16 Nisan 2011 Cumartesi

Fenerbahçe FİNALDE !!!! Ziraatbankası - Fenerbahçe : 1-3 !!!

 
Aroma Erkekeler Voleybol 1. Ligi Play-Off Yarı Final 3. maçında Fenerbahçe, Ankara'da Ziraat Bankası'nı 3-1 yenerek seride durumu 2-1 yaptı ve finale yükselerek Arkas'ın rakibi oldu...


ZİRAAT BANKASI: 1 – FENERBAHÇE: 3
Salon
: TVF Başkent
Hakemler: Nihat Ermihan xxx, İbrahim Ünan xxx
Ziraat Bankası: Can xxx, Tischer xx, Celitans xxx, Resul xx, Halil xx, Platenik xx (Özer ?, Metin x, Emin x, Kadir x, Niyazi x)
Fenerbahçe: Arslan xxx, Coskovic xx, Emre xxx, Kemal xxx, Mijkovic xxx, Marshall xxx (Ramazan x, Ersin x, Soner x, Burak ?)
Setler: (25-17, 22-25, 19-25, 19-25)
Süre: 99 dakika ( 22, 28, 25, 24)



* Tebrikler ve teknik heyete.
* Öldük öldük dirildik ya.Bu takımın maçlarındaki stresi kaldıramıyorum artık.Şükürler Olsun ki kazandık.
* İlk set ile diğer setler gece gündüz gibi farklı bir oyun oynadık.İlk set o kadar basit hatalar yaptık ki inanılmaz.Bloklarımız hiç yoktu,hücumda neredeyse her topu dışarı vurdu Coskoviç ve Marshall.
Özellikle Coskoviç beni deli etti gene.Final hücumunu o yaptı sayıyı aldı,son sette etkili servisle ace yaptı falan ama hiç beğenmedim.Bu adam geçen sezon final serisinin MVP'si seçildi.İnşaallah gene finalde kendine gelir.
* Kazandığımız 3 sette de aslında önceki yüksek performanslı oyunlarımızı oynayamadık.Bunda ya tamam ya devam maçı olmasının (Ne kadar tecrübeli bir takım olsakta) stresi de olabilir veya hocamızın dediği gibi 'Bugünkü maçta manteliteyi değiştirdik. Kuvvetli değil akıllı oynamaya çalıştık. Blok autlar denedik, akıllıca hücumlar denedik. Bunu sahaya yansıttığımızda da kazanan taraf biz olduk' olayı da olabilir.1.maçta güce dayalı oynamıştık.Özellikle serviste güce dayanmıştık ve yıkmıştık.Bu kez 3.setteki kırılma anına kadar istediğimizi yapamadık.Hocanın dediği gibi hücumlarda blok auta yönelmeleri yapamadık hep auta attık mesela.Servislerde etkili değildik.
 Taaa ki 3.setin 11-7'sine kadar.11-7 geriye düşmüş ve set gidiyor,maçta tehlikeye giriyordu.Arslan attığı taktik servislerle libero Özer'i imha etti adeta.9-1'lik böyle bir maçta olmayacak korkunç bir seri ile 16-12 2.teknik molaya girdik ve oradan geri dönüşe izin vermeden seti aldık.Kırılma anı burasıydı.
4.sete Konstantinov libero Özer'e kızarak,Can'ı liberoya alarak başladı.Takmın asıl liberosu göçmüşken, çakma ,devşirme Libero Can ne yapabilecekti ki ? 4.sette de 2.teknik moladan sonra servislere yüklenerek seti ve maçı kazandık.
* Tabii 1.setten sonra bloklardaki süper performansımız belirleyici oldu.1.sette 2 bloğumuz varken,2.set 5,3.set 6,4.set 4 blok ile toplam 17 blok ile fark yarattık.ZB'nin toplam 9 bloğu var.İvan ve Emre 4'er,Kemal ve Marshall 3'er blok.Özellikle tekli bloklarda Celitans'ı 6 kez yakalamamız ömürlüktü.Marshall ve Kemal öptüler Celitans'ı :))
* Takımdaki hırs ve istek çok üst düzeyde.O hırs bize bazen engel oluyor maalesef.Özellikle Coskoviç ve Marshall hırsları yüzünden basit hatalar yapıyorlar.Mental olarakta etkileniyorlar.Kötü görüntü de veriyorlar Coskoviç gibi.Hocanın blok için Ersin ile değiştirmesine çok tepki gösterdi Coskoviç ve hiç yakışmadı,çok ayıp etti.Allahtan Castellani oralı olmadı hiç.Bu kadar tecrübeli oyuncunun daha kontrollü olması lazım.
* Castellani  ''2.Jan de Brandt mucizesi''ne doğru gidiyor inşaallah.Sezon ortasında geldiği ve kendi kurmadığı bir takıma gelip kısa zamanda takımı ''TAKIM'' haline getirmek büyük iş.Demeter'in büyük hizmetleri geçti,satmıyoruz ama defalarca dedik bu sezon formsuz,olmayacak diye ve ben içerideki Belgorod maçını kaybedersek kan değişikliğine gitmek lazım yazmıştım.Yapmadılar ve bile bile geciktiler Avrupa'dan olduk.
Castellani kısa sürede egoları törpüleyip,kaynaştırma yaparak ''takım' yapması,rakipleri iyi etüd etmesi,takımı fiziksel - iyi antrenman yaptırması - ve mental olarak iyi hazırladığı gibi oyuna müdahale gibi - 4.sette 2-0 geriye düşünce bile hemen mola aldı.Demeter 5-6 sayı geriye düşünce bile aklına gelmezdi mola almak - işleri ve taktik değişiklikleri çok faydalı oldu.Kesinlikle Castellani olmasaydı bu takım daha ilk turda İBB'ye elenirdi.
Şampiyon olacağız inanıyoruz,olmasakta -Allah korusun - seneye Castellani ile devam edilmeli.Çünkü başarılıdır.
* Takımdaşlık,inanmışlığı maç sonrası görüntülerde çok açık görebiliyoruz.Yedeklerimizin sevincine.Cengizhan,Burak,Ersin,Soner sanki kendileri oynamış gibi aslardan daha fazla sevindiler.İşte budur.
Ben her zaman bir takımın ''TAKIM'' olup olmadığını anlamak için yedeklerin suratına,hareketlerine bakarım.
Biz de bu geçte olsa sağlandı.Yedeklerimizin zaten İ.Cem haricinde bu yönde bir sorunu yoktu.İ.Cem de zaten gönderildi.
* Teknik olarak bir kaç şey kayda geçirecek olursak;blokları yukarıda kaydettik.Manşette yüzdemiz çok yüksek olmasa da ( % 56/36) az - direk 2 - manşet hatası yapmamız iyi.ZB aşağı yukarı aynı ama (% 55/44) 5 hataları var.Serviste iki takımda 16'şar servis kaçırmış ,bizim 5,onların 2 servis sayısı var.
Hücumda iyi bir dağılımımız var.4 oyuncumuz çift hanede.İvan 21,Emre,Marshall ve Tomi 11'er sayı,ZB'de sadece Celitans 23 sayı.
* Kemal'e ayrı paragraf açıyorum.Sezon başından beri taraftarın günah keçisi yaptığı ve sadece benim sahip çıktığım Kemal bir kez daha beni yanıltmadı.4/4.% 100 ile hücum,3 blok 7 sayı ve etkili servisler.
Aferin koçum Kemal.
* Emre'yi ayrı tutalım.8/6.% 75 ile hücum,4 blok,1 servis sayısı,4 servis hatası 11 sayısı.Aferin Emre.
Kaldı ki iyi başlamayan Cosko ve Marshall'ı kazanmak için Arslan ortaları ihmal ederek köşelere daha çok top attı.
* Biz sert yazınca kötü oluyoruz fanatik,holigan bilmem ne diye.Şu Ziraatbankası'nın yaptıklarına bakın bakalım Fenerbahçe düşmanlığı ne safhada.Sadece onlar değil Arkas'ı da göreceğiz İzmir'de,diğerleri de öyle.
Fenerbahçe düşmanlığı yapan kim olursa olsun tanımam,gereken tepkimi veririm.
ZB,saha avantajını kullanmak için bizim seyirciyi yukarıya sıkıştıracak,banka çalışanlarını özel araçlarla salona taşıyacak,dümkü maçın başlama saatini onları yetiştirebilmek için 18.00'dan 19.00'a aldıracak,kiralık adam (!) toplayıp bize her türlü i.liği yaptıracak - elinde bıçak vardı yalanı ile 2 taraftarımızın üzerine 40 kişi çullanıp linç etmeye çalışacak,yöneticileri küfür,kıyamet her türlü tahriği yapacak,hocaları ve Celitans çirkeflik yapacak ama biz hiç bir şey demeyeceğiz öyle mi ? NAHHHHHHHHHHHHHHHH !!!!!!!!!
İşte böyle koyarız.FENERBAHÇE ÇOK  PİS KOYAR.
* Şimdi sırada bir başka harami ''Erkek Voleybolun gs'si Vampir Müessese Arkas'' var.Onlar da İzmir'de her şeyi yapacaklar bizi durdurmak için ama çaresi yok gene koyacağız.İBB-ZB-Arkas.3 harami müessese'yi sıradan geçireceğiz inşaallah.
* Takımın morali,motivasyonu ,havası iyi.Sadece 1 maç fazla oynama yorgunluğu var.Ancak Salı'ya kadar iyi bir dinlenme,masaj-sauna ile bunu atarız,hatta dünkü maçı  bizim için iyi bir antrenman olarak görebiliriz.

Kraliçeler gs'ye şans tanımadı : 80-68 (2-1) !!!

Fenerbahçe, Evinde Büyük Avantaj Yakaladı

Türkiye Bayanlar  Basketbol Ligi play-off final serisi üçüncü maçında Fenerbahçe, Caferağa Spor Salonu’nda Galatasaray Medical Park’ı 80-68'lik skorla mağlup ederek durumu 2-1’e getirdi.


SALON: Caferağa Spor Salonu

HAKEMLER: Mehmet Keseratar – Kaan Büyükçil – Turgut Işık

FENERBAHÇE (80): Anete Jekabsone 8 (2 ribaund), Hana Horakova 14 (6 ribaund- 1 asist), Birsel Vardarlı 5 (2 ribaund- 2 asist), Esmeral Tunçluer (1 ribaund- 1 asist), Nevriye Yılmaz 14 (3 ribaund- 4 asist), Ivana Matovic 13 (8 ribaund- 1 asist), Nevin Nevlin 4 (6 ribaund), Angel MC Coughtry 22 (4 ribaund- 5 asist)

6ALATASARAY MEDİCAL PARK (68): Tuğba Palazoğlu (1 ribaund- 1 asist), Doneeka Hodges 9 (1 asist), Bahar Çağlar 4 (2 ribaund- 6 asist), Işıl Alben 4 (2 ribaund- 2 asist), Gülşah Gümüşay, Tamika Catchings 18 (3 ribaund- 4 asist), Seimone Augustus 16 (7 ribaund- 1 asist), Syliva Fowles 17 (7 ribaund)

1.PERİYOT: 18-16
2.PERİYOT: 20-18
3.PERİYOT: 23-23
4.PERİYOT: 19-11


****************************************************
* Tebrikler Kraliçeler ve teknik heyet.

* Beklediğim gibi geçti maç.Ambiyans harikaydı taraftara tebrikler,oyuncularımız mücadele ettiler ve sonuç geldi.
* 2.maçta eleştirdiğim ,hiç mücadele etmeden,savunma yapmadan teslimiyetçi bir görüntü olmamalıydı ,olmadı.
* Maçı getiren noktalar ; İstek,arzu ve mücadele,geniş rotasyon,Angel'in Winner özelliği,Horokova'nın esktra katkısı ve ribauntlardaki 35-24'lük üstünlüğümüzdü.
* İki takım arasında en önemli fark ; bizim kaliteli yerli rotasyonumuzdu.gs'yi 3 zenci Amerikalı sırtlıyordu.İşte biz mücadele etmediğimizde 3 Amerikalının performansı bizi yenmeye yetiyordu.Dün Esmeral sakatlığı nedeniyle olmamasına rağmen onun süresini kullanan ve ekstra katkı yapan Horokova da katılınca Fowles,Tamika ve Augustus'un 60 sayı atması yetmedi.Fark şurada görülüyor ; gs'nin 68 sayısının 60'ı yabancılardan,bizim 80 sayımızın 57'si yabancılarımızdan,23'ü yerlilerden.
* Benim seri başında ümitsiz olmamın sebebi ,saha avantajını kaybetmemiz nedeniyle ve de oyuncularımızın istikrarsız performansları yüzünden 3 Zenci Amerikalı'nın dominasyonuydu.Makyavelizm konusunda şanı arşa ulaşan gs'den hiç bir zaman saha içi şartlardan çok fazla çekinmedim.''Başarıya giden her yol mübahtır'' makyavelist felsefesini şiar edindikleri için her türlü pisliği,çirkefliği,hinliği yapacaklardı.Hacettepe komplosunun arkasında da  bizim yönetimin göremediği (!) bunlar vardı.12 bin kudurmuş önünde işimiz zordu ama 1.maçta olağanüstü oynayarak şemsiyeyi tersine çevirdik.Caferağa'ya işi döndürmek olayı % 80 bitirmek demekti.Dün de Caferağa'nın rolünü gördük.Şu maçtan önce resmi sitelerinden çocukca gene ezikliklerini gösteren açıklama koymalarının etkisini dün gördük ;

Tamika'nın hakemin suratına yaptığı o küstah hareketi hakemin afiyetle yutması ve görmezlikten gelmesinde şu açıklamanın etkisi vardı.Ancak neticeye etki edemediler.Yetmezdi ve yetmedi bu tür ucuz,basit hesaplar,oyunlar.
* Nevriye sakatlıktan sonra bu maça iyi başladı ve 30.46 dk.da 14s.3r.4a.ile iyi katkı verdi.Maç öncesi Işıl'a küfür etmemeleri için taraftara rica etmesi sportmence bir davranış ama  Işıl Albeni hakettiği davranışı görüyor.Hiç kimse Fenerbahçe'den ''Fenev'' diye bahsedemez.Ederse her yerde her şekilde tepki görür.O yüzden Nevriye sadece işini yapmalı.
* Horokova.Açıkcası çok eleştirdiğim ve bu seride yabancı kontenjanı yüzünden tribünde yer almasını istediğim oyuncuydu.Eleştirmemin sebebi sadece mücadele ederek katkı yapmaya çalışmasının yetersiz olduğunu,hiç potaya bakmamasının,insiyatif almamasının  dezavantaj olmasını düşünmemdendi.24 dakika sahada kalıyor sadece 4 serbest atıştan skor buluyordu.Skora katkı yapmayan guardları sevmiyorum prensip olarak.Dün Horokova ikinci yarıda taşın altına elini soktu ve müthiş performans gösterdi.22 dk.14s.6r.1a.ekstra katkı demek.Geldiğinden beri çok az böyle maçı var.Sanırım bir de Ummc iç saha maçında böyle iyi oynamıştı.Bu oyuncu Dünya Şampiyonasının MVP'si,Avrupa'nın En İyi Guard'ı seçildi ama bizim takımda bu seçimlerin haklılığını pek görememiştik.Batur Abi bile ''Bugüne kadar yaptığım tenkitlerin hepsini bugün geri alıyorum'' dedi.Ben geri almıyorum çünkü haklı olarak eleştirdik.Yalnız insanlığı süper.Çok sempatik ve bu formaya yakışan bir kişilik olduğunu maç sonrası röportajlarında görüyoruz.
* Anete.Kesinlikle oynaması lazım dedik.Çünkü alan savunmasına karşı üçlük tehditi olan oyuncumuz çok azdı.Angel daha çok içeri penetre ederek oynayan ve kısa mesafe şutu olan bir forvetti.Anete dün ikinci yarıda soktuğu 2 kritik üçlükle rakibin yaklaşmasını önledi ve momentumu elimizde tutmamızda önemli etken  oldu.
* Matoviç.Büyük maçların büyük oyuncusu olduğunu bir kez daha gösterdi.13s.8r. ve Fowles ile içeride gerçek anlamda boğuşan tek oyuncuydu.Ayrıca psikolojik olarak Amerikalıları delirtmesi de önemliydi.
* Newlin maçın belirleyici faktörlerinden ribauntlarda 6 ribauntu ile farkettirmeden önemli katkı yaptı.15.19 dk.4s.6r.
* Ve Angel.Beni haklı çıkardığı için kendisini kutluyor ve tebrik ediyorum.Ratgeber'i de aynen Aykut Kocaman'ın başta Alex hakkındaki düşüncesi ve tasarruflarını değiştirip bugün kazandığı gibi Angel hakkındaki düşüncesini değiştirip,tasarrufları için kutluyorum.Angel Winner bir oyuncu.Bu oyuncuya istediği süreler vermezseniz,sok çıkar rol oyuncusu muamelesi yaparsanız verim alamazsınız ve arıza çıkar.Bunu yaşadık.Ratgeber istediği kalıba sokmaya çalıştı Onu ama olmadı.Oyunu üstüne kurmak veya süresini arttırarak daha fazla sorumluluk yüklediğinizde Angel'ın neler yapabileceğini Play Off serisinin başından itibaren Samsun Basketbol,Botaş ve gs serisinde görüyoruz.Dün de 33.46.dk.da (bence 37-38 dk.falan oynamalı) 22s.4r.5a. ile çok iyi katkı yaptı.
* Günün repliği ; Batur Abi'den ''Şu müdafa ne mübarek bir kelime''
* Maçın hareketi ; Angel'in Işıl Albeni'nin beynine koyduğu blok ve Başkan'ın mola hareketiydi.
 * Delnan.Bu nasıl kader Abi :))))))))))))
* Maçı FB TV'den anlatan yeni isim Serhan Ayaz hiç bir şeyden memnun olmayan Fenerbahçe taraftarı tarafından beğenilmemiş, Kıvanç aranıyor .Anlamak mümkün değil.Bence süper anlatıyor,sesi,diksiyonu da harika.Bravo Serhan Ayaz.
* Taraftar.En başta Ambians mükemmeldi dedim.Sol taraftaki klasik yerlerinde bildiğimiz kemik grup ( FBD ağırlıklı) mükemmel  destek verdiler.Hepsine helal olsun.Ortalar ve sağ taraf her zamanki gibi oturmaya gelmiş,çök çökçülerden oluşuyordu.Her zaman söylüyoruz be mübarekler bari alkış,ıslık yapın bir şey yapın.
* Ratgeber.Teknik olarak zaman zaman eleştiriyoruz ama röportajları beni bitiriyor.Mimikleri,sözleri taraftarı canevinden vuruyor.Dünde sırılsıklam olmuş gömleği ile konuşurken epey duygulandırdı bizi.Çok sempatik ve candan.O yüzden insan hakkında kararsız kalıyor.Şampiyon olacağız inşaallah.O zaman kalır herhalde.
* Son olarak ; Pazar 15.30'da inşaallah camianın bu sezonki ilk Şampiyonluğu geliyor.Bu Şampiyonluk  çok anlamlı olacak.Alalım çok şey yazacağız  inşaallah.Başarılar.........

TBL 26.Hafta : Tofaş - Fenerbahçe Ülker : 74-81 !!!


Beko Basketbol Ligi’nin 26. haftasının açılış maçında Play-offlara kalma mücadelesi veren Tofaş ile ligin zirvesinde yer alan Fenerbahçe Ülker karşı karşıya geldiler. Bursa Atatürk Spor Salonu’nda oynanan karşılaşmadan 74-81’lik skorla galip ayrılan Sarı-Lacivertliler, ligdeki galibiyet serisini de 5 maça çıkardı.

SALON: Bursa Atatürk

HAKEMLER: Erşan Kartal – Alper Altuğ Köselerli – Aydın Karaçam

TOFAŞ (74): Jason Rowe 12 (7 ribaund-4 asist), Osman Göllü 3, Austin Nichols 5, Can Altıntığ 9 (1 ribaund-7 asist), İnanç Koç 4 (2 ribaund), Tomislav Ruzic 8 (5 ribaund), Can Özcan 3 (1 asist), Jurica Zaza 18 (5 ribaund – 1 asist), İlkan Karaman 11 (3 ribaund- 2 asist), Fırat Töz (2 ribaund – 1 asist), Onur Aydın 1 (1 ribaund – 1 asist)

FENERBAHÇE ÜLKER (81): Roko Ukic 24 (2 ribaund – 6 asist), Ömer Onan 21 (5 ribaund – 1 asist), Darjus Lavrinovic 8 (3 ribaund), Kaya Peker 4 (3 ribaund – 1 asist), Oğuz Savaş 4 (5 ribaund), Marko Tomas 5 (6 asist – 3 asist), Sean May 5 (1 ribaund), Emir Preldzic 10 (2 ribaund – 4 asist)

1. PERİYOT: 7-20
2. PERİYOT: 20-11
3. PERİYOT: 24-26
4. PERİYOT: 23-24

 


* Tebrikler.
* TBF'nin azizliği yüzünden gidemedik maça.Bu maçı Cuma günü ve o saate koyan TBF'ye en derin (!) sevgilerimi yolluyorum.Aynı saatlerde erkek voleybol takımımızın hayati finale çıkma maçı,kraliçelerimizin de hayati final serisi maçını kaçırmamak için bu maça gitmedim.Bir de kepaze Bursa seyircisinin her zaman yaptığı adi küfürleri duymamak,başımın belaya girmemesi için de gitmedim.Fenerbahçe'ye küfür edilmesini namusuma küfür olarak gördüğüm için tahammül edemiyorum.Maçı gece 01.00'da FB TV'de banttan izlediğimde duydum gene ''Yemyeşil İnciler Ananızı S........ ler'' diye kusuyorlardı yaratık adiler.Bir de biz Analara küfür etmeyiz derler.İroni olarakta SEG - Seni Annem Gibi Sevdim - diye grup kurmuş zavallılar.Başkalarının analarına küfür etmeyi  mübah gören  aşağılık anlayışa lanet olsun.
* Maça gelince ; 
Sakatlıklara bu kez Saras eklenmiş.Lavri dönmüş,Saras yok.Kinsey hala yok.Çarşamba mutlaka olmalı.
* Zayıf Tofaş karşısında düşük tempolu,kötü bir oyun oynadık.Ukiç ve Ömer'in gününde olmaları galibiyeti getirdi.Uzunlarımız gene fiyaskoydu.Bu oyun yetmez gs ve doping pilsen maçları için dikkat.
Artık vitesi yükseltme zamanı.
* Saras'ın olmaması ile Erbil 6 dk.gibi kısa süre oynadı.Çok güzel bir turnikeyi kaçırması şanssızlıktı.
Yazık oldu.
* İyice takım ''serbest atış özürlüsü'' oldu.Bu kadar olmaz.Her maç aynı.27/14.% 52.
Başımıza iş açacak bu serbest atışlar.Çalışılmaması garabet.
* Tofaş'ta Jurica Zuza tek ayakta kalan isimdi.İşin garibi bizde böyle bir uzun dahi yok.Şaka gibi.

15 Nisan 2011 Cuma

Hafta Sonu Spor Ekranı

http://img379.imageshack.us/img379/9440/o444771yaynlar.jpg

15 Nisan Cuma

19:00 Tofaş - Fenerbahçe Ülker / Şifreci Kanal
19:00 Ziraatbankası - Fenerbahçe / SPORTS TV - FB TV
20:30 Fenerbahçe - gs mp / FB TV
20:00 Beşiktaş - G.Birliği / LİG TV
21:30 Mainz - M'Gladbach / TRT HD - TRT 3 SPOR

16 Nisan Cumartesi

01.00 Tofaş - Fenerbahçe Ülker /  Banttan FB TV
12:00 İllerbankası - Nilüfer Belediye / NTV SPOR
14:00 Ankaragücü - Bucaspor / LİG TV
14:00 Boluspor - Ç.Rizespor / TRT 1
16:00 Karabükspor - İBB / LİG TV
16:30 Hamburg - Hannover 96 / TRT HD - TRT 3 SPOR
17:00 Vakıfbank gstt - Eczacıbaşı / NTV SPOR
19:00 Fenerbahçe - Gaziantepspor / LİG TV
19:00 Bulgaristan - Türkiye Yıldız Erkekler Voleybol Şampiyonası / SPORTS TV
19:15 Manchester City - Manchester United / NTV SPOR
19:30 W.Bremen - Schalke 04 / TRT HD - TRT 3 SPOR
21:45 Milan - Sampdoria / TV 8
22:00 Bordeaux - Lille / KANAL A
23:00 Real Madrit - Barcelona / NTV SPOR

17 Nisan Pazar

14:00 Fenerbahçe - gs mp / FB TV
14:00 Sivasspor - Kasımpaşa / LİG TV
14:30 Tavşanlı Linyitspor - Orduspor / TRT 1
14:30 Yeni Malatyaspor - Bandırmaspor / MALATYA  VTV
14:30 Konya Torku Şekerspor - Tarsus İ.Y. / KON TV
15:00 Kayserispor - Konyaspor / DİGİ
17:00 Antalyaspor - Eskişehirspor / DİGİ
17:00 Samsunspor - K.Erciyesspor / TRT 1
15:30 Heracles - PSV (Canlı)(Dönüşümlü) / BEYAZ TV
15:30 De Graafschap v Twente (Canlı)(Dönüşümlü) / BEYAZ TV
16:00 Fiorentina - Juventus / TV 8
16:30 B.Münich - B.Leverkusen / TRT HD - TRT 3 SPOR
18:00 Bolton - Stoke City / TV 8
18:00 Montpellier - Marsilya / KANAL A
18:30 B.Dortmund - Freiburg / TRT HD - TRT 3 SPOR
19:00 Türkiye - Polonya  Yıldız Erkekler Voleybol Şampiyonası / SPORTS TV
19:00 Trabzonspor - Bursaspor / LİG TV
20:00 Voleybol Bayanlar Teledünya Türkiye Kupası Final Maçı / NTV SPOR
21:45 Napoli - Udinese / TV 8
22:00 PSG - O.Lyon / KANAL A
22:00 Espanyol - A.Madrit / NTV SPOR

Eskişehirspor - Fenerbahçe : 1-3 !!!

MOLA BİTTİ KEYİF SÜRÜYOR





FANATİK
“Alex Copperfield”

AKŞAM
“Şaheser”


SABAH
“Uygun” Adım Zirveye Çıktı''



HÜRRİYET
“Alex ve saz arkadaşları”



 
FOTOMAÇ
''Cennetin Krallığı''



 TAKVİM

''10'nun ES'eri''



 VATAN

''Fener Es Es'i Üçledi''


 MİLLİYET


 

9. DK

GOOOOOLLLLL!!!!! Fenerbahçe Caner'in attığı gol ile durumu 1-1 yapıyor.Caner sol kanattan topla ilerledi, Alex'le duvar paslaşması yaparak ceza sahası içine girdi, penaltı noktası üzerinde iki kişi arasında topun gelişine şutunu vurarak kaleci Ivesa'nın altından topu ağlara gönderdi.
Eskişehirspor - Fenerbahçe (Süper Lig 28. hafta) / 13
14. DK

GOOOOOLLLLL!!!!! Fenerbahçe Niang'ın attığı gol ile 2-1 öne geçiyor.Alex ceza sahası içine arapasını verdi, Niang hareketlendi bekletmeden plase vuruşunu yaptı ve top kaleci Ivesa'nın altından ağlarla buluştu.

Eskişehirspor - Fenerbahçe (Süper Lig 28. hafta) / 17

87. DK

GOOOOOLLLLL!!!!! Fenerbahçe Semih ile 3. golü buldu.Gökhan Gönül sağ kanattan ceza sahası içine ortasını yaptı, Semih altıpas içinde topa dokundu ve top kaleci Ivesa'nın bakışları arasında ağlarla buluştu.



* Çok geç oldu başlık için ama inanın içimden gelmedi Trabzon'un Pazar günü bir kez daha bedavadan kazanmasından sonra.gs'den bir beklentim yoktu ama böyle de kazanmak ve son 8 haftadır 1-0 1-0 kazanmak hakikaten çok sinir bozucu bir şey.Ben ümidi kaybettim artık.Bu Trabzon puan falan kaybetmez.
Yenecektik Bursa'yı ne yapıp edip.Çok zor artık çok.
Bu başlığı da bu güzel galibiyetin güme gitmemesi ,arşive kayda geçirmek için yapıyorum.
* Alex Reis gene sahnedeydi.Şapkadan Tavşan çıkardı adeta.Ayakların dert görmesin Reis.
* Maçın yıldızı şüphesiz Alex'ti.Ondan sonra ise Caner'di.Verilen şansı iyi kullandı ve galibiyette etkili oldu.
Aykut Kocaman keşke Bursa maçında da bu dizilişle çıkmış olsaydı diye dövünmemek elde değil.Özer takıntısı belki de bizi Şampiyonluktan edecek.
* Emre'nin takıma girişi tam hazır olmamasına rağmen etkisini gösterdi.Ahhh Bursa maçında da oynayabilseydi.
* Semih'in golü  ve akabinde Twitter'dan gelen replik süperdi ; 
"G.T DEĞMEMİŞ BİR LİG İSTİYORUZ!!!" pankartı bekliyorum 3/4´lük kısımından'' 
* Maçın kader anı : Batuhan yükseldiğinde Lugano'nun kafasından seken topun direkten dönmesiydi.
O anda maç 2-1 idi.Dakika 75'di.
* Sol bek mevkiimiz gene zayıftı.Yediğimiz golde Baroni ve A.Santos ve kafayı vurduranlar ile Volkan hatalıydı.

* Cüneyt Çakır ilk yarının sonunda Erkan Zengin'i ikinci sarıdan atmalıydı.
Şansal bile bunu kabul etti.
Eskisehir futbolcusu Alper : Hakem tüm takdir haklarini Fenerbahce´den yana kullandi
Şansal : Siz hakemi konusmayin‚ isinizi yapin.. Hakem Erkan´i atmaliydi oyundan ama atmadi
* Taraftarımız muhteşemdi.Aziz Bey'in tüm engellemelerine rağmen taraftar- takım bütünleşmesi takımı rotada tutuyor.

 * Dediğim gibi ümidim yok.Ne yazık ki Aziz Yıldırım bir kez daha Şampiyonluğu elleriyle veriyor.
Trabzon'u taşıyan 2 adam Selçuk İnan ve Burak Yılmaz.İkisini de Aziz Yıldırım kankası Sadri'ye hediye etti.
Manisa'dan sonra Selçuk İnan ile anlaşılmışken,Sadri'nin ricası ile bıraktık onlara.
Burak Yılmaz'ı Aragones harcadı.Aziz Yıldırım da medayada nişanlısı ile ilgili çıkan magazin haberlerine kızarak gözden çıkardı.Eskişehir'e kiralık verildi.Eyvallah.Ama kankası Sadri Gökhan Ünal'ı kakalamak için 3,5 m.euro yetmediği gibi Burak Yılmaz'ı da istedi üstüne ve Aziz Bey Eskişehir'den anlaşmayı bozdurarak geri aldı Burak'ı ve hediye etti.İlahi Adalettir ki O Burak Yılmaz son maçta Şampiyonluğumuza maç olan golü attı.Bu sezonda malum.Burak Yılmaz 2.kez Şampiyonluğumuza mal oluyor.Kimin sayesinde ?
Aziz Yıldırım'ın sayesinde.Kendi elleri ile canavar yaratmak diye buna denir.
* Sadri ötüyor gene ''Fenerbahçe'ye basın yardım ediyor.Bize Allah yardım ediyor'' diye.
Doğru gerçekten de.Allahın dediğinin önüne geçemeyeceğimize göre ''Geçmiş Olsun'' artık.
Sağol  (!) Aziz Bey.Nemrutluğun sayesinde bir kez daha kahroluyoruz.

13 Nisan 2011 Çarşamba

Galatasaray Medical Park - Fenerbahçe 84-69 (Salondan İzlenimler)

Final serisinin ilk maçını daha kalabalık bir ortamda kazanan bayan basketbol takımımız, sanki ilk maçta bize yeterli olanı aldık, gerisini Caferağa atmosferi güvencesiyle tamamlarız havasında oynayınca, serideki ikinci maçı ezeli rakibine bırakarak 1-1 eşitlikle kendi evine kağıt üzerinde avantajlı dönen taraf oldu.

Rakip ise tekrar kaybetmeleri halinde herşeyin biteceği düşüncesiyle bütün motivasyonuyla hakemlerinde müsadesiyle sert şekilde mücadele edince maçın büyük kısmında skorda kopukluğun olduğu bir oyun izledik.

Gerçi hakemlerin kötü olduğu üzerine her iki tarafta hemfikir olabiliyor ancak herkes kendi açısından subjektif baktığından kimse herhangi bir pozisyon üzerine birbirini ikna edemiyor,salondan çıkarken de galatasaraylı arkadaşla hakemlerin hangi taraf lehine çalıştığı üzerine tartışıyorduk. Zaten salonda evsahibi olan taraf hakemlerin kararlarını hiç bir şekilde beğenmez, o ortamın verdiği hırçınlıkla herkes kendi istediği gibi görür, aynı ruh hali Caferağa'da bizim üzerimize de yansıyacak.

Son zamanlarda gittiğim birkaç bayan basket maçıyla ilgili burada yazmaya fırsat olmadı. Final serisinin ilk maçı ziraat maçımız ile çakışmıştı, ikinci maça ise galatasaraylı bir arkadaşım ve onun nişanlısı ile gidiverdik. Maç vaktine doğru içeri giren diğer Fenerbahçeli tanıdıklarla da beraber maçı takip ettik.


Salona erken girdiğimizden büfeden ufak bir alışverişle tribüne yöneliverdik, burada para üstü olarak kağıt fiş verilmesi Sinan Erdem salonundaki zoraki para bütünleyici alışverişe göre daha mantıklı oluyor. Büfenin orada gördüğüm zafer kalaycıoğlu'nun suratına ise bakmak bile istemedim.

Henüz ortada ısınan oyuncular yokken az sayıda taraftar vardı, bir kısmı pota arkası boyunu da aşan arda turan pankartını yerleştirmekle meşguldü.
Zaman ilerledikçe gs oyuncularından birkaçı çıkınca alkışlar yükseldi, bizim takımın da salona geldiği ortalıkta dolaşan iki lüzumsuz Didem Akın ve Semih Özsoy ikilisinden belliydi. Semih Özsoy'un ilgisini pankart çekince önüne kadar gidip bir süre bakınarak orada ne yazdığını çözmeye uğraştı.

Bizim takımdan sahaya şut atmaya ilk gelenler iki genç oyuncu Olcay ile Ecem oldu, sarı laciverti gören taraftarlar hemen ıslıklamaya ve Fenerbahçe kaşarları... diye tempo tutmaya başladı.
Aynı sahne daha sonra parça parça diğer oyuncular geldiğinde de yaşanıyordu.

Ancak sahada henüz dört Fenerli varken ve daha ortada Nevriye Yılmaz yokken "Nevriye Nevriye .rospu Nevriye" diye tezahüratlar yapılıyordu. Nevriye takım toplu halde sahaya çıktığında daha kalabalıklaşmış olan taraftarlar tarafından büyük sevgiyle anıldı.

Matovic ile Horakova ısınmaya çıktığında da onlara protesto sesleri yükselince oyuncular gülüyordu, yabancı oyuncuların arkasından Fenerbahçe kaşarları... diye tezahürat etmeleri de ilginçti.
Neyse bir süre sonra ingilizce bildiklerini gösteren .uck you Matoviç sesleri yükseldi.
Lazslo Ratgeber'de sahaya adım attığında İvana gibi "Ratgeber Ratgeber .uck you Ratgeber" şeklindeki hoşgeldin selamlarını gülümseyerek aldı, devre arası önlerinden geçerken de aynı ilgiyi esirgemediler.

Bizim salonda son zamanlarda ışıl hariç diğer oyuncularla yabancılarla koçlarla falan böyle toplu halde sevgi gösterileri pek olmuyor. Genelde makara olsun diye yüklenilen ışıl fazla sivrilmeseydi belki onu da kimsenin ipleyeceği olmazdı, zafer kalaycıoğluna geçen sene kendimizce haklı olarak yapılan protestolar haricinde koçlarla pek temasımız olmazdı.

Takımımız anonsla resmi ısınma periyodu için sahaya evsahibinden önce çıkıverdi, aralarında Tammy Sutton Brown'un olduğunu Anete'nin kadroda olmadığını farkettim. Takım çıkarken başlayan uğultu üstüne Fenerbahçe kaşarları... temposu sonrası üçlü çekerek a.....a....koyayım Fenerbahçe şeklinde döndürmeye başladılar, üstüne mehter yaparak Fenerbahçe köpeğine şampiyon Fener yazma arzularını dile getiriyorlardı ki kendi takımlarının çıkışı anons edildi.

Takım sahaya çıkmadan önce medical park ve gs bayraklarını sallayan görevliler diziliverdi.
Maçtan önce minibüste denk geldiğimiz birisi animasyon grubu anonscusu olduğunu anlatıyordu, orada söylediği gibi tshirt-şapka yanısıra medical park check up hediyelerinin de olduğu maç öncesi ve devre arası basket atma yarışmalarını idare ediverdi. Bizim Acıbadem sponsorumuzun taraftarına herhangi bir check up falan hediye ettiğini henüz görmedik.


Evsahibi takım taraftarlarının üçlüsü ardından tribüne çağırılarak vur-kır-parçala bu maçı kazan sesleriyle ısınmaya başladılar. Sahaya çıktığı anda olduğu gibi ısınmalar sırasında da ışıl alben'e ilgi gösteriliyordu, çoğunlukla bench arkasına yakın tarafta toplanmış taraftarlar oyunculara bireysel tezahürat etme uğraşındayken anonscunun potaya basket attırma yarışması için çıkardığı sesler zaman zaman bunları bozuyordu.

Salondaki doluluk artmıştı, çoğunluğu maraton tribününde toplanan tezahürat edecek taraftarlar haricinde pota arkaları boş sayılırdı. Saha içi koltuklar zaman ilerledikçe gelen sahiplerince dolduruldu, protokolün sol tarafı sağ tarafa göre biraz daha doluydu, salonda maç vakti yaklaşık 3500 kişi vardı.

Maç başlamasına 10 dakika kadar varken birden bire arda turan büyük kaptan vs. tezahüratları başladı, uzun bir süre devam etti. Sanki salona gelmiş gibi herkes ayaklanıp kafayı protokolün oraya çeviriverdi ama kimse farkedilmiyordu, büyük ihtimal başkanları gelince mesaj vermeye niyetlendiler.

Ben salona giren Fenerbahçeli tanıdıkları bulmak için turlarken, anonscunun mikrofonu bir ufaklığa verdiği sesten anlaşılıyordu, küçük taraftar salondakilere rerere-rarara... yaptırdıktan sonra haydi cimbom haydi, tam zamanı şimdi... diye tezahürat etti.
Takım anonsları bizim oyuncuların şiddetli uğultular arasında sahaya çıkıp gene küfürler yemeleriyle son buldu.

Bizim bench yakını pota arkasında elli kişi kadar ufak bir grup taraftar duruyordu, onlar bizim hücum ettiğimiz saha ikinci yarı değişince oradan ayrıldılar.

Maça iyi başlayıp 15-1 lik bir seri yiyerek kontrolü kaybediverdik, hakemlerin verdikleri kararlar oyuncuların sinirlerini bozup sürekli itiraz etmelerine sebep oluyordu, devreye biraz daha yakın skorla gitsek iyi olur diye düşündüysekte olmadı.

Erken faul problemine girebilecek olan tamika yaptığı abartılı itirazlarına rağmen maçı tamamlayabildi, onların bu cüretkar hallerini biz ağzımız açık izleyiverdik.

Maçtan önce pota arkası tribüne yığılı duran sopalı bayraklar, ikinci devre başlamadan önce diğer pota arkasında duran ufak grup buraya geçince hızlı bir şekilde tribün liderleri tarafından hepsine dağıtılıverdi. Bizim takım bu tarafa hücum edip faul falan atarken dikkat dağıtma çabaları sergiliyorlardı.

Zaman zaman molalarda başlattıkları kupaları şirketlere bırakmayalım tezahüratı ise adı medical park olan bir takım için garip kaçıyordu. Kendi takımları faul atarken karşılıklı tezahüratlara devam ettikleri de oluyordu.
Bazen maraton tribün kendini tezahürata kaptırmışken, top bize geçince salonun geri kalanından ıslıklar yükselince onların da tezahüratı kesip baskıya yönelmesi gibi güzel örneklerde gördük.

İkinci yarı onları sıkıntıya sokacak bir performans sergileyemedik, rakipteki yabancı oyuncuların faul yaptıkları pozisyonlarda dahi provokatif tavırlar sergilemesiyle salondakilerde bu itirazlara katılıyordu, dışardan şut tehdidimiz Anete'de olmayınca zayıf kaldığından sık sık içeri katetmek zorunda kalıyorduk, dayak yiye yiye potaya ulaşmak bizim oyuncuları oldukça yıprattı ve yıldırdı.

Bizim oyuncu top rakibin ayağına çarptı diye itiraz ederken hakemler hiç oralı bile olmuyordu, Birsel darbe aldığı bir pozisyondan sonra iyice sinirlenip kenara gitmek istedi, kenara alınınca da direkt yerine oturmayıp pota arkasında ki boş alanda bir kaç tur ileri geri yürüyüp sonra yerine geçti.
Bizim salonlarda kendi kulübümüzün isteğiyle güvenlik sorumluları tarafından kendi taraftarlarına yaşatılan zulüm buralarda hiç göze çarpmıyordu. Maçı takip ederken bir yandan da bu durumları konuşuyorduk, kendi salonlarımızda hem güvenlikçilerle hem de çökçök taraftar profiliyle uğraşmaktan insanların sinirleri bozuluyordu.

Burada tribünün en ön sırasına demirlere kadar taraftarlar yığılmış, set üzerinde birden fazla kişi çıkmışken aralarda gözüken tek tük birkaç özel güvenlik ise ayakta duruyor ve kalabalık içinde kaybolmuş haldeler.

Bizim salonlarda ise en ön sıralar boş tutularak oralara güvenlikçileri oturtuyorlar, aradaki koridor boşluğuna kimsenin doluşmasına izin verilmiyor, aşağıdan tribünü idare edecek bir kişinin sete çıkmasına zor zar ikna oluyorlar.

Bunun yanısıra bir de gereksiz yerleri işgal eden pasif seyirciler nedeniyle tribün bütünlüğü sıkıntılı oluyor, Abdi İpekçi'de ise maraton tribününe oradan bileti olsun olmasın yerleşen bütün taraftarlar tezahürat etmek için gelmişlerdi. Bazen yukarılardan girilen tezahüratlar aşağıdan farklı girilen başka bir tezahüratla karışıp senkronları bozuluyordu. Genelde maçın gidişatı iyi olunca salonun oturarak maçı izleyen seyircilerini de ambiansa katmakta sıkıntı çekmediler.

Salondaki en sağlam güvenlik önlemleri bizim takıma değil de maçın hakemlerine yönelikti. Protokol tarafında alttan giriş çıkış yapan hakemler için oraya sağlı sollu ellerinde kalkanlarıyla çevik kuvvet elemanları yığılıverdi. Maçı saha içi koltuklarda oturarak takip eden polisler hakemlerin geçiş vaktinde talimatla hazırlanıyorlardı. Gerçi bu maç çoğunlukla skorda önde olmalarından ilk maçtaki kadar yabancı madde tehlikesi yaşamadılar.

Her ne kadar ilk maçtan daha sakin bir ortam olsa da, zaman zaman verilen kararlar tepki çekiyordu. Hakem noluyor, .ötün başın oynuyor seslenişleri yanısıra "şampiyon olmamız engellenemez" gibi tezahüratlar ise ulan kim sizi engelliyor, hacettepe bile size çalıştı diye bize ironik geliyordu. Azizin uşağı .bne hakemler tezahüratı bench arkasından yükseldiğinde oraya yakın olan setteki tribün amigosu bir anda o tarafa doğru onları susturmaya gidiverdi.

Nevriye Yılmaz'ın sakatlık probleminden sonra iyi durumda olmadığını önünde yuvarlanan topa eğilemediği ve fast break yediğimiz pozisyonla daha net görüverdim. İçeriden oyunlarda yaşanan sertlik dozajı uzunlarımızın yorulmasına ve zaten Fowles karşısında sıkıntılı olduğumuz ribaundlarda iyice güçlük yaşamamıza yol açtı.

Horakova rakibinin karın boşluğuna gelen dirseğini yediği anda acıyla yerde kıvranmaya başladı. Biz tribünde bu pozisyonu görünce çevredeki evsahibi seyircilerin az olduğu ortamda oha bu nasıl faul olmaz diye ağzımızdan çıkan refleks tepkiyi durduramazken; maçın hakemleri pozisyonu devam ettirdi. Önündeki pozisyonu gördüğü halde hakem eliyle devam işareti yapıverdi, oyunu da ilk başta durdurmadılar, oyuncu yerde kıvranırken bir süre devam etti.

İkiyüzlü hakemler daha sonra başka bir pozisyonda gs oyuncusu ayağı kayarak diğer sahada yerde kalıverdiğinde ise salondan yükselen uğultuyla hemen oyunu durduruverdiler.

Evsahibi takım hocası olduğundan olsa gerek maç boyu bu cesaretle yerinde duramayıp herşeye itiraz edip yalvarıp yakardı, sürekli kendi alanını ihlal ederek sahanın içine girip durması dikkat çekiciydi, bakalım Caferağa'ya geldiğinde nasıl kuzu olacak.

Takımımız maçın ardından kendi bench tarafına ters yerdeki koridordan çıkmak zorunda kaldı, tabii o tarafa yönelirken rahat bırakılmadılar.
Bizim salonda "...koyduk mu" yapılıyor olsa hemen bunu ilk falan filan yapmıştı bize ait değil diye keserler devam ettirmezler, ama buradakiler kim neyi önce yapmış umrunda olmadan maksat eğlence olsun diye yapıyorlardı.
Galibiyeti kutlayan galatasaray oyuncuları taraftarlarıyla karşılıklı cimbombomum benim biricik sevgilim... yaptılar. (şimdi yazarken zorlanınca daha iyi farkettim de cimbombomum nedir yahu kulağa ne absürd geliyor)
Ortaya davet ettikleri ışıl'dan belki de bu sezonun son üçlüsünü isterlerken, o da büyük yıldız havasıyla eli kulağında herkesi ayaklandırıp tezahüratı başlattı, bir maç önce kendisine küfür edenler bir maç sonra böyle yalamış oldular.

Salondan çıkışta galatasaraylı arkadaşla minibüse bindiğimizde, minibüs arkasını dolduran Fenerli ağabeylerle tesadüfen karşılaştım, minibüste galatasaraylıdan çok Fenerli olması da ilginç olmuş oldu.

Bizim için birçok zorlukla geçen bu sezonun sonunda gelecek şampiyonluğun anlamı çok daha büyük olacaktır. Bu nedenle Caferağa'da hem sahada hem tribünde ölümüne savaşacak bir bütünleşmeyi sergilemek için bütün hazırlıklarımızı yapmalıyız.

Etiketler