12 Temmuz 2011 Salı

TFF Bunları da Araştır-2-Beşiktaş Şaibe Dosyası.







1-2003-2004 sezonundaki Bursaspor'un düşmesine neden olanve bugünkü Bursaspor - Beşiktaş arasındaki husumetin nedeni olan  şike iddiaları ile ilgili Milliyet Gazetesinde Lube Ayar'ın Örtbas edilen ŞİKE BELGELERİ Yazı Dizisi.




Yaşayan son efsanenin ölümü 

Beşiktaş'ın iki Şeref'i var. Biri futbol şubesini kuran Şeref Bey. Ötekisi ise attığı 320 golün 99'unu vole ile atan (Asla kafayla gol atmadı) Şeref Görkey.
Beşiktaş'ı üst üste 5 yıl şampiyon yapan o efsane 5'li forvetin (Sabri, Kemal, Şeref, Hakkı, Şükrü) yaşayan son efsanesi Şeref Görkey öldü. Şeref Bey'i toprağa verirken bir anıyı yazmak istiyorum...
Beşiktaş, Galatasaray'la oynuyor. Yenerse Fenerbahçe şampiyon olacak. Ama Beşiktaş o maçta Şeref Görkey'i oynatmıyor.
Ertesi gün Cumhuriyet'in manşeti düşündürücü:
"Beşiktaş sahaya Şeref'siz çıktı!..."
Konuyu değiştirmeyeceğim.
Geçen sezon Beşiktaş, Rizespor'la oynuyor. Yenerse Rize düşecek, Bursa kurtulacak.
Ama Beşiktaş'ta Sergen Yalçın oynamıyor. Hadi kısa keseyim ve Levent Bıçakcı'ya sorduğum sorunun cevabını yazacağım...
Beşiktaş-A.Sebat, Rize-Beşiktaş maçları hakkında Şike Tahkik Komisyonu araştırma yaptı. Ulusoy Federasyonu bu maçları onayladı. Sayın başkan dedim. UEFA'dan sorarlarsa, bu rezalete ne cevap verirsin:
"Susarım. Başımı öne eğerim, utanırım. Sonra yere bakarım ve kafamı kaldıramam!..."
Lütfen... Beşiktaş'ı yönetenler. Beşiktaşlıları utandırmayın. Lütfen!.. Beşiktaş'ta kirli eller ve kirli ayaklar temizlensin.

Rahmetli Kazım Kanat


*************
Gazeteci Lube Ayar'ın Twitter'dan Soruları ; 

1) Polis, 2004’ün son haftalarında ‘dinlemede’ydi! Yani, Rize-Akçaabat ve Rize-Beşiktaş maçında olacakları biliyordu. 
Soru: Ne yaptılar? 
2) Maçlar oynandı, lig bitti, soruşturma bitti. Bursaspor küme düştü. Şike konuşmaları savcı Selim Berna Altay’a geldi (Hrant Dink cinayeti davasının savcısıydı. cç) 
Soru: Savcı ne yaptı? 
3) 2005’te dava başladı. Ben dosyayı aldım. Bazı belgeleri yayımlayan Milliyet, şike belgelerine burun kıvırdı. 
Soru: Geçti mi bir yıl? 
4) Milliyet’in spor ödülleri töreninde M. Ali Şahin’e bu belgeleri anlattım, önceki haberlerimi övüp kartını verdi. 
Soru: Bakan ne yaptı? 
5) Juventus (İtalya’nın ünlü futbol takımı cç) küme düşürüldü. Ben apar topar Datça’dan çağrıldım, bir kısmını yazdım (Türkiye’deki şike soruşturması cç), bir kısmı veto yedi. 
Soru: Geçti mi 2 yıl ? 
6) Bakan (M. Ali Şahin) NTV’nin canlı yayınına çıktı. Haluk Yürekli istedi, telefonla bağlanacaktım. Ama Bakan istemedi, konuşamadım. Soru: Sizce neden?
7)Bakan yayında ‘İki yıllık zamanaşımı süresi doldu, yapacak bir şey yok’ dedi. 
Soru: Bu sürenin nasıl geçtiğini anladınız mı?
8) Milliyet’ten Cemal Ersen’e konuşan Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, ‘Bu belgeler yok’ dedi. 
Soru: Diyecek söz bulabiliyor musunuz? 
9) Sedat Ergin (o sırada Milliyet Genel Yayın Yönetmeni cç) Fenerbahçe muhalefetinin (Aziz Yıldırım’ın muhalifleri) telefon konuşmalarını içeren bölümü silip attı, ‘Yıldırım lehine yazı istemem’ dedi.
 Sorum yok! 
10) Milliyet’te Sedat Peker’in ünlülerle yaptığı telefon konuşmalarını koyduğum dosyadan Şansal Büyüka’nınkiler yok oldu! Bulamam mı sandınız?
11a) Habertürk’teyken Fatih Altaylı kimsenin yapamadığını yaptı, Rüştü’nün (o dönemde Fenerbahçe’nin kaptanı, kaleci Rüştü Reçber) dövülmesine ilişkin telefon konuşmalarını Kanal 1 Haber’de yayımladık.
11b) Ertesi gün spor basınının Sedat Peker’le ilişkisini kanıtlayan ikinci bandı hazırladık. Sabah, Altaylı beni çağırdı ve şöyle dedi...
‘11c) Bugüne kadar Başbakan, Cumhurbaşkanı, MİT, ordu yazdım, ama böyle bir şey ilk defa başıma geliyor. Bu bandı yayımlamasak olmaz mı?’
11d)Altaylı, ‘Mehmet Ağar’ından Şenes Erzik’ine, Fatih Terim’inden Tahir Kıran’ına aramayan kalmadı’ dedi. 
Sorum yok!”




2-İşte Alaattin Çakıcı Sinan Engin görüşmeleri

20 Mayıs 2004


Toygun ATİLLA/İSTANBUL
Beşiktaş'ın menajeri Sinan Engin'in bir ayda Çakıcı ile 18 telefon görüşmesi yaptığı ortaya çıktı. Görüşmelerde Çakıcı'nın yurtdışına gidiş nedeni "futbolcu seçmek" olarak geçiyor.

Beşiktaş futbol takımının menajeri Sinan Engin'in son bir ay içinde Alaattin Çakıcı ile 18, Gencay Çakıcı (kardeşi) ve Adem Çakıcı (yeğeni) ile de 62 telefon görüşmesi yaptığı tespit edildi.

Şifreli telefon konuşmalarında, Alaattin Çakıcı'nın yurtdışına gidiş nedeni, ‘futbolcu seçmek' olarak geçiyor. Vize için gereken belge ve fotoğrafları tamamlamak amacıyla seçilen şifreler de futbol dünyasından: krampon ve forma.

Kaçakçılık Daire Başkanlığı ve İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü tarafından sürdürülen soruşturmada Alaattin Çakıcı'nın akrabaları Ali, Gönül, Aytuğ ve Fahrettin Çakıcı'ya da Beşiktaş Spor Klübü antetli ve imzalı belgelerle vize alındığı ortaya çıktı. Alaattin Çakıcı'nın Beşiktaşlı futbolcu Sergen Yalçın ve eski milli futbolcu Rıdvan Dilmen'le de sık sık telefon görüşmeleri yaptığı belirlendi. Sergen Yalçın, ‘Ağabey' diye hitap ettiği ve saygıda kusur etmediği Alaattin Çakıcı'ya, para aldığı tefecinin kendisini sıkıştırdığını söylerken, Rıdvan Dilmen de, eski futbolcu Mecnur Çolak'ın borsada batırdığı paraları kurtarması için ricacı olmuş.

İŞTE O KONUŞMALAR
Nisan ayının ilk günlerinde Gencay Çakıcı ile Sinan Engin arasında yapılan telefon görüşmesi, Alaattin Çakıcı'nın yurtdışına kaçmasının sinyallerini veriyor:

Gencay Çakıcı: ‘Abimin konuştuğunuz gibi futbolcu bakmaya gitmesi gerekiyor. Transfere ihtiyaç var, biliyorsun. Çabuk ol, Sinan.'

Sinan Engin: ‘Elimden geleni yapacağım. Abime canım feda. O en iyisini bilir. Ben halledeceğim. Eskisi gibi, aynı şekilde. Hı, hı tamam. Gider beğenir futbolcu.'

Nisan ayının ilk haftasında Sinan Engin ile Alaattin Çakıcı görüşüyor:

Alaattin Çakıcı: ‘Oğlum ne oluyor. Sen yavaşlamışsın. Hálá halledemedin işleri.'

Sinan Engin: ‘Abi, biliyorsun senin için yapmayacağım şey yok. Eskisi kadar kolay olmuyor bu işler. Sen sıkma canını.'

Üç gün sonra

Sinan Engin: ‘Vallahi abi bir daha yapmayacağım. Bu son olacak. Abimin hatırı var. Yoksa... İnan bunaldım.'

Gencay Çakıcı: ‘Biliyoruz, biliyoruz. Sıkma canını. Allah'a emanet ol koçum.'

Alaattin Çakıcı, yurtdışındaki Sinan Engin'i arar.

Sinan Engin: ‘Abi Macaristan'dayım. Brezilya'nın maçını seyrediyorum. Tamam o işle ilgileniyorum. Formalar ve kramponlar eksik.'

Alaattin Çakıcı: ‘Tamam. Sinan iyi bak kendine Beşiktaş'a iyi futbolcular al.'

Yeğen Adem Çakıcı, yurt dışından dönen Sinan Engin'i kaçıştan bir hafta önce arayıp eksikleri sorar.

Sinan Engin: ‘Formalar ve kramponlar eksik. Dediğim şeyleri yapmamışsınız ki. Az kaldı. Geçen Gencay'a da söylemiştim. Sen şimdi gidip, o eksik kramponları al. Daha önce getirdiğin yere götür. O işler hallolsun ki... İbrahim Arı'nın futbolcu bakmaya gitmesine bir şey kalmadı.'

Adem Çakıcı: ‘Tamam tamam. Hallediyorum onları. Seni de görmem lazım. Yüzyüze bir şey konuşmamız lazım.'

Alaattin Çakıcı ile Sinan Engin arasındaki son telefon görüşmesi 3 Mayıs günü (Çakıcı'nın kaçtığı gün) yapıldı.

AlaatTin Çakıcı: ‘Baba Sinan. Nasılsın?'

Sinan Engin: ‘Estağfurullah abi ne haddimize. İyi misiniz abi. Vallahi özledik sizi. Gencay'la Adem'le görüştük bu hafta.'

Alaattin Çakıcı: ‘Biliyorum, biliyorum. Seni gözlerinden öpüyorum. Baba Sinan.'

Çakıcı kardeşlere Cimbom forması

Nisan ayının son haftasında Gencay Çakıcı ile Sinan Engin görüşüyor.

Gencay Çakıcı: ‘Ergun abi (Gülerek) bana ve abime isimlerimiz yazılı iki Galatasaray forması göndermiş. Hem de bize (Gülüyor). Onu severiz bilirsin. Şimdi işin yoksa Galatasaray'ı seneye şampiyon yap.'

Sinan Engin: ‘İyidir iyidir. (O da gülüyor)

Şampiyonlukta hiç mi payımız yok

Geçen yıl Beşiktaş'ın şampiyonluğunun ardından Alaattin Çakıcı Beşiktaş'ın şampiyonluk kutlamalarının arkadaşının gece kulübünde yapılmaması üzerine Sinan Engin'i telefonla aradı.

Alaattin Çakıcı: ‘Sinan Sinan, ufak bir şey istiyoruz onu da halledemiyorsun. Oğlum, şampiyonlukta hiç mi payımız yok? O kadar olay oldu. Bir Allah'ın kulu açıp ağzını size bir şey söyleyebildi mi? Kızdırıyorsunuz beni.'

Sinan Engin: ‘Şey abi, tamam tamam... Abi, öyle değil başka bir şey oldu. Biliyorsun. Telafi ederiz abi. Kızma.'
*****************
3-1985-1986 Sezonu.G.Birliği - Beşiktaş


G.Birliği'nde oynuyordum. Ankara'daki bir Beşiktaş maçı öncesi kampa girdik. Yanılmıyorsam 1985-86 sezonuydu. Beşiktaş'ın teknik direktörü Stankoviç idi. Oda arkadaşım olan Zlatko bana, 'Maçı satmam için Beşiktaş bana 15 milyon lira önerdi. Para da Fenerbahçe kalecisi olan Lukovcan'a verilmiş. Maçı sattığım taktirde 15 milyon lirayı Lukovcan'dan alacağım söylendi. İş bu şekilde sağlama alınmış. Ama ben vatandaşım olan Lukovcan'a hiç güvenmiyorum. Sağlam biri değildir. Maçı satsam bile parayı o bana vermez' dedi.





PARAYI BAŞKA OYUNCU ALDI

Zlatko ayrıca 'Beşiktaş'ın o dönemdeki genel kaptanı Z.A., maçı sattığımın anlaşılabilmesi için bariz bir penaltı yapmamı istedi. Ama ben orta saha oyuncusuyum. Savunmada oynasam, tamam bu olur, ama ben orta saha oynuyorum, bu penaltıyı nasıl yapacağım' dedi. Ben de, 'Yapma Zlatko' dedim. Vazgeçirdim. Zlatko beni dinledi. Harbi oynadı. Zlatko maçtan sonra, 'Seni dinledim, parayı almadım. Ama bu parayı bizim takımdan başka oyunculara verdiler' dedi. O sezon Beşiktaş şampiyon oldu.
http://www.cafesiyaset.com/turk-futbolcudan-muthis-sike-itiraflari_79214.html


**************
4-Zalad röportajı.
Hiç şikeyle karşı karşıya geldiğiniz olmadı mı? 
1990-91 sezonuydu. F.Bahçe ile Beşiktaş çekişiyor. a.gücü de F.Bahçe ile istanbul’da oynayacak. o hafta da annem ve kayınvalidem belgrad’tan geliyordu. onları karşılamaya gittim. sonra da beşiktaşlı olan çok iyi bir dostumla yemek yedik. yemek esnasında ismini veremeyeceğim dostum bana o dönemler beşiktaş’ın popüler yöneticilerinden birinin (İhsan Kalkavan'ı kastediyor) çekini uzattı. çekin üzeri boştu. dostum, “eğer F.Bahçe maçında iyi oynayıp gol yemezsen, çeki kendin dolduracakmışsın.” dedi. yemek masasında daha çorbalarımızı içiyorduk ve ben hanımla anneme, “kalkın, toparlanın, hemen ankara’ya gidiyoruz.” dedim ve çeki yırtıp attım. “ben paramı kulübümden alıyorum. söyle o yöneticiye o parayı kimsesiz çocuklara versin.” deyip ankara’ya döndüm. 



http://www.frmtr.com/galatasaray/373242-sikenin-belgesi-gs-8-ankaragucu-0-a.html


***************
5- İhsan Kalkavan'ın Futbol Şube Sorumlusu olduğu dönem mutlaka özellikle teşvik primi açısından incelenmeli.                                                                                                         Kalkavan katıldığı programlarda üstü kapalı bu konuları gülerek geçiştiriyordu.




************
6-LUCESCU NELER AÇIKLADI?

LUCESCU‚ geçtiğimiz yıllarda Vatan gazetesine yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Özellikle kariyerinin sonuna gelmiş oyuncularım resmen bana ve takıma ihanet ettiler.

Başta ZAGO‚ CORDOBA ve RONALDO olmak üzere yabancılar iyice kenara çekildiler. Ama yöneticilere söylemiştim. Onlara kariyerinin sonuna gelmiş‚ para için oynayan futbolcuların‚ her şeyi deneyebileceğini anlatmıştım. Buna rağmen BEŞİKTAŞ yönetimi onların parasını vermedi. Onlara yol açtı. Boşluk bıraktı.

Vatan gazetesinde LUCESCU ile yapılan o ropörtajın ses kayıtları hala bulunmaktadır.

KONYA maçından sonra CORDOBA´yı kenara çekip ´Maç sattın mı?´ diye sordular... Geriye dönüp baktığımda‚ şüphelerimin yerine oturduğunu görüyorum. Şimdi kendime kızıyorum. Çünkü o zaman kötü adam ben olmuştum. Türkiye´deki sisteme karşı mücadele etmek çok zor."

Bu SERGEN CHELSEA maçına bahis oynayıp 2 gol atarak İNGİLTERE`den takımın galip dönmesini sağladı bunuda açık açık ekranlarda beyan etti ama aynı SERGEN 2005-2006 sezonunda GALATASARAY karşısında 5 e 5 olan bir pozisyonda yapacağı en son şeyi yapıp topu çekip geri döndü daha sonra mı sonrası belki de dünya üzerinde ki kaleciler arasında pas tekniği bakımından ilk 10 da yer alan CORDOBA degajı GALATASARAY´lı futbolcunun tam göğsüne indirdi ve akabinde gelişen atakta GALATASARAY son dakika golü ile 2-1 maçı kazandı.Topu şişirse belki maç sona erecekti ! Maç sonu TÜMER METİN´in soyunma odasında neler yaptığı ise hala aşikar ki bundan sonra CORDOBA apar topar ülkesinin yolunu tutar.

Bjk taraftarı maçı satanın diye maç sonu tempo tuttu ama bunlar unutuldu gitti ...

Bakın bakalım aynı sezon sonu ne olmuş ?

Çok değil bir kaç hafta sonra FENERBAHÇE önde girdiği son haftaya 14 dakika geç başlayan ve hatta uzatmalarda kümede kalması garantilenen DENİZLİSPOR`a puan kaybedip lig şampiyonluğunu G.Saray`a kaptırmış.



http://www.magazinname.com/yazar.asp?id=242


**************


7-Eskişehirspor'un Aydını yenip 1.lige çıktığı sezon (1993-1994-1995 ? ),ligin son haftaları beşiktaş Eskişehirspor'un düşme hattındaki en rakipleri olan Denizlispor ve Altaydan 4'er tane golü afiyetle yiyor.
Eskişehirspor forumlarından.


************
8-Geçen sezonun son maçı olan Bursaspor deplasmanına yabancı oyuncularından eksik gitmeleri ve özellikle İ.Toraman ile Rüştü'nün performansları,Rüştü'nün telefonla Fenerbahçe'nin rakibi oyuncuları araması.


9-Sivok'un açıklamaları.



Sivok
Uzun süre gündemi meşgul edecek açıklamalar yaptı. "Bizim taraftarımız F.Bahçe´den nefret ediyor. G.Saraylılar da öyle. Bursaspor´a yenildikten sonra taraftarlarımızın üçüncülüğü kaybettiğimiz için bize kızacağını düşünüyorduk ama neredeyse Bursalılar kadar sevindiler. Bizi soyunma odasında da daha önceki mağlubiyetlerde olan sıkıntı yoktu. Herkes gülüyordu. Bazı arkadaşlarımız Bursasporluların eğlencesine katıldı. Ben de Zapo´yu kutladım. Onun için içtim ve Bursa´nın şampiyonluğunu kutladım" dedi.
Beşiktaşın Çek futbolcusu Tomas Sivok ülkesinde Sportovni Noviny gazetesine konuştu. 



http://www.fotomac.com.tr/Besiktas/2010/05/19/bu_itiraflar_olay_yaratacak 


10-Hükmen mağlubiyetten kurtulma Skandalı.


Gizlenen skandal

CEMAL ERSEN

Beşiktaş, Trabzonspor ile geçen sezon deplasmanda oynadığı maçta talimatlara aykırı hareket etti. Olayı, Federasyon’un bilgisayarlı sistemi ortaya çıkarıldı. Hükmen yenilgiye yol açacak bu hata ise, Haluk Ulusoy ve yönetimi tarafından saklandı.

Kimler oynamıştı? 

Beşiktaş’ın, adı geçen maçta 18 kişilik kadrosunda şu oyuncular yer almıştı; Rüştü Reçber, İbrahim Toraman, Gökhan Zan, İbrahim Üzülmez, Ali Tandoğan, Edouard Cisse, Serdar Kurtuluş, Burak Yılmaz, Rodrigo Tello, Mert Nobre, Delgado. Yedeklerde ise Atilla, Koray, Diatta, Mehmet Yozgatlı, Ricardinho, Bobo ve Higuain.


Geçen sezon oynanan Trabzonspor-Beşiktaş maçında siyah-beyazlı ekibin esame listesine talimatlar emrettiği halde 22 yaşından küçük bir oyuncu yazmadığı, hükmen yenilgiye yol açacak bu hatanın dönemin Futbol Federasyonu  tarafından gizlendiği ortaya çıktı.
Skandal, Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz’ın 21 Ağustos günü Futbol Federasyonu’na, “Söz konusu hata nedeniyle kulübümüz mağdur edilmiş ve UEFA Kupası’na gitmemiz engellenmiştir” şeklindeki başvurusu sonrası patladı. Dilekçeyi inceleyen ve 20.10. 2007 tarihinde Avni Aker Stadı’nda seyircisiz oynanan maçta Beşiktaş’ın talimatlara aykırı davrandığını tespit eden Federasyon, talimata göre itiraz 5 gün içinde yapılmadığı için Sivasspor’a olumsuz yanıt verdi, ancak konuyla ilgili soruşturmanın derinleştirilmesini ve ortaya çıkacak bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmasını kararlaştırdı.

Sistem uyarmış
Ligler statüsünün “oyuncuların uygunluğu” başlıklı 9. maddesine göre Beşiktaş Kulübü’nün 01.01.1985 veya daha sonra doğmuş, en az iki yıl kulübe tescilli olması gereken bir Türk futbolcunun kadroda olmadığı yolundaki hatayı federasyon tarafından kurulan bilgisayarlı sistemin tespit ettiği bildirildi. Olayın saptanmasından sonra konunun Haluk Ulusoy başkanlığındaki yönetim kuruluna intikal ettirildiği, ancak herhangi bir girişimde bulunmadığı öğrenildi.
Söz konusu otokontrol mekanizmasının uyarısına rağmen Beşiktaş’ın hükmen yenik ilan edilmesi yerine skandalın gizlenmesi, daha dikkat çekici bulundu. Bu arada Beşiktaş Kulübü’nün de gelişmelerden haberdar olduğu, ancak sessizliğini koruduğu ileri sürüldü. Bu fahiş hatanın sorumlusunun ise o dönem de kulüp menajerliğini yapan Sinan Engin olduğu ifade edildi.

UEFA’dan oldular
Ligi statü gereği averajla Beşiktaş’ın altında dördüncü bitiren Sivasspor Kulübü’nün, başvuruyu zamanında yapmadığı için ret yanıtı almasından sonra UEFA Kupası’na katılamadıkları için uğradıkları maddi zararın tazminini isteyeceği kaydedildi. Başkan Odyakmaz’ın bu yöndeki talebin kabul edilmemesi durumunda önce Tahkim Kurulu’na, sonra da Uluslararası Spor Mahkemesi’ne giderek hakkını arayacağı bildirildi.
Beşiktaş’ın 3-2 galibiyetiyle sonuçlanan maçta talimatlara aykırı olay gizlenmeseydi, siyah-beyazlı takım hükmen yenik ilan edilecek ve sezonu 58 puan yerine 55 puanda tamamlayacak, Sivasspor ise lig üçüncüsü olarak UEFA Kupası’nda mücadele edecekti.

Talimat ne diyor?
Madde 9 (Oyuncuların uygunluğu): Türkcell Süper Lig kulüplerinin katılacakları resmi müsabakalarda, müsabakanın oynanacağı tarihte kulübe tescil edildiği tarih üzerinden en az iki yıl geçmiş, 01.01.1985 ve daha sonra doğmuş bir T.C. vatandaşı profesyonel futbolcuya 18 kişilik müsabaka isim listesinde bulundurulması zorunludur.” Yine talimata göre Sivasspor, söz konusu skandalı tespit edip, liglerin tescil edildiği 5 Haziran’dan önce itirazda bulunsaydı, Beşiktaş Kulübü hükmen yenik ilan edilecek ve UEFA Kupası’na gidemeyecekti.

http://www.milliyet.com.tr/Spor/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&Kategori=spor&ArticleID=982732&Date=26.08.2008&b=Futbolda%20gizlenen%



11-
"F.Bahçe´yi yenerseniz 400 milyar"

27 EKİM 2002´DEKİ MAÇ

Cavcav´ın tutanaklara geçen ifadelerine göre 27 Ekim 2002´de Ankara´da oynanan ve 1-1 beraberlikle sonuçlanan maçtan önce Beşiktaş Kaptanı Tayfur Havutçu‚ Beşiktaş´tan eski takım arkadaşı G.Birliği Kaptanı Ümit Bozkurt aracılığıyla F.Bahçe´yi yenmeleri halinde 400 milyar prim ödenmesi konusunda anlaştı. Olay İlhan Cavcav ve zamanının G.Birliği Teknik Direktörü Ersun Yanal´ın kulağına gelse de ikilinin olaylara karışmadığı ve alınan beraberliğin sonrasında da Beşiktaş tarafının vadedilen parayı göndermediği de belgelerde yer aldı. İşte Cavcav´ın ağzından tutanaklarda yer alan olay..

İLHAN CAVCAV: Evet‚ bir tanesi de bıraktı işte kenara. Ve dolayısıyla‚ bakın‚ böyle bir olayı da‚ ben‚ bizzat yaşadım. F.Bahçe´yle oynuyoruz Ankara´da. Orada Tayfur diye bir kaptan var; bizde de Ümit Bozkurt diye kaptanımız var‚ o da Beşiktaş´tan geldi bize. Telefon etmişler ´400 milyar lira‚ F.Bahçe´yi yenerseniz..´

KAPTAN‚ kaptana telefon ediyor; başkanlar yok.. Ümit geldi hocaya‚ hoca ´Ben karışmam..´ demiş; Ersun Yanal Hoca. Menajer var bizim Cem Onuk diye bir arkadaşımız‚ o bana Böyle böyle.. Ben yine -galibiyete veriyor- ´Al´ demiyorum ama Sayın Başkan‚ ´Al´ desem..

Ben karışmam oğlum; ben duymadım‚ görmedim‚ işitmedim.. Bunlar kaptan‚ o da Beşiktaş´tan geliyor ya‚ tamam´ diyorlar‚ geliyorlar. Burada F.Bahçe´yi yendik; 2-1 mi‚ 1-1 mi‚ 1-0 mı‚ 2-0 mı ne yendik. (Maç Youla ve Washington´ın karşılıklı attığı gollerle 1-1 berabere bitti) Para?.. Para yok... Para yok... Baktım... Sinan diyormuş ki -işte‚ Sinan o zaman orada- geliyor gidiyor bilmem ne; vermediler.. Bir daha oynadı‚ yine para.. ´Yok kardeşim´ dediler‚ ´Parayı getir‚ ondan sonra..´ Yani‚ o bakımdan‚ bunları...



12-''Kupayı Getirdim Saffet Amca''


Son senelerdeki Fenerbahçe-Beşiktaş maçlarından örnekler ;

2 Aralık 2001
Kadıköy’de yenilmezlik serisini bitiren, Beşiktaşlıların ezeli rakibine son dönemde maçların çoğunu kaybetmesine rağmen hala Japonya bayrakları ile gelmesini sağlayan maç.

İlk yarı Ali Eren’in ceza sahası içinde topa elle mudahale pozisyonunda penaltı kararı çıkmamıştı. Beşiktaş’a beraberliğe getiren tartışmasız ofsayt olan pozisyondu. Beşiktaş 2-1 kazandı.

2 Şubat 2003

Kadıköy’de bir başka lig maçı. 16. dakikada Fatih Akyel’e verilen kırmızı kart… O dakikada, İbrahim Üzülmez’i ezmesini gerektirecek ne bir durum ne bir gerginlik var. Yağmurlu havada oynanan karşılaşmada, verilen karar ile maçın tamamına yakınını Fenerbahçe 10 kişi oynadı. Beşiktaş 1-0 kazandı.

3 Mayıs 2006

İzmir’de oynanan kupa finali. Daha sonra hakemin Beşiktaşlı yöneticilerle yemek yediğinin iddia edildiği, kupanın kazanılır kazanılmaz Federasyon başkanı Ulusoy’un babasına gittiği, maçtan önce Galatasaray ile kupa-lig pazarlığı yapılan sene… Uzatmalarda Mehmet Yozgatlı’ya ceza sahası içinde yapılan hamlenin görülmediği, akabinde Aurelio’ya kırmızı kartın çıktığı, maç boyu takdir haklarının Beşiktaş için kullanıldığı karşılaşma.


19 Kasım 2006

Kadıköy’de 0-0 biten ve Beşiktaş’ın Kadiköy’de yenilmezlik serisini sürdürten karşılaşma… Deivid’in attığı kafa golü ofsayt sebebiyle verilmezken, pozisyonun ofsayt olup olmadığı milimlerle ölçülüyordu.

26 Nisan 2007


1-0 Beşiktaş galibiyetiyle biten kupa yarı finalinin rövanşı… Normal süre 1-0 biter. Hakem Selçuk Dereli. Sarı kartı varken Tuncay’a dalan Baki ve yine sarı kartı varken topu eliyle kesen Mehmet Sedef’e verilmeyen 2. sarı kartlar… Mehmet Sedef’in pozisyonu yan hakemin önünde olmuştu ve onun sarı kart göster uyarısına bile uymamıştı Dereli. Yine uzatmalarda maç 1-1 iken verilmeyen Fenerbahçe penaltısı… Ve Beşiktaş finalde.



21 Kasım 2009

Ligin ilk devresi… İlk yarı Gökhan Gönül’ün verilmeyen penaltısı belki de maçın kaderini çizdi. 2-0 iken Kazım’a verilen kırmızı kartı ise şu an Baros 2 haftadır aynı söylemde bulunmasına rağmen almıyor. Uğur İnceman’in attığı gol ise çok açık ofsayt.

Yukarıda yazdıklarım her Fenerbahçe-Beşiktaş maçında Fenerbahçe’nin hakkı yeniyor manasına gelmiyor. Bunların karşısına Cisse’nin gördüğü haksız kırmızı kart ya da Higuain’in son saniyede attığı, ama pozisyonun başında faul olduğu için verilmeyen gol yazılabilir. Hatta benim aklıma gelmeyen, ama Beşiktaşlı arkadaşların ekleyecekleri de ( O pozisyonun en başında top Beşiktaş’tan taca çıkmasına rağmen atışı Beşiktaş kullanmıştı ve film kopmuştu örneğin).

Yukarıdaki notlar, sanki sadece kendi canı yanıyormuş gibi sızlananlara hatırlatmadır. Higuain’in verilmeyen golünden sonra “Bizi zaten hakemsiz yenemezler” denirken, 1 sene önce Deivid’in sayılmayan golünü unutanlara hatırlatmadır. Aynı sene, Galatasaray’a karşı uydurma penaltı ile maç kaybettiklerinde rakibi tebrik ederken, Fenerbahçe yenilgisinden sonra “Haftaya Paflar ile çıkacağız” demek nasıl bir zihniyettir?



(Alıntı)


13-Selçuk Dereli'nin Gecikmiş İtirafı ; 



2007 yılında Selçuk Dereli’nin yönettiği Fortis Türkiye Kupası’nda bir Fenerbahçe – Beşiktaş maçı var. Selçuk Dereli çok kötü bir performans sergilemişti.


14-Haluk Ulusoy'un suç işleyerek Bjk'yi koruması.


Bursaspor Kulübü eski yöneticisi ve kongre üyesi Lemi Keskin‚ Bursasporun küme düştüğü 2003-2004 sezonunda oynanan Çaykur Rizespor- Beşiktaş ve Çaykur Rizespor- Akçaabatspor maçlarıyla ilgili şike iddialarıyla ilgili olarak delillerin ortada olmasına karşın Türkiye Futbol Federasyonununun gerekli girişimde bulunmadığını iddia etti ve Eğer Beşiktaş değil de Fenerbahçe olsaydı‚ küme düşürülürdü dedi.

Keskin yaptığı açıklamada‚ Çaykur Rizespor- Beşiktaş ve Çaykur Rizespor- Akçaabatspor maçlarıyla ilgili olarak istedikleri bilgilerin verilmemesi üzerine Türkiye Futbol Federasyonu hakkında Bilgi edinme yasasına muhalefet iddiasıyla suç duyurusunda bulunduklarını anımsatarak‚ Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının federasyon yönetiminden 15 kişinin ifadesini almak için tebligat çıkardığını‚ şu ana kadar da 5 üyenin ifadesini aldığını öğrendiklerini söyledi.



 Federasyonun bu kadar çok delile rağmen‚ 4 aydır hiçbir şey yapmamasını hayretle karşıladığını söyleyen Lemi Keskin‚ sözlerini şöyle sürdürdü: Dava sona erdiğinde Beşiktaş‚ Çaykur Rizespor ve Akçaabatspor takımları küme düşürülecek‚ buna inanıyorum. Dünyada eşi benzeri olmayan bir şike olayı ile karşı karşıyayız. Bunun bir benzeri de geçtiğimiz yıl İtalyada yaşandı ve büyük kulüpler küme düşürüldü. Federasyon gerçekleri çarpıtıyor. Bu kadar çok delile rağmen‚ 4 aydır hiçbir şey yapmadılar. 


Federasyon delillerimize zaman aşımı iddiasıyla yaklaşıyor. Şikede zaman aşımı diye birşey yoktur. Şikede delil istenir. Federasyon bizim davamızdan korkuyor. Eğer bu olaylar Fenerbahçenin başına gelmiş olsaydı‚ federasyon Fenerbahçeyi bir alt kümeye düşürürdü. Ancak Fenerbahçeye 3 maç saha kapatma cezası veren Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy‚ Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirörenle kanka oldukları için dosyalarımızı incelemeye bile almıyor. Biz de bu olayları önümüzdeki günlerde FIFA‚ UEFA ve Dünya platformuna taşımak için dosyalar hazırladık. Türkiye Futbol Federasyonunu tüm dünyaya şikayet edeceğiz ve bu davanın sonuna kadar da takipçisi olacağız.


15-Rüştü'nün telefonları.(Bir daha)


Futbol Disiplin Talimatı: Madde 55

FUTBOL DİSİPLİN TALİMATI

MADDE 55 MÜSABAKA SONUCUNU ETKİLEME


(1) Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı sekilde etkilemek veya buna
tesebbüs etmek yasaktır. Bir futbolcuya veya kulübe tesvik pirimi verilmesi de bu
kapsamdadır.

(2) Bu hükmü ihlal eden kisiler‚ bir yıldan üç yıla kadar müsabakalardan men veya hak
mahrumiyeti cezasıyla; kulüpler ise küme düsürme cezasıyla cezalandırılır. ihlalin
ağırlığına göre küme düsürme cezasına ek olarak puan indirme cezası da verilebilir.

(3) İhlalde sorumluluğu bulunan kisi veya kulüplere ayrıca para cezası verilir.

(4) Anılan yasağın hakemler tarafından ihlali halinde sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir.



Rüştü´nün aradığı kişilerin Fenerbahçe karşısında iyi oynaması Bursa´ya yetmeyecekti; Bursanın da kazanması şarttı. Rüştü görüştüğü kişilere neyin garantisini vererek iyi oynamalarını talep etti ?

Bir telefonla mı şampiyonluk kaybettiniz ehehe‚ diyen aklıevvellerin yukarıdaki Disiplin Talimatında belirtilen cezalardan haberi yok. Rüştü sıradan birisi değildir Beşiktaş klubünün lisanslı oyuncusudur‚ yaptığı telefon görüşmeleriyle oynayacağı müsabakada sonuca etki edeceğini ihbar etmiştir‚ bundan sonra yapılması gereken soruşturma açılıp yukarıdaki maddeyi uygulamaktır.

Burası Türkiye mi denecek yoksa gereği yapılacak mı ? takipçisi olacağız.



(Alıntı)




16-YORUMSUZ


17-Usulsüz transfere vize.


SPK o fonun peşini bırakmıyor!

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)‚ Beşiktaş´ın ara transferdeki bombalarından olan Hugo Almeida´nın transferindeki yabancı fonun peşini bırakmadı. Beşiktaş´ın Almeida‚ Simao ve Fernandes gibi dünya yıldızlarını Türkiye´ye hangi kaynakla ve nasıl getirdiğini tartıştığı dönemde‚ HT Ekonomi ´Yıldızları o değil fon almış´ manşetini yapmış ve ardından Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören‚ yıldızları İrlanda merkezli Quality Football Ireland Limited (ISC) isimli fon ile ortak aldıklarını açıklamak zorunda kalmıştı.

BEŞİKTAŞA AĞIR CEZA GELEBİLİR
Bu açıklama üzerine de SPK harekete geçmiş hem Beşiktaş Kulübü´ne hem de Demirören´e para cezası kesmişti. Ancak aradan uzunca bir süre geçmesine rağmen SPK bu olayın peşini hâlâ bırakmış değil. Edinilen bilgilere göre‚ SPK‚ ISC isimli fonun arkasında hangi isimlerin olduğunu ortaya çıkarmak için İrlanda Sermaye Piyasası Kurulu (Irish Financial Services Regulatory Authority-IFSRA) ile sıkı temasa geçti ve IFSRA´dan fonun gerçek sahiplerinin isminin ortaya çıkarılması için destek istedi. SPK´nın olayın peşini bırakmamasının nedeninin ise Quality Football Ireland Limited adlı fonun arkasında karanlık isimlerin olmadığından emin olmak istemesinin yattığı öğrenildi.

Soruşturma sonucunda fonun ardından SPK´nın çekindiği gibi karanlık isimler çıkarsa Beşiktaş Kulübüne ve yöneticilerine ağır cezalar gelmesi bekleniyor. Bilindiği gibi HT Ekonomi´nin haberinin ardından Beşiktaş yönetimi Almeida transferini yabancı fon ile ortak yapıldığını doğrulamak zorunda kalmıştı. Ancak bu transferin fon ile yapıldığı borsaya bil di ril - me di ğin den SPK‚ Beşiktaş Kulübünden konuyla ilgili açıklama istemişti. Bunun üzerine Beşiktaş Kulübü de 30 Aralık´ta SPK´ya yolladığı yazıda transferin Quality Football Ireland Limited (ISC) şirketi ile ortak yapıldığını bildirmişti.

Merkezi Dublin´de olan ISC 31 Mayıs 2010´da kurulan bir fon. Resmi kayıtlara göre‚ ABD´li CAA Sports şirketi ISC´nin yüzde 70´ine sahip. Diğer ortaklar ise yüzde 15´er hisseyle David O´Connor ve Michael Levine.

BEŞİKTAŞ´A VE DEMİRÖREN´E SPK´DAN CEZA GELMİŞTİ
SPK‚ 8 Nisan´da‚ Almeida transferinden dolayı‚ Beşiktaş Futbol Yatırımları A.Ş ve Başkan Yıldırım Demirörene ´sermaye piyasası mevzuatına aykırı işlemler yaptığı gerekçesiyle ayrı ayrı idari para cezası kesmişti. SPK‚ özel durum açıklamasında yer alan bilgilerin‚ açıklamadan yararlanacak kişi ve kuruluşların karar vermelerine yardımcı olacak ölçüde‚ zamanında‚ doğru‚ tam‚ dolaysız‚ anlaşılabilir ve yeterli olmaması nedeniyle şirket aleyhine‚ Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca‚ 2010 yılı için belirlenen asgari tutar olan 17 bin 170 lira idari para cezası uygulanmasına karar vermişti.

BAŞKANA 17 BİN TL CEZA
Kurul‚ Yıldırım Demirörene de‚ futbolcu Almeida transferi açıklamalarını‚ sermaye piyasası mevzuatına aykırı olarak şirketin 29 Aralık 2010 tarihli özel durum açıklamasından önce yapması nedeniyle 2010 yılı için belirlenen asgari tutar olan 17 bin 170 lira tutarında idari para cezası uygulamıştı.

 Habertürk



0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Etiketler