13 Şubat 2010 Cumartesi

Makyavelist gs : Türkiye bitti,sıra Kuzey Kıbrıs'ı sömürmeye geldi.

http://img92.imageshack.us/img92/2227/gslogo1kc9.jpg

Hafta içinde gene bir haber okuduk.

Galatasaray´dan KKTC´de tesis atağı
GİRNE / DHA
Galatasaraylı Kulübü‚ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti´nde (KKTC) bir kamp tesisi kurmayı hedefliyor.
Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat´ın başkanlığındaki bir heyet‚ bugün KKTC Galatasaray Taraftar Derneği davetlisi olarak bugün Kıbrıs´ ziyaret edecek.
Bir süreden beri KKTC Galatasaray Taraftar Derneği yönetim kurulu ile Galatasaray Spor Kulübü yönetim kurulu arasında sürdürülen görüşmeler meyvesini verdi.
Sarı-kırmızılı heyet‚ kamp tesisi kurulması için arazi bakacak. Gezilecek arazilerin beğenilmesi halinde Galatasaray Spor Kulübü kamp ve sosyal tesis inşaatı yapacak.
Böylelikle sezon başı ve devre arası kamplarını Kıbrıs´ın güzel ikliminde geçirmeyi planlayan Galatasaray‚ arazi üzerine A takım‚ genç takım ve altyapı takımları da dahil olmak üzere geniş bir kullanım alanına hitap edecek bir tesis yapacak.
Bu arada tesis Galatasaray tarafından kullanılmadığı dönemlerde diğer takımların kullanımına da açık olacak. Böylelikle ülkemiz hem Galatasaray´ı hem de Galatasaray´ın işbirliği içinde olduğu diğer Türk ve yapancı ülke takımları konuk etme şansını yakalamış olacak.

Milliyet 


 Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Adnan Polat, Futbol A.Ş. Genel Müdürü Adnan Sezgin'le birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yapılması planlanan kamp tesisi için incelemelerde bulundu.

Başkan Polat, Girne ve Gazimağusa'da, KKTC hükümeti tarafından da desteklenen tesis için önerilen arazileri gezdi.

Adnan Polat dün akşam KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu ve bakanlarla bir araya geldi. Başbakan Eroğlu, Galatasaray'ın yatırımlarından büyük onur duyacaklarını ve her türlü desteği vereceklerini belirtti.

Eroğlu, "Umarım FIFA bize uyguladığı spor ambargosu ayıbından vazgeçer. Galatasaray'ın yatırımları da bir mesaj olur" dedi. Adnan Polat ise Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan gençlerin de spor yapma hakkının olduğunu belirterek, "Bütün dünyaya sporda bir ambargonun ayıp olduğu mesajını da vermek istiyoruz" diye konuştu.

Polat ayrıca, "Rumların Galatasaray'ın sportif tesisler yapmasından rahatsız olacağını zannetmiyorum. Aksine memnun olurlar. Rumlar da gelsinler spor yapsın" ifadelerini kullandı.

***************
  Son derece iyi niyetli,çok güzel bir girişim değil mi ?
Hahahahahahahaaaaa.
Spor tesisi kuracaklarmış ha.
 Riva arazisini sadece bu amaçla ''SPOR TESİSİ KURMAK'' üç kuruş paraya aldılar
zamanında ve belirtilen süre içinde bir kazma bile vurmadılar ve bu araziyi ellerinden
kaybetme hakkı doğduğu halde katakulli ile kaptırmadılar.
Riva arazisi 1975 yılında Selahaddin Beyazıd tarafından alınmıştır üç kuruş paraya spor
tesisi kurma amcıyla.1,175 dönümlük (1,175,000 metrekare) bir arazidir.
35 yıldır Spor tesisi yapacaklar daha.
Amaçları belliydi aslında oraya villa,konut yapıp satmak.
Ama Mimarlar Odasının v.s itirazlar ,mahkemeler devam etti yıllardır .
Haklılar da.İmar planında Spor Tesisi alanı olarak geçen araziye toplu konut alanı olarak
değiştirmek için yıllardır uğraştılar.Ve sonunda planı değiştirdiler.
Ondan sonra inşaat ruhsatı almak için de yıllardır uğraşıyorlardı ve sonunda yakın zamanda
onu da aldılar ne yazık ki.
 Peşkeştepe bir yandan,diğer kapattıkları araziler,adalar bir yandan.
Ama hala doymadılar,doymazlarda.Çünkü hayatları,felsefeleri beleşe,bedavaya,peşkeşe
endekslidir.
 Şimdi Türkiye'yi bitirdiler daha ne yapacaklardı ki zaten sıra KKTC'ye geldi.
KKTC Yöneticileri de saf saf inanıyorlar,spor ambargosu kalkacak,gs buraya yatırım yapacak
diye seviniyorlar yazık.
 Hep beraber görürüz ne yapacaklarını yakında .....
   Yatacak yeriniz yok Makyaelist gs yatacak yeriniz ulan beeee.
Bir de niye bunlardan nefret ediyorsun diyorlar.
Nefret yeterli bir kelime değil bunlarla ilgili düşünceleirim için tarifi yok bunun.
 Yeryüzünde ve gökyüzünde bunlar gibi kulüp yoktur vallahi de yoktur billahi de yoktur.

Makyavelist gs : Danıştay Kararını bile iplemiyorlar.& Peşkeştepe Projesinin Ardındaki Sır Ortaya Çıktı.


Yoğunluktan ancak yazabiliyorum.
2 gün önce TV'ler Şok bir Altyazı geçtiler.
''Danıştay Peşkeştepe Projesini İptal Etti '' diye.
  Etekleri tutuşan gs'liler hemen ne oluyoruz diye gs yönetimini aradılar.
Bunlardan biri Show Haber'in başındaki fanatik gs'li Ali Kırca idi.
Başkan Yardımcısı Mehmet Helvacı'yı bağladılar Ana Haber'e.Bir sürü şey söyledi ama
hepsinin içi boştu,bizi ilgilendirmiyor bu karar dedi.NTV'de de Mesut Yılmaz'ın bakanı ve bu projeyi
başından beri kendi görevini bırakıp devlet kademelerinde takip eden Işın Çelebi bağlandı.
 İptal edilen plan 2007'nin biz 2008'e göre yapıyoruz dedi.
 Bu nasıl oluyor ki ?
 Habertürk gazetesinde ise haber şöyleydi ;

Danıştay, Galatasaray'ın Seyrantepe projesini iptal etti.

Bulunduğu bölgenin 50 binlik planda ağaçlandırılacak bölge olarak görünen alan, TOKİ'nin yaptığı binlik planda stat projesine çevrilmişti. Danıştay'ın kararıyla durdurulan inşaat söz konusu binklik plan üzerinden yürüyordu.

Mimarlar Odası'nın açtığı iptal davasında yerel mahkeme davayı reddetmişti. Ancak odanın temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay 6'ıncı Daire'si inşaata esas olan binlik planı iptal edilmesi yönünde karar verdi ve yerel mahkemenin kararını bozdu. Dolayısıyla ruhsatın temeli olan planın iptali yönünde çıkan bu kararın ardından 50 binlik imar planı değiştirilmeden projenin devam etmesi mümkün görünmüyor.

HaberTürk

Olay bu kadar açıkken gs resmi sitesinden gargaraya getiren açıklama yaptı.

Seyrantepe Projesi’nin iptal edildiği yönündeki haberler 08.12.2009 tarihli 2 ay öncesine ait bir Danıştay kararına dayandırılmaktadır. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından, Seyrantepe Stadı ile ilgili İmar Planı değişikliğinin iptali istemiyle açılan davaya ilişkin olarak İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nce verilen 26.12.2008 tarihli red kararı Mimarlar Odası tarafından temyiz edilmiştir. Danıştay tarafından verilen 08.12.2009 tarih ve 2009/11645 no.lu Kararla, söz konusu davanın bir üst ölçekli imar planlarının incelenerek yeniden görüşülmesi için dosya İstanbul 9. İdare Mahkemesi’ne geri gönderilmiştir.
Seyrantepe Projesinin iptali veya yürütmenin durdurulması söz konusu olmayıp, 2 ay önceki Karar’a dayandırılarak haber yapılması manidardır. Türk Telekom Arena inşaatı herhangi bir duraksama olmadan iş programına uygun olarak devam etmektedir. 
Kamuoyuna duyurulur 

Yardakçıları TOKİ 'de benzer açıklamalar yaptı.

 TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, "İmar planının iptal edilmesi ruhsatın iptal edilmesi anlamına gelmez. Stat projesinin kaba inşaatı bitti. Plan iptali inşaatı durdurmayı gerektirmez" dedi.

TOKİ'den yapılan yazılı açıklamada, İdare tarafından gerçekleştirilmekte olan Seyrantepe Stadının bulunduğu bölgeye ait 26 Haziran 2007 onay tarihli planların, Mahkeme kararlarına uygun olarak 14 Haziran 2008 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylandığı belirtildi.

Açıklamada, "Yapılan uygulama ve çalışmalar onaylı planlar doğrultusunda devam etmekte olup stat projesinin kaba inşaatı tamamlanma aşamasındadır" denildi.


Ya zaten arkalarında koskoca devlet var ve buraya kadar bin bir hukuk ihlali ve değişiklikler
kılıfına uydurmalarla getirdiler bu saatten sonra bırakalım Danıştay'ı  hiç bir güç durduramaz
bu Peşkeş'i.Temel planını iptal ediyor ama gene bir sıkıntı yok diyorlar,iplemiyorlar.
  
  Esas bu peşkeşin ardındaki sır  ortaya çıktı nihayet.
Neden RTE  ısrarla tüm engellere rağmen,hukuksuzluklara rağmen bu projenin
arkasında durdu  ?
 Neden devlet kendi arazisi Ali Sami Yen'i geri alıp başka yerde bedava stad yaptı,peşkeş çekti ?
  Ali Sami Yen Stadı arazisi içindi bunların hepsi.
Ta en başından beri biliniyordu bu araziye göz dikildiği.
Hariri'ler,Ofer'ler davet edilir gene diye her yerde konuşuluyor ben söylemiyorum.
Birileri gene nemalanacak sözleri ayyuka çıkmıştı zaten.


  İşte İlgili Haber ;

TOKİ, Ali Sami Yen arsası için en geç gelecek hafta ihaleye çıkmaya hazırlanıyor. TOKİ Başkanı Bayraktar, “Cumhuriyet tarihinin en büyük arsa satış ihalesi olacak” diye konuştu. Arsanın gerçek değerini bulması halinde 1 milyar dolar (2.4 milyar TL) gibi bir rakama satılacağı belirtildi.



Galatasaray'ın Seyrantepe'deki stadyumun tapusunun kendilerine verilmesi koşuluyla vazgeçtiği intifa hakkı için Ali Sami Yen arsasında ihaleye çıkılacak.

TOKİ, ihaleyi bu hafta
en geç gelecek hafta içinde içinde gerçekleştirmeyi planlıyor. Konumunun yanı sıra etrafında yaya trafiğinin olması ve planda tadilat yapılarak içine otopark yapılacak bir konuma da getirilmesi, arsanın fiyatının Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü ve İETT'nin Levent'teki arsalarını geride bırakacağını ortaya koyuyor.

İhaleyi, yetiştirebilirlerse bu hafta, ama en geç gelecek hafta içinde gerçekleştirmeyi planladıklarını açıklayan TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, şöyle konuştu :


"En büyük arsa ihalesi"

“İhalede önceliği satışa vereceğiz. Şartlara bakacağız. Burası, İstanbul'un en değerli arsası. İstediğimiz parayı bu ortamda verecek şirket çıkarsa hemen satarız. Veremezlerse hasılat paylaşımı yöntemiyle gelecek 
ay yeniden ihaleye çıkarız” dedi.

İhaleyi katılacak şirketin finansal yapısının çok güçlü olması gerektiğine dikkat çeken Bayraktar, ortaya çıkabilecek rakamlar hakkında da öngörülerde bulundu. Bayraktar, “Rayiç fiyat ödenecek olsa 34 bin metrekarelik arsa için neredeyse 1 milyar doların gözden çıkarılması gerekiyor. En az 
200 milyon dolar da inşaata harcanacak. Nereden bakarsanız bakın 1.2 milyar dolarlık bir ihale söz konusu. Metrekare bazında ve toplam fiyatta Cumhuriyet tarihinin en büyük arsa satış ihalesi olacak.

Toplam rakamın Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü ihalesini ve Levent İETT arsası ihalesini geçmesi gerekiyor. İki arsanın da etrafında 
yaya trafiği yoktu. Bu arsanın etrafında yaya trafiği var. Ayrıca arsayı alan dev bir otopark yapabilecek. Bu otopark sayesinde Mecidiyeköy'ün otopark sorunu çözülecek” dedi.

Ali Sami Yen'in planında yaptıkları tadilatın da altını çizen Bayraktar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nde görüşülecek bu yeni planın 10 bin metrekarelik yeşil alan kazandırdığını belirterek, bu değişiklikle ihaleyi kazananın Mecidiyeköy‘ün merkezine park yapabileceğini vurguladı.

"Kazananın 6 ayı var"

İhaleyi kazanan şirketin yeri teslim almasından sonra projeyi geliştirebilmesi için yaklaşık 6 aylık süresi olacağını ifade eden Bayraktar, “Şirket, bu süreyi proje hazırlayarak geçirecek. Şirketin, ödediği parayı çıkarabilmesi için çok iyi bir proje yapması gerekiyor” dedi.

İSTANBUL'UN EN YÜKSEK BİNASI YAPILABİLİR

35 bin metrekarelik büyüklüğe sahip olan Ali Sami Yen Stadyumu'nun arsasında imar izni2.5 emsal. Buna göre ihaleyi kazanan bu dev arsa üzerine, bodrumlar hariç 87 bin metrekare alanlı ofis ve konut yapabilecek. Bodrumlar da dahil edildiğinde inşaat alanı 300 bin metrekareye kadar çıkabilecek.

Erdoğan Bayraktar'ın açıklamalarına göre, arsa üzerine yapılacak binada yükseklik serbest. Bu, kazananın istediği takdirde İstanbul'un en yüksek binasını inşa edebileceği anlamına geliyor.

3 DEV İHALEYİ GEÇMESİNE KESİN GÖZÜYLE BAKILIYOR

TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın açıklamalarına göre, Ali Sami Yen Stadyumu'nun arsa ihalesi, Cumhuriyet tarihinin en pahalısı olabilir. Bayraktar'ın beklentisi, fiyatların, Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü arsasını da Toprak Libadiye arsasını da geçeceği yönünde.

TOKİ'DEN ALİ SAMİ YEN'E ÖZEL FORMÜL

1950'lerde inşa edilen Ali Sami Yen Stadyumu'nun ömrünü doldurması üzerine yapılan anlaşmalar çerçevesinde Galatasaray'a Seyrantepe'deki 380 bin metrekare arsa, 30 yıllığına kiralanmıştı.

Galatasaray buraya stad yapmak için görüşmeler yapmış, ancak tapu olmadığı için projeyi yapamamıştı.
Devreye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan girerek stadyumun inşası için TOKİ'yi görevlendirmişti. Protokole göre Galatasaray, Ali Sami Yen'deki intifa hakkından, Seyrantepe'deki stadyumun tapusu kulübe verilmek koşuluyla vaz geçmişti. Bunun karşılığında TOKİ, araziye konut, ofis ve alışveriş merkezi yapılması karşılığında, Seyrantepe'nin bitirilmesini şart koşmuştu. İhaleyi kazanan Eren Talu-Alke ortaklığı, projeyi bitiremeyince inşaat yarım kalmıştı. Defalarca yapılan ihalelelere istenilen şartlarda teklif gelmeyince TOKİ, işi ikiye ayırdı. Bunun üzerine Seyrantepe Stadyumu'nun yapım ihalesi Varyap-Uzunlar ortaklığına verirken, arsa için ise ayrı bir ihaleye çıkış kararı alındı.

Euroleague Top 16'da 3.Hafta Değerlendirmesi

http://www.sportingreece.com/UserFiles/Image/euroleague_logo.jpg
 http://img37.imageshack.us/img37/9387/el1x.jpg
http://img37.imageshack.us/img37/1124/el2y.jpg
http://img404.imageshack.us/img404/2928/el3f.jpg
3.HAFTANIN EN İYİLERİ !!!
http://img404.imageshack.us/img404/6381/el4r.jpg
http://img535.imageshack.us/img535/6496/el5.jpg

E Grubunda Panathinaikos kader maçında Barcelona deplasmanında da kaybedince ilk yarıyı
3/0 kapattı ve iş mucizelere bıraktı.
 Bu grupta asıl büyük sürprizi Maroussi yaptı.Partizan'ı biliyoruz şok galibiyetler alır hep ama ilk kez
katılan Maroussi'nin 2/1 yapması büyük sürpriz.Partizan da iddiasını koruyor 2/1 ile.
F Grubunda haftaya lider giren Dopingçiler Nokia Arena'ya gömülünce ilk yarıyı sonuncu kapattı.
Bu arada Gergin ile Rakoçeviç papaz olmuşlar ,gergin silmiş Rako'yu :))
Güzel haber bu.
Bu grupta Real Madrit'te hayal kırıklığı yaşayanlardan.1/2
İnşaallah bu sıralama son maçlardan sonra da olur ve nefret ettiğim 2 takım elenir.
G Grubunda CSKA kayıpsız gidiyor.3/0.
Prokom 2 çıkacak gibi.Bizim Zalgiris beklendiği gibi 0/3 çekti.
H Grubunda Oli kayıpsız 3/0.Zorlansalarda kazanıyorlar.Cibona'yı da zor geçtiler 78-75
2.lik için çekişen 2 takımdan Caja Laboral Khimki'ye evinde yenilince intihar etti.
Cibona tüm maçları iyi oynamasına rağmen 0/3 ile galibiyetsiz sonuncu.

Naz mı Frauke mi tartışması


Gürol:

Naz -Frauke tartışmaları bu takımın içine salınan fitili ateşlenmiş dinamit ve bir casus virüs yazılımıdır.
Evet aynen böyle görüyorum ve fena halde kızıyorum bu konuya.
Yahu hoca tercihini Frauke'den yana kullanmış ve gayet iyi gidiyor takım işte.
Daha ne yahu.Duygusallıkla mı yönetilecek bu takım.
Aylin Hanım'ın dolmaları bunlar işte.
Bakın bir voleybol sitelerinde millet neler yazıyor ;

bnce fenerbahçenin silkinip kendine gelmesi gerekir.bnce jan de bryant çok bencil bir şekilde kendi ülkesini düşünüp dirixs i oynatıyor naz gibi iyi bir pasör varken dirixs gibi çürümüş pasör kullanılıyo ayrıca artık fenerbahçenin eski izlenimi vermediğini bunuda fenerbahçenin iyiliğine değil öbür takımların senenin başındaki kötülüğüne bağlıyorum .... fenerbahçe böyle giderse scavolini,assystel novarro,volley bergamo , zareche odintsovo ve hatta vakıfbank bile eleyebilir bir an önce takımın ve teknik direktörün kendine gelmesini diliyorum:))
************
naz oynatılmadığı için galibiyete sevinemedim. milli takımın pasörü kenarda çürütülüyor...

Taraftar forumları bundan farksız.
Frauke o kadar sıradan bir oyuncu değil.Alt kupalarda da olsa,devamlı oynamasa da kariyerinde
2 Avrupa Kupası kazanmışlığı var.
2001 yılında Minetti Vicenza ile Avrupa Konfederasyon Kupası‚
2007 yılında Grupo 2002 Murcia ile Avrupa Top Teams Kupası şampiyonlukları.
İlle de Şampiyonlar ligi deniliyorsa O da bu sezon olacak inşaallah.
Naz ise son oynadığı ICL F4'ündeki başarısızlığın faturasının direk isim verilerek kesildiği bir
pasör.Menajerleri Elena Chabovta F4 sonrası bizzat pasörümüzün hataları yüzünden başarılı olamadık
dedi ve kulüp olarak çocuk yaştan büyük emek vererek büyüttükleri pasörlerinden anında vazgeçtiler.
Tamam iyi bonservis parası da aldılar ama paraya ihtiyaçları yok ,en büyük rakiplerine verirlermiydi hem.
Bunları yazarak ben de bu anlamsız tartışmaya girmiş oluyorum ama son kez yazıyorum bunları.
Evet Naz hem bizim için hem Milli takım için son derece önemli bir oyuncu,ileride ondan çok fazla
yararlanacağız ama bilemiyoruz ki belki bu sezon bu yatırım ile ille de kupayı alma stratejisi belirlendi
ve o amaçla Hoca planlarını,oyun sistemini belirledi.O oyun sistemine göre - ki 20 tane hücum seti varmış -
Frauke'yi öncelikli tercih ediyor.Hepimizin buna saygı duyması lazım.
Nati'ye daha çok top atıyor,Gamova'ya atmıyor deniliyor.
Bakın istatistiklere ;
Gamova 27/20.%74 gibi yüksek bir yüzde ile 23 sayı ile oynamış.
Nati 23/10. %43 ile 10 sayı.
Yani gerektiği zaman Gamova'dan gayet iyi bir şekilde oynamış işte.
Gene Naz - Eda ile daha iyi anlaşıyor,Frauke - Eda ile anlaşamıyor deniliyordu.
Buyrun.9/6. % 67 ile 11 sayı.Ki gayet güzel tek ayak hücumları yaptırdı hatta bir keresinde zorladı
üst üste ve blokta bıraktı Eda'yı.
Bırakalım bu kısır tartışmaları artık.



Özgür:

Bu konuda Gürol Abiyle aynı düşünüyorum. Bu tartışma, Fenerbahçe'nin başarılarını kıskananlar tarafından taraftarlarımız arasına atılmış bir dinamittir. Takımımız 3-0 gibi net bir skorla kazanmış. Deplasmanda ve kendini hiç sıkmadan güle oynaya. Biz neyi konuşuyoruz Naz niye oynamadı? Başka forumlara bakıyorum, herkesin maçla ilgili tek yorumu Naz niye oynamadı...

Bence de Naz tercih edilmeli. Ama şu maçı izleyip bir tek bu konuda yorum yapanların iyi niyetini de sorgularım kimse kusura bakmasın. Naz daha iyidir değildir tartışılabilir, ama şu maçı izleyip de kimse bana Frauke iyi oynatmadı demesin.

Mesela deniyor ki, Gamova ile anlaşamıyormuş. Gamova bu maçta %74 ile hücum etmiş! Bu oranda hücum eden bir çapraz gördünüz mü? Bu sadece çaprazın yeteneği midir? Frauke dediğiniz kadar kötü olsa, bu yüzdeye ulaşılabilir mi?

Ayrıca herkes elini vicdanına koyup şunu yanıtlasın, takımı Naz oynatırken Gamova'nın da Nati'nin de 3 metre arkasından bu kadar etkili vurduğunu gördünüz mü?

Eda'yla anlaşamıyormuş. Bakın Eda'nın bu maçtaki hücum yüzdesine: %67! Eda şu an 6 maçta %50 ortalamayla Şampiyonlar Liginde verimli smaçör sıralamasında birinci. Frauke'yle birlikte bu yüzdesinden daha yükseğe çıkmış! Bu nasıl anlaşmazlık?

Üstelik bugün manşetlerimiz de iyi değildi. Hatta rezaletti. Mükemmel yüzdemiz %42. Rakibin mesela %63!

Yani eğri oturup doğru konuşalım. Naz'ı sevebiliriz. Milli Takımımızın geleceği diye bağrımıza basabiliriz. Kimimiz çok güzel ve cana yakın da bulabilir. Ama lütfen Frauke'ye "iyi değil" demeyelim. Yani Naz'ı sevmek Frauke'ye haksızlık etmemize neden olmasın. Hele hele Brandt'ın Belçikalı olduğu için torpil yaptığını söylemek insafsızlıktır.

Ayrıca kimse merak etmesin, kulübümüz izin vermediği sürece Naz 22 yaşına kadar bizden ayrılamaz. O yüzden çok mutsuz, seneye ayrılır gibi korkuları da bir kenara bırakalım. Naz Eczacı koçuyla hiç anlaşamıyordu ve Fenerbahçe'ye isteyerek geldi. Ve her fırsatta ifade ediyor Brandt'ı da çok seviyor ve sayıyor. Ayrıca şahsen tanıyanlardan öğrendiğime göre, kişilik yapısı olarak güveni sarsılacak birisi de değil. Yani yedek oturmak Naz'a sanıldığı kadar zarar vermez. Sadece gelişimini biraz yavaşlatır.

Ben Brandt'ın iki kararını doğru bulmuyorum. Birincisi Frauke'yi tercih etmesi. İkincisi Seda arka alana geçtiğinde manşet aldırmaması ya Songül'le ya da Nihan'la değiştirilmesi. İkisinin de temel nedeni Naz ve Seda'nın kendilerini daha çok geliştirmesini istemem.

Ama Brandt geçen seneki takımımızı kendinden kat kat güçlü 3 takımın üstüne çıkararak şampiyon yaptığını hatırlatırım. Bir sene orta oyunculara manşet aldırarak yapmiyon olduk, unuttunuz mu? Üstelik Naz'ı 1 milyon dolar bonservis verip aldıran da Brandt değil mi? Uzun vadeli planları olmasa Naz'a niye bu yatırımı yaptırsın. Oksana'yı tutmayı biz düşünüyoruz da Brandt akıl edemiyor mu.

Şunu bilelim. Bizler seyirciyiz. Taraftarız. Teknik direktör ya da koç değiliz. Yani içimizden gelenlerle takımın uzun vadeli hedefleri, antremanlarda konuşulanlar, koçun oyuncularla ilgili planları birbirini tutmayabilir. Ben bu konuda Brandt'a sonsuz güveniyorum. Bir bildiği vardır diyorum. (Fırsat bulursam da soracağım. Yanıtlarsa ve izin verirse de burada paylaşacağım.)



Burçin:

Naz - Frauke tartışması Antu'da bazı arkadaşların da yazdığı gibi yılın polemiklerinden birisi olmaya aday. Konunun forumlarda duygusal bir şekilde tartışılmasını pek doğru bulmamakla birlikte genel tartışmaya benim de ekleyecek birşeylerim var hem bir Fenerbahçeli hem de voleybolsever olarak. Gürol Abi ve Özgür'e katıldığım yerler var; ama katılmadığım yerler de çok. Başlayalım bakalım...

Takımdaki orta oyuncu ve smaçör bölgesindeki eksiklere bakınca yabancı hakkının pasör için kullanılması -getirilen isim kim olursa olsun- sorgulanır ve tartışılır. Olaya buradan başlamak lazım. Bundan daha doğal bir şey yok. Üstüne üstlük bir de Avrupa'da kayda değer başarısı olmayan ve antrenörün memleketlisi bir pasör alınır ve elinizde de Naz ayarında bir yerli pasör varsa işler iyicene karışır ;) Şu anda karşı karşıya olduğumuz durum bu. Eşit denebilecek bir maç dağılımı olsa ortada, her iki pasör de şans buluyor olsa belki bu kadar tartışma olmaz. Ancak Naz'ın sadece "mecburiyetten" ve Frauke'yi dinlendirmek için kullanılan bir pasör durumunda olması ve bu zaman içinde Frauke'nin performansının etkileyici olmaması (kötü demiyorum) "Naz niye oynatılmıyor", "Jan Hoca kendi oyuncusunu kolluyor mu" sorularını da birlikte getiriyor. Takımımız kazandığı için ve de rahat kazandığı için sorgulanması çok zor, çok tepki alacak bir durum bu. Neresinden tutsam mantıklı bir cevap bulamadığım için sorgulamak durumunda hissediyorum.

İki oyuncunun kariyerlerine hatta bugüne kadar Fenerbahçe'de oynattığı maçlara baktığınız zaman Naz'ın fazlası var eksiği yok. Son 3-5 haftada oynadığı maçları hiç saymıyorum; yedek ağırlıklı takımı dinlendirmek amaçlı kadrolarla çıkılmış bu maçları değerlendirme için kullanmak doğru değil. Naz Nati'yi Gamova'yı Frauke kadar iyi oynatmıyor deniyor. Gerçek anlamda süreklilik olarak bunu en son ne zaman yapmış ki? Sezon başında özellikle Gamova ile gayet de güzel anlaşıyordu. Bunu bir adım daha ileri götürüp Gamova'nın böyle seri geri hücumları hiç bir takımı ile yapmadığını yazıp çizdiğimizi hatırlayalım. İlk Dinamo maçında Gamova'nın net toplar vurmaya ne zaman başladığını bir hatırlayın! Bugüne kadar oynanan maçlara ve performanslara bakınca Jan Hoca'nın tercihini açıklamak gerçekten çok zor. Sonuçta ne Frauke ne Naz hiç izlemediğimiz pasörler değil. Yaşı itibarıyle özellikle Frauke'yi eski yıllarda izleme ve inceleme imkanımız oldu. Duygusal davranmak yerine değerlendirmeleri somut veriler üzerinden yapmaya çalışmak lazım. Bu arada pek çok yerde yapılan Gamova yeterince kullanılmıyor eleştirilerine katılmıyorum. Tam tersine bence çok Gamova'ya bağımlı bir oyun oynuyoruz elimizdeki diğer alternatifleri düşününce.

Takımımız henüz test edilmiş değil. İtalyan takımları ile oynamadan takımın gerçek gücünü görmek bence çok zor. Ve bu maalesef Final Four'da olabilir en erken. Bu da beni çok korkutuyor. Konuşulanların haklılığı haksızlığı tek bir mağlubiyete bakar çünkü. Önümüzde çok örnekleri var bunun, geçen yılki Pesaro, önceki yıllarda yıldızlar topluluğu Novara'nın pasörsüz Perugia'ya yenilip elenmesi ilk akla gelenler.

Jan Hoca'nın Frauke seçimini haklı çıkarmak için yine kendi oyuncumuz olan Naz'ın bizler tarafından ne kadar yerden yere vurulduğunun, yıpratıldığının farkında mısınız? Naz da bizim oyuncumuz; Seda ve Eda ile birlikte takımımızın temel taşlarından birisi olarak gördüğümüz bir isim ama vay be ne kötü(!) oyuncuymuş, doğru yaptığı hiç bir şey yok!!!! Ve bunu ona yapan bizleriz. Ona sahip çıkmak yerine takımı korumak adına Frauke'den ne kadar kötü olduğunu yazmak için seferber herkes nedense. Eğer olabiliyorsa Frauke'nin niye Naz'dan daha iyi pasör olduğunu tartışsak Naz'ın niye Frauke'den daha kötü olduğunu tartışmak yerine? Ne dersiniz?

Frauke kötü bir pasör değil ama bizim elimizdeki en iyi pasör değil. Ayni düzen devam ettiği sürece bu konu tartışılmaya devam edecek. Bizim taraftar olarak burada yapmamız gereken her iki oyuncumuzun da bu tartışmadan mümkün olduğunca yıpranmamasını sağlamaktır. Şu anda olduğu gibi biri için diğerini feda etmek değil.

Saygılar




Özgür:


Sevgili Box. Hoşgeldin bloga sefalar getirdin. Artık işimiz zorlaştı, (tabirimi maruz gör) "işkembeden sallayamayacağız", sizin her zaman beğendiğim "farklı bakışınız"ın ne diyeceğini düşünmek zorunda kalacağız.

Aman cesur yorumlarınıza devam...

Yazınızın şu kısmı çok önemli: Bizim taraftar olarak burada yapmamız gereken her iki oyuncumuzun da bu tartışmadan mümkün olduğunca yıpranmamasını sağlamaktır.

Farkında değiliz ama voleybolda bizim kadara başarlı olamayan 8JK ve 6S gibi takımların provokasyonuna geliyoruz sanki. Fenerbahçeli olmadığına emin olduğum bir sürü insan çeşitli forumlarda Naz'ın ne kadar etkili olduğunun destanlarını yazıyor. Geçen seneki kadroyu şampiyon yapabilmiş bir Brandt'ın bu kadar kolay harcanmaması gerekir bence.

Bu yüzden sizin sağduyulu yaklaşımınız önemli. Brandt'ın Naz'da bulamayıp Dirickx'te fark ettiği bir özellik olmalı. Zaten bunu çözmeye çalışıyoruz. Ama tercih nedeninin "hemşehrilik" olmadığına sanırım ikimiz de hemfikirizdir. Bu çok sinsice ve adice bir yorum olur. Son yıllarda bütün branşlarımızı da hesaba katarsak gördüğüm en kaliteli antrenöre büyük haksızlık yapılmış olur. Ben o açıdan tartışmaya Naz mı Dirickx mi diye değil Naz mı Brandt mı diye de bakmak gerektiğini düşünüyorum. Yani birilerinin amacı Naz'ı korumak, milli takımın pasörünü kazanmak falan değil, Brandt'ı yıpratmak. Bilmem anlatabildim mi.

Şuna eminim Naz bugün istediği takıma gitsin Türkiye'de, Fenerbahçe'de oynadığı kadar şans bulamayacaktı. Ve bu kadar övülmeyecekti. Naz övgülerinin önemli bir kısmı (samimi Fenerbahçelileri dışarıda tutuyorum) gizli Brandt eleştirisidir.

Saygılar...



Gürol:

Sevgili Burçin öncelikle çok değerli voleybol bilgi ve yorumlarını bizlerle paylaşmayı kabul
ettiğin için çok çok teşekkürler.

Konuya gelirsek ;önceden konuştuğumuz üzere
farklı düşünüyoruz.:))
Bu da son derece doğal.Önemli olan karşıt
fikirlere saygı duymak.Bunu da yapıyoruz zaten.
Ve de bu fikirlerimizin zararlı,yıpratıcı ve
yıkıcı olmaması.Böyle de bir şey yok şükür ki.
Birincisi takım kurulurken kimyada hata yaptığımız ben de kabul ediyorum.
Naz gibi bir pasör büyük ümitlerle ve büyük
fedekarlıklarla alınmışken yanına bir yabancı
pasör almak elbette tartışılır,sorgulanır.Bana
göre de yanlıştı.
Ama kendisini kanıtlamış ve güven vermiş JDB'ın
bu tasarrufuna da saygı duyuyor,bildiği bir
şey var diye düşünüyorum.
Şu ana kadar ki başarılı çizgi Onu haklı çıkarıyor.Belki de böyle bir tercih yapmayıp,sadece Naz devamlı oynasaydı belki de
bu kadar başarılı olamazdık bilemeyiz ki.
Bu Naz'ın kalitesini elbette değiştirmez
ama neticede önemli olan sonuca ve ''kazanan
daima haklıdır''a geliyor iş.:))
Şu ana kadar ciddi test edilebileceğimiz bir
maç oynamadığımız argümanına katıldığımı belirterek söylüyorum bunları.
Ümit edelim ki bu başarılı çizgimiz devam
etsin ve asıl imtihan sahası F4'te o 1 maçta
tüm emeklerimiz heba olmasın.
Yorumunda ''Naz Nati'yi Gamova'yı Frauke kadar iyi oynatmıyor deniyor '' diyorsun.
Aynı şeyi tam tersi Frauke için de diyorlar :))
Aslında şu tartışmalar gerçekten çok kısır
ve anlamsız.
İkisi de kendilerine has özellikleri olan iyi
pasörler.Tek tek özelliklerini çıkarıp +,- leyebiliriz de ama gerek yok.
Bize düşen ikisini de aynı oranda desteklemek.
Naz daha iyi,Frauke daha iyi diye kamplaşmamak.
Bu bizi çok ciddi sıkıntıya sokar.
Ne yazık ki Aylin Hanım gibi bir kanaat önderimiz bu ayrıştırmanın başını çekiyor.
Bugün Filede Fener'in tekrarını izledim.
Hala Frauke'ye yükleniyor,kulağı çekilmiş galiba
falan filan diye iyi oynamasını bile kabul etmek
istemiyor.
Aslında çok acil bir şekilde Jan Hoca ile
konuşup bu konuda herkesin yüreğine su serpecek
iki kelam cümle almak gerekiyor.
Kenisine ulaşma şansı olan arkadaşlardan rica
edelim.
Mesela ben ağzından ikisinin de eş değer olduğunu şu anki Frauke 1.pasör,Naz onun yedeği
ve dinlendiricisi konumunda olmadığını duymak
ve icraatta da görmek isterim.
- Ne yazık ki şu anda Frauke Jan'ın 1.pasörü
konumunda -



Özgür:

Temel sorunu şu takımımızın: Burçin'in de işaret ettiği gibi bir İtalyan takımıyla karşılaşamadık. Yarı finalde muhtemelen Vakıfbank rakibimiz olacak ve iyi servislerimizle ilk maçta yaptığımız gibi geçeriz diye düşünüyorum. Finalde ya Cannes ya da bir İtalyan gelecek. Herkes Bergamo diyor ama bence Pesaro gelecek. Nedenlerini uzun uzun girmek istemiyorum ama Pesaro Bergamo'ya ters bir takım. Nitekim İtalya Liginde de 3-0 yendi Bergamo'yu.
Dolayısıyla biz bir İtalyan takımıyla ilk kez finalde karşılaşacağız. Ve afallayabiliriz. O tarz bir takımla yani bizi zorlayacak bir takımla hiç karşılaşmamış olacağız. Halbuki çeyrek finalde falan karşılaşsaydık ya da grubumzda olsaydı, yani telafisi olan maçlar olsaydı daha iyi olurdu. Bir kez karşılaşacağız ve belki de sezon boyu ilk ve tek mağlubiyetimiiz alacağız, ama kupayı kaçırmış olacağız. Grupta karşılaşsaydık, gerekirse ikisinde de yenilseydik, ama bu tür takımlara karşı zaaflarımızı görüp, onları düzeltme imkanımız olsaydı ve finalde bu şekilde daha iyi yapsaydık. Yani korkum bu. Umarım doğru çıkmaz.

Ama benim fikrim, zaafları olan bir takımız. Ama bu zaaflarımızı layıkıyla değerlendircek güçte bir rakip de yok.



Burçin:

Öncelikle aranıza davet ettiğiniz ve kabul ettiğiniz için teşekkürler beyler.

Sonuçta herkesin fikri kendinin ve saygı duyulması lazım ama sanırım hepimizin hemfikir olduğu nokta yapılan tartışmaların oyuncuları ve takımı yıpratmadan yapılması. Tartışılanın Naz/ Frauke veya Naz/ de Brandt veya Frauke/ de Brandt olması çok da önemli değil aslında. Önemli olan bu tartışmalarda oyuncularımızı ve dolayısıyla takımımızı yıpratmamamız.

Gürol Abi Jan Hoca aslında pasör tercihinin Frauke olduğunu açık belli etti bir kaç kez. İlk Çek maçından önceki lig maçı sonrası (pasör Frauke) demecinde Çek maçına hazırlık için "esas takımımızla" oynadığını söyledi. İkinci Dinamo maçı sonrası grupdaki son maçımızı yedeklerle oynayacağını söyledi. Sanırım çoğumuz bunu pek de kabullenmek istemediğiz için hala her iki oyuncumuzun da eşit süre aldığını felan düşünmek istiyoruz.

İndesit Bayanlar Şampiyonlar Ligi 12'li Play Off'lar 1.Maçlar Değerlendirmesi

http://www.haber34.com/hr/voleybol-indesit-avrupa-bayanlar-sampiyonlar-ligindeki-takimlarimiz-2335.jpg
Metal Galati : 0

FENERBAHÇE ACIBADEM :  3
Setler : 21-25,23-25,15-25

Ayrıntılı yorumladığımız üzere ilk 2 sette biraz zorlansakta işi gene set vermeden ilk maçtan bitirdik.
Tebrikler aynen devam Sarı Melekler.




Vakıfbank GSTT : 3
Universitet Belgorod : 0
Setler : 25-12,25-17,25-16

Maçı seyredemedim.Vgstt çok kolay kazanmış.Bir Rus takımına bu kadar kolay kazanmasını
beklemiyordum doğrusu.
Neslihan 14,Nikoliç 13,Poljak ve Kinga 11'er sayı.
Hücum yüzdeleri  % 48.Manşetleri %70 (54) Gizem ve Stam ile sadece 2 hata yapmışlar.
8 servis hatası,3 servis sayıları ,16 gibi çok iyi bir blok yapmışlar.
Kinga ve Poljak 5'er blok ile blok manyağı yapmışlar.
Rus takımında  Orlova 9,Smirnova 8 sayı.
9 blok,3 manşet hataları %67 (47) manşet yüzdeleri var.
Vgstt Rusya'ya yorucu bir turistik seyahat yapacak.

Enion Energia Dabrowa : 2
Asystel Novara : 3
Setler : 22-25,18-25,27-25,25-23,13-15



Beklemediğim bir skor.Novara maçı kaybediyormuş bile.
Polonya takımına bravo.
İtalyan takımlarını muhtemel rakiplerimiz olması açısından yakından takip ediyoruz.
İzleyemedim maçı ama böyle zorlanmalarına sevindim.
Turu geçerler gene de.
Dabrowa da Szczurek 24,Sieczka 18 sayı.Novara da Logan Tom,M.Flier ve Barazza 18'er ,
Barcelini 17 sayı.
 Dabrowa'nın hücum yüzdesi % 34,manşetleri % 60(42).
10 blok,6 servis ace.
Novara'nın hücum yüzdesi % 39,manşetleri % 63 (38)
Blokları 16 (Flier 5,Logan 4).12 servis hataları,4 servis sayıları var.
Görünen manşette sallanmışlar bloklarla kazanmışlar.Hücum yüzdeleri de düşük.
Barcellini 3,Libero Sirressi 3 olmak üzere 6 manşet hataları var.
Manşetçileri Valeria Rosso %64(27),Barcellini %65 (35),
Sirressi % 59(38),Logan Tom %62(38).Barazza 2,Bardo 1 başarılı manşetleri var.



Dinamo Moskova : 0
Zarechie Odintsovo : 3
Setler :20-25,17-25,19-25

 Şok bir sonuç.DM evinde bizden sonra net bir şekilde kaybetmiş.
Haliyle işi hemen hemen çıkmaza sokmuş.ZO'nun 1 set alması yetiyor evinde.
O zaman da rakibimiz ZO oluyor tabii.

DM'de Goncharova 12,Gioli ve Godina 11'er sayı .
ZO'da Kosheleva 13,Fateeva 9,Walevska ve Bogacheva 7'şer,P.Paqueno 6 sayı.
DM % 35 hücum,% 53(40) manşetle oynamış.Gonchrova 20 manşette 1 hata yapmasına
rağmen % 35 (20) gibi rezalet bir yüzde ile oynamış.Demek ki ZO,buradan yıkmış DM'yi.
4 blok,2 servis  sayıları var.
ZO'nun hücum yüzdesi % 39,manşeti % 59 (47). 2 direk manşet hataları var Kosheleva ve
Libero Kryuchkova'dan.
Manşete girenler ; Walewska 14.%79(71).Paqueno % 40 (30),Kryuchkova % 58(42)
Kosheleva % 58 (42),Fateeva 3 manşet almış %33(33) * Fateeva pasör çaprazı.
9 blokları var 3'ü Walewska 3.5 servis hataları var 3 servis ace (2'si Bogacheva)


Volley Bergamo : 3
Fakro Musyznianka : 0
Setler : 25-20,25-23,25-21




 Bergamo beklediğimiz gibi kazanmış ama 20'li sayılar vermiş,zorlanmış.
Serena Ortolani 23,Piccinini 17,Del Core 9,Fürst 7 sayı.
Fakro'da Bednarek 14,Jagielo 10 sayı.
Bergamo % 47 ile hücum etmiş.
56/3 manşet % 61(34).Del Core ve Piccinini manşette sallanmışlar.
Piccinini % 50(30),Del Core %55(27)
9 blok (3 Piccinini,3 Ortolani),4 servis ace'leri var (3 Ortolani)


Modranska Prostejov : 1
Scavolini Pesaro : 3
Setler : 28-30,25-19,22-25,24-26

 

Bir sürpriz ve sevindirici maç daha.
Prostejov set almış ve maçı da alacak kadar zorlamış. Bravo.
İlk seti 28-30,4.seti 24-26 kaybetmişler.Yazık olmuş.
Prostejov da Oganna 22,Spalova 15,Juliaa Valente 14,Ssuschke 13 sayı.
Pesaro da Skowronska ve Costagrande 23'er sayı.
Prostejov iyi manşet almış.Sadece 1 hata % 71 (51).10 blokları var.
Pesaro da hücum yüzdesi % 39.Manşette sallanmışlar.Tam 8 hataları var.
Senna Usiç 4,Libero Elke 2,Guggi ve Costagrande 1'er.
91/8.% 60 (30) Bu rakamlar sevindirici.
Manşetleri böyle zaten Pesaro'nun.
Yalnız 17 blokları var.Costagrande 6,Skowronska 5,Guiggi 4.
5 servis hataları,1 servis ace'leri var.

Neticede bizimle beraber ,Vgstt,Novara,Z.Odintsovo,Bergamo ve Pesaro çok büyük bir sürpriz
olmazsa turu geçip 6'ya kalıyorlar.
İtalyan takımları hala formsuz.Biz de şu anda çok iyi değiliz ama onlardan çekinecek bir durum da
yok.Umarım F4'te de böyle olurlar biz de daha da yukarı çıkarırız form grafiğimizi.

12 Şubat 2010 Cuma

2009-2010 SüperLig Hakem Hataları 20.HAFTA


http://murathacioglu.com/index/images/stories/hakem_fifa.jpg

Fenerbahçe - Diyarbakırspor 1-1
Hakemler : Koray Gencerler,Erhan Sönmez,Muhittin Gürses

 Koray Gencerler.
Bu yan hakemden orta hakemliğe geçen,hakemlikten zerre kadar anlamayan zavallı
bugün istenenleri yaptı.10 maçtır maç yönetmeyen,bu sezon 2.maçını  yöneten birinin bu
maça verilmesi tesadüf mü ?

 Fenerbahçe-Diyarbakırspor (Turkcell Süper Lig 20. hafta) / 10

Neler yapmadı ki neler ?
Bilica - Bebbe mücadelesinde sarı kart gösterdi.Doğruydu çünkü Lugano yetişebilirdi bence.
Kırmızı kart ise ver kardeşim bize haksızlık lazım değil,hiç mi 10 kişi kalmadık.
Ama bize yapılanları da ver hakkımızı yeme.
Sayısını unuttuğum penaltı pozisyonları var.Zaten bizim penaltı kazanmamız için Allah korusun
oyuncumuzun ayağının kırılması lazım herhalde.
 Maçı Netten donuk görüntülerle izlediğim için tam yakalayamadım.
2 tane görüntü kaydettim.
 İlk yarının sonunda Erdinç'in Semih'i itmesi.
 
VE EN NET PENALTI BU.
Tam yakalayamadım gerçi ne yazık ki ama TV'lerde ağır çekimde burada olduğu gibi Iraklı
Oyuncu Basem Abbas sağ eliyle çok açık Guiza'yı formadan çekiyor ve indiriyor.
Koray tam karşıdan gördüğü halde eliyle oyna oyna dedi.


 Uzatma dakikalarında Basem Abbas bu kez Semih'i kucaklamış ,çekip indiriyor.
Semih'in kolları havada,Basem koltuk altından tutuyor,indiriyor.
 Gene uzatmalarda kornerden gelen topta Erdinç ve Ayman kasabı Bilica'nın üstüne binerek
indiriyorlar yere.Penaltı.Bu pozisyondan sonra yerde Bilica'nın Erdinç'n ayağını ittirmesi
olay oldu.TRT açık açık Bilica'yı şimdi hedef göstermeye başladı.
Erdinç uyuzu da bu yüzden ''Fenerbahçeli oyuncular çok çirkefti.Bilica bana
bunu yaptı''diye kusuyordu.
Bana bak Erdinç efendi.Haddini bil,önce aynaya bir bak,otur oturduğun yerde.
 Son dakikada Mehmet Topuz haksız yere atılıyor.
Maç boyu provokasyon yapan - ilk maçta da aynısını yapmıştı - tek Diyarbakırlı oyuncu 
- belli zaten - Barış Ataş'ın pisliği yüzünden M.Topuz atıldı.
Neymiş boğazına sarılmaymış.Her maçta böyle pozisyonlar oluyor.Geçen İBB-Trabzon
kupa maçında Umut ile Barbosa daha beter  gırtlak gırtlağa giriştiler ama o maçta 17 sarı
kart gösteren ve rekor kıran Özgür Yankaya bile ikisine de kart göstermedi.
Umut'un sarı kartı vardı görse 2.sarıdan atılacaktı.2 dakika sonra penaltı bile kullandı.
Bu hafta Sivas-Denizli maçında da ortalık karıştı.Kaleci Özden aynı hareketi yaptı
sarı kart gördü en fazla.Mehmet Topuz aynı hareketi geçen sezon R.Carlos'a yaptı sarı
kart bile görmedi ama Fenerbahçe'ye gelince hemen kırmızı kart.
Koray ,Alex'in süre  uyarılarına tamam ekleyeceğim dediği halde maçı 94.57 veya 94.39'da
bitirmiş.Golden sonra santra yapmakta gecikmelerine,Guiza'ya sarı kart gösterirken 3 saniye ve
son arbedede en az 1-1,5 dakika geçmişken maçı hiç uzatmadan bitirdi.
Niye 2.gol geliyordu da ondan.
5 dakikalık uzatma 2 dakika oynandı resmen.

 İşte Barış Ataş denilen çirkef,pislik Diyarbakır çocuğu bu.
 Maç boyunca Emre'nin üstüne oynadı bilerek,kazandı da.
 Kasap Ayman.Maç boyunca tekmeler,çekmeler,itmeler gırla gitti.
Sarı kart bile görmedi.


Martinoviç elle müdahale ediyor penaltı yok.

 Bebbe sarı kartı varken,ikinci yarının başında arkadan çekiyor.Hani 2.sarı kart ve kırmızı kart
Koray ? Tabii ki yok.

Kayserispor - G.Saray 0-0
Hakemler  : Tolga Özkalfa,Adil Sinem,Gökhan Memişoğlu

 Kayserispor- Galatasaray ( Süper Lig 20. Hafta) / 13
 Daha maçın başında Cangele'nin bu pozisyonunu  ofsayt diye kestiler.


Akabinde Neill'in Makukula'ya yaptığı bu harekete penaltı çalmadı.

  Kayserispor- Galatasaray ( Süper Lig 20. Hafta) / 9

 Hakan Aslantaş'ın 1.sarı kartı yanlış.Keita sahtekarı topa yetişemeyeceğini anlayınca
bırakıyor ve  kartı yediriyor.Ne yaralayıcı ve sakatlayıcı bir müdahale var,ne gole gitme var.
 Ve 64.dk..
Tamam Hakan Aslantaş cebinde sarı kart ile arkadan hele Sahtekar bir adama böyle
girmemeliydi ama böyle de kart mı olur Tolga Efendi ?
Oscar Ödülü verilmesi gerek Keita sahtekarına.
 
 http://www.facebook.com/video/video.php?v=284407844425&re
Facebooktaki videosu...

 Sarı kartı olan Caner hakem düdük çaldıktan sonra topa vuruyor
Hani 2.sarı ve kırmızı kart ?

 Ve 79.dakika.
Cangele'ye verilmeyen penaltı.
Mustafa Sap uyanığı önce dizini koyuyor sonra da müdahale etmiyorum ayaklarına
sabit kalıyor  ve ellerini kaldırıyor.Eeeee adamın geçmesini önledin bal gibi.

Bu pozisyonun aynısını geçen yıl Bursa - FB maçında Sercan'ın aldırdığı
penaltıda görmüştük ve bu penaltı ile 2-1 kaybetmiştik maçı. 
 Ve aynı Tolga Özkalfa bunu vermiyor,11.haftada bizim Kayseri'deki maçımızda
Roberto Carlos'un dokunmasına penaltıyı veriyordu.
  
11.HAFTA

Kayserispor - Fenerbahçe 1-1
Hakemler : Tolga Özkalfa‚Baki Tuncay Akkın‚M.Emre Eyisoy


 
Böyle penaltı mı çalınır ?
Pozisyon dışarıda hem de.


 O penaltıyı vermiyor,sonra da 1 dk.sonra komik bir frikik uyduruyor affettirmek için Kayseri lehine.
Ver penaltıyı o zaman.
  MHKnın gs eyyamcısı hakemcikleri siziiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii !!!!!!!!!!!!!!

Adnan Polat’ın açıklamaları
Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat’ın, Kayserispor maçı öncesi takımındaki futbolcuları rakip takım oyuncularının kasıtlı olarak sakatladıkları gerekçesiyle, Futbol Federasyonu ile MHK ve hakemleri uyarmasının altında hakemlere baskı yaratmak var. Bunun örneğini Kayserispor-Galatasaray maçında gördük. Hem maçın hakemi Tolga Özkalfa’yı, hem de iki takım futbolcuları ile teknik kadrosunu tedirgin eden bir açıklamaydı. Maçın tansiyonu çok yüksekti.
Önümüzdeki haftalarda oynanacak olan Galatasaray maçları öncesi ve sonrası bu tartışmaları yaşayacağız. Bu konuda Futbol Federasyonu bir açıklama yapmak zorunda. Şimdiden önlemlerini almazlarsa her kaybedilen maçtan sonra ligdeki tüm takım idarecileri benzer veya farklı açıklamalar yaparak tansiyonu yükseltebilir.
Metin Tokat


Beşiktaş - Gençlerbirliği 4-1
Hakemler : Bünyamin Gezer,Mustafa Emre Eyisoy,Alper Ulusoy

Gençlerbirliğinin penaltısı verilmedi.
Erman da yazmış bunu.

Erman Toroğlu: ''Penaltıydı..''

Erman Toroğlu Hürriyet'teki köşesinde "İbrahim Toraman'ın Kahe'nin kafa vuruşunda elle yaptığı hareket bence topaydı. Yani penaltıydı" dedi..
Penaltıydı
Bünyamin Gezer, fazla zorlanmadı. 41. dakikada bir pozisyon var. Bence 1 nolu yardımcı gördü ama hakemi uyarmaya cesaret edemedi. İbrahim Toraman’ın Kahe’nin kafa vuruşunda elle yaptığı hareket bence topaydı. Yani penaltıydı. Ama bu pozisyon sadece bir defa gösterilip geçiştirildi. Acaba Beşiktaş’ın lehine olsaydı kaç defa gösterilirdi merak ediyorum.

Bursaspor - Fenerbahçe Ziraat Türkiye Kupası  Maçı
Hakemler : Cüneyt Çakır,Bahattin Duran,Alpaslan Dedeş

Bursasporlular ,başta Adam Gibi Adam (!) - ettiği küfürleri dudak okuma ile okusunlar bakalım - 
Ertuğrul Sağlam olmak üzere ilk maçtan sonra da dünkü maçtan  sonra da zırıl zırıl ağlıyorlar
Hüseyin Göcek ve  Cüneyt Çakır bizi yaktı diye.
 Acaba öyle mi ?
Sadece kendi lehlerine pozisyonları dile getirirsen öyle tabii.
 İlk maçta bir kere Mustafa Keçeli 2 kez atılmalıydı daha 60 dk.olmadan.
Sakız gibi çiğnedikleri sayılmayan golümüz dedikleri pozisyonda maç anında kaç kişi pozisyon
ofsayt değil dedi.Tekrar tekrar izlenildiğinde kıl payı ofsayt değil gözüküyor.
Eyvallah.Hakem Hüseyin Göcek düdüğü çalıp kaleci Volka ve bizim defans oyuncuları durduktan
sonra İglesias vuruyor gol oluyor ondan sonra golümüz verilmedi oluyor.
 Sanki  3-1 olsaydı skor orada kalacaktı o gün.
Dün akşama gelirsek ; bu kez de yeni sakız Deniz elle oynamış net penaltıymış.
gs fanatiği TRT Spikeri Levent Özçelik'in işgüzarlıkla % 100 penaltı demesini gösteriyorlar,öte
yandan da TRT tek taraflı FB lehine yayın yaptı diye ağlayıp,kameranı linç etmeye kalkıyorlar.
Bu ne yaman çelişki Anne :))
 Maç sırasında net bir şey belli olmuyor,tekrarında önce Turgay'ın sonra Deniz'in eline çarpıyor top.
Deniz topu görmüyor bile,inerken koluna çarpıyor.Neresinde kasıt var Allah aşkına ?

 Çakırın UEFA Hakem Komitesi üyesinin Ajax-Anderlecht maçındaki uyarısı üzerine 58de Denizin eliyle oynadığı pozisyonu devam ettirdiği ortaya çıktı

Maçın 58. dakikasında Deniz Barışın elle oynadığı ve penaltı tartışması yaratan pozisyonu Cüneyt Çakırın devam ettirmesindeki sır ortaya çıktı: Jaap Uilenberg... Kim bu Uilenberg? Hemen anlatalım.. Uilenberg‚ UEFA Hakem Komitesinin Türkiyeden sorumlu üyesi.. Hollandalı üye‚ sık sık Türkiyeye geliyor ve dünkü maçın kahramanı Cüneyt Çakırın 1. kategoriye çıkmasında etken olan isimlerden birisi..

Peki Uilenbergin dün Deniz Barışın penaltı tartışmasına yol açan pozisyonu ile ilgisi ne? Onu da açalım.. Cüneyt Çakır‚ 17 Aralıkta yönettiği Ajax-Anderlecht (1-3) maçında tıpkı Deniz Barışın pozisyonunun benzeri bir olaya ceza alanı dışında serbest vuruş kararı verdi.. Bu maçı izleyen Uilenberg‚ Çakırı uyarıp‚ Eğer pozisyonda top elle müdahale olmadan önce futbolcunun kafasından sekip geliyorsa devamkararı vermeliydin. Bundan sonra bu tarz pozisyonlarda bu uygulamayı yap şeklinde konuştu.

Hollndalı  üye sorumlu olduğu MHK aracılığı ile bu kuralın tüm hakemler tarafından bu şekilde uygulanmasını istedi.. İşte bundan dolayı da Çakır‚ dün Deniz Barışın topa önca kafayla vurması‚ ardından topun rakibi baskısıyla eline çarpması nedeniyle devam ettirdi..

 Peki diğer pozisyonlar ?
Bilica'nın yaptığı penaltı doğru.Resmen aptallık.
Gene Bilica'nın erken topa vurmasına neden  2.sarı kart verilmedi diyorlar.
Orada hatalı olan Cüneyt Çakır.Pekala devam ettirebilirdi kesmeyebilirdi direk vuruştu ve hemen
başlatabilir yani.Cüneyt bizi 9 kişi bırakıp yaktığı gs kupa maçından sonra hatasını anlayıp biraz
akıllanmış yoksa dururmuydu bunlarda hiç hemen atardı.
Sarı Kartlı Turgay'ın aşırı abartılı itirazlarına,ilk yarının sonunda sarı kartı varken kasıtlı olarak topu eliyle
önüne indirmesine ikinci sarı ve kırmızı kartı göstermedi.Ve aynı Turgay 3.golü attı,golden sonra da
bayrak direğini tekmeledi gene sarı kart yok.
 İlk yarının sonunda atılsaydı Turgay 3.gol olmayacaktı ve Bursa ikinci yarıyı 10 kişi  oynayacaktı.
Arada Ali Tandoğan ve İglesias'ın ,Bekir Ozan'ın sarı kartlarına bir şey demeyeceğim.
İglesias Santos'a arkadan tekme atıyor.
 1.golden önce İglesias Bilica'nın sırtına basarak kafayı vurmasını engelliyor faul yapıyor.
3.golden önce Emre'ye açık gayri nizami şarj var.
 Bizim Santos kart işareti yapıyor hemen sarı kart.
Halbuki kuralda abartılı,aşırı  kart isteme durumunda gösterin diyor ama bizimkiler Allah versin.
   ,

Tamer Bağlan'dan Makyavelist gs ile ilgili müthiş kapaklık yazı.

//YAZARDETAY/AltText

Yetti gayri!

Bir kaleci sarı kattan sonra hakemi alkışlayabilir Denizli'de. Bu, ikinci sarı kartı gerektirecek bir hareket değildir! Bir forvet oyuncusu atılır ama, aynı nedenden Eskişehir'de.
  Bir kaleci sarı kattan sonra hakemi alkışlayabilir Denizli’de. Bu, ikinci sarı kartı gerektirecek bir hareket değildir! Bir forvet oyuncusu atılır ama, aynı nedenden Eskişehir’de.

Yine bir forvetin koşu yoluna konan diz, ceza sahası içindedir, ne var ki penaltı kararı gerektirmemektedir Kayseri’de! Çünkü Koşuyolu’dur söz konusu olan, Acıbadem değildir!

Yerli teknik direktörler, kayıplarını hakemlere ya da başka etkenlere bağladığında, acımasızca eleştirilir. Türk futbolu için nimet olarak görülen yabancı bir teknik direktör ise, başarısızlığın gerekçesi olarak Antalyalı bir stoperi hedef gösterebilir ve bu küçümseyici, çirkin, hatta insanlık dışı yaklaşım, ufacık bir tepki bile görmeyebilir!

Zirve yarışındaki bir rakibin sözleşmeli oyuncusu, “sözleşmen bittiğinde bizdesin” diyerek ayartılabilir, evi bile ziyaret edilebilir; üstelik onlarla yapacakları maçtan önce!

Çünkü, söz konusu kendileri olduğunda, ‘ayıp yorgan altındadır’ sadece! Gerisi, sıradan gelişmelerdir...

Önümüz mart, biliyorsunuz. Şimdiden başladı kediler ama; miyav-miyav değil; ciyak-ciyak! Hep bildiğiniz gibiler; hem yapıp, hem bağırıyorlar yine! Bilinen, alışılageldik, kanıksanan vaziyetler!

Bu kez “aç, susuz, gariban, acınacak durumdayız” diyecek pozisyonda da değiller. Ki, hiç olmadılar da zaten! Yine aynı arabesk yalanlarla kamuoyu oluşturmak istemeye kalksalar, yemez; öteden beri sürekli ve düzenli yiyenler!

Bir kere devlet kulübüsün; imtiyaz, yani ayrıcalık, destek, kıyağın önde gideni seninle. Yediğin önünde, yemediğin arkanda telgrafa direk olmuş; Neyzen’in dediği gibi!

Hala utanmayacak, susmayacak mısın! ‘Türk futbol tarihinin gelmiş-geçmiş en pahalı takımı’ diye övünüyorsan kurduğun ile ya kazanacaksın her türlü destekle ya da ağzını açmayacaksın!

Yetti gayri! Gerçekten yetti! Futbol oyunuyla mı keyif alacak, arkadaşlarımızı kızdıracak, eğleneceğiz, yoksa sizin oyunlarınızla mı sinir olmaya devam edeceğiz!

Yetti gayri! Ya göründüğünüz gibi olun, ya olduğunuz gibi görünün!

İki dakika ya da bir kaç sezon delikanlı olun!

Tamer Bağlan - Fanatik .
11.02.2010

**********
 Harika bir yazı.
Yüreğine,klavyene,ellerine sağlık Tamer Bağlan.

Hafta Sonu Spor Ekranı

haftasonusporekran.jpg
12 Şubat Cuma
21.30 Mönchengladbach – Nürnberg (TRT 3)
21.45 Milan – Udinese (NTVSPOR)
13 Şubat Cumartesi
04.00 All Star Çaylaklar ( NBA TV)
13.30 Mersin İdman Yurdu – Altay (D SPOR)
14.00 Chelsea – Cardiff (NTVSPOR)
15.00 gs cc - Banvit ( SPORMAX)
16.30 Bayer Leverkusen – Wolfsburg (TRT 3)
17.00 Telekom - bjk ct ( SPORMAX)
17.30 İllerbankası - Beşiktaş (  D SPOR)
19.00 Gaziantepspor – Beşiktaş (LİG TV)
19.15 Manchester City – Stoke City (NTVSPOR)
19.30 Bayern Münich – Dortmund (TRT 3)
20.00 Ituano – Sao Paulo (SPORMAX)
21.00 Xerez – Real Madrid (NTVSPOR)
22.00 Lyon – Lens (KANAL A)
23.00 Villarreal – Athletic Bilbao (NTV)
14 Şubat Pazar
03.30 NBA All Star Yetenek Yarışmaları ( NBA TV)
14.00 Denizlispor – Kayserispor (LİG TV)
15.30 Bolton – Tottenham (NTVSPOR)
17.00 Fenerbahçe Ülker - Doping Pilsen ( SPORMAX)
17.30 İBB - Diltaş ( D SPOR)
17.45 Crystal Palace – Aston Villa (NTVSPOR)
18.00 Auxerre – Rennes (KANAL A)
18.30 Frankfurt – Freiburg (TRT 3)
19.00 Manisaspor – Fenerbahçe (LİG TV)
21.00 Santos – Rio Claro (SPORMAX)
21.45 Napoli – Inter (NTVSPOR)
22.00 Atletico Madrid – Barcelona (NTV)
22.00 Bordeaux – St. Etienne (KANAL A)
15 Şubat Pazartesi
03.15 NBA All Star Maçı ( NBA TV)
20.00 Bursaspor – Trabzonspor (LİG TV)

Fener'den ''Eşek Şakası'' ile Tur !!!!

http://img153.imageshack.us/img153/4193/90861794.jpg







 ***********
   Valla ancak yazabiliyorum çünkü dün gece yazsaydım çok ağır şeyler yazacaktım.
Hala sinirim geçmiş değil.
 Böyle kepazelik mi olur ya.
Maç kadrosunu görünce yeğene dedim zaten bu Daum ne yapmış böyle diye.
Forvete 2 tane kazma koymuş,orta sahaya da yetenek düşmanı topu kıracak 2 tane kazma
Selçuk ve Deniz.Bu takım orta sahada nasıl top tutup,pas yapacak ve ilerideki kazmalara pas atacak ?
Kanatlara da sol da gamsız,ağır bir Santos ve sağ da da rezil oynayan maç boyu
tek olumlu hareketi gol pasını veren Gökhan Gönül.
 Sağ bek'ten başka her şeye benzeyen Bekir,sol bekte 2.ligte bile oynayamayacak Wederson.
Göbekte elinde dinamitle gezen saatli bomba Bilica ve yanında disiplin fiyaskosu Önder.
 İşte Daum'un 11'i bu.Aziz Yıldırım'ın transfere ihtiyaç duymadığı çok beğendiği kadrosu.
 Bu yeteneksiz,gamsız,ruhsuzlar ordusu kendi kendilerine 3 gol yedi.Bursa gaz küpü olmasına rağmen
atmadı golleri biz kendimiz yedik.Hele bir 3.gol yedik ki amatör takım yemez.
Resmen rezillik.Bilica bir penaltı yapıyor ihanetin ağa babası.
 Aziz Yıldırım'dan nefret ediyordum dün akşam nefretim ikiye katlandı.
Bizim paralarımızı böyle kazmalara saçıp bize kakalayamaz.
 Gökhan Ünal ve Guiza'nın kaçırdığı golleri çocuklar atar.Bu nedir ya.
1 tane Yüz yılın kazığı Guiza gibi bir aptal herif varken 2.sini Gökhan Ünal'ı getirdi.
Trabzon iyi kakaladı valla.Bu adam için belki bu şansı kullanmak için dikkatli  olur,konsantre olur bilmem ne
diye iyimser düşünüyordum gs aşığı olmasına rağmen ama yok abicim yok.
Trabzon da kaldığı yerden devam ediyor.Geçen sezon Ersun Yanal'ın başını yedi,Şampiyonluğu kaybettirdi
böyle saç baş yolduran kaçırdığı gollerle.
 Gökhan Ünal bitmiştir benim için.
Guiza denen herif için bir şey demek bile zul.Nefret ediyorum bu adamdan.
3 senedir maç seyrederim hayatımda böyle bir futbolcu görmedim.
Adam geçemeyen,kafa topuna çıkamayan,mücadele etmeyen,karşı karşıya komik goller kaçıran
adam olmadık balık bir şut ve gol atıyor ve kahraman oluyor.
İnanılır gibi değil ya.
Sezon sonunda umarım defolur gider.
Daha önce dediğim her maçta 5 gol atsa da benim için futbolcu değil.
 Sürüyle ıskarta adam var takımda ya.En iyilerden biri dediğimiz Gökhan Gönül büyük bir
düşüş içinde.1 tane adam gibi orta yapamıyor her maçta.
 Dönersek başa konsantrasyon,ciddiyet,motivasyon,mücadele,inanç sıfır.
Volkan bile maçtan sonra Bursalıların koştuğunun yarısı kadar koşmadık iyi ki Guiza o golü attı diyor.
 Şaşkın Daum ikinci yarı iş zora girince Emre ve Alex'i aldı ve biraz kıpırdadık.
 Her zaman söylüyorum futbol iyi futbolcularla oynanır.
  Uzatmayacağım seneye Alex ve Lugano haricinde hiç bir yabancı istemiyorum ama Aziz hepsini tutar.
Yata yata 2,5 m.avro alan Deivid efendi tavır yapıyor sakatım diye maç kadrosundan çıkmak istiyor
ve oynamıyor.Aziz ne yapıyor bu adama ? Hiç.
Bilica için dedik cengaver,savaşcı,sert,basıyor ediyor ama yeter be abicim bu kadar kafasız,lambur
lumbur bir futbolcu olur mu ya.Saatli bomba.Sezon sonu yol vermek lazım.
 Yerliler için ise söyleyecek bir şey.Hala Selçuk oynuyor yahu.
Sivas maçında dedik yedekler de hazır,iyi güzel ama devamı gelse diye ama nerede ?
  Ateşle oynamaya ne hakları var ne lüksü var Fenerbahçenin.
Herkes Aziz Yıldırım dahil aklına başına alacak.
 Bursalılar bile beklemiyordu bu golleri seyircileri bile sus pus oldu.3 gol pozisyonları var maç boyunca sadece.
  Ha böylesi son diğer yandan süper oldu ayrı.
Bu gol sadece Bursa'ya girmedi.
Bilumum Fenerbahçe düşmanlarına girdi.
  Ağlak ezik Ertuğrul Sağlam boşuna ağlamasın.
Diline dolamış ilk maçta golümüz sayılmadı bilmem ne.
Kıl payı ofsayt pozisyonu için hakem düdüğünü çalıp Kaleci Volkan ve defans oyuncularımız durduktan
sonra vuruyor İglesias  topa gol oluyor golümüz verilmedi deniliyor.
 Hadi gol verilseydi diyelim Fener maçı 3-1'de bırakırmıydı ?
 Bu maçta 1.golde İglesias Bilica'nın üstüne çıkıyor faul yapıyor.
3.gol öncesi Emre'ye faul yapılıyor.
3.golü atan Turgay  abartılı itirazları ve koluyla kasti önüne indirdiği topta ikinci sarı  ve
kırmızı kartı görse ilk yarının sonunda o 3.golü atabilecekmiydi ?
3.golden sonra gidp bayrak direğine vuruyor hani sarı kart ?
4 sarı kart ile maçı bitirmesi lazımdı.
 Bunları da söylesin.
Deniz'in elle oynması ve penaltı itirazlarına gelince.Hele O ezik gs'li Spiker Levent Özçelik'in
% 100 penaltı demesi ne kadar etik ve doğru.
 2 futbolcu topa sıçrıyor.Önce Turgay'ın sonra Deniz'in ELİNE ÇARPIYOR top ve Deniz
topu görmüyor bile.NASIL KASITLI ELLE OYNAMA olur bu yahu ?
İnsaf biraz.

Sonuç olarak sonu bizim için iyi,rakip için trajedi,düşmanlarımız için hüsran ile biten bir maç olsa da
şu ders aldık geyiğini bıraksınlar da adam gibi işlerini yapsınlar.
 İş disiplini ve iş ahlaklarına bir baksınlar.
 Fenerbahçe Acıbadem dışında bir rahat maç izlediğimiz bir branş yok yahu.
Ona da Aziz karışsaydı Onu da görürdük.
 Hasan Ali ne güzel bitirmiş yazısında ;
 
Şu akıl ve yürek eziyetine, bu kalp ağrısına rağmen, skorla avunup ve turla sevinen, hala şampiyonluk konusunda ‘derin endişeler’ duymayan Fenerbahçeliler varsa, selam olsun!!!!

11 Şubat 2010 Perşembe

Metal Galati maçının düşündürdükleri ve Naz mı Frauke mi tartışması üzerine...

Metal Galati maçını izlerken gözüme çarpan bir kısım noktaları paylaşmak istedim. Ama öncelikle Gürol Abinin yazmasını bekledim. İyi ki de beklemişim, belli konularda aynı şeyleri düşünmüşüz. Bir kısmı tekrar olsa bile önemli bulduğum için yazacağım.

Önce maçta gözüme çarpan önemli noktalar:

1. Nati... Nati... Nati...
Çok söyledik ama Nati olmadan bu takım böyle olamazdı. Gerçekten de komple bir oyuncu. Bugün dikkatimi çeken bir pozisyon vardı, onu paylaşayım: Bir topta, sanırım Gamova'nın smacıydı, top karşı takımın manşetinden bizim sahaya doğru sekti, en az 5-6 metre yükseldi ve çizgiye yakın bir yere doğru düşmeye başladı. O an topun düyeceği yerde iki oyuncumuz vardı. Topun dışarı çıkacağını düşünerek pozisyondan biraz uzaklaştılar. O an sahının öbür ucunda bulunan Nati koşarak oraya geldi, dikkatle topun düşüşünü izlemeye başladı ve gerçekten de dışarı gideceğine kanaat getirene kadar da manşet almaya hazır bir vaziyette durdu. Diğer oyuncular da saygıyla onun vereceği kararı beklediler.

Açıkçası bu pozisyonda çok etkilendim. Bir insan her pozisyonun içinde bu kadar olabilir... Bu kadar sorumluluk alabilir. Bu kadar liderliğini benimsetmiş olabilir. Daha ne diyeyim...

2. Gamova... Gamova... Gamova...
Nati'yi çok beğeniyoruz. Ama Gamova'nın ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu da unutmayalım. Bugün o kadar yüzdeli vurdu ki, bir ara herhalde %100 ile oynuyor sandım. Nitekim istatistiklere göre %74'le hücum etmiş. Üstelik karşı takım da Beylikdüzü falan değil. Şampiyonlar Liginde 2. tura çıkmış önemli bir takım. Özellikle de savunmasıyla öne çıkan bir takım... Bence muhteşem bir yüzde. Çeşitli forumlarda Gamova düşüşte, beklenen form düzeyinde değil, Fenerbahçe'de mutlu değil vs. diyenler şu rakamları bir yorumlasın... Daha ne yapsın?

Ayrıca bugün 3 metre gerisinden ne kadar güzel vurdu öyle. Bu konuda hayatımda gördüğüm en etkili oyuncu.

Ama ben bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Gamova 2.02 boyunda bir oyuncu. malum, uzun oyuncular çok çevik olamaz ve savunmaları biraz zayıf olur. Hele hele pasör çaprazıysalar bu konuda kendilerini çok geliştirmek zorunda da değillerdir, asıl görevleri hücumdur çünkü. Ama Gamova neden dünya yıldızı olduğunu bu maçta gösterdi: Gamova uzun boyunun avantajını kullanan bir oyuncu ama kesinlikle nasıl olsa uzun boşluyum deyip işin kolayına kaçmayan defans vs. yönlerini de geliştirmiş bir oyuncu. Çok iyi toplar çıkarıyor. Bugün mesela bir pozisyonda herkes top yere sandığında, Çiğdem elini topun altına koyarak ölmekten kurtardı. Rakip oyuncular kutlama yaparken, bizim oyuncular da bir an kontrpiyede kaldı. O pozisyonda Gamova'nın filedeki topu bir refleksle çıkarması vardı, o boydaki bir oyuncu için kesinlikle çok zor bir hareketti!

Gamova'nın bir özelliği de zekası. Uzun veya güçlü oyuncular genelde az teknik olur. Daha doğrusu teknik olmak zorunda hissetmezler kendilerini. Bloğun üstüne çıkmak onlar için yeterlidir. Halbuki Gamova neredeyse bütün smaçları blok üstünden vurmasına karşın rakip sahayı çok iyi gözlemleyen ve boşlukları çok iyi hisseden bir oyuncu. Smaçları tamam da, ben plaselerini de çok beğeniyorum. O kadar güzel yerlere bırakıyor ki topları... Bugün çok iyi servis atmadı ama bizim takımın en etkili servis atanı aynı zamanda. Bunda da zekasının payı var, çok ters noktalara atıyor topları.

3. Brandt... Brandt... Brandt...
Bugüne kadar çok söylediğim övgüleri tekrar olmasın diye yazmayacağım. Sadece küçük bir ayrıntıya dikkat çekeceğim. Bugün sanırım ilk setti, takımımız 24-17 önde. Üst üste iki sayı veriyoruz. 24-19 oluyor. Sonra bir sayı daha veriyoruz, 24-20 oluyor. Ve Brandt mola alıyor! Düşünebiliyor musunuz, acaba maçı izleyen kaç kişi Galati'nin 24-17'den gelip o sete ortak olacağını düşünmüştür? Rakip antrenör dahil hiç kimse! Ama Brandt hoca o kritik anda ne olur ne olmaz diye alıyor molasını.

20-30 sayılık seriler yememize rağmen hiç mola almayan basketbol koçlarına, ya da sakatlık olmadığı sürece 75. dakikaya kadar ahayatta oyuncu değiştirmeyen teknik direktörlere o kadar alışmışız ki!!!!

4. Naz mı Frauke mi?
Bu konuda Gürol Abiyle aynı düşünüyorum. Bu tartışma, Fenerbahçe'nin başarılarını kıskananlar tarafından taraftarlarımız arasına atılmış bir dinamittir. Takımımız 3-0 gibi net bir skorla kazanmış. Deplasmanda ve kendini hiç sıkmadan güle oynaya. Biz neyi konuşuyoruz Naz niye oynamadı? Başka forumlara bakıyorum, herkesin maçla ilgili tek yorumu Naz niye oynamadı...

Bence de Naz tercih edilmeli. Ama şu maçı izleyip bir tek bu konuda yorum yapanların iyi niyetini de sorgularım kimse kusura bakmasın. Naz daha iyidir değildir tartışılabilir, ama şu maçı izleyip de kimse bana Frauke iyi oynatmadı demesin.

Mesela deniyor ki, Gamova ile anlaşamıyormuş. Gamova bu maçta %74 ile hücum etmiş! Bu oranda hücum eden bir çapraz gördünüz mü? Bu sadece çaprazın yeteneği midir? Frauke dediğiniz kadar kötü olsa, bu yüzdeye ulaşılabilir mi?

Ayrıca herkes elini vicdanına koyup şunu yanıtlasın, takımı Naz oynatırken Gamova'nın da Nati'nin de 3 metre arkasından bu kadar etkili vurduğunu gördünüz mü?

Eda'yla anlaşamıyormuş. Bakın Eda'nın bu maçtaki hücum yüzdesine: %67! Eda şu an 6 maçta %50 ortalamayla Şampiyonlar Liginde verimli smaçör sıralamasında birinci. Frauke'yle birlikte bu yüzdesinden daha yükseğe çıkmış! Bu nasıl anlaşmazlık?

Üstelik bugün manşetlerimiz de iyi değildi. Hatta rezaletti. Mükemmel yüzdemiz %42. Rakibin mesela %63!

Yani eğri oturup doğru konuşalım. Naz'ı sevebiliriz. Milli Takımımızın geleceği diye bağrımıza basabiliriz. Kimimiz çok güzel ve cana yakın da bulabilir. Ama lütfen Frauke'ye "iyi değil" demeyelim. Yani Naz'ı sevmek Frauke'ye haksızlık etmemize neden olmasın. Hele hele Brandt'ın Belçikalı olduğu için torpil yaptığını söylemek insafsızlıktır.

Ayrıca kimse merak etmesin, kulübümüz izin vermediği sürece Naz 22 yaşına kadar bizden ayrılamaz. O yüzden çok mutsuz, seneye ayrılır gibi korkuları da bir kenara bırakalım. Naz Eczacı koçuyla hiç anlaşamıyordu ve Fenerbahçe'ye isteyerek geldi. Ve her fırsatta ifade ediyor Brandt'ı da çok seviyor ve sayıyor. Ayrıca şahsen tanıyanlardan öğrendiğime göre, kişilik yapısı olarak güveni sarsılacak birisi de değil. Yani yedek oturmak Naz'a sanıldığı kadar zarar vermez. Sadece gelişimini biraz yavaşlatır.

Ben Brandt'ın iki kararını doğru bulmuyorum. Birincisi Frauke'yi tercih etmesi. İkincisi Seda arka alana geçtiğinde manşet aldırmaması ya Songül'le ya da Nihan'la değiştirilmesi. İkisinin de temel nedeni Naz ve Seda'nın kendilerini daha çok geliştirmesini istemem.

Ama Brandt geçen seneki takımımızı kendinden kat kat güçlü 3 takımın üstüne çıkararak şampiyon yaptığını hatırlatırım. Bir sene orta oyunculara manşet aldırarak yapmiyon olduk, unuttunuz mu? Üstelik Naz'ı 1 milyon dolar bonservis verip aldıran da Brandt değil mi? Uzun vadeli planları olmasa Naz'a niye bu yatırımı yaptırsın. Oksana'yı tutmayı biz düşünüyoruz da Brandt akıl edemiyor mu.

Şunu bilelim. Bizler seyirciyiz. Taraftarız. Teknik direktör ya da koç değiliz. Yani içimizden gelenlerle takımın uzun vadeli hedefleri, antremanlarda konuşulanlar, koçun oyuncularla ilgili planları birbirini tutmayabilir. Ben bu konuda Brandt'a sonsuz güveniyorum. Bir bildiği vardır diyorum. (Fırsat bulursam da soracağım. Yanıtlarsa ve izin verirse de burada paylaşacağım.)

Necati'den Sevgilerle.Güle Güle Evropa Kedisi :)))))))))))


Helal Olsun Mehmet Özdilek ve öğrencilerine.
İlk maçta 2-1'in üstüne yattıkları için kızmıştım ve  umarım bunu pahalı ödemezler demiştim.
Neyse ki Bünyamin'in lojistik desteğine rağmen Necati intikamını aldı.
 8 eksikle Sami Yen çöplüğünden tur çıkarmak önemli iş.
Ayakta alkışlanır.
Analarının ak sütü gibi hak ettiler.
Kediler ise devre arasında yaptıkları böyyük (!) transfer hamlelerinin ne kadar fos olduğunu
görüyorlar.Hakemler izin verirse daha da görecekler.
 Yahu genç takımdan aldıkları Emre Çolak ,Fos Santos dedikleri adamdan  daha iyi oynuyor yahu
var mı bunun daha ötesi.:))
 Ayrıca Rijkaard'a da çok güveniyorum.:)) Çok orijinal fikirleri var..))

Sarı Melekler'den Tur Müjdesi.0-3 !!!!!!!!!!



Fenerbahçe Acıbadem çok rahat.

10/02/2010
Şampiyonlar Ligi2nde 12’li play off oynayan Fenerbahçe Acıbadem, Romanya temsilcisi Metal Galati’yi 3-0 mağlup etti.
Fenerbahçe Acıbadem karşılaşmanın setlerini 25-21, 25-23 ve 25-15 kazandı.
Fenerbahçe maça Eda, Çiğdem, Natasha, Frauke, Seda, Gamova ve Libero Nihan ile başladı. Setin ilk sayıları başa baş tamamlandı. Ancak sarı lacivertliler ilk teknik molaya 8-5 ve ikinci teknik molaya da 16-13 önde girdi. Ev sahibi ekip durumu 16-16 yaptıysa da durumu 24-18’e getiren Fenerbahçe Acıbadem ilk seti 25-21 önde bitirdi.
İlk seti 26 dakika süren maçın ikinci setin ilk dakikaları yine başa baş geçti. Ancak Fenerbahçe ilk teknik molaya 8-4 ikinci teknik molaya da 16 - 10 önde girdi. 22-16 öne geçen sarı lacivertli bayanlar karşısında sete asılan Galati durumu 22-21 yaptı. Fenerbahhçe Acıbadem 25 dakika süren ikinci seti 25-23 galip tamamlamayı bildi.
Fenerbahçe üçüncü sete 4-2 geride başlamasına rağmen birinci teknik molaya 8-7 önde girdi. Farkı açarak 14-10 öne geçen sarı lacivertliler ikinci teknik molaya 16-10 önde girdi. Kanarya güzel ve istikrarlı oyununu sürdürerek 23-14 öne geçti ve 20 dakikalık bir mücadelenin ardından seti 25-15 kazandı. Fenerbahçe, bu set sayısıyla maçı da 3-0 gibi net bir sonuçla tamamlanmış oldu.


Metal Galati: 0 - Fenerbahçe Acıbadem: 3
Salon: Buzau
Metal Galati: Onyejekwe Nneka, Alajbeg Jelena, Tocko Olga, Golubovic Mira, Miclea Grigoruta, Daiana Muresan , Cebic Suzana ( Libero)
Fenerbahçe Acıbadem: Frauke Dirickx, Seda Tokatlıoğlu, Ekaterina Gamova, Çiğdem Can Rasna, Natasha Osmokrovic, Eda Erdem, Nihan Yeldan  (Libero)
Setler: 25-21, 25-23, 25-15
Süre, 26 dk, 25 dk, 20 dk.

Karşılaşmadan 3-0 galip ayrılan temsilcimiz, 18 Şubat Perşembe günü sahasında 19.30’da yapacağı rövanş maçı için büyük avantaj sağladı.
http://img51.imageshack.us/img51/3672/32291347.jpg
 http://img51.imageshack.us/img51/5282/64949295.jpg
http://img16.imageshack.us/img16/8388/82203235.jpg
http://img193.imageshack.us/img193/9452/87513849.jpg







***************
  Tebrikler Sarı Melekler.
Düşük tempoda bir maç oldu.Nasıl olsa kazanırız modunda biraz rahat oynadık ve 1.ve 2.setlerde
bazı servis turlarında dalıp gittik ve bu anlarda manşette sallanınca 5-6 sayılık seriler yedik.
 Bu konuya dikkat etmek gerekir.Belki Metal Galati gibi takımlar karşısında sorun yaratmaz
ama bizim asıl hedefimiz olan F4'te başımızı ağrıtır.Ki bizim takımın en önemli sorunu ne servis,ne blok,
ne hücum ne de saçma sapan Naz mı Frauke mi tartışmalarıdır asıl sorunumuz manşettir.
 Naz -Frauke tartışmaları bu takımın içine salınan fitili ateşlenmiş dinamit ve bir casus virüs yazılımıdır.
Evet aynen böyle görüyorum ve fena halde kızıyorum bu konuya.
 Yahu hoca tercihini Frauke'den yana kullanmış ve gayet iyi gidiyor takım işte.
Daha ne yahu.Duygusallıkla mı yönetilecek bu takım.
Aylin Hanım'ın dolmaları bunlar işte.
Bakın bir voleybol sitelerinde millet neler yazıyor ;

bnce fenerbahçenin silkinip kendine gelmesi gerekir.bnce jan de bryant çok bencil bir şekilde kendi ülkesini düşünüp dirixs i oynatıyor naz gibi iyi bir pasör varken dirixs gibi çürümüş pasör kullanılıyo ayrıca artık fenerbahçenin eski izlenimi vermediğini bunuda fenerbahçenin iyiliğine değil öbür takımların senenin başındaki kötülüğüne bağlıyorum .... fenerbahçe böyle giderse scavolini,assystel novarro,volley bergamo , zareche odintsovo ve hatta vakıfbank bile eleyebilir bir an önce takımın ve teknik direktörün kendine gelmesini diliyorum:))
 ************
naz oynatılmadığı için galibiyete sevinemedim. milli takımın pasörü kenarda çürütülüyor... 

Taraftar forumları bundan farksız.
  Frauke o kadar sıradan bir oyuncu değil.Alt kupalarda da olsa,devamlı oynamasa da kariyerinde
2 Avrupa Kupası kazanmışlığı var.
2001 yılında Minetti Vicenza ile Avrupa Konfederasyon Kupası‚
2007 yılında Grupo 2002 Murcia ile Avrupa Top Teams Kupası şampiyonlukları.

İlle de Şampiyonlar ligi deniliyorsa O da bu sezon olacak inşaallah. 
  Naz ise son oynadığı ICL F4'ündeki başarısızlığın faturasının direk isim verilerek kesildiği bir
pasör.Menajerleri Elena Chabovta F4 sonrası bizzat pasörümüzün hataları yüzünden başarılı olamadık
dedi ve kulüp olarak çocuk yaştan büyük emek vererek büyüttükleri pasörlerinden anında vazgeçtiler.
Tamam iyi bonservis parası da aldılar ama paraya ihtiyaçları yok ,en büyük rakiplerine verirlermiydi hem.
 Bunları yazarak ben de bu anlamsız tartışmaya girmiş oluyorum ama son kez yazıyorum bunları.
Evet Naz hem bizim için hem Milli takım için son derece önemli bir oyuncu,ileride ondan çok fazla
yararlanacağız ama bilemiyoruz ki belki bu sezon bu yatırım ile ille de kupayı alma stratejisi belirlendi
ve o amaçla Hoca planlarını,oyun sistemini belirledi.O oyun sistemine göre - ki 20 tane hücum seti varmış -
Frauke'yi öncelikli tercih ediyor.Hepimizin buna saygı duyması lazım.
 Nati'ye daha çok top atıyor,Gamova'ya atmıyor deniliyor.
Bakın istatistiklere ;
Gamova 27/20.%74 gibi yüksek bir yüzde ile 23 sayı ile oynamış.
Nati 23/10. %43 ile 10 sayı.
Yani gerektiği zaman Gamova'dan gayet iyi bir şekilde oynamış işte.
Gene Naz - Eda ile daha iyi anlaşıyor,Frauke - Eda ile anlaşamıyor deniliyordu.
Buyrun.9/6. % 67 ile 11 sayı.Ki gayet güzel tek ayak hücumları yaptırdı hatta bir keresinde zorladı
üst üste ve blokta bıraktı Eda'yı.
 Bırakalım bu kısır tartışmaları artık.
Manşette zaman zaman sallandık diyorum ama istatistiklere bakıyorum sadece 2 hata ve %67 ile
oynamışız.Mükemmel manşetimiz % 42.Bu mükemmel manşet yüzdemizi yükseltmeliyiz.
  Bugün maçta en çok Nati,Gamova  ve Kaptan Çiğdem'i beğendim.
Nati sanırım nezle gibiydi mendille burnunu siliyordu molada,bu halde bile klasını,tecrübesini
konuşturdu.Çiğdem aynı şekilde çok kritik müdahaleleri vardı.
Gamova sanki oyunda fazla görünmüyor gibiydi bir ara Spiker 18.sayısı dedi,yahu ne zaman
yapmış bu kadar sayıyı dedim.:))
  Takımın oyununda düşüş var.Aradan olabilir veya maçı kolay görmüş olabilirler ama F4'e fit girmeliyiz.
Bunun içinde vitesi yükseltecek bizi zorlayacak  rakipler lazım.
 Açıkcası şu anda herkesin kupaya uzandık dediği bir zamanda bile net konuşamıyorum.
Evet Şampiyonluk adaylarından biriyiz ve ciddi bir adayız da.
Rakip Antrenör Zoran Terziç'in açıklamaları ve oyuncularının aldıkları sayılardaki sevinçleri
bizi ne kadar büyük gördüklerini gösteriyor.
 Metal Galati de pasör Sadurek parasını alamadığı için ayrılmış.
Olga Tocko o fizikle nasıl oynuyor inanamadım valla.Tombik hatun yahu.
Aynen bir aralar Telekom'da oynayan Mirko Miliçeviç gibi.O da bu adam basketbolcu mu güreşçi mi
dedirtiyordu..Tocko onun kadar kilolu olmasa da epey kilosu var yani.
Ama iyi oynadı.Telekom bu sezon başı almıştı onu ama kapanınca Galati'ye gitti.
 Genç orta Nijeryalı kızı Nneka ve pasör çaprazı Hırvat Alajbeg'i de beğendim.
Neticede  bu turu geçtik.Diğer turda biz Dinamo Moskova'yı beklerken Odintsova silmiş
şimdilik DM'yi.Bakalım 2.maçta DM ne yapacak ?
Kim olursa olsun  rakip gene geçeriz.
Son olarak resmi sitemizin takıma ne kadar önem verdiğini de görün.
Ana Sayfadaki ilk 5 manşet habere bile giremiyorlar.
http://www.fenerbahce.org/fb2008/index.asp
Çubuklu forma aşkına Fenerium'dan Sevgililer günü sürprizi bilmem ne daha önemli.

Etiketler