı için de Arda Turan aracılığıyla teşvik gönderdikleri ,bu nedenle ''20:45'' ŞİFRE olarak dillendirildiği yazılıyor. 
 (20 : DENİZLİ PLAKASI,45:MANİSA)

http://www.haberpan.com/2045in-sifresi-cozuldu-haberi

20.45'in şifresi çözüldü

Adnan Polat neden ısrarla '20:45'te şampiyonuz' dedi? Parolanın şifresi Fener'in puan kayıplarında gizli..

Lig yarışında Galatasaray’ı avantajlı duruma getiren bir çok kırılma anı vardı... Ezeli rakibine her iki maçta da yenilmesine rağmen iki puan farkla şampiyon olan Sarı-Kırmızılı ekibe en büyük destek hiç şüphesiz Anadolu ekiplerinden geldi. Sezonun ikinci devresinde Fenerbahçe’ye çelme takan takımlar içinde en önemlileri Vestel Manisaspor ve Denizlispor’du.

Sarı-Lacivertli ekip son 5 haftada sadece bu iki ekibe karşı 5 puan kaybederek, ciddi yaralar aldı. İşin en ilginç yanı ise Galatasaray’ın şampiyonluk parolası haline gelen ‘20.45’in Denizli (20) ve Manisa (45) plakalarından oluşmasıydı.



 Hıncal Uluç başta olmak üzere propaganda'ya başladılar.Bu teşvik olayı değildir,olsa bile o dönemde şike,teşvik suç değildi diye.Bazı hukukçular da teşviğin o dönemde suç olmadığını,maçın oynandığı tarihten sonra  2006,2008,2009 gibi ayrı ayrı tarihler vererek teşviğin sonradan bu tarihlerde talimat değişikliği ile suç kapsamına (TFF TALİMATLARINDA,CEZA KANUNDA İSE 14 NİSAN'DAN SONRA SUÇ OLDU) alındığını ileri sürerek G.Saray'a hiç bir şey yapılamayacağını söylüyorlar.
 Yani her zamanki çifte standart.Fenerbahçe ile ilgili bir şey olsa Oooooo meşhur Fenerli Medya (!) neler yazardı ve yazıyor görüyoruz.
 M.Ali Aydınlar ise 20 yıl geriye gidebileceklerini,zaman aşımı süresinin 20 yıl olduğunu söylüyor.
 Velevki öyle olsun G.Saray bu parayı teşvik için kullanmamış olsun diyelim.
G.Saray'ın hesaplarında usulsüzlük olduğu,kayıt dışı para transferi olduğu da ortada.UEFA'nın bu konuda katı kuralları var.
Ki yıllardır bu mali kepazelik durumları bilindiği halde TFF göz yumarak G.Saray'a UEFA Lisansı veriyor.
Mali disiplini,tabloları hiç uygun değil halbuki.
Yani UEFA'da devreye girerse bizim Mali Şube ekiplerinden önce veya sonra G.SARAY'I BU LEGAL OLMAYAN MALİ YAPISI VE PARA AKIŞI NEDENİYLE KÜME DÜŞÜREBİLİR !!!!!
  
ŞUNU DA SÖYLEYELİM  ; G.SARAY TÜRK ADALETİNİ BEKLEMEMİZE GEREK KALMADAN YILLARDIR ÇOKTAN KAMU VİCDANINDA MAHKUM OLMUŞTUR.
İLAHİ ADALETE DE İNANIYORUZ.


İŞTE ŞAİBESARAY'IN SON ''YALAN RÜZGARI''NIN SERÜVENİ !!!!!!

Etiketler