21 Ocak 2011 Cuma

Hafta Sonu Spor Ekranı


22 Ocak Cumartesi

13:25 - / Eurosport 2 (AFC - Çeyrek Final)
14:00 Mersin İdman Yurdu-Adanaspor / TRT 1
14:00 Manisaspor-Karabükspor / Digi Kanal
14:45 Wolves-Liverpool / Spormax (HD)
15:00 Tarsus Belediye - Fenerbahçe / FB TV
16:00 Trabzonspor-Ankaragücü / Lig TV
16:30 Dortmund-Stuttgart / TRT 3 & TRT HD
17:00 Arsenal-Wigan / Spormax (HD)
17:00 Manchester United-Birmingham / Spormax (HD) & PL TV
17:00 Gençlerbirliği-Eskişehirspor / Digi Kanal
17:30 gs - Torul Gençlik / SPORTS TV
18:25 İran- / Eurosport 2 (AFC - Çeyrek Final)
19:00 Sevilla-Levante / NTV Spor
19:00 Antalyaspor-Fenerbahçe / Lig TV
19:30 Aston Villa-Manchester City / Spormax (HD)
19:30 FC Köln-Werder Bremen / TRT 3 & TRT HD
21:00 Barcelona-R.Santander / NTV Spor
21:45 Roma-Cagliari / Spormax (HD) & TV8
23:00 Valencia-Malaga / NTV Spor

23 Ocak Pazar

11:00 Fenerbahçe - Beşiktaş U17 Akademi Ligi Maçı /FB TV
13:30 Udinese-Inter / TV8 & Spormax (HD)
13:30 Orduspor-K.Erciyesspor / TRT 1
13.30 Utrecht - Ajax / BEYAZ TV
14:00 Kasımpaşa-Gaziantepspor / Digi Kanal
15:00 Fenerbahçe - Çankaya Üni.Anka / FB TV
15:30 Groningen - Twente / BEYAZ TV
16:00 Sampdoria-Juventus / TV8 & Spormax (HD)
16:00 Konyaspor-Bursaspor / Lig TV
16:30 M'Gladbach-Leverkusen / TRT 3 & TRT HD
18:00 Gijon-Atletico Madrid / NTV Spor
16:30 Hoffenheim-St Pauli / TRT 3 & TRT HD
17:30 İllerbankası - Nilüfer Belediye / SPORTS TV
19:00 Ç.Rizespor-Diyarbakırspor / TRT 1 & TRT 6
19:00 Galatasaray-Sivasspor / Lig TV
20:00 Real Madrid-Mallorca / NTV Spor
21.00 Fenerbahçe - Banvit / FB TV - Banttan
21:45 Milan-Cesena / TV8 & Spormax (HD)
22:00 Villareal-Real Sociedad / NTV Spor

Fenerbahçe Ülker'in ''Pire Destanı'' : 70-84 !!!!


THY Euroleague TOP 16 H Grubu’nda mücadele eden temsilcimiz Fenerbahçe Ülker, deplasmanda karşılaştığı Olympiacos’u 84-70’lik skorla mağlup etmeyi başardı. 

OLYMPİACOS (70): Theodoros Papaloukas 15 (5 ribaund- 2 asist), Rasho Nesterovic 2 (5 ribaund- 2 asist), Vassilis Spanoulis 14 (2 ribaund- 4 asist), Ioannis Bourousis 7 (5 ribaund), Marko Keselj, Michalis Pelekanos, Loukas Mavrokefalides 4 (1 ribaund), Matt Nielsen 2 (1 ribaund- 1 asist), Koskas Papanikolaou 4 (3 ribaund), Zoran Erceg 10 (3 ribaund- 1 asist), Milos Teodosic 7 (3 ribaund- 2 asist), Yotam Halperin 5 (3 ribaund)

FENERBAHÇE ÜLKER (84): Roko Ukic 17 (2 ribaund- 4 asist), Ömer Onan 14 (3 ribaund), Darjus Lavrinovic 4 (2 ribaund), Sarunas Jasikevicius 5 (1 ribaund), Kaya Peker (3 ribaund- 3 asist), Oğuz Savaş 7 (1 ribaund), Tarence Kinsey 3 (3 ribaund- 1 asist), Marko Tomas 19 (4 ribaund- 3 asist), Sean May 8 (4 ribaund), Emir Preldzic 7 (7 ribaund- 2 asist)

1.PERİYOT: 18-16
2.PERİYOT: 15-17
3.PERİYOT: 25-22
4.PERİYOT: 12-29



 TARİH BÖYLE YAZILIR

* Yunan'a Türk destanının nasıl yazıldığını bir kez daha hatırlatan Fenerbahçe Ülker organizasyonun A'dan Z'ye tüm yetkililerini canı gönülden kutluyorum.
* Dün geceden beri fırsat bulamadık iş,güç ,sağlık sorunlarından.Ne yazacağımı da bilmiyorum zaten gün boyu yazılan yazılmıştır,tekrar gibi olacak ama böyle bir zaferi kayda geçirmeden de olmazdı.
* Açıkcası maç öncesi Mirsad'ın da oynamayacağını öğrenince,maç başlamadan NTV SPOR'da yapılan yorumları dinleyince - ikili oyun savunmamız zayıf falan filan - kaybederiz diye düşünüyordum.Ancak berbat oynadığımız ve tam 13 top kaybı yaptığımız (ortalaması en yüksek takım biziz 11 ile) ilk çeyreğe,Lavrinoviç'in erken faullerine,May ve Ömer Onan'ın kötü başlamalarına ve nihayetinde 3.çeyreğin başında Kaya'nın 5 faulle oyun dışı kalması gibi olumsuz şartlara rağmen Oli'nin maçı bir türlü koparamaması ve maçın kafa kafaya gitmesini görünce ''Oğlum bu iş olacak,kader ağlarını örmüş bugün'' dedim içimden.Ve hep aklıma tüm yokluklara ve olumsuz şartlara rağmen kazandığımız ''Kurtuluş Savaşı Destanı'' geliyordu.Bu gece de öyle olacak.Gene destan yazacağız dedim hep.Hatta atacağım başlığı bile belirledim.
* Gerçekten olağanüstü bir zaferdir bu.Kolay unutamaz Olimpiakos'lular.
Euroleague sitesinde zaten ''Turkish masterpiece'' denmiş.2,5 senedir ismi ucube (!) bu salonda 20 maçtır kaybetmeyen mağrur Yunanlıları Pire limanından bir kez daha denize döktük.
 Tıpkı geçen yılın EL Şampiyonu Barcelona'yı 17 maç sonra ''Palau Blaugrana''da yendiğimiz gibi.
 EL Şampiyonundan sonra 2.sini de evinde parçaladı ''Cengaverler''
* Bu galibiyet ile bir kez daha F4'ün ciddi adayı olduğumuzu dosta düşmana (!) gösterdik.
* Teknik olarak çok sıkıntı çektik bazı noktalarda ama yüksek üçlük yüzdemiz 10/8 (% 80) ve yardımlaşmalı agresif savunmamızla bu defolarımızı örttük.
Çok top kaybı yaptık,iyi savunmamıza rağmen çok hücum ribauntu verdik,uzunlardan normal sayı bulamadık,erken faul problemine girdik,Saras yakışmayacak çok kötü top kayıpları yaptı,May ve Ömer Onan ilk yarıda çok kötüydüler v.s. v.s.
 Ama özellikle kısalarımızın - Ukiç,Tomas,Kinsey ,Emir ve Ömer Onan'ın çok iyi performansı ile kazandık.
* Spahija'yı kutlamak lazım.Rakibi çok iyi etüt etmiş.Avrupa'nın en iyi oyun kurucularına sahip Oli'nin en iyi yaptığı 2'li oyunlarına ikinci yarıda May ve Lavrinoviç'le iyi yardımlar getirerek durdurduk.Dış atışlarını riske ettik.3.çeyrekteki Papaloukas'ın 2 tane yanılmıyorsam üçlüğü sıkıntı yarattı ama Teodosiç'in 10/1 ile takım olarakta 24/7 ile oynamaları bu konuda da bizi haklı çıkardı.
* Spahija ve tabii ki Aydın Örs'e ayrı bir tebrik daha; böyle yenilgiyi kabul etmeyen,yardımlaşmayı seven,kapris-kompleks yapmadan paylaşmayı bilen karakterli bir takım oluşturdukları için.
* Topun kıymetini bilerek,oyun disiplininden kopmadan sabırla topu kullanmaya çalıştık.
Belki 1-2 tane erken atış olmuştur o kadar.
* Bench katkımız gene olağanüstüydü.Zaten total ranking'te  82-65 öndeyiz.
* 29-12'lik 4.çeyrek dehşet.Tam bir bozgun Oli için. * Oyuncularımıza gelince  ;
En başa Kaptan Ömer Onan'ı koymadan edemiyorum. - Aynı zamanda başına bir şey gelmesinde de korkmuyor değilim.Malum en gözde oyuncularımızı kaybediyoruz bir şekilde (!) -
5 gündür idman yapmayan,baldırında ödem olan ve maçtan önce oynaması zor görünen Kaptan fedakarlık yaparak özellikle 2.yarıda Spanoulis savunması ve son çeyrekteki muhteşem performansı (12 sayısı var) ile ''çubuklunun hakkını verengillerden'' olduğunu bir kez daha gösterdi.
* Ukiç.Spahija'nın oyun içindeki beyni,oyunu iyi kontrol ederek ve hücumdaki bitiriciliği ile müthiş oynadı.17s.2r.4a.3tç.
* Marko Tomas.Gösterişsiz oyun ve duruşu ile pek çok taraftarın soğuk baktığı bir isim ama büyük maçların oyuncusu olduğunu bir kez daha gösterdi.Zaten geçen yıl Top 16'nın Sayı Kralı değil miydi ?
19s.4r.2r.1tç.ve savunması ile klasını gösterdi.
* Saras.Belki de Pana forması giydiği için Oli taraftarının alerjisi nedeniyle yaptığı tezahüratlardan etkilendi diyelim - etkilenmemesi lazım aslında - veya fantazi paslarını - bakmadan attığı - bizim oyunculardan ziyade rakip oyuncuların ezberlemiş olduğundan olsa gerek 5 dakikada 5 top kaybı yaptı.Ancak O da kendini toparladı ve son dönemde hiç top kaybı yapmadan ,farkın 8 sayıya çıktığı (70-65 idi) öldürücü üçlüğü ile 5 top kaybını affettirdi.Artı savunmada da başarılıydı.
11-0'lık seri yaptık Onun oynadığı dakikalarda.
* Kaya Peker.Sahadaki tek sertlik sağlayan uzunumuz olarak 23 dakika çok iyiydi ama 3.çeyreğin başındaki arka arkaya 2 faulü ile 5 faul alıp çıkması çok kötü oldu.Özellikle itirazdan teknik faul aldığı 5.faulü çok gereksiz ve aptalcaydı.
* Lavrinoviç
.Telekom maçında başlattığı savunmadaki hamlesini bu maçta da gösterdi.
3+1'lik üçlüğü de çok kritikti.Bu 4 sayıdan başka sayısı yok ama savunmada yardımlarda kilitti.
* Sean May.İlk yarıda berbat oynadı.Az hatırını saymadım yanlış transfer diye ama ikinci yarı O da toparlandı ve 8 sayı,4 ribaunt ile maçın kazanılmasında önemli katkı sağladı.
Umarım Onu da kazandığımız maç olur bu maç.
* Emir Preldziç.Aferin Emir.Genç oyuncu istikrarsızlığı yaşıyor ve bazen kızdırıyor bizi ama dün akşam iz bırakan bir maça imza attı.Çok kritik ve önemli katkıları oldu.7s.7r.2a.
* Kinsey.Ömer Onan'ın sakatlığı nedeniyle ilk 5 başladı ve Spanoulis savunmasını üstlendi.
Başarılı oldu bu konuda.3s.3r.katkısı da cabası.
* Maçın öldürücü dakikaları : Son 6 dakikaya 65-64 Oli önde girdi.Ondan sonra 20-5'lik bir seri yaptık.Hem de May ve Lavrinoviç gibi ağır uzunlarla.Ama işte iyi yardım ettiler ikili oyunlarında dedik ya.Dışarıdan da şut sokamayınca ''apışıp kaldılar''.
* Gecenin Sözü  : Neven Spahija : Olympiakos çok iyi takım olabilir ama biz Fenerbahçeyiz .
* Günün Manşeti : '' Pire'de Dev Zafer ''- Takvim - 
* Oli takımı çok geniş ve kaliteli rotasyonu olan bir takım.İvkoviç gibi bir usta koç var başlarında ama bence çok dağınık bir görüntü verdiler.Avrupa'nın en kaliteli 3 guardı var diyoruz ama dakikalarını paylaştırmak sorun oluyor.Ritm bulamadılar.Forvetleri zayıf.Keselj çok kötü günündeydi.
Uzunlarından Bourousis'i çok az kullandı ve iyi yaptı bizim adımıza İvkoviç.Nesteroviç bitmiş.
Erceg iyi katkı yaptı sadece.
* Taraftarları da sanki bizi küçümsercesine fazla baskı yapmadılar.Resmen uyuttuk onları.
Maç sonrası bazıları alkışladı.Bu iyiydi.
* FB TV'nin maç sonrası soyunma odası koridorundan canlı yayın yapması çok başarılı bir işti.
Ancak maç tekrarlarını uygun saatlerde vermemeleri büyük yanlışlarıydı.Gece 01.30 ve gündüz 16.00'da vermişler.Versene bugün 21.00'de işte.Turhan Seven'in ve NTV'nin Pire yerine Atina demeleri gaftı bana göre.Tamam Pire Atina bölgesinde 10 km.uzaklıkta bir liman şehri ama Pire demek daha doğruydu.
* Şimdi ; 14 sayılıkta muhteşem bir sayı farkı ile kazanarak çok iyi bir konuma geldik.
Fikstürü çok çok lehimize döndürdük.Oli ile deplasmanda başlamak iyi değildi ama bunu çok iyi aştık.
Şimdi 2 içeride oynayacağız,sonra Zalgiris'e gideceğiz.4/4 ile gitme şansımız var.
İnşaallah bir aksilik olmaz da doğan bu liderlik şansını iyi değerlendiririz.

20 Ocak 2011 Perşembe

Fenerbahçe - UMMC Ekaterinburg 82-75 (Salondan İzlenimler)




Uzun süredir yaşanan kriz ortamına rağmen, grubun ve top 16 listesinin liderlik mücadelesinden de başarıyla ayrılan kraliçelerimiz bizi gururlandırdılar.

İstanbul'da akşam karanlığı çökmüşken, Caferağa önünde yaklaşık kırk kişilik bir kuyruk olmuştu, kuyruk gelenlerle biraz daha uzamaktayken, daha fazla bekletmeyip yediye çeyrek kala gibi gişeleri açtılar, biletlerini alanlardan isteyenler içeri girdi. Kuyrukta beklerken kadın-erkek karışık yirmi polis içeri giriverdi, gelen özel araçtan inen maçın hakemleri de bavullarıyla beraber kulüp idari asistanıyla birlikte içeriye yöneldiler.

Salon içine girdiğimde fazla kimse yoktu, yavaş yavaş sahaya çıkan birkaç oyuncumuz oldu, aynı şekilde karşı takımdan da birkaç kişi şut antrenmanı yapıyorlardı. Biz sol köşedeki ön blok içine girip tanıdıklarla zaman geçiriyorduk, orada ısınmaya çıkan oyunculardan elindeki formaya imza toplayan Şadan ağabeye oyuncuları çağırmasına yardımcı olarak vakit güzel geçti.

Güvenlik görevlileri gene en ön sıraya birilerini koyup bu kısımda maç boyu bir kişi ayakta dursun deyince, bu iş bir tek bizim kulüpte var başka salonlarada gidiyoruz böyle uygulamalar görmüyoruz diye güvenlik sorumlularıyla konuşunca, buna kulüp ve valilik emniyet kurulu ortak karar veriyor dedi, zaten biliyoruz bizim kulübün tavırlarını ama sizde biraz esnek olun dedik.

Bizim tarafta şut atan Anna Vajda, İvana Matoviç ve Özge vardı. Anna çağırdığımızda çok içten bir şekilde gülümseyerek geliverdi, orada formaya imza atarken, hi Anna,how are you dedim ama cevabı Türkçe vermesi şaşırtıcı oldu, merhabalar,ben iyiyim siz nasılsınız beyler deyince aaa Türkçe konuşuyor yahu dediler (ben zaten biraz birşeyler öğrendiğini televizyonda duymuştum) resim çektirirken sıçrayarak demirlerin üzerinde poz verecek kadar içtendi, evet şimdi gidiyorum görüşürüz diyerek gitti. Takımda süre alamasa da yaşadığı yere dil olarak adapte olmaya çabalamış en azından dedim, daha önce herhalde Türkiye'de başka takımda oynamıştır yahu, çok düzgün konuşuyordu diyorlardı, yok dedim hiç bizim ülkede oynamadı.

Bu şekilde birçok oyuncuyu maç öncesi yanımıza çağırıverdik. İvana ve Özge'den sonra Hanna Horakova'da bizim seslenmemizi duyunca hemen gülümseyerek el salladı, hemen birkaç şut atıp geliverdi. Hanna sana güveniyoruz,başarılar dedim, aslında gelen birçok oyuncuya benzer şeyleri söylüyordum ama Hanna'nın maçtaki performansı etkileyici oluverdi.

Karşı tarafta ısınanlar arasında Cappie'ye seslenince, dönüp el salladı, sonra arkadaşlarından ayrılıp benche oturdu, orada uzun bir süre masaj yapıldı. Daha sonra FB tv muhabiri yanında tercüme yardımı için Mustafa Özben ile beraber onu bizim bench tarafındaki köşeye röportaj için götürdüler, gene oradan geçiyorken seslenip çağıranlara gülerek el sallıyordu,bir dakika diye işaret ediverdi. Birkaç dakikalık röportaj sırasında ekaterinburg oyuncuları ısınmaları bitirip içeriye gidiverdiler, Cappie arkasına baktığında herkesin gittiğini farkedince gülerek gitmem lazım diyerek röportajı kesiverdi, koşarak içeriye yöneldi.

Sahaya çıkan yeni transfer Anete rakip takımdaki arkadaşlarıyla sohbet ediyordu, Angel'da sahaya gelmişti ama yerli oyuncuların çoğu dışarı çıkmamıştı, yabancıların hepsi sahada şut çalışıyordu. Angel uzun süren bağırışlara bakıyordu,selam veriyordu ama gelmiyordu. Bir süre sonra güleryüzle geliverdi, resim çektirilmek istenince o aşağıda olduğundan zıplamak ister gibi şaka yaptı, sonra kafasını demirlerin arasına sokarak gülen yüz yaptı bayağı eğlenceli bir kızdı, biz teşekkür ettik, o bize teşekkür etti, burada destek için endişe duyma, bu taraftar senin gibi oyuncuları sever dedim.

Maç vaktine yaklaşırken, turuncu tshirtleriyle rus takımının taraftarları geldi, zaten maçtan önce de buraya birkaç sene önce gelen otuz kişilik grubun davullarıyla falan bizi nasıl bunalttıklarını anlatıyordum. Bu sefer gelenler ise gidip yakından bakınca sekiz kişiydi, belki sonra birkaç kişi daha girmiştir, hepsi de gençti, bu sefer davullarını içeri sokmalarına kapıda izin vermemişlerdi. Bir iki tanesi üzerindekileri tribünün içinde çıkartıp tshirt giyiyordu; çubuk balonları,turuncu tshirtleri,bayraklarıyla orayı renklendirdiler, ne dediklerini anlamadığım birşey bağırıyorlardı. Maç içinde de zaman zaman sessizlik anlarında, bizim faul atışlarımızda falan oradan ses duyuluyordu.
Rusların da sağ tarafında kalan, salonun sağ duvardibinde, altlarda salon müdavimi ağabeyler varken, üstlerde ise bütün basketbol kız altyapı oyuncuları oturmaktaydı.

Elimdeki fazladan bileti gelecek olan arkadaş arayınca dışarıya yönelip ona verdim, maça fazla vakit yoktu ama dışarda da öyle büyük bir kuyruk falan gözükmüyordu. Kimi taraftar öbekleri vardı, belki toplu gireceklerdi yada birilerinin içeri sokmasını bekliyorlardı.

Tekrar tribüne dönerken karşılaştığım resmi site fotoğrafçısına resimleri yüklediği bir site var mı diye soruverdim, belli ki siteye konacak resimleri editörleri seçiyordu, en azından bu salonda tek tribün olduğu için hiç doğru düzgün bütün tribünü komple gösteren bir resim göremiyoruz bari çektiklerini koyduğu bir site varsa oradan bulsak dedim ama hiçbiryere yüklemiyormuş.

Süper menajerimiz Didem Akın bir sağa bir sola geziniyordu, bir ara Cappie ile uzun bir süre gülüşerek birşeyler konuştuğunu gördüm. Devre arasında ise elindeki kağıtlarıyla protokolün önünde başkana son gelişmelere dair birşeyler anlatıyordu, başkanın talimatlarını dinleyerek kafa sallıyordu, ben de uzaktan Didem hanım istifa dilekçesi mi o diye seslendim ama duyuramadım.

Maça yakın vakitte sol köşenin alt kısmına doğru yığılma artmıştı, gene yeterli bir taraftar kitlesi vardı ama salonda üstlerde ufak boşluklar kalmıştı. Her ne kadar o kalabalığın içinde rahat etmeyeceğimi bilsem de, en azından sahaya baskı müdahale etmeye en müsait yer diye orada kalıverdim. Bir yandan da en azından tezahüratlar girilecekken maçı takip edip top bize geçti, şimdi basıyoruz ıslıklamak lazım, şu kadar saniye daha var, gevşemeyelim, fark kapanabilir, uyutucu tezahürat yapmayalım, daha kısa canlı şeyler girelim vb. durumu sete çıkan Alper ağabeyle iletişim kurmaya fırsat oluyordu, bu şekilde biraz daha tribünün maçın içinde olması için müdahil oluyorduk, en azından Burhan Felek'te ki eczacıbaşı maçından daha etkili bir ortamla oyundan kopmamaya uğraş verildi.

Anlamadığım birkaç şey vardı ki, sanırım tribünde o blokta sezon başı kombineye açılmış olsa gerek ki aralarda ortamın aksine çok sakin duran, hatta oturmaya çalışan kişiler vardı. Eğer kombinelilerden değillerse neden maçı izleyecek olanlar aktif taraftarların arasına girer anlayamıyorum, zira salonda buna uygun rahatça oturup maç izlenecek birsürü yer var. Yada kimisi sonradan gelen bazı tanıdıklarını aralara çağırıp sokuyorlar ama bir bakıyorum gelen adam hiç kıpırdamıyor bile, boşyere sıkışıyoruz.

Bu sefer sete fazla çıkan yoktu da gene de üçüncüye hiç gerek olmuyor. Oraya çıkan hiçbirşey yapmadan maç izler mi, bir metre önündekiler kıyameti koparıyor ıslık çalıyor atkı sallıyor, ama bir bakıyoruz sette sahayı izleyen biri, uyumasana falan diye arada bir dürtmek gerekiyor.

Bir diğer komedide maç bitince yaşanıyor, ön sıra boş tutulduğundan herkes montunu falan oraya koyuyor, maç bitimine doğru ne oluyorsa birden bire herkes setin oraya hem montları hem birbirini çiğnercesine hücum ediyor. Oldukları yerden takımla bütünleşip karşılıklı tezahürat edemiyorlarmış gibi oraya yığılıveriyorlar.

Maç başlamadan önce tezahüratlar başlamıştı, oyuncu anonsları yapılırken, ekaterinburg oyuncuları ıslıklanıyordu, taa ki Cappie Pondexter adı okunana kadar, sıra ona gelince salondan alkış yükseldi. Daha sonra bizim oyuncular alkışlarla anons edildi, kanaryasın sen bizim canımız... denilerek ortam ısıtıldı. Yöneticilerin kimisi sonradan gelerek protokolde başkanın yanında kalabalıklaştılar.

Maça iyi bir giriş yapmıştık, özellikle Hanna hırslı bir görüntü sergiliyordu, savunmadaki alan dizilişimiz ilginçti ama bayağı sıkıntı veriyorduk. Tribünde bazen önden bazen üstlerden girilenlere göre gidiyordu, top rakibe geçtikçe ıslığa yönelmeye uğraşılıyordu. Büyük Alper'in kafasındaki teri sık sık eliyle yere akıttığını gördüm, bu yaşta hala bu işlerin içinde olmaları garip görünüyordu ama en azından ne idüğü belirsiz gençlerin kafalarına göre idare etmesinden iyiydi, zaman zaman bizim maça yönelik tepkilerimize göre çevredekileri yönlendiriyordu. Birkaç kere maçta farkın azaldığı anlarda üstlere doğru nutuk çekerek bakın maçı izlemeye başladınız,fark ne hale geldi,bu taraftar maç kazandırır beyler bayanlar haydi canlanın diye sesleniyordu. Bu esnada rakip takıma güzel bir şekilde top kaybı yaptıran oyuncularımızı alkışlıyorduk, o da beni alkışlıyorsunuz zannettim diye gülüyordu.

İlk periyot güzel giden işleri, ikinci periyot Cappie bozuverdi, eli ısındıkça sayıları sıralayıp farkın erimesine yol açtı, onu yakın savunmakta sıkıntı çektik. Yeni transfer Anete'nin bu maçta iki defa hızlı hücumda boştakine pas yada potaya penetre etmeyi düşünmeden durarak şut atmayı tercih edip kaçırması hoşuma gitmedi ama herhalde zamanla uyum sağlayacaktır. Bazı oyuncular sanki geçen seneki dar kadroymuş gibi uzun sürelerle sahada kalıyordu, onların yorulduğunu çok net görüyorduk ama biraz daha tribünden ittire ittire enerji takviyesi yapılıyordu. Bu maç fazla süre bulamayan Birsel oyuna girerken büyük alkış aldı.

Zaman zaman tezahüratları yutan uzun anonslara kızdığımız oldu, biraz daha düşük sesle girmesi için işaret ediliyordu. Çoğunlukla bizim faul atışlarına doğru tezahüratlar durulup sessizlik çöküyordu, ama bu fırsattan istifade eden rus gençleri höykürüp konsantrasyon bozmaya uğraşıyordu, onlara kızıp heeey şşt diye uzaktan ses edenler onlardan daha çok ses yapıyordu, duymak istemiyorlarsa hafiften tezahürata devam etmeleri en uygunu olurdu, böylece sessizlikte kimseye gürültü fırsatı doğmazdı.

Devre arası su almaya ve lavaboya çıkıp döndükten sonra, ekaterinburg oyuncularının bizim önümüzde ısınmakta olduklarını gördüm. Cappie elinde topla bize yakın geliyordu, herkes Cappieee diye ona seslenince, tribüne daha da yaklaşarak onun bildiğimiz gülümsemesiyle ağzını açıp neee diye gülüp potaya doğru hareketlendi. Yok galatasaray yok Cappie Pondexter diye tezahürat etmeye başladık, şutu atıp sırasını dönerken işaret parmağıyla onaylıyordu. Orada bu tezahüratın neden olduğunu bilmeyip niye söylüyorsunuz galatasaray ile mi anlaşacakmış diyenler vardı.

İkinci devre rakip takım bizim tarafa hücum edeceğinden daha fazla baskı yapmamız gerekiyordu, bu salonda özellikle ikinci yarıları rakipler için daha zor geçiyor zira taraftarında baskısı bizim savunmanın direnciyle birleşip ortam sertliğini artırıveriyor.

İkinci devreki ortam zaman zaman hatalar olduysa da tribün açısından kötü sayılmazdı, daha iyisi de olabilirdi. Ama yeterli taraftar grubu ilgisi olmayınca tezahürat etmek yorucu oluyor, bir de herkesin ıslık uğultu için uğraştığı andan sonra top bize geçince bir kaç kere sessiz kalındığı zamanlar oldu, yada birkaç yerden ayrı ayrı ses çıkınca şaşırılıp susulduğu. Hem baskı için uğraş sonra hemen herkes aynı anda aynı tezahürat gir falan bu hiçte kolay olmuyor, daha iyi anladım. Zaman zaman girilen yeryüzünde gökyüzünde bir fırtına kopar hergün... benzeri uzun uyutucu tezahüratları ise söylenmemesi için yukarıdakilere uyarmak gerekti, daha kısa coşkulu birşeyler girmeli deyince, hemen ardından girilen coşkulu Kanarya Kanarya saldır saldır Kanarya sesleri güzeldi.

Oradaki tribünün eskileri Alper ve Şadan ağabeyler hani bizim eskilerden bir tezahürat vardı,söylesek mi falan diyorlardı. Bomborasi bomborasi bom bom bom Sarı Lacivert Şampiyon... bunu biliyordum güzel olurdu da sadece bizim tribünlerin söylediği birşey değildi herhalde... gümgümgüm hababam yapalım diyenlerde oldu, gümgümgüm Kanarya da fena olmazdı. Herneyse bunları konuşurken mola bitti, tekrar maça daldık.

Haydi kızlar diye mola dönüşleri alkış başlatıyorduk, bir ara rakip oyunda öne geçtiyse de tekrar üstünlüğü almıştık, hücumda pota altında İvana çok bitiriciydi, Angel'da sayılarıyla bizi rahatlatıyordu. Skorda çok çeşitli katkı yapan olmasa da takımca mücadele üstdüzeydeydi, rakip zaman zaman potayı görmekte zorlandı. Alper ağabey atkılı olanları öne çağırdı, duvarın dibine gelip onların hücumunda atkı sallayın diyordu ama bir süre sonra spor büro polisinden biri kıllık yapıverdi, aşağıdakiler koltuklara çıksın diye ortamı soğuttu.

Bir ara fark beşe kadar inince etraftakilere gevşemeyin,daha maç bitmedi bunlar hemen kapatabilir diyorduk. Gene yoğun ıslıklar yükselirken, bir hücum boyunca sağ yukarıya salonun geri kalanına bakayım dedim. Ben bir hücum birşey yapmadan yukarıyı izledim diye utanıyordum ama salonun bu orta kısımlarındakiler maçı izliyordu. Yahu fark azalıyor oyun kritik hale geliyor, salonun bir köşesi eller kollar atkılar sallanıyor, ıslıklar uğultular yırtınıyor ama salon ortasında görebildiğim büyük kısmı heyecanlı halleri yüzlerinden okunuyor da hiç bir reaksiyon olmadan sahaya bakıyorlardı. Neyse bir ara artık yeter deyip bir kereliğine o tarafıda tezahürata katma çağırıları oldu, ayağa davet edilip karşılıklı Fenerbahçem benim biricik sevgilim yapıldı.

Farkı tekrar çift haneye çıkarınca son iki dakika kala molada avaz avaz yapalım dedim, ama mola bitiyordu neyse maç bitince yaparız dedik. Omuz omuza diyenleri de durun son dakikaya girelim diye frenliyorduk, rakip güçlüydü bu da basketboldu, her an farkın kapanması endişesi geçen seneki spartak maçı yüzünden içimize yerleşmişti, ama orada Taurasi vardı. Bu sefer kontrolü kaybetmeden, yapılan tam saha baskıyı aşan oyunculara alkış tutarak süreyi geçirmelerini istiyorduk.

Son dakikaya girerken molalar üstüste gelince, on dokuz sekiz diye geri sayımla omuzomuza yapıldı. Şampiyon Fenerbahçem ne istersen iste benden diyerek devam eden coşkuyu, son saniyelerde sahaya dönüp ellerimizi açarak avaz avaz sesimizin yükselmesi takip etti, tezahüratlar edilirken oyuncular da potayı karartmıştı, maç öyle bitiverdi.

Sonunda bir euroleague grubunu hem de yenilgisiz lider bitirmenin keyfini yaşıyorduk, bir rus takımını burada yenmeyeli çok zaman olmuştu. Tribüne çağırılan oyunculara bu taraftar sizinle gurur duyuyor diye tezahürat edildi, maçta tüm süreyi oyunda geçiren İvana yorgunluktan ayakta zor duruyor gibiydi. Oyuncular yöneticilere doğru yönelecekken hızlı bir şekilde Sarııı sesi yükselince kaptan Nevriye duraklayıp Lacivert diye diğerleriyle beraber karşılık verdi. Yeni oyuncular bilmiyordu ama yabancıların bir kısmı katılıyordu. Karşılıklı Sarı-Lacivert yapıldıktan sonra alkışlarla oley oley.. şampiyon kanarya sesleri yükseldi.

Tribünler ve protokol dağılırken "stad samandıra için sana teşekkür ederiz, bu taraftar artık seni istemiyor Aziz" tezahüratı kısa bir süreliğine söylendi, aynı şekilde cumartesi Burhan Felekte ki maçtan öncede kısa bir süre duyulmuştu.

Yöneticilerle tebrikleşen takım alkışlarla tezahüratlar eşliğinde gitti, daha sonra röportaj için sahaya dönen Angel ve İvana'ya ilgi yöneldi, taraftarları selamladılar. Biz de yavaştan lavaboya gidip hazırlanarak dışarıya döküldük. Gelecek maç kimle rakip olacağımız falan konuşulmuyordu, haftasonu çakışan maçlardan hangisine gideceğimizi konuşuyorduk. Nasılsa artık final foura kadar saha avantajı bizim elimizde olduğuna göre onu diğerleri düşünsün.

Video için ig2008'e teşekkürler

Harika Kraliçeler 10/10 ile Bitirdi.82-75 !!!

MUHTEŞEM ANGEL MC COUGHTRY 
* Hem galibiyet için hem de grubu 10/10 ile namağlup büyük bir başarı ile lider bitirdiğimiz için teknik heyet ve Diana - Penny dahil tüm oyuncularımızı kutluyorum.
* Dün akşam müthiş bir maç seyrettik.Takımın lider pozisyonundaki 2 Dünya çapındaki oyuncusunu kaybeden takım muhteşem bir dayanışma göstererek ,ortaya koçun dediği gibi yüreklerini koyarak en güçlü rakibini sürklase etti.UMMC takımı maç boyunca sadece 1 kez Parker'ın turnikesi ile 1 sayı öne geçebildi.Maçın kontrolü daima bizdeydi.
* Bu maçtan çıkarılacak çok ders var.En önemlisi ''takım olmak''.İsimler değil yürekler  oynuyor.
Futbol takımını onun için eleştiriyoruz.Devre arasında 9 yeni futbolcu alan Yeni Malatyaspor bile bizim beyzadeleri yendi.Niye ? Çünkü ortaya yüreklerini koydular.
Erkek voleybol takımımız ligte devre bitti,Avrupa maçları sona erdi 25'e yakın maç oynandı ama hala bir takım görüntüsü vermiyorlar.O yüzden iyi sonuçlar alamıyoruz.
 Oysa bayan basketbol takımı öyle böyle değil 9 şiddetinde 2 kez deprem yaşamasına rağmen gücünden hiç bir şey kaybetmediği gibi daha da güçlenmiş gözüktü.Niye ? Dediğim gibi dayanışma göstererek ,ortaya yüreklerini koyarak bir sinerji oluşturdular.
 * Taurasi ve Penny varken arka planda kalan lider özellikli oyuncular dün akşam sahneye çıktılar.
Matoviç ve Horokova mesela.Horokova geldiğinden beri en iyi oyununu oynadı diyoruz.
Matoviç pota altında ezdi geçti hiçte dinlenmeden hem de.MC son maçta Penny varken ilk maçı da olduğu için pek sahne almamıştı ama dün akşam ''bana güvenip,üstüme takımı kurabilirsiniz'' mesajını çok net verdi.Tabii ki takım olarak oynayacağız ,tek bir isme yüklememek gerekir ama zor durumlarda 1-2 yıldız oyuncu dominasyon gösterecek.Dün akşam MC ve Matoviç bunu mükemmel yaptılar.
 Öyle ki 82 sayımızın 50'sini yaptılar.
*Çok zor maçtı.İlk maçtan bizde Taurasi ve Penny yokken (MC 2.maçı,Zagota ise henüz bir kaç günlüktü),onlar Parker gibi çok önemli bir takviye ile gelmişlerdi.
(C.Longhorne yoktu bu kez)
* Ratgeber'i kutlamak lazım. Hoca rakibi iyi etüd etmiş,Matc-up zone defence (eşleşmeli alan savunması)  yaparak onları şaşırttı. Bu nedenle Parker hızlı hücumlar dışında fazla etkili olamadı.Gruda içeriden hiç etkili olamadı ve faul problemine soktuk.(15 dk.2 sayı) Cappie sadece 2.çeyrekte etkili oynadı.(18 sayısının sanırım 13'ünü bu çeyrekte hatta ilk 5 dakikada attı).Biba'nın bu savunmanın tek eksiği köşelere zamanında gidemediğimiz için 3 tane köşeden üçlüğü (8/3 atabilmiş O da) ve Stepanova'nın içeriden etkili oyunu ile takip edebildiler.
Çok güçlü ve obsiyonlu bir takım UMMC.
* Angel MC'ye tekrar dönmek istiyorum.Nazar değmesin öncelikle.Bize 39 attığı maçta az deli etmemişti beni :)) Müthiş bir oyuncu.Çok cesur.Çok ilginç bir stili var.Şutu yukarıdan atıyor bloklanmamak için ve delicesine kendinden daha uzunların üstüne  içeriye yükleniyor.Şutunu atıyor,ribaunt kovalıyor.Savunma yapıyor,blok yapıyor.Cappie'ye yaptığı blok inanılmazdı.
Kıvanç'ın dediği gibi merdivensiz yukarıya tırmanıyor sanki.
Valla 2 yıldız oyuncuyu koruyup,sahip çıkamadığı için ne kadar eleştirsekte Semih Özsoy,Didem Akın ve diğer yetkileleri kısa zamanda böyle bir oyuncuyu koparıp monte ettikleri için bravo.
Aynı şekilde Zagota da öyle olacak.Dün Zagota ısınma turlarındaydı.Penetreyi kesip şuta kalktı 2 kez kaçırdı falan ama  esas dışarıdan ceza şutlarını bol bol göreceğiz ileride.
* Tabii bu kadar  övgüden sonra sıkıntılara da gelmek lazım.
Hoca ne düşünüyor bilmiyorum ama çok dar rotasyon ile oynuyor.Belki de transfer isteğini göstermek için.Vajda,Newlin,Şaziye hiç süre almıyor,Matoviç ve Nevriye 40 dakika oynadı.Bazı hızlı hücumlardan yediğimiz sayılarda bu yorgunluğun da etkisi var.Gerçi hoca bu zaafı görerek,faul problemi yaşatmamak için alan savunması yaptırdı.
* Kesinlikle bir uzun oyuncu şart.Dün UMMC'deki Stepanova tam bizlik oyuncu ama vermezler.
Sanırım bir  ABD'li hatta keşke Ebony gelse.Bu şart.Hatta Angel'ı yedekleyecek bir 3 numara da lazım ama o zor olur.Vajda'yı hiç kullanmıyorken ve ligte sözleşmesini askıya almışken gönderilmeli ve yerine oyuncu alınmalı.
 * Taraftar mükemmeldi gene.Müthiş bir atmosfer oluşturuyorlar.Sakın Caferağadan Abdi İpekçi veya Sinan Erdem'e gitmeyelim Ezik maçı için.O Salona ve atmosfere bizim  takım alışık.Macera aramayalım aman ...
* Ve kaderin cilvesi ,ezikler rakibimiz oldu.Aslında pek hoşuma gitmedi bu eşleşme.
Çekindiğimden,korktuğumdan değil ama o camianın ne kadar pislik,çirkef ,''başarıya giden her yol mübahtır makyavelist felsfesini'' güttüğünü bildiğimiz için gene neler yapacaklardır neler.
 Ama takıma güveniyorum.Takviye şart yalnız,bu kadar iyi tabloyu 10/10 ile gelip Allah muhafaza sakata gelmeyelim.

Teşekkürler Penny Taylor !!!


  Evet gidişi şık değildi.Takımı,arkadaşlarını yarı yolda bıraktı.Taraftar olarak düşünürsek tepki göstermek doğru olabilir ama biraz da empati yaparak rasyonel düşünürsek Ona da hak vermek lazım.
  Kolay kolay oyuncu fan'lığı yapmam.Tek,tüktür Fenerbahçe forması giymiş oyuncu hayranlığım.
Daha çok formayı ve takımı öne çıkarırım.Ama Penny Taylor başkaydı.Bu takımın lewel atlamasında en büyük paya sahiptir bana göre.Her maçta aynı iyi performansı vermiştir.Hiç kötü oynadığını görmedim.Taurasi bile ilk Panküp maçında 7/0 ile bitirmiş,berbat oynamıştı mesela.
 O yüzden pek çok taraftarın yaptığı gibi 2 dakikada silip atamıyorum.
  Evet kaçarcasına gitmemeliydi ama bana  göre gerçek sebebi resmi açıklamadaki getirdiği arkadaşının başına gelenlerden kendini sorumlu tutması değil basketbol hayatının riske girdiği güvensiz bir ortam oluşmasıdır.Taurasi'nin başına gelenlerin kendi başına da gelebileceğini - zaten son doping kontrolüne girmemekte direnmesi - hissetmesidir.Basketbol hayatı bitebilir kızın.
 Böyle bakınca hak veriyorum.Takımda zaten tedbirini alarak geçen hafta Zagota'yı transfer etti.
   Umarım yollarımız yeniden kesişir.
Yaşattığın her şey için teşekkürler Penny Taylor

17 Ocak 2011 Pazartesi

İstanbul B.B. - Fenerbahçe : 1-3 (Teşekkürler Burak Yavuz)


Avrupa Challenge Kupasından acı bir şekilde elenen İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bir darbe de Fenerbahçe’den yedi ve 3-1 mağlup oldu. Fenerbahçe ise bu sonuçla büyük moral buldu.

Maça hızlı başlayan Fenerbahçe 2-5, Tomislav Coscovic’in manşet hataları sonucu ilk teknik molada rakibinin gerisine düştü 8-7. Bu andan itibaren servis şiddetini arttıran İBB, rakibinin iyi manşet alarak hücum kurmasına fırsat vermedi ve ikinci teknik molada farkı daha da yükseltti 16-10. Setin son bölümlerinde iyi defans yaparak tempoyu yükselten ev sahibi takım, seti 25-16 kazandı.

Daha dengeli başlayan ikinci sette ilk teknik molaya konuk Fenerbahçe (7-8) ulaştı. Skor 10-10 ike Bulgar smaçör Todor Aleksiev’in hücumunu karşılamaya çalışan Fenerbahçe pasörü Arslan Ekşi parmağından sakatlanarak yerini Burak Yavuz’a bıraktı. Buna rağmen mücadelesini sürdüren konuk ekip, ikinci teknik molayı da 15-16 önde geçti Aleksiev’in hücum hatası sonucu farkı 3 sayıya kadar yükseltti 19-22. İBB’nin hücum hataları sonrası 21-24’ü yakalayan konuk takım, 2 kez kaçırdığı fırsatı Ivan Miljkovic’in blok-aut pozisyonuyla kullanarak seti 23-25 kazandı.

İlk iki setin kopyası gibi başlayan üçüncü sette de ilk araya Fenerbahçe önde girdi 7-8. Her iki takımın da manşet hataları nedeniyle hücum kurmakta zorluk çektiği ikinci bölümde Fenerbahçe sayı farkını ikiye çıkarttı 14-16. Setin sonlarına doğru Kübalı oyuncusu Marshall’ın oyuna ağırlığını koymasıyla 20-23’lük skoru yakalayan sarı kanarya, bu oyuncunun servis sayısıyla noktayı koydu 20-25.

Dördüncü sete daha iyi başlayan, etkili servisleriyle İBB oldu 8-7. Ancak file önüne adeta duvar ören Kemal Kayhan’a Sırp oyuncu Ivan Miljkovic’in hücumları ve servisleriyle katkı vermesi sonucu Fenerbahçe ikinic teknik molaya 11-16 önde girdi. Ev sahibi İBB’nin tüm çabalarına karşın oyunu bırakmayan konuk takım, seti 19-25 kazanarak 3 puanın sahibi oldu 1-3.

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE-FENERBAHÇE: 1-3

Salon: Haldun Alagaş

Hakemler: Serdar Nisancioglu, Temel Oneri

İBB: Erhan, Ulas, Kunnari, Muhammet, Oivanen, Aleksiev, Baris(L)
(Hakan Akisik, Hakan Fertelli, Fatih)

Fenerbahçe: Marshall, Kemal, Miljkovic, Coscovic, Emre, Arslan, Serkan(L)
( Burak, Cengizhan, Erden)

Setler:
25-16, 23-25, 20-25, 19-25

Süre: 88 dakika (19-24-23-22)

TEŞEKKÜRLER BURAK YAVUZ !!!!
* Tebrikler takıma.
* Maçın adamı kesinlikle Burak Yavuz du.En başta beni yanıltmadığı için şahsi teşekkür ve tebriklerimi sunuyorum.Tam bir profesyonel oyuncu olarak küsmeden,kırılmadan görev verildiğinde her an hazır olarak çoookkkk dersler verdi çookkk.Genç oyuncular Onu örnek almalı.
FB taraftarı tarafından hor görüldü,kaale alınmadı.Sürekli Arslan'ın yedeği yok denildi.
Evet boy dezavantajı nedeniyle bloklarda sıkıntı yaşayabiliyoruz ama dün oynattığı organize oyunla o dezavantajını kat kat örttü.İstatistiklerden çok rahat görülüyor zaten hücumdaki çeşitlilik ve dağılım.
Pasör çaprazı Mijkoviç 19,4 numara smaçörler Marshall 14,Coskoviç 9,ortalar Kemal 12,Emre 10
(Blok sayılarıda var tabii de tıpkı Fofao'nun oynadığındaki gibi bir dağılım sözkonusu)
* Evet maçın kader anı 2.sette İBB'nin 11-10 öne geçtiği hücumda Arslan'ın bileğinden sakatlanıp çıkması ile Burak'ın oyuna girmesiydi.Arslan ve  takım her zamanki gibiydi 1.sette.2.sete Arslan iyi başlamıştı aslında ama devamında açıkcası ne olacağı meçhuldü.Büyük ihtimal gene kaybederdik.
Zira asıl sorunumuz olan manşette pek bir değişiklik olmamıştı.Burak'ın oyun organizasyonunu iyi kurması büyük etkendi başarılı olmamızda.
* 1.sette ''klasik gamsız görüntümüzdeydik'' Manşette aksıyorduk ve İBB zaten etkili olduğu servislerine yükleniyordu ve sonuç alarak farklı aldı seti.Lanet olsun gene mi dedik.
* Ancak hayatta bazen kader anları vardır veya yıldızının parladığı anlar vardır.
Başka spor dallarında da çok örneklerini gördük şimdiye kadar.Mesela rakibin en önemli oyuncusu veya kalecisi sakat veya cezalı diye seviniyoruz,yerine ilk kez oynayan oyuncu harikalar yaratıp bizi yakıyordu.İşte Arslan - Burak değişikliği kaderin bize nihayet ''tatlı bir oyunuydu''
* Burada Arslan'ı bir kalemde silip atmıyorum.Arslan'ın yeri bende ayrıdır.Pasörlüğüne de güvenirim.
En önemlisi her zaman ''bu takımın yüreğidir'',''İsyankar ruhunun temsilcisidir'' derim.
Ancak bu sezon ne yazık ki Arslan çok formsuz.Şu ana kadar İvan ve Marshall ile bir türlü uyum sağlayamadılar.Dün İvan'ın çoookkkkk uzun süre sonra biraz kıpırdanmasında Burak'ın rolü olduğunu düşünüyorum.(% 48'lere çıkmış) Marshall zaten iyiye gidiyordu hücumda.Dün de iyiydi.(% 58)
* Bu galibiyetle çok şey kazandık çok.
Bir kere stratejik olarak 9 puan farkla lider ve en önemli rakibimizi yenerek gücümüzü gösterdik ve Şampiyonlukta gene varız dedik.İkincisi Demeter yedek oyuncularında takıma katkı verebilecek durumda olduğunu gördü.Üçüncüsü geçen yıl olduğu gibi ikinci yarı hesap kapatma seanslarına başlamış olduk inşaallah.Kısacası böyle bir maç gerekiyordu.Ateşleme gerekiyordu ve O meşaleyi yakan da Burak oldu.Yeniden doğuş başladı artık.
* Demeter demişken 1.sette gene aynıydı.5-2 öndeyken gene mola almadı,uyudu ve 5-6 öne geçip gitti adamlar ama ''kader anından sonra Demeter'e de bir şey oldu.Sihirli bir el değdi sanki.
Manşette sallanan Cosko'yu Cengizhan ile değiştirdi bir ara.En önemlisi blok için genç pasörümüz Erden'i sahaya sürdü.İşte bu kardeşim ya.Dediğimiz bu.Statükoyu bırakın artık biraz yaratıcı olun.
* Tours maçında İvan yerine Emre pç,Kemal orta oynasa şimdi Avrupada devam ediyorduk ama ahhh statüko ahh işte.
* Erden'e de çok sevindim.Girer girmez bloğunu yaptı.Hayatı boyunca unutamayacağı bir andır O an.
Sonra 2 numaraya Demeter'in dediği gibi havaya dikti topu ama İvan öldüremedi.
Böylesine bir maçta görevini layıkıyla yaptı.
* Ve Kemal.Taraftarın hor gördüğü ve sürekli Özkan ile kıyaslayıp kaale almadığı Kemal gene ders verdi anlayanlara.Ona da bir büyük teşekkür beni utandırmadığı için.Hep güvendim,destekledim kendisini.(Halkbank maçında aslında Özkan'dan daha iyi oynadığını göstermişti)
Dün de bloklarla duvar ördü.4 blok ve 9/8.% 89 gibi harika bir hücum bitiriciliği ile oynadı.
Burak kendisini harika kullandı.Helal olsun ikisine de.
* Emre'de 11/8.% 73 ile çok iyiydi.Burak'ın ortaları nasıl bu kadar çabuk oynattığı ortada.
Ki manşetimizde çok yüksek değilken.72/6.% 61(51) Serkan 3 manşet hatası ile en çok hata yapan oyuncumuz gibi gözükse de savunmada iyiydi.
* Cosko ne yazık ki hala düşük viteste.Umarım play off'larda sahne alır.Dün % 40 ile en düşük hücum yüzdeli oyuncumuzdu - çok düşük değil aslında ama takımda en az % ) 5 kez blokta kalması kötüydü.
* Bloklarda 12-8 üstünüz.
* İBB'nin manşeti bizden çok daha iyi.76/7.% 74 (62).Buna rağmen galip gelmek çok önemli.
* İvan 4.sette serviste azdı.4 ace ile ateş etti adeta.
* Nedim Özbey geçen sezonun ikinci yarısındaki maç gibi her şeyi yaptı ama yenilgiyi önleyemedi.
O maçta da  bir ara Ryan Millar'ı çapraz oynatmıştı.Dün de kötü oynayan Oivanen'i çıkarıp Hakan Akışık'ı aldı.Genç Muhammed'i kazandırması alkışa değer.
Yalnız molalarda - sports tv'den izlemek güzel oluyor- ''beyler oynayın biraz adam genç takım pasörünü alıyor ya'' repliğine çok güldüm.
* Taraftarımızda iyi destekledi takımı.Kendilerine teşekkürler.
* Neticede Sarı Meleklerin İlaç fabrikası hezimetinden sonra böyle bir galibiyet bünyeye iyi geldi.
Dün keyfim bayağı iyiydi.Bu takımı çok sevdiğimi her zaman söylerim.
* Hesapları kapatma seanslarına başladık hayırlısı ile.İnşaallah devamı gelecek.

16 Ocak 2011 Pazar

Toki Başkanın Peşkeştepe İtirafı ve İşgüzar Sabri Ugan'ın rezilliğinin Videosu



Toki Başkanı gs kongre üyesi Erdoğan Bayraktar haramilerin Ali Sami Yen ve Peşkeştepe arazisinde kiracılık yükümlülüklerini yerine getirmedi diye başlıyor ve ezikler kuduruyor.
"Bu spor kompleksi kolay vücuda getirilmedi. Ali Sami Yen´de kiracılık yükümlülüklerini yerine getiremeyen gs yönetimi ve aynı şekilde bu arazide de tahsis şartlarını yerine getiremeyen yönetim‚ hem Ali Sami Yen hem de Seyrantepe´deki yükümlülüklerini bile yerine getiremedi.Özhan Canaydın'ın karşımıza gelip naif ve sessizce duruşu dün gibi aklımda ..."
Spiker ezik Sabri Ugan da hemen araya giriyor ve işgüzarlığın dikalasını yapıyor.Ses kısılıyor,adamın dedikleri gargaraya getiriliyor.
 Allah seni ne yapsın lan Sabri Ugan  ve Doğan Medya Çalışanları.
Yuhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh.

Peşkeştepe Hayırsız Olsun !!!

  Sonunda muratlarına erdiler (!).
Devletin tüm olanakları ile aleni bir şekilde fütursuzca peşkeş sonunda stad bitti ve açıldı.
 Burada bu uzun süreçte defalarca yazdığımı gene yazıyorum.

 BENİM VERGİLERİMLE,TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİMİN HAKKI İLE 600 TRİLYON PEŞKEŞ ÇEKİLMİŞTİR.1 KURUŞUNU HELAL ETMİYORUM.AHİRETTE DE HESABINI SORACAĞIM.
KUL HAKKI DİYE BİR ŞEY VAR DEĞİL Mİ ÇOK MUHTEREM YETKİLİLER ?

Daha öncede Olimpiyat Stadında 1 yıl oynamaları için trilyonlar harcanmıştı.
Gene seferberlik ilan edilmişti.

RTE kendisi açıkladı NTV'de Metro istasyonu ile birlikte toplam maliyet 400 milyon dolar = 600 trilyonu buldu diye.
   RTE dün akşam uğradığı protestodan sonra şunları söylüyor ;

Başbakan´dan olay sözler !!!
Türk Telekom Arena´nın açılışında Galatasaraylı taraftarların protestosuyla karşılaşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‚ stadın kullanımı ile ilgili açıklama yaptı. 
Erdoğan‚ "Türk Telekom Arena´yı Galatasaray´ın kullanması için henüz anlaşma yapılmadı; ama yapılacak. Türk Telekom Arena´ya yapılan 600 trilyonun karşılığı bu olmamalıydı. TT Arena´nın yapımında Galatasaray´ın 1 kuruşu yoktur." dedi 
Sporx.com

 Allahın sopası yok Bay RTE.Yeni mi anladın bu doymak bilmeyen nankörlerin ne olduğunu.
 Müstehak size.
  Dünyanın neresinde görülür böyle bir peşkeş Allah aşkına inanamıyorum ya.
  Sırf maç günü çalışacak metro durağı için 127 m.euro harcanmış.
Hangi para ile kimin parası ile ya ?

 Göksel Gümüşdağ'ın açıklamaları ;
"Başkanım çok özetledi. Aşağı inerken benim aklıma, rahmetli Özhan Canaydın Kulüpler Birliği Vakfı   başkanıyken, bende başkan vekiliydim. Onunla birlikte sayısız kez bu stadın yapılması için TOKİ'ye ve Başbakanlığa gittik. O zamanlarda bu stadın yerinde sadece boş bir arazi vardı. Hayal ediyorduk. Ruhu şaad olsun Özcan Canaydın diyordu ki; "Göksel bu stat biterse, ki bitecek. Galatasaray camiası Başbakan'a hakkını ödeyemez" Ben diyorum ki Galatasaray camiası değil, tüm Türkiye tüm Türk  sayın Başbakan'a hakkını gerçekten ödeyemez. Bu gerçekten Türk sporu adına, Türk futbolu adına hiç bir şekilde kabul edilebilecek birşey değil. Çünkü gerçekten sadece bu stad 200-250 milyon $ Dolarlık  bir yatırım. Bunun tam karşısında gene sayın Başbakan'ın talimatıyla Özhan abiyle gittiğimizde bu kararı almıştık. Metroda Seyrantepe durağı yalnızca bu stat için konuldu. Bu durağın maliyeti 127 milyon Euro. Ben Büyükşehir Belediyesi'nde olduğum için bu rakamı çok iyi biliyorum. 15  gün önce de Adnan Polat ile birlikte buraya bağlanan 3 tane tüneli açtık. Onun için hiç bir şekilde kabul etmiyorum. Bütün kulüp başkanları olarak stadı terk ediyoruz. Bu gerçekten çok üzücü bir durum"

 Baştan sona tek başına bu işi üstlendi RTE.
Peki Fenerbahçeliler ''Sandıkta Görüşürüz '' demeyecek mi ?
 Yalakaları hemen başlamışlar savunmaya.Fenerli bir de bunlar.
Allah sizi bildiği gibi yapsın.
 Yazık.Sırf şu Peşkeştepe bitsin diye 3 gariban işci hayatını kaybetti boşu boşuna burada.
Seyrantepe'de 3. ölüm!
Şişli'de yapımı devam eden Türk Telekom Arena Stadı inşaatında çalışan bir işçi düşerek yaşamını yitirdi.
Alınan bilgiye göre, Seyrantepe'de Galatasaray Futbol Kulübü'nün inşaatı süren yeni stadında çalışan Cihan Gayretli isimli işçi, birlikte çalıştığı ağabeyi ve arkadaşıyla inşaat üzerinde yürürken düştü.
Ağabeyi ve arkadaşı, arkalarından gelen Gayretli'nin düştüğünü fark etmedi. Ağabey, arkasına bakıp göremeyince kardeşini aramaya başladı.
Arama sonucu yaklaşık yarım saat sonra Gayretli'nin cansız bedenine ulaşıldı.
Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılan Gayretli'nin cenazesi, toprağa verilmek üzere memleketi Çorum'a gönderildi.
Türk Telekom Arena Stadı inşaatında daha önce de 2 işçi kaza sonucu hayatını kaybetmişti.


HAYIRSIZ OLSUN.HARAM OLSUN.
 MİLYONLARIN AHI VAR ORADA.GÜN YÜZÜ GÖREMEYECEKSİNİZ ORADA.
CEHENNİMİNİZ OLACAK PEŞKEŞTEPE HARAMZADELER.
EN KÖTÜ GÜNLERİ ORADA YAŞAYACAKSINIZ.

Bu peşkeşte A'dan Z'ye kimin en ufak emeği varsa hepsini Allaha havale ediyorum.
Hakkımı helal etmiyorum.Öbür dünyada yakalarına yakışacağım.

Fenerbahçe Acıbadem - Eczacıbaşı : 1-3 (Kaza Geliyorum Dedi-2 / Ders Almazsan)



FENERBAHÇE ACIBADEM-ECZACIBAŞI VİTRA: 1-3


Salon: Burhan Felek


Hakemler: Erdal Akıncı xx, Esat Danzili xx


Fenerbahçe Acıbadem: Osmokrovic xxx, Eda xx, Naz xx, Chachkova xx, Ergül x Skowronska xx (Nihan xx, Çiğdem x, Zülfiye x, Yağmur x)


Eczacıbaşı Vitra: Mirka xxx, Büşra xx, Neslihan xxxx, Antonella xxxx, Heather xxx, Elif xxx (Gülden xxx, Gözde x, Serpil xx, Asuman x)


Setler: 20-25, 25-23, 21-25, 18-25


Süre: 106 dakika (23, 29, 28, 26)


* Ne demeli bilmiyorum ki ? Sürpriz veya beklenmeyen bir sonuç mu ? Kesinlikle HAYIR.
Aksine bu 6(7) ile beklenen sonuç.''Bile Bile Lades-2'',''Kaza Geliyorum Dedi-2''
Setler 1-1 olduğunda bile dedim bu maç 1-3 biter diye.Zira sorunlarımız kabak gibi ortadaydı ve devam ediyordu.Rakibin tam 9 servis kaçırması ile yani 9 bedava sayı hediye etmesi ile sidik zoru ile kazandığımız bir setti 2.set.
* Kaybetmemizim sebepleri ;
a) Rezil oynayan pasör Naz
b) Rezil bir maç idare eden Ze Roberto.
c) Rezil oynayan Libero Nihan.
d) Rezil oynayan manşetçilerimiz ve rezil manşetimiz
e) Etkisiz servislerimiz.
f) Bloklardaki etkisizliğimiz.
g) Top öldürmekte güçlük çekmemiz.
f) Rakibi hiç analiz etmememiz.Çikletçiye hiç bir önlem almayıp,şov yaptırmamız.
g) Rakibin tıpkı Vgstt gibi çok iyi hazırlanması.''Bizi rakip olarak değil oyuncuklarına ortak çıkan düşman bir çocuk'' gibi  görmeleri nedeniyle çok iyi hazırlanıp,motive olmaları.

*  Ehhh bütün bu nedenler olunca tabii sonuç kaçınılmaz olur.
*Yorgunluktu,hastalıktı bunların hepsi hikaye.Geçelim bunları.
Hele şu yorgunluk teranesine ifrit oluyorum.Be birader rakipte yorgun sadece Sen mi yorgunsun.
İkincisi ,sen bu takvimi bilerek 15 kişilik geniş kadro kurmadın mı ? Geniş kadroyu kullanmayıp,ligteki ve Zok Split gibi çerez maçlarda da aynı kadro ile oynarsan hiç yorgunluktan bahsetmeyeceksin.Şu grip,o grip falan filan.Belki rakipte de vardı böyle oyuncular.
Oynatma hasta oyuncuları madem.Mesela Kasia'nın yüzünden çok belliydi.Oynatma,Sokolova'yı sür pasör çaprazına,pasör Fofao,4 numaraya da Çiğdem veya Yağmur'u koy.
Bakalım nasıl oluyor ? Sen hiç değişiklik yapma,daha önce 2 kez sana ciddi uyarı olan Vgstt maçlarından ders çıkarma ve inadım inat diye körü körüne aynı kadroyu sür,cevabını alırsın işte.
 * Burada defalarca yazdık; ligte Vgstt ve Eczacı maçlarında pasör Fofao yerine Naz ile oynarsak maçlar ortadadır,favori değiliz diye.Artı bu takımın Avrupada Şampiyon olma şansı ligtekinden daha fazla diye.
 İşte gene haklı çıktık.Keşke yanılsaydıkta kazansaydık.
* Göz göre göre,bile bile lades bir yenilgidir bu.
* Naz'ı kazanacağız diye maçları belki de Şampiyonluğu kaybedeceğiz bu gidişle.
2 rakibinde şimdiden psikoloik  üstünlüğü ele geçirdi.
*  İnanamıyorum arkadaş nasıl böyle bile bile çıkılır bu maç ?
Vgstt lig maçında aynı kadro aynı anlayış vardı.Rakip anormal hatalarla hediye etti 3-1 maçı bize.
Yaptığımız hatalar kabak gibi ortadayken,ders alınmadı ve bile bile lades Vgstt kupa maçına aynı kadro ve aynı anlayışla çıktık ve elenerek faturayı ödedik.Ze Roberto resmen harakiri yaptı.
 Bu 2 maç bu maç öncesi turnusol kağıdı idi ama maalesef Dünyanın En İyi Antrenörü (!) sıfatlı hocamız ne ders almış ne de rakibi analiz etmiş.
 2.kez kendi ayağımıza kurşun sıktık ve rezil olarak kaybettik.
* Rakamlar ortada.Sahada hiç bir şey yapmadık.
Rakip + 23 ile oynarken biz - 5 ile oynamışız dahası var mı ?
  Milyon kere yazdım Naz yetersiz,vasat bir pasör.Zorluk derecesi yüksek maçlarda sıkıntı çekeriz diye ama Naz düşmanı olduk nedense.4 yıldır hiç bir ilerleme yok kendisinde.
Biz yazınca hadi kastımız (!) var - yokta - Jan Hoca eksiklerini anlattı.Burada yer verdik.
Adamın dediklerinin hepsi çıktı.
Bir daha koyalım da okumayanlar da okusun ;
Naz erken yaşta tecrübe kazanmaya başladı ama bana göre hala potansiyelinin altında, yeterli mental gelişmeyi gösteremedi. Sonuçta maça gelen seyirciler maçtan maça onu izliyorlar ama ben neredeyse 24 saat onlarla birlikte geçiriyordum. Fofao gibi bir oyuncudan birşeyler öğrenmek isteyecek dünyada binlerce oyuncu çıkar. Bu yüzden Naz'ın sabırlı olup sürekli gözlerini açık tutması lazım, Fofao'dan ne alabileceği biraz da ona bağlı, kendisi öğrenmeye çabalarsa olur. Bence belki de sekiz sene on sene sonra Naz'da onlar gibi Lo Bianco gibi bir oyuncu olabilir, ama önünde daha çok zaman var, zihinsel olarak olgunlaşacak, pas yeteneklerini geliştirecek, en stresli anlarda ne yapacağını takımı nasıl idare edeceğini tam tahmin edebilmek güç oluyor, bir an için harika performans daha sonra hatalar olabiliyor.  
Yahu Eczacıbaşı salak mı ,paraya ihtiyacı da yokken hem de en büyük rakibine pasörünü versin.
1m.euro veya 1.m.dolar bonservis ödedik.Kendi yetiştirdikleri bir oyuncuyu en az 10 yıl kullanacaklarken,paraya ihtiyaçları yokken neden bıraksınlar ,kör mü adamlar ?
* Geçelim Nihan'a ; iyi niyetinden,düzgün kişiliğinden şüphemiz yok ama olmuyor be bacım.
En zayıf halka dediğimizde böyle eleştiri mi olur deniyor.
 Manşeti kötü biliyoruz,arada top çıkarıyordu bügün onu da göremedik.
Taktik anlayışı da zayıf.Duracağı,gireceği yerleri bilmiyor,ezbere oynuyor gibi.
Biraz arkaya açıl be kardeşim.Bu seviye bir maçta 7 manşet hatası yapılır mı ? 31/7.% 52(35)
Üst üste aynı şekilde cikletçinin servislerinde bırakışı ,ace yaptırmaları da cabası.4 ace'i var ,hepsi aynı şekilde.İnsan biraz dikkat eder,konsantre olur ne bileyim ? Hastaymış.Ne alakası var ?
Sanki hasta değilken farklıydı.Hastaysa Songül oynasın kardeşim.
 Peki Dünya çapında 2 tane iyi manşet alan 4 numaramız var dediğimiz Nati ve Sokolova'ya ne
demeli ? Yakışıyor mu lise kız takımı manşetçileri gibi bu hatalar ?
 Sokolova 26/6.% 35(19),Nati 21/1.% 48(33) Ayıp kere ayıp.
Kendimizi kandırıyoruz galiba iyi manşetçilerimiz var diye.
 Zaten sürekli yazdığımız gibi manşetimiz en zayıf karnımız.
Aşağıya Lig,Süper kupa ve Türkiye kupası maçlarımızı çıkardım.CL ve Dünya Şampiyonu olduğumuz maçlarda da pek fark yok.Orada Fofao ve Fürst ile bir nebze bunu tolere edebildik.


Süper Kupa :  FBA -Vgstt 3-1
Manşetimiz : 69/10.% 59(38)
Nihan 33/7.% 61(39),Sokolova 18/2.% 67(44),Nati 16/1.% 50(25),Kasia 2/0.% 50(50)
* Kasia smaç servislerden 4 ace yapmıştı.Vgstt manşette 90/11.% 49(33)
Türkiye Kupası : FBA - Vgstt 2-3
Manşetimiz : 96/6.% 70(42)
Sokolova 35/2.% 71(46),Nati 31/2.% 65(35),Nihan 29/2.%76(45)
1.Hafta : gs mp - FBA 0-3 
Manşetimiz : 59/11.% 59(37)
Nihan 33/7.% 55(30),Sokolova 15/2.% 80(60),Nati 10/2.% 50(30)
2.Maç : FBA - Bjk 3-0
Manşetimiz : 41/6.% 54(32)
Çiğdem 19/4. % 53(32),Seda 12/1.% 50(33),Nihan 9/1.% 56(22)
* Nati ve Sokolova yok.Fofa ve Fürst oynadı.
3.Hafta : FBA - Ksk İzka : 3-0
Manşetimiz : 34/5.% 62(44).
Sokolova 17/2.% 65(53),Nihan 9/0.% 67(33),Çiğdem 5/1.% 80(60)
4.Hafta : Vgstt - FBA 1-3
Manşetimiz : 76/6.% 58(41).
Sokolova 32/3.% 56(31),Nati 21/2.% 62(52),Nihan 21/1.% 52(43)
5.Hafta : Ankaragücü - FBA 0-3
Manşetimiz : 40/6.% 78(52)
Songül 20/3.% 70(55),Sokolova 11/2.% 82(55),Nati 8/1.% 88(38)
6.Hafta : FBA - İllerbankası 3-0
Manşetimiz : 42/7.% 45(26)
Nihan 29/4.% 41(21),Sokolova 7/3.% 29(14),Nati 5/0.% 80(60)
7.Hafta : FBA - Ereğli Belediyesi 3-0
Manşetimiz : 34/2.% 65(44)
Nati 19/0.% 63(42),Sokolova 8/1.% 75(38),Nihan 6/0.% 67(67)
8.Hafta : FBA - Eczacıbaşı 1-3
Manşetimiz : 82/15.% 45(30)
Nihan 31/7.52(35),Sokolova 26/6.% 35(19),Nati 21/1.% 48(33),Eda 3/0.% 67(67)
Eczacı'nın manşeti : 78/8.% 67(53)

 * Bu manşeti düzeltmezsek F4'te hüsran yaşarız söyleyeyim.
Rakipler bunun için bir şeyler yapıyorlar en azından.Eczacı'nın da manşeti iyi değildi Mirka'dan dolayı ama bunu aşmak için Mirka'ya daha az aldırıyorlar veya saklıyorlar.CL maçlarında Duskyevich'e manşet aldırıyorlar Gülden ve Del Core ile birlikte,bugün de Büşra'ya aldırdılar.Yani orta oyuncularına manşet aldırıyorlar.Genç Büşra 12/2.% 58(58) ile manşet alarak bizim Dünya Yıldızlarımıza ders verdi.Onu diyorum,Vgstt'de Guidetti de Nikoliç'in zaafını gidermek için bir şeyler deniyor.
Ama biz hiç bir şey yapmıyoruz.Al Songül'ü çift  liberoya dön.Yağmur'u al dene bakalım.
Yap bir şeyler abi.Naz abondone olmuş,al Zülfiye'yi.Ama yok.Hadi Ze Roberto yeni,tanımıyor oyuncuları da Kamil Söz sen ne yaparsın be birader ?
  * Bugün Eda dışında etkili servis atamadık ve rakibin hücumunu bozamadık diyoruz da neden smaç servis atmıyoruz.Kasia Ze Roberto yokken ilk maçta Süper Kupa maçında mancınıkla döver  gibi dövüyordu smaç servisleri ile 4 ace yapmıştı.Ondan sonra niye atmıyor hiç ? Hoca taktik servis istiyor da ondan.
 İşte o zaman Cikletçi asılır smaç servislere ve göçertir seni.
*   Çok ciddi sorunlarımız var bu kadro ile oynarsak ama ne ders alan var ne de gören.
Taraftarlarında maça giden çoğunluğu kendi kendilerine tatmin peşinde maçla alakaları yok.
- Sürekli giden,bilinçli,vefakar 10-15 kişiyi kastetmiyorum - .O kadar sesten kafam şişti ama maça hiç bir etki olmadı.Gitmeyip klavye başında yazanlar da her zamanki gibi klişe ''Canları sağolsun'',''Avrupa yorgunluğu vardı'',''Hastaydılar'' ıvır  zıvır şeyler yazıyorlar.
 Tamam sahiplenmek,korumacılık iyi bir şey ama körü körüne bunların hiç bir fayda getirmediğini futbolda görmüyormuyuz ? Eleştirilerden kaçmamak lazım.Eleştiri olsun ki ders çıkarılsın.
 Kendimizi dev aynasında görmektente vazgeçelim artık.Hala şu Dünya Şampiyonuyuz klişesi.
Yahu 2 tane maç yaptık altı üstü bizden zayıf bir rakiple o kadar.
F4'ü aldık.şimdiden Şampiyonuz denmeye başlandı.Nereye Şampiyonsun şimdiden.
Dur bakalım.Yapısal sorunlarını çözemezsen çok büyük hüsran yaşarsın.
*Aylin Hanım Naz yüzünden çıldıracaktı.Aslında bir şey söylemek istemiyor ama dayanamıyor.
Allahın sopası yok Aylin Hanım.Geçen yıl Diricx'i,Jan'ı sırf Naz yüzünden yerden yere vuruyordun.
Ne oldu şimdi ? Gerçekler acıdır ve gün gelir sizi gelir bulur,kaçamazsınız.
* Eczacı'nın geçen yıldan daha iyi olduğu bir gerçek.Pasör Elif gibi handikapa rağmen.
Delcore ve Cikletçi iyi katkı yapıyorlar.Ve Heather Bown.Transferi açıklandığında üzülmüştüm.İyi oyuncuydu ve görüyoruz katkısını.
* Çiğdem Kaptan geçmiş olsun.Maçın kaderini de etkiledi.
O pozisyonda top fileye çok yakındı.Cikletçi girmeyebilirdi topa,çünkü böyle olayları çok gördük.
Ama eziklik var içinde ,girdi ve sakatladı Çiğdem'i bilerek veya bilmeyerek ama neticede sebep oldu.

Etiketler