23 Mayıs 2009 Cumartesi

Avrupa Bayanlar Voleybol Ligi : Filenin Sultanları Mağlup !!!! 3-2














EL Logo






Sultanlar ilk maçta 3-2 mağlup oldu.

Avrupa Bayanlar Voleybol Ligi’nde grup müsabakaları bugün başladı. Türkiye, B Grubu’ndaki ilk maçında Romanya’ya 3-2 yenildi.

Türkiye, B Grubu’ndaki ilk maçında Romanya’ya 3-2 yenildi. Romanya’nın Köstence kentinde yapılan karşılaşmanın ilk setini 25-14 açık farkla alan A Milli Takım, 2. seti 25-20 rakibine kaptırdı. 3. sette yine 25-15’lik skorla ezici üstünlük sağlayan (A) Milliler, 4. seti 25-18 ve son seti de 15-12 Romanya’ya verince karşılaşma 3-2 ev sahibi ekibin üstünlüğüyle tamamlandı.

İtalyan antrenör Alessandro Chiappini yönetimindeki Türk Milli Takımı, gruptaki 2. maçını yarın Türkiye saati ile 17.30’da yine Romanya ile yapacak.

Avrupa Voleybol Konfederasyonu tarafından organize edilen Avrupa Ligi maçları, bayanlarda ilk kez düzenleniyor.

22 Mayıs 17.30 Romanya-Türkiye
23 Mayıs 17.30 Romanya-Türkiye

Milli Takım kafilesi şu isimlerden oluşuyor:
Menajer: Sinem Mavili
Baş Antrenör: Alessandro Chiappini
Yardımcı Antrenör: Nicola Negro
İstatistik Antrenörü: Alper Hamurcu, Onur Çarıkçı
Fizyoterapist: Alessandro Fazio
Oyuncular: Pelih Çelik, Naz Aydemir (Pasör); İpek Soroğlu, Bahar Toksoy, Gökçen Denkel, Duygu Bal (Orta Oyuncu); Deniz Hakyemez, Seray Altay, Seda Tokatlıoğlu, Neriman Özsoy, Meryem Boz (Smaçör); Gülden Kayalar (Libero).

Ay-Yıldızlı Takımın Avrupa Ligi’ndeki diğer maçlarının programı şöyle:


29 Mayıs İngiltere-Türkiye
30 Mayıs İngiltere-Türkiye
6 Haziran Türkiye-Fransa
7 Haziran Türkiye-Fransa
12 Haziran Fransa-Türkiye
13 Haziran Fransa-Türkiye
20 Haziran Türkiye-İngiltere
21 Haziran Türkiye-İngiltere
27 Haziran Türkiye-Romanya
28 Haziran Türkiye-Romanya

European League 2009 - RESULTS

WOMEN - European League 2009 - League Round

Pool B - Match ELW-27

Team Information Match Information
Home Team
Visiting Team Result
ROMANIA vs TURKEY 3 : 2
Players
ALBU, Alina Speranta (ROU)
ANGHEL, Georgiana (ROU)
DRIMBOI, Denisa Adriana (ROU)
GAVRILESCU, Claudia (ROU)
IOSEF, Roxana Denisa (ROU)
KAPELOVIES, Alexandra Alice (ROU)
MICLEA-GRIGORUTA, Sabina (ROU)
MURESAN, Daiana Georgiana (ROU)
ONYEJEKWE, Nneka Obiamaka (ROU)
PRISTAVU, Ioana Alexandra (ROU)
TRICA, Alexandra Romela (ROU)
ZAHARIA, Elena (ROU)

Players
ALTAY, Seray (TUR)
AYDEMIR, Naz (TUR)
BAL, Duygu (TUR)
BOZ, Meryem (TUR)
CELIK, Pelin (TUR)
DENKEL, Ayse Gökçen (TUR)
HAKYEMEZ, Deniz (TUR)
KAYALAR KUZUBASIOGLU, Gülden (TUR)
ÖZSOY, Neriman (TUR)
SOROGLU, Ipek (TUR)
TOKATLIOGLU, Seda (TUR)
TOKSOY, Bahar (TUR)
Set 1: 14:25
Set 2: 25:20
Set 3: 15:25
Set 4: 25:18
Set 5: 15:12

Date / Time
2009-05-22 / 17:30

Referees:
1st: ALKSNIS, Ritvars (LAT)
2nd: SIMONOVIC, Vladimir (SRB)

Statistics:
Total played time: 103 minutes
Spectators: 400

Hall:
Sports Hall CONSTANTA
Venue:
CONSTANTA

22 Mayıs 2009 Cuma

% 100 Futbol - Aziz Yıldırım Buluşması ve Kongre Öncesi Notları

Çok kişiye göre zevkli bir program oldu.
Bence öyle değil.Hep aynı şeyler.Sadece verdiği 30 m.dolar ,Tuncay'ın 5 m euro olayı,
Ümit Özat olayı yeni.Bir de nihayet hata yaptık demeye başlamış.
Şu Amatör Branşlara yatırımı ve Salon Projesi nedeniyle empati yapıp ,eleştirmeyeyim
diyorum ama mümkün olmuyor ki.
O kadar çok şey buldum ki eleştirilecek aman aman aman.
Pek çok yandaşı 3 yıl da Şampiyon olacağız,revizyon yapacağız,köklü değişiklikler
yapacağız laflarına kanıp pembe rüyalar görmeye başladılar ama satır aralarını hiç
okumuyorlar.Okusalar hiç ümitli olmazlar ve benim gibi gelecekten endişe duyarlardı.
Ya adam enteresan bir egoya sahip.
Zico'yu kim biliyordu (hoca olarak diye değiştirdi),Appiah'ı kim biliyordu,Lugano'yu,
Edu'yu kim biliyordu hepsini ben getirdim diyor.
Evet sen getirdin de bunlar bilinmeyen oyuncular mıydı ? Bir sen mi biliyorsun ?
Appiah o sezonJuventus'ta 28 maç oynamıştı.
Şimdi bu kafadaki bir insanın yapacağı transferlerden ümitvar olabilir miyiz ?
Hangi birini hangi sırada yazacağımı bilmiyorum.
21 m.dolar bütçeyi 235 m.dolara çıkardık diyor.
Tamam.Türkiye 11 yılda hiç gelişmedi mi ki sen ondan nasibini almayacaksın.
Artı en önemli gördüğüm şeyi söylemiyor ısrarla.
Hep bütün bu yaptıklarını ben yaptım diyor arada aklına gelince arkadaşlarımla yaptım diyor.
PEKİ BİR KERE DE TARAFTARIN DESTEĞİ İLE YAPTIK,ONLARA TEŞEKKÜR EDİYORUM DİYEMİYOR.
21 m.dolar ile aldık bütçeyi diyor ve 26 m.dolar borç vardı diyor Ali Şen'in aksine.
O borçsuz bıraktık diyor.E tamam 19m.dolara Baliç'i 3.5 m.Mark ( O zaman Mark'tı)'a
Högh'ü Chelsea'ye sattı ve neredeyse borcu sıfırladı ve bütçe kadar satıştan para geldi.
(Şimdi 2 futbolcu satarak bütçenin tamamı kadar para alınabilir mi ?)
Rakamlarla oynamak kolay. Son bilançoda kambiyo ve amortisman giderleri 52 milyon lira gözüküyor. Yani kulüp her yıl yaklaşık 35 milyon dolar bankalara faiz ve kur farkı ödüyor.
Kulübün hisselerini satarak 30 milyon dolar gelir elde etti, başkan. Şimdi bu paradan fazlasını faiz olarak ödüyor. Üstelik hisse sahiplerine de yüzde 22 gibi yüksek oranda kupon parası ödeyerek. O gün o parayı bankalardan alsa, vereceği faiz yüzde 10'du.
97'de kulübü devir aldığında kulübün bankalara borcu yoktu. Şimdi bu rakamın 140 milyon dolar olduğunu söylüyor bilançoyu inceleyenler.Kendisi 80 m.dolar diyor.
% 10 hisse daha satarak kapatırım diyor.
Bankaya elini verenin, kolunu alamadığı bilinirken, G.Saray gibi bu borçların altından kalkmak için uğraşan örnek önlerinde dururken, bu kadar borç almaktan hiç çekinmemişler.
Bilançoda satılması veya devredilmesi imkansız olan stat veya diğer tesisler varlık olarak konulmuş, karşısına 85 milyon lira yazılmış. Futbolcu satışından 15 milyon euro gelir bekleniyor.
Lugano bedavaya gitmek üzereyken, kimi satarak bu parayı kazanacaklar?
O şekilde başladı.Cebimden 30 m.dolar verdim diyor.
Eyvallah da zaten FB'yeBaşkan olanlar bu bedeli hep ödediler.
Emin Cankurtaranlar,Tahsin Kaya'lar,Ali Şen'ler,Metin Aşık'lar da ve yöneticiler
ceplerinden para verdi ve hep hibe ettiler.
Senin gücün vardı verdin ,keşke benim de o gücüm olsaydı ben de verseydim.
FB Sevgisinin sınırı ,bedeli yok ki.
30 m.dolar verdin Bravo ama kaç milyon dolar heba ettirdin onları da söylesene.
Mesela ,Ortega 4 yıllık maliyeti 22 m.dolardı.6,5 m.euro bonservisine verildi.
CAS'tan ne kadarını kurtarabildin ? 1.100 bin euro'ya satabildi sonra.
İnşaallah teminat mektuplarını geri alabilmişsindir.
80 m.dolar harcadı M.Denizli zamanında ve güç bela Şampiyon olabildi.
Ertesi sene fiyasko oldu.9m.dolara alınan Revivo,10 m.dolara alınan Rapaiç'ler
bedavaya gitti.
Allahtan Baliç'i 9 m.dolara alıp,19 m.dolara sattı.Onda da Rıdvan'ı suçluyor sen
sattırdın diye.Cevabını da aldı ama.
Şimdi diyor ki Alex,RC ve Deivid ile oturup konuşacağız.
Sözleşmeleri için bozulmak gerekirse gerekeni yaparız.
Adamlar enayi mi hemen okey diyecek.Bedavaya mı razı olacaklar.
Bunlar zarar değil mi ?
Aragones'in yıllık 4.m.euro 2.sene maliyeti zarar değil mi ?
Rıdvan demişken,helal olsun hemşehrime,abime çok güzel sorular sordu,çok güzel
cevaplar verdi.Taraftar-tribün ile olan sorunu gündeme getirmesi çok yerindeydi ama
Bay Ego gene aynı plağı taktı FB'ye zarar verenlerle uğraşırım falan filan.

RD : 'Onlar da gönülden seviyor Başkanım..bi uzlaşma sağlayamaz mısınız?"

AY : " Ben kimseyi karakoldan almam"

Cevaba bakın.


Ha Rıdvan'a Atları için aşağılıkça eleştiren değil saldıranlar Aziz Yıldırım'a bakalım
ne diyecekler ? O da At'lara meraklıymış.
2 senedir karışmıyormuş takıma şimdi karışacakmış.
İyi halt ettin derler adama.Ben buna inanmıyorum.
Samandıra'da uçan kuştan bile haberi olan birinin bu kadar rezalete rağmen
kenarda kalacağına kim inanır ki .
Maksat gene topu Hoca ve futbolculara atmak.
Başarı gelirse kendinden,başarısızlık başkalarından.
Halbuki Komutan,lider sensin fatura senden sorulur.

Sportif başarı yok denemez 4 kere Şampiyon olduk diyor.
% 25 başarı.5 tane kupa alabilmiş 12 yılda toplam 27 Kupa'dan.

Küçük bir örnek:
Emin Cankurtaran 1974-76 yılları arasında 2 sezonda 2 lig şampiyonluğu ve 1 Türkiye Kupası kazanmış.
Aziz Yıldırım´ın 12 yılda 4 kupa kazandığı ortamda, O 3 kupayı 2 sezonda kazanmış...

Avrupa da CL Çeyrek Finali o kadar.
11 teknik adamla çalışmış. 42 yabancı, 54 yerli oyuncuyla sözleşme imzalamış.

800 milyon dolara bu başarı iyiyse eyvallah.
Parasız denilen ezeli rakibi döneminde altın çağını yaşamış 6 Şampiyonluk ve
Avrupa'dan 2 Kupa.4 Türkiye Kupası var.
Diğer Branşlarla beraber 6 tane Avrupa Kupası getirmişler.

11 yıllık dönemde 4 defa şampiyon da olmuşuz. Bir defa şampiyon olsanız, tamam sportif başarı yok falan söyleyebilirsiniz ama 4 yıl şampiyon olmuşuz. Fenerbahçe tarihinde 50 yıllık lig tarihinde 17 şampiyonluğu var. Bizden daha fazla şampiyon olan var mı, yok. Galatasaray ile beraber aynı sayıdayız yani. O zaman yani bunu lig şampiyonluğuyla ölçüp yani başarısız demek yanlış."

Diyor.
gs ile senin maddi gücünü,harcamalarını da söyle ve ondan sonra karşılaştır.
Yukarı da 2 takımın bilançosunu çıkardım.

Çok övündüğümüz Amatör branşlarda bile adamların kupası var.
2 .kupa diye salladığımız Fiba Eurocup'ta kupa aldılar.Biz O Kupada 2.olabilmiştik.
Bizim yıllardır yapamadığımız Bayanlar ELF4'ünü zamanında onlar yaptılar.
Erkek Basketbolda ancak Ülker ile birleşerek Şampiyon olabildik.
9 yıl da niye yapamadı ?

2008-2009 3.- 6.
2007-2008 2.
2006-2007 1.
2005-2006 2.
2004-2005 1.
2003-2004 1.
2002-2003 6. (Son 7 yIL)
2001-2002 2.
2000-2001 1. (son 9 YIL)
1999-2000 4.
1998-1999 3.(son 11 YIL)
1997-1998 2.(son 12 YIL)


Diger önemli Branşlarda son 11 veya 12 yilda sampiyonluk dağılımı.

Voleybol Erkek

F.Bahçe 1
Netaş 2
Arçelik 3
Erdemir 3
Arkas 2
İBB 1

Şampiyonlar Liginde Tarihte İlk kez gruptan çıkıldı.

Voleybol Bayan:

F.Bahçe 1
Vakıfbank 3
Eczacıbaşı 8

CEV Cup 3.lüğü

Basketbol Erkek:

FENERBAHÇE Ülker 2
Ülker 3
Efes 4
Tofaş 2

Fenerbahçe iken Fiba'da F4.

Basketbol Bayan:

F.Bahçe 7
Gs 2
Botaş 2
Bjk 1

Fiba Euro Cup 2.liği ve F4'ü.

Dev takımlarla kendimizi kıyaslıyor,hedefi öyle koyuyor.
Ama onların başarısız zamanlarda yaptığı operasyonları,revizyonları yapamıyor.
RM,Chelsea,B.Münich başarısız olan hocalarını kovdular sezon içerisinde.
Şampiyonluk gelmeyebilir ama en azından daha kötüye gitmesini önlediler ve bir şey yaptılar.
Aziz Yıldırım hiç bir şey yapmadı 2 sezondur.
Daum'un son yılında istediği revizyonu yapmadı.Sadece Appiah alındı.
100.yıla bıraktı harcalamaları.Daum'n raporunu yerine getirip,istediği transferleri
yapsaydı şimdiye Lyon,Porto dominasyonu olmuş üst üste 5.6 Şampiyonluğa gidiyor
olacaktık.Şimdi kalkmış 5 senede bir revizyon zamanı geldi,revizyon yapacağım diyor.
Günaydın derler adama.


Yabancı sayısından bahsediyor,diğer kulüplerin avantajından bahsediyor.
Eyvallah ta sen Josico,Maldonado'ları getirirsen konuşmaya ne hakkın olabilir.
Onlar +2 diyerek kurtaramazsın.
Aurelio'nun yerine Emre'yi aldık diyor.Şaka mı bu ?
Aynı mevkii mi ? Josico'yu aldın yerine bal gibi.

Taraftar Gruplarına bakışında hiç bir değişiklik olmaması kötü.

Hala Türkiye'de Futbolu Avrupa gibi bir eğlence aracı görüyor.
Böyle olmalı diye diretiyor.Olmayacak dua.
FB Zengin bir Zümrenin Hafta sonu eğlencesi değildir ve olmayacaktır.
Bu mantalitesini değiştirsin.Sanmıyorum tabii.

Taraftarı bilgi akışında ,iletişimde ne kadar eksik kaldığını geri dönüşlerde
şak şakçılarının yazdıklarından bari ders çıkarsın.
Fena mı oldu bir sürü TV ve Gazetelere çıkması.

Ben İyi biriyim demesi de enteresandı.Bırak onu başkaları desin.

Tuncay ve Ümit konusu.
Ümit Özat olayını açıklaması hoş değildi.Adamın ihtiyacı olabilir veya yatırım
amaçlı almıştır.Vermeseydiniz ucuz.İhsan Topaloğlu'na da verdiniz aynı fiyattan.
Tuncay'a çok kızarım.Adını bile anmak istemem.
Para kazandırmadan gitti diyordum ama çocuk 5m.euro / dolar getireyim gideyim
diyerek kulübe para kazandırmak istemiş.
Ama bizim ki gene duygusal davranarak trip yapmış.
Daha ne işte gidecek adamdan gelecek 5m.euro veya dolar.
Bedava gönderdin.O zaman 5 m.euro/dolar kulübü zarara uğrattın.
Verdiğin 30 m.dolardan düş.

Rıdvan haksız mı niye futbolcularını başka TV'lere göndermiyor ?
Sadece FB TV ile nereye kadar ?

Ego'ya bakın Ego'ya !!!!!!!

TRANSFERDE ÇIKAN İSİMLER HEP YALAN

Kimleri transfer edeceksiniz? Geçen sezon almadığınız için pişman olduğunuz isim var mı?

“BU sezon pişmanlık duyduğum hiçbir transfer yapmadım. Herkesi ben seçtim. Ben seçtiğim için de ’Pişmanım’ deme şansım yok. Onu yaparsam kendimi inkâr ederim.

Bir de hiç alışık olmadığımız kadar güler yüzlü,rahat davranıyor.
Bu da kamuoyundaki kavgacı,agresif,sinirli,antipatik görüşlerini silmek
için bir makyaj.Sohbet içerisinde zaman zaman bilindik tavırlarına geri
döndüğünü gördük zaten.

Son olarak hummalı bir seçim kampanyası yaptı.
Ortalarda görünmezdi,seçim var diye çıkmadık TV ve gazete bırakmadı.
Keşke her zaman bunları yapsa.
Ama Pazar'dan sonra ara ki bulasın gene.
Artı seçimde oy kullanımı için yapılan deniz otobüsü,otobüs v.s.organizasyonları da
cabası.
Yerel Seçimlerde Belediyelerin açılışlarını seçim öncesi yaptığı gibi Ankara Tesislerini
seçimden 3 gün önce yaptı.
Bütün bunlar gösteriyor ki farklı kazanacak olsa da bir şeyleri yanlış yaptığını
kabul etmenin dışa vurumudur kampanyası.


Bundan önceki seçimlerde böyle seçim kampanyası yapmış mıydı ?
Kesinlikle HAYIR.
FENERBAHÇE için seçimler Hayırlı Olur umarım.

8JK'ya İnönü Stadı için Bakanlık Kıyağı !!!!!!!!!!!!!!



1. İnönü zaferi

Beşiktaş İnönü Statı için Kültür ve Turizm Bakanlığı, beklenen izni verdi ve proje Anıtlar Kurulu’na gitti.


Yeni İnönü Stadı’nın önünde en büyük engel olarak görünen Kültür ve Turizm Bakanlığı, beklenen izni verdi ve proje Anıtlar Kurulu’na gitti. Hiçbir sorun kalmadığını belirten siyah-beyazlıların haziran ayı içerisinde çalışmalara başlayacağı ifade edildi

Beşiktaş, İnönü Stadı konusunda beklediği müjdeyi nihayet aldı, artık iş yıkıma kaldı. Yeni projenin önünde en büyük engel olarak duran Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın sonunda onay verdiği ifade edildi. Siyah-beyazlılar da, Günay’ın çekinceleri ve istekleri doğrultusunda, proje üzerinde revizyona gitti.
Başkent ekipleriyle oynanan maçlar için Ankara’ya giden ve burada Ertuğrul Günay ile görüşen Başkan Yıldırım Demirören’in girişimleri sonucu projenin Anıtlar Kurulu’na gittiği belirtildi. Bakan Günay ile defalarca projeyi konuşan siyah - beyazlı yönetim, seyirci sayısı konusunda da bakanlıkla uzlaşmaya varınca, yeni stat için artık hiçbir engelin kalmadığı ifade edildi.
Anıtlar Kurulu’nun büyük bir olasılıkla projeyi imzalayacağı ve işin artık stata kazma vurulmasına kaldığı bildirildi. Bütün bürokratik prosedürleri yerine getiren Beşiktaş Yönetimi, yeni stat konusunda artık bütün sorumluluğu kendisine geçirdi. Bundan sonra stadın yıkılıp yenisinin yapılması konusunda inisiyatifi ele geçiren Beşiktaş Yönetimi, Galatasaray maçından sonra bir araya gelerek bir yol haritası çizecek. Demirören’in en geç haziran ortasında stadın yıkılması için düğmeye basacağı vurgulandı.

Milliyet

**************
Bir Skandal Karar daha.
Yazıklar Olsun Ertuğrul Günay ve Turizm Bakanlığı.
İnönü Stadı Tarihi Eser Statütüsünde.Sit Alanı.
1 çivi dahi çakamazsınız.
Hoş tadilat bile yaptılar ya.
Seyrantepe Peşkeşine seslerini çıkarmayan ''Duruş Takımı'' (!)
bunun için sus pus tu işte.
Haberde Anıtlar Kurulu da imzalayacak demiş ama biraz zor.
SON KALE ANITLAR KURULU.
Eğer artan baskı dozajına karşı dik durabilirlerse daha çok beklerler.

Hafta Sonu Spor Ekranı



23 Mayıs Cumartesi

16.00 Beşiktaş ct - gs cc (SPORMAX)

16.30 Wolfsburg - Werder Bremen (KANAL 24-Dönüşümlü)

16.30 Bayern Münich - Stuttgart (KANAL 24-Dönüşümlü)

18.00 Rubin Kazan - L.Moskova (SPORMAX)

21.45 Benfica - Belenenses (SPORMAX)

22.00 Barcelona - Osasuna (NTV SPOR)

22.00 Bordeaux - Monaco (KANAL A-Dönüşümlü)

22.00 Nancy - Marseille (KANAL A-Dönüşümlü)

22.00 Villarreal - Valencia (NTV)

24 Mayıs Pazar

00.30 Corinthians - Barueri (SPORMAX)

13.00 D.Moskova - Zenit (SPORMAX)

15.00 Celtic - Hearts (FUTBOL SMART)

15.00 Dundee United - Glasgow Rangers (FUTBOL SMART)

16.00 Milan - Roma (NTV SPOR)

20.00 8eşiktaş - 8alatasaray (LİG TV)

20.00 Sivasspor - Gençlerbirliği (SPORMAX)

20.00 Eskişehirspor - Trabzonspor (İZ TV-201)

20.00 Fenerbahçe - Konyaspor (DİGİ-202)

20.00 Kocaelispor - İstanbul Belediye (ACTİONMAX-203-Dönüşümlü)

20.00 Ankaragücü - Denizlispor (ACTİONMAX-203-Dönüşümlü)

20.00 Ankaraspor - Antalyaspor (ACTİONMAX-203-Dönüşümlü)

22.15 Hull City - M.United ( SPORMAX)

23.10 Velez Sarsfield - Boca Juniors (NTV SPOR)

21 Mayıs 2009 Perşembe

Bornova Belediyespor Beko Basketbol Ligine Gümbür Gümbür Geliyor !!!!!!!!




Sındır, "Bu takımla ne kadar övünsek az. İzmir'e çok önemli bir başarı getirdiler. Şimdiki hedefimiz Beko Basketbol Ligi'nde kalıcı olup üst sıraları zorlayacak bir takım kurmak. Bu büyük başarıda emeği geçen herkesi kutluyorum" diye konuştu.

İzmir'in basketbolda yeni gururu Bornova Belediyespor ligde kalıcı olmayı hedefliyor.

Bornova gümbür gümbür

Yeşil-Beyazlılar BEKO Basketbol Ligi'ne 2 milyon TL'lik bütçeyle girecek ve Aclan Kavasoğlu yönetiminde güçlü bir ekip kuracak

Geçtiğimiz sezon olağanüstü bir başarı göstererek BEKO Basketbol Ligi'ne terfi eden Bornova Belediyespor, Birinci Lig'de kalıcı olabilmek için son derece önemli kararlar aldı. Yeşil-Beyazlı kulüp antrenör Aclan Kavasoğlu ile devam edecek, 2 milyon TL'lik bütçeyle de güçlü bir kadro oluşturacak.

Bornova Belediyespor, lig yayın gelirleri vee İDDAA'dan yaklaşık 900 bin TL elde edecek, kalan 1 milyonluk bölümü ise belediye ve sponsorlar karşılayacak. Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır, Bornova'nın sesini basketbolda duyuracaklarını, başarılı takımlarını ligde kalıcı bir ekip haline getirmeyi hedeflediklerini söyledi. Sındır, isim hakkını Kayserispor'a satma haberlerinin asılsız olduğunu, bunu hiçbir zaman düşünmediklerini de sözlerine ekledi.

LİSTE HAZIR
Türkiyede hiçbir otoritenin şans tanımadığı Bornova Belediyesporu Süper Lige taşıyarak büyük takdir toplayan antrenör Aclan Kavasoğlu, yönetimle önümüzdeki sezon için görüşmelerini sürdürüyor. Kavasoğlu anlaşmaya vardığı taktirde transfer listesi hazır. Listede tanınmış, BEKO Basketbol Ligi'nde randıman veren, isim yapmış üç Amerikalı oyuncunun da bulunduğu bildiriliyor.

************
Haydi Hayırlısı diyelim.
Sevindim bu habere.
4 çok güzel yılım geçti Ege Üniversitesinde okurken Bornova'da.
Memleketlerimden biri olarak görürüm hep.
İTÜ yerine herkesi şok ederek çıkmışlardı BBL'ye.
Ama ondan öncesi var.

19 ay gibi kısa sürede Basketbol Erkekler Bölgesel Lig'den 2 yıl üst üste şampiyon olarak adını Beko Basketbol 1. Ligi'ne yazdırıp İzmir'i ayağa kaldırdılar.
İnşaallah kalıcı olurlar.
Aliağa Belediyesi örnek olsun onlara.
Sezon başında büyük paralar taahhüt ederek kadro kurdular ama verilen sözler tutulmayınca hoş olmayan durumlar yaşandı.
Neyseki son anda kümede kaldılar.
Bornovalı dostlarımız ayakları yere sağlam basarak adım atmalılar.
Başarılar Bornova'm.

KAF-KAF'A SÜPERLİG İÇİN UMUT IŞIĞI !!!!!!!!!!!

KAF-KAF'A UMUT IŞIĞI

Ankaragücü ile Ankaraspor kulüpleri birleşirse İzmir ekibi Süper Lig'e alınacak.

KAF-KAF'A UMUT IŞIĞI

İki başkent ekibinin yönetimi gelecek ay yapılacak genel kurulda tek kulüp çatısı altında birleşme konusunda el sıkıştılar

Bu konu netlik kazanır ve federasyon da onaylarsa Play-Off'un finalinde kaybeden KSK gelecek sezon bir üst ligde yarışacak

Konunun gündeme gelmesi yeşil-kırmızılı camiayı ümitlendirdi. Karşıyaka yönetimi kulüpler ve federasyon ile temas halinde

spo1.jpgBank Asya 1.Lig Play-Off finalinde Kasımpaşa'ya dramatik bir şekilde 2-1 yenilerek Süper Lig'in kapısının eşiğinden dönen Karşıyaka'ya bu en büyük ligde oynamak için umut ışığı belirdi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in önerisiyle Ankaraspor ile Ankaragücü kulüpleri birleşme konusunda anlaşmaya vardı. Önümüzdeki ay yapılacak genel kurulda Süper Lig'de mücadele eden iki kulüp Ankaragücü çatısı altında birleşecek.
Ankara Belediye Başkanı ve Ankaraspor Onursal Başkanı Melih Gökçek, Ankaragücü'nün ihtiyacı olan herşeyi sağlamaya hazırız. Eğer güçlerimizi birleştirirsek Ankaragücü önümüzdeki sezon ligde kalma değil, şampiyonluk mücadelesi verir. Önümüzdeki ay yapılacak kongrede güçlü bir yönetim kuracağız. Gelecek sezon da Ankaragücü'nün kuruluşunun 100. yılı. 100. yılda ligde fırtına gibi esen bir takım yaratıp 100. yılda şampiyonluğa oynayacağız" ifadelerini kullandı.

100. yılda şampiyonluk
Gökçek, İzmir'den bir takımın Süper Lig'e çıkmasının da iki kulübün birleşmesiyle mümkün olabileceğini de belirterek, "O zaman Play-Off'ta final oynayan Karşıyaka bir üst ligde mücadele edebilir. Tabii ki bu konuda son kararı federasyon, FIFA ve kulüpler verecektir" diye konuştu. Kulislerde konuşulan bu konu eğer hayata geçerse Karşıyaka için umut ışığı belirecek. Yöneticiler de bu konuda Ankara ekipleri ve federasyon ile görüşmelere başladı.

Konyaspor küme düşerse
Tabii ki sadece iki kulübün birleşmeleri de yetmiyor. Karşıyaka'nın Süper Lig'e alınması için uygun ortamın sağlanması gerekiyor. Öncelikle bu sezon ligde kalma mücadelesi veren Ankaragücü'nün ligde kalması şart. Ligden düşmesine kesin gözüyle bakılan Konyaspor'un bu hafta Fenerbahçe'ye yenilmesi halinde hem Ankara ekiplerinin, hem de Karşıyaka'nın önü açılacak.
GÜRKAN ERTAÇ

Araştırmalara başladık
Karşıyaka Profesyonel Şube Sorumlusu Tayfun Yelkenbiçer, Ankara'daki finalden döndükten sonra özellikle bu konuyla ilgili araştırmalar yapmaya başladıklarını belirterek, "Ankara'dan da birleşme olabileceğine dair haberler aldık" dedi. Yeni çıkan yasaya göre bundan sonra belediyeler, profesyonel anlamda yarışmacı takım yaratamayacaklarını hatırlatan Yelkenbiçer, "Eğer Ankaraspor-Ankaragücü birleşmesi gerçekleşirse adalet tecelli eder. Çünkü KSK bu sezon Süper Lig'e çıkmayı haketmişti" dedi.

B planı da olabilir
Spor kulüpleriyle ilgili yapısal değişiklikleri ön gören kanun tasarı bakanlar kurulunda görüşülüyor. Kanun Tasarısı'nın ikinci bölümünde yer alan "Kulüplerin tüzel kişilik kazanması" başlığı altındaki 4. maddenin 7. bendilye kulüplerin birleşmesi ve bulundukları il veya ilçeden değiştirilmesi sağlanıyor. Tasarının 7. bendinde, "Kulüpler genel kurula iştirak eden üyelerin 3/4'ünün kararı ve genel müdürlüğün izni ile kulüp merkezini bulunduğu ilin dışında il veya ilçeye taşınabilir veya haklarını devredebilir" deniyor.

Önce gündeme gelmeli
Futbol Federasyonu yetkilileri, konunun şuanda sadece kulislerde konuşulduğunu, olayın gerçekleşip önlerine geldiği takdirde de federasyonun gündemine alınacağını açıkladı. Kulüplerin birleşmesi, FIFA'nın bakış açısı, talimatlar doğrultusunda gerekenin yapılabileceğini söyleyen Koşar, "Şuanda fikir yürütmek ve açıklamalar yapmak son derece yalnış. Birleşmenin ve ligden çıkacak takımın konumunun uygun olması şart" diye konuştu.


Yeni Asır

**********
Olmayacak duaya Amin hesabı ama Hayırlısı bakalım.
Keşke Olsa.
İzmirden bir takım ve Ankaraspor'un gereksizliği ve daha güçlü bir Ankara takımı.
Tüm bunların sonucunda DAHA İYİ DAHA RENKLİ VE DAHA ZEVKLİ BİR SÜPERLİG.

Son UEFA Kupası Shaktar Donetsk'in 2-1 !!!!!!!!!!!!!!!

38. ve son UEFA Kupası'nın sahibi Ukrayna ekibi Shakhtar Donetsk oldu!


SHAKTAR DONETSK 2-1 WERDER BREMEN

Hakem: Luis Medina Cantalejo (İspanya)
Yardımcı Hakemler: Jesus Calvo Guadamuro (İspanya) - Roberto Diaz Perez Del Palomar (İspanya)
Dördüncü Hakem: Alfonso Perez Burrull (İspanya)
UEFA Delegesi: Gerhard Kapl (Avusturya)
UEFA Hakem Gözlemcisi: Sergey Zuev (Rusya)

Shakhtar Donetsk: Pyatov, Kucher, Fernandinho, Jadson (112' Duljaj), Ilsinho (100' Gai), Luiz Adriano (89' Gladkiy), Lewandowski, Willian, Rat, Chygrynskiy, Srna
Yedekler: Khudzhamov, Ischenko, Chyzhov, Moreno
Teknik Direktör: Mircea Lucescu

Werder Bremen: Wiese, Boenisch, Naldo, Baumann, Fritz (95' Pasanen), Rosenberg (78' Hunt), Mesut, Prodl, Frings, Pizarro, Niemeyer (103' Tziolis)
Yedekler: Vander, Tosic, Vranjes, Harnik
Teknik Direktör: Thomas Schaff

İŞTE O GOLLER !!!!!!!!!!!!




Luis Adrinao !!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Dk.97 .Kupayı getiren Altın Gol : Jadson !!!!!!!!!!


Kaleci Pyatov'un hediye ettiği Nando'nun frikik golü yetmedi.


W.Bremen Diego ve Hugo Almeida'yı çooooooookkkkkkkkkkkkk aradı !!!



Sahada futbolcu'ya benzeyen tek isim Kaptan Srna idi.

İlle de Kadıköy'e gelen hem de Metrobüs'le :)))) bu kedicik kim acaba ? :)))))))))))))))))))

Finalin futbolcusu Jadson!

Finalin futbolcusu Jadson!

Bir sentezin sunumu!

Yabancı sınırlamasının Ukrayna futbolunun atılımını engellediği yıllara baktığımızda, bölgenin futbol efendisi Dinamo Kiev’i ve en ciddi rakibi Shakhtar Donetsk’i dağılmış bir ülke sonrası küllenen futbol kültürlerini tekrar alevlendirmeye çalışırken görürdük. Kısıtlı imkanlar, batmış bir ekonominin el verdiği ölçüde transferler ve estetikten uzak kadrolar..

2000’li yılların başında Shakhtar Donetsk kadrosunun yabancıları arasında bulunan Assane N’Diaye, Julius Aghahowa, Isaac Okoronkwo gibi Afrika asıllı siyahi oyuncular aslında tesadüfen ya da yabancı hakkının doldurulması için yapılmış transferler değillerdi.

Onlar bir sentezi ortaya koyabilmek adına, bölge insanında bulunmayan kas yapısına, anatomik özelliklere ve oyun tarzına sahip seçilmiş oyunculardı. Futbol yaşamları boyunca Sahaktar’dan daha önemli bir takımda forma giymemiş olsalar bile..



Mircea Lucescu’nun, Galatasaray’la kazandığı UEFA Süper Kupası(2000), Türkiye Süper Ligi Şampiyonluğu(2000-2001), Beşiktaş’la elde ettiği Türkiye Süper Lig Şampiyonluğu(2002-2003) Türkiye’de “işi bilmeyen adam” ilan edilmesine engel teşkil etmedi. Gelişmeler Romen teknik adamla Shakhtar’ın yollarını 2004 Temmuzunda kesiştirdi.

Lucescu göreve başladığında, bir önceki sezonda Bernd Schuster önderliğinde tarihinin en yüksek puanını(80 puan) alarak şampiyon olmuş bir takımı devraldı. 2001’den bu yana kadroda bulunan Polonyalı Lewandowski, 2002’de Sao Caetano’dan alınan Brandao, Schuster döneminde(2003-2004) takıma kazandırılan Darijo Srna, Stipe Pletikosa, Razvan Rat, Flavius Stocian, Pedrag Pazin, Zvonimir Vukiç, Romen teknik adamın elindeki yabancı oyunculardı. Ama sizlerin de gördüğü gibi; takımın tek Brezilyalısı Brandao’ydu. Lucescu’ya göre bir şeyler eksikti. Shakhtar belli bir standarttaydı, mücadele ediyordu hatta savaşıyordu, ama keyif vermiyordu.



Lucescu’nun göreve gelişiyle birlikte Shakhtar’da Latin rüzgarları hissedilmeye başladı. Öncelikli olarak Brezilya’lı Matuzalem ve Elano takıma kazandırıldı. 2005-2006 sezonunda Atletico Paranaense’den Jadson, 2003 FİFA Dünya Gençler Şampiyonu Brezilya’nın da kadrosunda bulunan Fernandinho transfer edildi. Böylece kadrodaki Brezilyalı sayısı beşe yükseldi. Artık sahalarda çok daha renkli, çabuk futbol oynayan ve keyif veren bir Ukrayna takımı vardı. Uzak kıta keşfedilmişti.

Bundan sonraki dönemde Elano ve Matuzalem’in takımdan ayrılması Shakhtar için kan kaybıymış gibi gözükse de, İlsinho, Nery Castillo, Willian ve Luiz Adriano, Marcello Moreno gibi oyuncuların takıma kazandırılmasıyla Güney Amerika-Ukrayna futbolu arasındaki doku uyuşması tamamlanmış oldu.İnatçı güçlü ve savaşçı Ukrayna futbolunun ihtiyacı olan yetenek, zeka, çabukluk, teknik ve görsel zenginlik tam anlamıyla ortaya çıkartıldı. İki ayrı futbol kültürden bambaşka bir Shakhtar yaratıldı.





Dün akşam Şükrü Saraçoğlu’nda oynanan final maçını izleyenler Shakhtar’ın ofansif bölgesindeki hareketliliğine, pas becerisine, teknik üstünlüğüne, topa sahip olmada ve kullanmadaki ustalığına tanık oldular. Brezilyalıların bireysel performansları ve birbirleriyle olan uyumları Werder Bremen savunma hattının başını döndürdü çoğu zaman. Oynanan futbol ve kazanılan kupa, Lucescu’nun eldeki diğer kaliteli oyuncularla birlikte, doğru tercihlerle transfer edilmiş Brezilyalı futbolculardan oluşturduğu müthiş sentezin dünyaya sunumu gibiydi.

Alp Özar - ajansspor.com

Şükrü Saraçoğlu Stadında bu Final İçin neler değişti ?

- Stadın süslemesine 3 Milyon TL harcandı.
- 165 kişilik basın tribünü 600’ e çıkarıldı.
- 600 ve 250 m2’lik 2 ayrı basın platformu kuruldu.
- 2 adet canlı yayın stüdyosu kuruldu.
- Engelli tribünü büyütüldü.
- Tel örgüler kaldırıldı.
- Kapı giriş sistemi ve tribün isimleri Doğu, Batı, Kuzey Güney olarak değiştirildi.
- Stad genelinde tüm “ifadeler” ingilizce olarak da yazıldı.
- Televizyon yayınları için dev bir alan oluşturuldu.
- Stadın içi, dışı ve çevresi “Final 2009” logolu afişlerle donatıldı.
- Stad içindeki skorboardlar ve saha kenarındaki ışıklı reklam panoları son teknoloji ürünü ekipmanla değiştirildi.
- 9 aydan beri süren hazırlıklar için TFF’den 15, UEFA’ dan 22, SHOW TV ve taşeronlarından 112 olmak üzere 200’ e yakın personel çalıştı.
- Şükrü Saraçoğlu stadında 21.200 yabancı, 21.000 Türk seyirci olmak üzere 43.000 civarında seyirci vardı.
- Show Tv, final maçının 63 ülkeden canlı yayınlanması için 20 km kablo döşedi.
- 2.000 KVA elektrik enerji altyapısı hazırlandı.
- Final maçı, 31 kamera ile çekildi.
- 6 adet naklen yayın aracı, 11 adet mobil uydu aracı faaliyette bulundu.
- 350 gazeteci, 110 foto muhabiri görev yaptı.

rahatlığı içinde uzun süredir çalışmanın yani istikrarın da etkisi ile sonunda ilk

Avrupa Kupası kazanan takımı oluşturdu.

Şu takımdan Srna hariç Brezilyalılar dahil hangi oyuncuyu Aziz Yıldırım

FB'ye alır
ve çok bilen şak şakçı taraftarları hangi oyuncuyu ister

takdirlerinize bırakıyorum.


Luis Adriano,İlsinho,Jadson,Willian,Fernandinho hangi Brezilyalı'yı ister ?

Veya Rat,Lewandovski
,Chygrynskiy gibi iyi ama gösterişsiz oyuncuları

isterler mi ?

İçi geçmişte olsa ille de isim yapmış yabancı ister Aziz Yıldırım .RC gibi.

Shaktar örneğinden ders almalı Aziz Yıldırım.

Maddi güçleri ve yabancı serbestliği olmasına rağmen gidip 21,22,23

yaşlarında
sisteme uyan yabancı alıyor adamlar.

Aziz Yıldırım ne yapıyor ? Guiza İspanya Gol Kralı olmuş hadi alalım.

Ya bu adam hangi sistemde oynar,bize uyar mı uymaz mı hiç düşünmüyor.

Adam kontraatak oynayan takımın golcüsü ama FB gibi hücum

oynayan bir takıma
alınıyor.

Ondan sonra eleştiriliyor.Hoş O da eleştirilmek için elinden geleni yaptı da.


Zaten girilen pozisyon ,gole çevirilme oranı çok düşük olan bir oyuncu.

Son olarak Hakem Medina Cantalejo'nun süper bir maç yönettiğini de

belirtmeden geçmek olmaz.Tebrikler Luis.


20 Mayıs 2009 Çarşamba

Fenerbahçe'nin Gündemindeki Rijkaard'ın Portresi

 Barcelona's coach Frank Rijkaard smiles during a news conference before a training session at Nou Camp Stadium in Barcelona, Spain March 6, 2006. Barcelona and Chelsea will play their Champions League first knockout round return leg soccer match on March 7.

Katı Portakal: Bir Rijkaard Portresi.

Hollanda’nın futbola armağan ettiği sayısız değerden biri de o. Almanlara bakarsanız bir lama, sınırın öteki yakasındaysa belki de Dalai Lama. Belki de futbol sahasının birçok alanını kaplamış bir düşünür aslında. Adeta başarının sigortası olan bir ad: Rijkaard

Franklin Edmundo Rijkaard 1962’de Amsterdam’da doğdu. Babasından, ‘Portakallar’ın takımındaki siyahî oyuncuların esbab-ı mucibesi olan, Surinam’ın genlerini, annesinden Hollanda’nın pasaportunu almıştı. Doğduğu şehirde futbola başlamış, oyuncu yetiştirme fabrikası Ajax tarafından 1980 rekoltesi olarak piyasaya sunulmuştu. Dünyanın en güzel puro içen insanlarından Leo Beenhakker’in Go Ahead Eagles karşısında ilk defa sahaya sürdüğü genç Rijkaard ağları bile bulmuştu.

İlk sezonunda dört defa fileleri sarsan yıldız, başta savunmaya demirlemişti. Kupaların kulpundan tutmaya alıştığında da henüz reşitti. Sonradan teknik direktörü olacak futbolun Hollandalı Tanrısı Cruyff ile aynı takımda sahaya ayak basıyordu tıpkı genç arkadaşı Marco van Basten gibi. Arka arkaya gelen başarılar kupalar derken bir ara orta sahanın sağını keşfe çıkmıştı. Ne de olsa, emir demiri hep kesmişti!

Derken büyük ilah Cruyff’un çalıştırdığı takımdaydı. Savunmada görev yapıyor, kupalar yine geliyordu. 1987’de Kupa Galipleri Kupası’nı kazanan Ajax’ın bir parçasıyken ertesi sezon olan oldu. Bir antrenmanda hocasıyla kapışan Rijkaard, çekip gitmişti. Sporting Lizbon’un yolunu tuttuysa da, imza tarihi son transfer gününden sonra olunca tatile çıkmıştı. Sonradan Real Zaragoza’ya kiralandıysa da, burada daha çok yıllar sonrası için zemin araştırması yaptığı ortaya çıkacaktı.

‘Hollanda Şeytan Üçgeni’

1988 Avrupa Futbol Şampiyonası zaferini müteakip adı akıllara kazınmıştı. Gullit ve van Basten ile birlikte ‘Hollanda Şeytan Üçgeni’ olarak anılmaya başlamıştı. Daha önce İsveçli trio Grenoli ile han hamam olmadı şampiyonluklar kazanan Milan, aradığı üçlüyü bulmuştu. Arrigo Sacchi, Rijkaard’ı görür görmez, ağzındaki baklayı çıkararak onu savunmadan alıp orta sahaya yerleştirdi.

Ön libero denilen pozisyonun İbrahim Altınsay tarafından ‘savaşkan orta saha’ diye tanımlanmasında belki de ilk rol alan Rijkaard olacaktı. Sonradan Vieria ile kafalara kazınacak mevki, sanki onla doğmuş gibiydi. Bitmez tükenmez enerjisi, savaşçılığı ve agresifliğiyle karşısına çıkanlara korku salarken Milan’da da kupalar kaldırma alışkanlığını sürdürdü. Kupa beyi terfi ederek o zamanki adıyla Şampiyon Kulüpler Kupası’nın da iki defa Milan müzesine konmasında rol almıştı. 1990’da Benfica karşısında alınan tek gollü galibiyette onun imzası vardı. 1990 Dünya Kupası işverenin topraklarında oynanmıştı.

Almanlar neden onu 'Lama' diye anıyor?

Yaşadığı Milano’da oynanan ikinci tur maçının 22. dakikasında bir anda ortalık karıştı. Almanya’nın forveti Rudi Völler ile birbirine giren Rijkaard kameralara tükürürken yakalandı. Adı o günden bazı topraklarda lama kaldı, o ise ırkçı bir saldırıdan dem vurdu. Sonuç iki oyuncu da duşa erken gönderildi, Brehme’nin topa yay çizdirdiği maçı 2-1 kazanan Almanlar, favori ‘Portakallar’ın rüyalarını bitirmişti. Zaten turnuvanın sonunda da ‘Panzerler’ gülecekti…

Yugoslavya’nın ihraç edilmesi nedeniyle 1992 Avrupa Futbol Şampiyonası’na plajlarda hazırlanarak şampiyon olan Danimarka ile yarı finalde buluşan Hollanda’nın maçı penaltılara taşımasının da gerekçesi Rijkaard olmuştu. O golünü atıp karşılaşmayı penaltılara taşımışsa da, bir Hollanda takımının penaltı attığı nerede görülmüştü…

Yuvaya dönüş

Ertesi yıl beş sezonu müteakip Ajax’a geri dönmüştü. Louis van Gaal ile yeni bir manifesto yazmaya hazırlanan Amsterdam ekibinin savunmasına yerleştirilmiş yanındaki kıvırcık salata Danny Blind ile birlikte o gencecik bebeleri yönetmişti. Üst üste gelen üç şampiyonluğu ‘nasıl abartabilirim’ diyen camia önce ligde namağlup mutlu sona ulaşmış ardından Viyana’da Milan karşısında Şampiyonlar Ligi tacını takmıştı. Eski takımına karşı sahne alan Rijkaard’ın genç kardeşleri, sonradan Milano uçağına atlarken o emekliliğe ayrılmıştı.

Johan Neeskens ve Ronald Koeman ile birlikte Hollanda Milli Takımı’nda Guus Hiddink’in yardımcılığını yaparken birden görev emri geldi. Kimse onu ciddiye almıyordu, ne de olsa takım çalıştırmışlığı yoktu. 2000 Avrupa Şampiyonası’nın yarı finaline kadar çıkardı Portakalları. Aslında final de olabilirdi ancak bir Hollanda takımının penaltı attığı ne zaman görülmüştü. İtalya gülmüş, Rijkaard ise istifasıyla ülkesini bir daha üzmüştü.

2001’de Hollanda tarihinin en eski takımı Sparta Rotterdam’ın başına geçen Rijkaard, malî zorluklar içinde çırpınan camianın silkinmesini sağlayamamıştı. Kulüp tarihinde ilk defa küme düşünce, yönetim bizimkinin gözünün yaşına bakmamıştı.

...ve Barça...

Barcelona’da 2003’te başlayan yeni dönemin simalarından biri olduğunda hakkında bir acaba vardı. Bir ara düşme hattında dolaşan Katalan devi, İspanyol medyasında unufak edilirken sezon sonunda Real Madrid’in arkasında elde edilen bir ikincilik vardı. Rijkaard yazı pek uyumadan geçirip takıma Ronaldinho, Deco, Marquez gibi isimleri kazandırırken altyapıdan gelen Valdes, Xavi, Puyol ve Iniesta’yı takıma monte etmeye başlamıştı. Arka arkaya iki şampiyonluk geldiği gibi kimsecikleri nasip olmayan bir şeye imza atan Rijkaard, Real Madrid’i Santiago Bernabeu’da iki defa devirmeyi başaran teknik direktör olmuştu.

2006’da Arsenal’i 2-1’lik skorla devirerek Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna ulaştığında, Miguel Munoz, Giovanni Trapattoni, Johan Cruyff ve Carlo Ancelotti’den sonra Kupa 1’i hem oyuncu hem de hoca olarak kazanan beşinci hoca olmuştu.

Geçen yıl Devler Ligi yarı finalinde Manchester United’a karşı boyun eğilince kalemi kırılmıştı. Beraber büyüdüğü Laporta, onun tarih yazdığını söyleyerek Rijkaard’a veda ediyordu.

Halefi Guardiola ise ilk sezonunda şimdiden İspanya’nın iki kupasını müzeye koydu, sırada bütün yolların çıktığı Roma’da oynanacak Şampiyonlar Ligi finali var.

Ali Murat Hamarat / Goal.com

Rijkaard anlaştı mı?

Barcelona'nın eski teknik direktörü Frank Rijkaard'ın İstanbul'a gelip stadı gezdiği ve Fenerbahçe'yle anlaştığı iddia ediliyor.

Sabah gazetesinin haberine göre: Neşet Yalçın'ın Hollanda'ya gittiği haberinden sonra, eski milletvekili Zaimoğlu, Rijkaard'ın İstanbul'a geldiğini iddia etti. Menajeri, Hollandalı'nın İstanbul'da çalışmak istediğini açıkladı. Fenerbahçe'nin Hollandalı Teknik Direktör Frank Rijkaard'ı İstanbul'a getirdiği iddiası dün gündeme bomba gibi düştü. 21. dönem milletvekili Rasim Zaimoğlu, dün Kanaltürk'teki Telegol programına bağlanıp Rijkaard'ın 1 Mayıs'ta İstanbul'a geldiğini açıkladı.

Filipinler İstanbul Fahri Başkonsolosu Zaimoğlu, 1 Mayıs'ta Filipinler'den dönüyordum. Uçağımıza Dubai'den Rijkaard bindi. Bizimle İstanbul'a geldi. Sohbetimizde önümüzdeki sezon yeniden takım çalıştıracağını söyledi. 'G.Saray mı?' diye sordum. 'Hayır' yanıtı verdi. 'Fenerbahçe olabilir mi?' diye sorunca yanıt vermedi. İstanbul'a inince de iki özel görevli tarafından karşılanıp hemen pasaport kontrolüne götürüldü ifadesini kullandı.

MENAJERİ AÇIK KAPI BIRAKTI

Telefonla ulaştığımız Hollandalı'nın menajeri Perry Overeem ise Türkiye'den arıyoruz deyince Müsait değilim. 3 saat sonra arayın yanıtını verdi. Overeem, üç saat sonraki konuşmada ise yanındakilerden rahatsız olmuş gibi bir izlenim uyandırdı. İstanbul'da mısınız? sorusuna Hayır yanıtını veren Overeem, Rijkaard'ın İstanbul'a gelmediğini öne sürdü. Fenerbahçe'den teklif almadıklarını açıklarken açık kapı bıraktı. Overeem, Fenerbahçe'den teklif almadık ama Rijkaard İstanbul'u çok seviyor. Böyle bir teklif gelirse, kesinlikle değerlendirmek isteyecektir diye konuştu. Bilindiği gibi yönetici Neşet Yalçın geçtiğimiz hafta sonu teknik direktör konusunu halletmek üzere Hollanda'ya gitmiş, Hollanda basını Hollanda Milli Takımı Teknik Direktörü Bert van Marwijk ile görüştüğünü öne sürmüştü.

BARCELONA'DAN FENERBAHÇE'YE

Tam adı Franklin Edmundo olan Surinam asıllı Rijkaard, antrenörlük kariyerine Hollanda Milli Takımı'nda Hiddink'in yanında başladı. Hiddink ayrılınca, tecrübesiz olmasına rağmen milli takımın başına geçti. Euro 2000'de Hollanda'ya oynattığı futbolla takdir topladı. Ancak İtalya'ya penaltılarla elenince istifa etti. 2001-02 sezonunda Sparta Rotterdam'ı çalıştırdı. 2003'te Barcelona'nın başına getirildi. Bu takımda büyük başarılar elde etti. 2008'de görevinden ayrıldı. Rijkaard futbolculuğunda da Van Basten ve Gullit'le birlikte Milan'a tarihinin en parlak dönemlerinden birini yaşatmıştı.


**************
İnşaallah gelmez.
Kesinlikle istemiyorum.
Bir kere Türkiye'yi tanımayan,Türkiye gerçeklerini bilmeyen bir yabancı
hocayı asla istemiyorum.
Yeter artık.
Artı bu Rijkaard esnek olmayan biri.
Ben takımı hazırlarım,taktiğimi veririm gerisine karışmam diyen biri.
Bu mantalitede bir Hoca bizde başarılı olamaz.
Bir kere maçı yaşayacak,oyunu okuyup gidişata göre müdahale edecek,
futbolcularla iletişimi iyi olacak,sıcak olacak ama mesafeyi de aştırmayacak.
Aziz Yıldırım gene macera arıyor.

Gidip Ersun Yanal'ı getirsin ,arkasında Kafa dengi Dedesinin arkasında
durduğunun % 10'u kadar dursun yeter.


İspanya Ligi (La Liga ) 36.Hafta Değerlendirmesi



Primera División


16 Mayıs Cumartesi 2009
36Deportivo1-1Getafe

86Riki
46Soldado
36Osasuna0-0Sevilla
36Villarreal3-2Real Madrid

16Pires
46Van Der Vaart
68Cani
87Higuaín
89Capdevila

17 Mayıs Pazar 2009
36Sporting Gijón2-1Málaga

23Gerard
37Wellington
52(og)Helder Rosário

36Mallorca2-1Barcelona

73Arango
9Eto'o
77Cléber

36Numancia1-0Recreativo Huelva

86(p)Barkero

36Espanyol1-0Athletic Bilbao

68(p)Luis García

36Real Betis2-0Almería

5González

64Arzu

36Racing Santander3-2Valladolid

4Serrano
13Víctor
60Jonathan
20Goitom
86Zigic

36Atlético Madrid1-0Valencia

29(p)Forlán


GOL KRALLIĞI


Eto'o
Barcelona

29 +1Samuel ETO'O (Barcelona, 2p)
28 +1Diego FORLÁN (Atlético Madrid, 5p)
25
David VÍLLA (Valencia, 8p)
23
Lionel MESSI (Barcelona, 3p)
20 +1Gonzalo HIGUAÍN (Real Madrid, 2p)
19
Alvaro NEGREDO (Almería, 4p)

Thierry HENRY (Barcelona)
18
Frédéric KANOUTÉ (Sevilla, 2p)

RAÚL González (Real Madrid)
16
Sergio AGÜERO (Atlético Madrid)
14
Fernando LLORENTE (Athletic Bilbao, 2p)
12
Giuseppe ROSSI (Villarreal, 2p)
+1José BARKERO (Numancia, 5p)
+1Roberto SOLDADO (Getafe, 1p)
+1Nikola ZIGIC (Racing Santander, 1p)
11
Achille EMANA (Real Betis, 2p)

Juan MATA (Valencia, 1p)

Joseba LLORENTE (Villarreal)
10
Mate BILIC (Sporting Gijón, 1p)

Walter PANDIANI (Osasuna)

Aritz ADÚRIZ (Mallorca)

ADRIÁN Colunga (Recreativo Huelva, 3p)
+1Henok GOITOM (Valladolid)

Javier CAMUÑAS (Recreativo Huelva)

İspanya: La Liga Puan Durumu
Sıra Takım O G B M P
1Barcelona36275486
2R. Madrid36253878
3Sevilla361971064
4Atletico Madrid361871161
5Villarreal361611959
6Valencia361781159
7Deportivo361691157
8Malaga361591254
9Mallorca361391448
10Almeria361371646
11A.Bilbao361281644
12Santander361191642
13Valladolid361261842
14Espanyol3610111541
15Betis3610101640
16Getafe369111638
17Sporting Gijon361212337
18Osasuna368131537
19Numancia361052135
20Huelva36891933

R. Madrid mağlup Barcelona şampiyon: 3-2


R. Madrid mağlup Barcelona şampiyon: 3-2
İspanya La Liga'nın 36. haftasında milli futbolcumuz Nihat Kahveci'nin formasını giydiği Villareal sahasında Real Madrid'i 3-2 mağlup etti.

El Madrigal Stadı'nda oynanan karşılaşmada ev sahibi ekip Villareal'e galibiyeti getiren goller 16. dakikada Robert Pires, 62. dakikada Cani ve 90.dakikada Capdevila'dan gelirken konuk ekip Real Madrid'in gollerini 47. dakikada Rafael van der Vaart ve 88. dakikada Gonzalo Higuain kaydetti. Rafael van der Vaart bu golle bu sezon Real Madrid forması altında 5. golüne imza atmış oldu.

Temsilcimiz Nihat Kahveci mücadeleye yedekler arasında başlarken mücadelenin 72. dakikasında Joseba Llorente'nin yerine oyuna dahil oldu. Villareal'de Giuseppe Rossi'nin 66. dakikada çektiği şut direkten dönerken her iki takımın kendi aralarında yaptığı toplam 9 maçta Villareal kendi sahasında bir maç kazanabilirken 3 maç beraberlikle sonuçlandı. Real Madrid ile oynadığı son 3 karşılaşmanın hiçbirinde galibiyet alamayan Villareal, bu galibiyetle Real Madrid karşısındaki şansızlığını kırmış oldu.

Bu sonuçla ev sahibi ekip Villareal puanını 59'a çıkartırken konuk ekip Real Madrid 78 puanla 2. sırada kaldı. İspanya La Liga'nın 37. haftasında Villareal sahasında Valencia'yı konuk ederken Real Madrid, Mallorca'yı ağırlayacak.

KADERİN CİLVESİ, BARCELONA ŞAMPİYON!

İspanya La Liga'nın 35. haftasında Camp Nou'da Barcelona ile 3-3 berabere kalarak Barcelona'nın şampiyonluğu erken kutlama planlarını bozan Villareal, Real Madrid karşısında aldığı bu galibiyetle Barcelona'nın İspanya La Liga'da 2008-2009 sezonunun bitimine 2 hafta kala şampiyon olmasını sağladı.

Bu sonuçla İspanya La Liga'da 2008-2009 sezonu şampiyonluğunu garantileyen Barcelona tarihindeki 19. şampiyonluğuna ulaştı.

Pazar günü deplasmanda Mallorca ile karşılaşacak olan Barcelona'nın 86 puanı bulunurken 2. sıradaki Real Madrid 78 puanda.



Tebrikler BARCA'MIZ !!!!!!!!!!!!!!!

19. Şampiyonluk!

İspanya La Liga'nın 36. haftasında Villareal'in sahasında Real Madrid'i 3-2 mağlup etmesiyle Barcelona 2008-2009 sezonunu lider olarak bitirmeyi garantilerken 19. şampiyonluğuna ulaşmış oldu.

Bu sezon harika bir performans sergileyen katalan ekipi Şampiyonlar Ligi'nde final,İspanya Kral Kupası ve La Liga şampiyonluğu ile altın çağını yaşıyor.

La Liga'da en son 2005-2006 sezonunda şampiyon olan Barcelona, biri Katalan Ligi şampiyonluğu ve 19'u La Liga şampiyonluğu olmak üzere tarihinde toplam 20. şampiyonluğuna ulaşmış oldu.

İşte Barcelona'nın şampiyon olduğu yıllar:

1929, 1937, 1944–45, 1947–48, 1948–49, 1951–52, 1952–53, 1958–59, 1959–60, 1973–74, 1984–85, 1990–91, 1991–92, 1992–93, 1993–94, 1997–98, 1998–99, 2004–05, 2005–06,2008-2009


Şampiyon sıkmadı: 2-1


Şampiyon sıkmadı: 2-1
İspanya La Liga'da oynanan 36. hafta karşılaşmasında şampiyonluğunu bir gün önceden ilan eden Barcelona, Mallorca deplasmanına konuk oldu ve maçtan 2-1'lik mağlubiyet ile ayrıldı.

Karşılaşmada Barcelona adına golü 10. dakikada Samuel Eto'o atarken, Mallorca'nın sayılarını 73. dakikada Arango ve 78. dakikada Santana kaydetti. Barcelona'da Samuel Eto'o, maçın 90. dakikasında bir penaltı atışından da yararlanamadı.

Bu sonucun ardından şampiyon Barcelona, ligde 86 puanda kaldı. Mallorca ise 48 puana yükseldi.

********
Mallorca'lı futbolcuların sahaya çıkışta resimdeki jesti çok güzeldi.

Etiketler