18 Haziran 2013 Salı

FENERBAHÇE 2013-2014 Sezonu Kadro Yapılanması


Koskoca 2 sene geçti, kâbusun başlangıcından. Bir hafta sonra da hiç açılmamak üzere kapatılacağını umuyorum. Bu süre zarfında, takımın ortaya koyduğu mücadele takdir edilecek derecedeydi. Fakat aynı şeyleri kulüp yönetimi için söylemenin imkânı yok. Geçen sezon, hazırlıksız yakalanmıştık, gerekli süremiz yoktu takviyeler için, hep bir belirsizlik vardı, her gün yeni bir cephe açılıyordu, vb……. birçok nedenin bulunduğu bir ortamda son maçta kaçan şampiyonluk ve uzun yıllar sonra alınan Türkiye Kupası büyük başarıydı.
Geçen sezon ise, Avrupa’da yakalanan yarı final, Türkiye Kupasının üst üstte kazanılması ve ligde alınan şampiyonluk çok kötü görünmese de, esasında kaybedilenler çok daha fazlaydı. Fenerbahçe, geçen sezonu 12 Mayıs’ta kaybetmeye başladı gerçekte. O gün, taraftar baş koyduğu büyük mücadele de yalnız bırakıldı. Maç bitimiyle başlayan olayların sorumlusu olarak hep taraftar suçlandı. Kulüp elinde tüm stat görüntüleri olmasına rağmen, bunları yayınlayamadığı gibi, herhangi bir yerde de savunmasını yapamadı. Alınan 5 maç cezaydı, oysa taraftarın içindeki yara çok daha büyüktü. CAS davasının hiçbir açıklama yapılmadan çekilmesinin üstüne son maçta yaşananların tüm günahının taraftarın üstüne kalmasına ses çıkarmayan yönetime olan destek zamanla azalıyordu.


Bu olumsuzluklarla başlayan sezon, Fenerbahçe açısından bir geri dönüşten çok daha değerliydi. Rakibi her türlü riske girip, planlarını şampiyonluk üzerine kurmuş ve bunun doğrultusunda yüksek maliyetli transferlere yönelmişti. Hedef belliydi, Şampiyonlar Ligi gelirini almak ve tekrar şampiyonluğu yakalamak. Buna karşılık, FB yönetimi ne Süper Kupa Finaline ne de Şampiyonlar ligi ön elemesine transferleri yetiştiremedi ve ikisinde de sonuç hüsran oldu. Ama daha kötüsü artık nur topu gibi Alex sorunumuz vardı.
Geldiği günden beri tüm taraftarın sevgisini kazanmış, kulüp tarihinin en başarılı denilebilecek istatistiklerine imza atmış adam, hain olmakla suçlanıyordu. Oynadığı süre boyunca, her serbest vuruşu, korneri, penaltıyı kullanan ve tüm hücum organizasyonunu şekillendiren adam artık yoktu. Takım sorumlusu, Aykut Kocaman’ın defalarca “Alex’siz oyuna alışmalıyız, koşan takım, antrenör takımı” kavramlarını ve hayalindeki “4-3-3” sistemini uygulamaya başlamasıyla takım beklenilenin aksine düşmeye başladı. Ligde her geçen maç daha kötü oynuyor ve kazanamıyordu.
Devre arasında eski oyuncuları geri döndürme ve Webo operasyonuyla bir ivme kazanılsa da Fenerbahçe, ligde şampiyonluğu yeniden kaybediyordu. İlk yarı boyunca tek forvet olarak Sow’un olması ve alternatifin olmaması, sol bek mevkiinde Hasan Ali’nin alternatifsiz olması, defans göbeğindeki yetersizlik, orta sahada oyunun iki yönünü oynayacak oyuncunun bulunmaması, hakemlerin ve federasyonun ceza kurullarının vermiş oldukları adaletsiz cezalara karşı kulübün haklarının savunulamaması, rakibin devre arasında yaptığı transferlere karşılık sessiz kalınması ve Alex’in gönderilmesi; yönetimin tahtını iyice sallamaya başladı.
Kaybedilen bir şampiyonluk değildi çünkü. Taraftar, yönetime olan güvenini ve sevgisini de kaybetti bu süre içinde. Her maç taraftar gruplarıyla yaşanan sorunlar can sıkıcıydı. Burada sorun, 3 Temmuz sürecinden beri biat yolunu seçen belli taraftar grubuna ilk başta ucuz kombine verilmesi; daha sonra Alex tezahüratlarını sustursun diye megafon takviyesinin yapılmasının ardından savaş açılması, yönetimin ne derece tutarlı bir duruş gösterdiğinin de ispatıdır.

Fenerbahçe tüm bu olumsuzluklarla başlıyor, 2013-2014 sezon hazırlıklarına. Tüm planlar yapılmışken ilk aşamada başlayan Aykut Kocaman’ın istifası, ardından UEFA disiplin kuruluna sevk yine moralleri altüst ediyordu. Ama artık kaybedecek bir sezona daha Fenerbahçe taraftarının tahammülü yok. Bu sene, ölmek var dönmek yok. Yönetim de, bunu anlamış olacak ki transfer sezonunda hızlı girdi. Şimdi yapılan, yapılması muhtemel ve yapılması gerekenleri elimizden geldikçe paylaşalım.
Kaleciler: Volkan Demirel, Mert Günok, Serkan Kırıntılı
Fenerbahçe futbol takım kadrosundaki en sorunsuz yerini sorsanız taraftara, çoğunlukla kale cevabı alırsınız. Oysaki geçen sezon Volkan ile Muslera’nın kazandırdıkları ve kaybettikleri arası fark 10 puandan fazladır. Volkan, gün geçtikçe ağırlaşan cüssesine bir de konsantrasyon kaybını eklediğimizde büyük sorun yaratıyor. Aynı şekilde Mert de, yan toplardaki zafiyetleri korkutucu. Üstelik son oynanan milli maçtaki görüntüsü felaketti. Bu ilk defa da olmuyor üstelik geçen sezon süper kupa finalinde yediği ilk gol de unutulmaz. Serkan Kırıntılı’nın da bir türlü beklenen çıkışı gösterememesi nedeniyle yapılacak en iyi hamle Ertuğrul Taşkıran’ın geri çağrılması ve kaleci rotasyonuna sokulması olacaktır.

Sağbek: Gökhan Gönül
Bu mevkii de Gökhan, hem ülkenin hem de Fenerbahçe’nin tek oyuncusu. Bu yaz geçirdiği operasyon nedeniyle de sahalara dönmesi ve formunu yakalaması Ekim ayını bulacaktır. Eldeki mevcut kadroda, bu mevkii için değerlendirilebilecek Topuz ve Alves isimleri öne çıksa da, yedek bir oyuncu şart. Buraya yapılması muhtemel takviye içersinde 2 oyuncu ön plana çıkıyor. Eskişehirspor’dan Veysel Sarı ve Bursaspor’dan Şener Özbayraktar

Stoper: Egemen Korkmaz, Bekir İrtegün, Bruno Alves
Stoper olarak elde bulunan Yobo ve Serdar Kesimal’in bu sene kadroda olmayacağı söyleniyor. Doğrusu da bu olur. Serdar’ın bir türlü istenen düzeye çıkamaması ve Yobo’nun müdahalelerde çok yavaş kalması geçen sezon Fenerbahçe’nin birçok maçtan mağlup ayrılmasına yol açtı. Günümüzde stoperler, sadece atakları kesen değil; aynı zamanda geriden oyun kuran, alan daraltan ve skor katkısı ile takıma maç kazandıran pozisyona geldiler. Tüm bunları düşündüğümüzde, eldekiler içersinde bunu tam manasıyla yapabilen oyuncu yoktu. Bu nedenle, ilk takviyelerden biri bu bölgeye yapıldı. Bruno Alves transferi bu anlamda çok önemli. Ama önümüzdeki sezon yoğun maç trafiği için yeterli değil. Kadroda sadece 6 yabancıya izin verildiğini de düşünürsek, kesinlikle bir yerli takviyesi şart. Süper ligden buna uygun oyuncu bulmak zor. Gurbetçilerden ise, Ömer Toprak ve Serdar Taşçı      



Sol bek: Hasan Ali Kaldırım, Michal Kadlec
Ziegler’in ayrılmasıyla Hasan Ali sol bek mevkiinde yalnız kalmıştı. Beklenen takviye Kadlec oldu. Oyun yapısı itibarıyla daha dengeli bir oyuncu. Takım kadrosuna bakıldığında genelde sol önde oynayan oyuncular defansif olarak çok yeterli değil. Bu nedenle, tercih doğru gibi duruyor. Aynı zamanda, stoper olarak da faydalanabilmesi ve Hasan Ali’nin de oynaması gerektiğini düşünerek olumlu bir transfer olduğunu düşünüyorum.
Orta Saha
Sağ: Dirk Kuyt, Mehmet Topuz, Recep Niyaz


Takviye düşünülmeyen ender mevkilerden bir tanesi. Kuyt geçen sezon ki performansını sürdürebilirse sorun çıkacağını düşünmüyorum. Mehmet Topuz’un sakatlıklarını tam olarak atlatabilmesi ve skor anlamında katkı sağlaması gerekiyor. Beklenilenin altında kalmamalı artık Mehmet. Recep Niyaz’ın da arada şans verilmesi ile bu bölgede alternatif açısından zenginlik katacaktır. Krasiç’in her şekilde gönderilmesi şart.  
Göbek: Mehmet Topal, Selçuk Şahin, Raul Meirelles, Emre Belözoğlu, Alper Potuk, Salih Uçan, Samuel Holmen
Oyuncu sayısı olarak takımın en kalabalık bölge durumda. Christian Baroni ve Sezer Öztürk’ün gideceğini düşünüyordum. Ama Holmen transferi ile gideceklerin sayısı artabilir. Yeni hocanın sistemine göre merkezin durumu netleşecek. Eğer ki 4-4-2 düzeninde oynayacaksak, transfere gerek yok. Ama 4-2-3-1 yâda 4-3-3 düzenlerinde oynayacaksak, bir takviye şart gibi duruyor. Özellikle defansın önünde defansif bir ön libero mevkiini Mehmet Topal, Meirelles ve Selçuk kapatabilir. Yanında oynayacak 2. ön libero, topu dikene oynayabilecek ve forvet-forvet arkası ile defansın pas trafiğini yönetecek bir oyuncu olmalı. Bunun için de Alper, Emre, Holmen ve Meirelles’den faydalanılabilir. Forvet arkasında ise, Salih Uçan ve Alper, mevcutlar içersindekilerin en uygunu. Baroni gönderilmezse de, bu mevkii de oynar. Geçtiğimiz sezon, büyük umutlarla alınan Meirelles, hiç katkı vermediği gibi çoğu maçta bizi yalnız bıraktı. Oyunun hücum yönünde hiç yoktu. Ben eldeki oyuncuların iki ön libero mevkii için yeterli olduğunu düşünüyorum ve Meirelles’in 10 milyon gibi bir teklif gelirse elden çıkarılması daha iyi olacaktır. Ayrıca, Topuz ve Caner’in de bu bölgelerde değerlendirebilir. Bu üç bölgede, geçtiğimiz sezon oynayan 6 oyuncu (Emre, Topal, Selçuk, Salih, Baroni, Raul) 16 gol ve 14 asist katkısı vermiş. Oysa Alex, tüm bu katkıyı tek başına veriyordu. Çift forvet (4-4-2; 4-3-1-2) de oynamadığımızı düşünürsek, forvet arkasına oyuna yön verecek ve skor katkısı verebilecek bir orta saha transferi yapılmalıdır. Bu oyuncunun kanatlarda oynama özelliği olması, kadronun değişkenliği açısından da faydalı olacaktır. Marsiya’da oynayan Valbuena yâda Bayern’deki Ribery tarzı oyuncular bize daha uygun. Transfer sezonunda, şu an isimleri çokça dolaştığı için benim tercihlerim Nani, Honda ve Dzsudzsak’dan olurdu.   




Sol: Caner Erkin, Miroslav Stoch, Beykan Şimşek
Tercih edilecek sisteme göre Stoch ve Caner; gerektiğinde Sow bu bölgeyi götürebilecek düzeydedir. Esasında göbeğe yapılacak takviyenin, önemi bu nedenle ortaya çıkıyor. Hemen hemen her bölgenin birçok oyuncusu olacak ki; yoğun maç trafiğinde oyuncuları dinlendirmek mümkün olsun. Bir sezon kötü performans sergileyen Stoch da, önceki zamanlarda yaptıkları ve yaşı nedeniyle bir şansı daha hak ediyor. Eğer ki, iyi bir teklif gelirse değerlendirmede bulunabilir. Beykan da alternatifler arasında düşünülebilir.
Forvet: Sow, Webo
Elimizde sadece 2 oyuncu kaldı. Semih’in ayrılacak olması ile yerli alternatif de yok elimizde. Sıkça ismi geçtiği için, Cardozo transferinin olacağını düşünüyorum. Bizim için çok önemli bir katkı vereceğine şüphem yok. Uzun zamandan beri striker anlamında, kadroda eksikliğini hissettiğimiz bir eksikliği kapatacaktır. Yanında, Sow ve Kuyt ile de hücum gücünü yüklenir. Ama buraya azalan yabancı kontenjanı nedeniyle bir yerli takviye şart. Öne çıkanlar Cenk Tosun ve Mevlüt Erdinç.







Sonuç olarak;


Gitmesi Gerekenler: Serkan Kırıntılı, Yobo, Serdar Kesimal, Krasiç, Sezer Öztürk, Christian Baroni, Semih Şentürk, Raul Meirelles (İyi bir bonservis ödenirse)


Gelmesi Gerekenler: Ertuğrul Taşkıran, Yerli Sağbek, Yerli Stoper, Yabancı Orta Saha, Yabancı Forvet, Yerli Forvet
Yabancı Kadrosu: Alves, Kadlec, Kuyt, Holmen, Stoch, Sow, Webo + 2 transfer: 9


Fenerbahçe’nin Daum’dan beri gelen bir oyun yapısı mevcut. Aykut Kocaman bunu değiştirmeye çalışsa da, başarısız sonuçlar sonrası hep geri adım atmak zorunda kaldı. 4-2-3-1 sistemini takım bu nedenle oynamaya alışık. Ayrıca Avrupa’nın çoğu ülkesinde de iddialı takımlar bu sistemle oynuyorlar. Bunun haricinde, maç içersinde değişen dizilişler de söz konusu oluyor. Bu nedenle, 4-2-3-1 dizilişinin haricinde 4-3-3 ve 4-4-2 dizilişlerini de sıkça görebiliriz. 
Bunlara göre;
4-2-3-1


 4-3-3
 4-4-2


2013-2014 sezonu öncesi kadroda yapılması gerekenleri kapasiteme göre anlattım. Umarım, artık tüm olumsuzluklar kalkar ve Fenerbahçe 3 Temmuz öncesine döner. Mücadele etmemiz gereken birçok güç var. Bunu aşmanın yolu da, birlik olmaktan geçiyor. Bunun için ilk görev yöneticilere düşüyor. Onlar, tüm imkanları seferber edip -özellikle UEFA’dan ne karar çıkarsa çıksın- iyi bir kadro kurmalılar ve tüm sezon haklarımızı korumalılar. Futbolcular sahada terlerinin son damlasına kadar savaşmalılar ve biz de tribünde her daim onlara destek vermeliyiz. Başarıyı ancak böyle yakalayabiliriz.



Tolga KAHRAMAN

Etiketler