30 Ağustos 2013 Cuma

Fenerbahçe Kongre Süreci ve Sonrası



       Fenerbahçe Yönetim Kurulu’nun almış olduğu ‘Kongre’ kararı tüm camia’ya hayırlı olsun temennisiyle başlamak önceliğimiz. 3 Temmuz sürecinden bu yana 106 yıllık Camia’nın yaşadıkları hepimizin malumu. Söze ilk başlarken söylenmesi gereken bir diğer husus da Başkan’ın verdiği emeğe teşekkür etmek ve saygı duymak. Hatasıyla,sevabıyla,eğrisiyle,doğrusuyla Türkiye şartlarında çoğu insanın hayal edemeyeceği şeyleri Fenerbahçe’ye getirmiş,yapmış ve başarmıştır.

       Başkanlık için adaylar henüz net değil, o yüzden o mu olacak bu mu olmalı tarzı bir düşünceyle kaleme almıyorum. Bilinmesi gereken,biraz daha sürece karşı daha uyanık olmamızı sağlamak asıl amacım.



[CAS SÜRECİ]
      
        İlk zamanlar çok umutluydum. Özellikle Cas’ın tedbir kararı vermesi ve Camia’nın tekrar kenetlenmesi beni çok umutlandırmıştı. Sonraki süreçte Kulüp dışarıyla tamamen bilgi alışverişini kestiği gibi, Televizyon,Dergi,Gazete,Sosyal Medya platformlarında Cas ile ilgili hiçbir şey yapamadı maalesef. Defalarca uyardık,yazdık,çizdik. Yurtdışında haber alma imkanına sahip olduğumuz iş arkadaşlarımız dahi sürekli bu konuyla ilgilendi ama maalesef hatalar yaptık. Özellikle savunma stratejimiz konusu bizi bu duruma getirdi. Yeterli kamuoyunu oluşturamadık. Bu da bize pahalıya mal oldu ne yazık ki. Artık İsviçre Süreci var yine bir yazı hazırlayacağız bu yeni süreçle ilgili.


[SEÇİM SÜRECİ]
      
         Kongre kararı alınması hayırlı oldu en azından yaralanan güvenlerin tazelenmesi açısından yeni bir yol açıldı. Yalnız gelecek olan Başkan ve Yönetim Kurulu konusunda son 24 saattir yazılıp,çizilen ‘yok biat etmeyecek,yok kupa vermeyecek,yok Stat gidemez,tesisler kalacak’ tarzı yaklaşımları bir kenara bırakalım derim. 3 Temmuz süreci bize karşımızdaki gücün neler yapabileceğini gösterdi. Bir gece içerisinde yasayı değiştirip istediklerini yapabilecek bir güç var,ama biz daha güçlüyüz bundan eminim. Ali Koç'un 'Daha Yeni Başlıyor' sözü hiç unutulmasın. Her gücümüz tükendiğinde o söz daha bir anlam kazanıyor çünkü.Savaşacağız sonuna kadar mücadele edeceğiz. Vazgeçersek bir gün o da zaten öldüğümüz gündür. O kongreye aday olacak insanlara oyu biz vereceğiz. Dün akşamdan beri görüş alışverişinde bulunduğum herkesin ortak görüşü bu işte son sözü ‘Taraftar’ söyler oldu. 

Bu görüşlerden bazıları şöyle;

          Herşey bir kenara artık söz taraftarda. Fenerbahçe geleceği mi günü mü kurtarmak istediğine bu Kongre’de yanıt verecektir.
         Adaylardan tek beklenti Fenerbahçe’nin haklarını her platform’da korkusuzca dile getirip savunması ve taraftara sahip çıkması.
         Bu saatten sonra bu süreç Amasya,Erzurum,Sivas Kongresi gibidir.  Fenerbahçe Taraftarı’nın kaderini yine onun azmi ve kararlığı kurtaracaktır.
         Taraftar olarak aktif görev alabileceğimiz ve Fenerbahçe’nin bünyesinde daha fazla yer alabileceğimiz bir oluşum benim ilk tercihim olacaktır.
          Fenerbahçe’nin yarınları için doğru bir plan ve strateji oluşturan,Kulübün kuruluş tüzüğünü her daim kuralı kabul edecek her adaya kapımız açıktır.

Bu tarz çok görüş var seçtiklerim bunlar.

Biraz olayların içine girelim;
     
         Bu saatten sonra siyasi merciden icazet almadan gelebilecek bir aday olacağını hiç ama hiç sanmıyorum. Bunu açıkça belirteyim. Yaşanan geçmiş ortada. Verilen gözdağları ortada. Siyasi tercihinin ne olması gerektiği de hepimizin malumu. Diğer türlüsü karşı taraftan kabul görmeyecektir. İşte burada iş Kongre Üyeleri’ne düşüyor.
        3 Temmuz’dan bu yana iradesi,seçimi,düşüncesi hiçe sayılan ve ciddiye dahi alınmayan Kongre Üyeleri. Çünkü onlar son 12 yıllık süreçte istedikleri her şeyi aldılar. Güç merkezi hiç şaşmadı. Ama önümüzdeki bizim son sözü söyleyebileceğimiz bir süreç var. İlki de bu Kongre. Burada yaşanacak dinamikler,Türkiye’nin de geleceğini etkileyebilir.
       
       Gelecek Başkan Fenerbahçe Taraftarı’nın nabzını iyi bilen,Atatürk ilke ve İnkılaplarına bağlı, Kuruluş amacımızı adı gibi sahiplenen,3 Temmuz’u hiçe saymayacak ve geçmişin haklarını sonuna kadar koruyacak, Taraftarın yaşadığı Çağlayan olaylarını,12 Mayıs’ı unutturmayacak olan birisi olması eminim ki bütün Fenerbahçe Taraftarlarının temennisidir.





      Ama…
       Temenniler bugün var olan düzen içerisinde ne kadar geçerli olacak o oy atacak kitleye bağlı. Dün akşam itibariyle ortaya çıkan her aday için bir açık bulunur. O şu kesime yakın,o bunun adamı,o biatçı, o şuradan,o buradan. Fenerbahçe Başkanlık Makamı Ülke’nin en değerli makamıdır. Oraya oturacak kişi bu Kulübün geçmişine vakıf olan,taraftara saygı duyan bir kişi olmalı.  Çoğu kesim umutsuz,aksine Fenerbahçe Taraftarı her zamanki olağan durumlardan daha fazla güvenmeli kendisine. Belki aday olan kimseye oy vermeyecekler, boş oy atacaklar,geçersiz olacak. Göstereceğimiz reaksiyon 3 Temmuz’un yol açtığı ve harp cephesine dönüştüren bu sürecin ilk ‘Sandıkta Görüşürüz’ kısmı olacak belki de.
        Bu süreci taraftar olarak olumlu değerlendirmek, önümüze sunulan Plan ve Projeleri dikkatlice akıl süzgecimizden geçirip, Aday’ın hangi niteliklere sahip olduğunu göz önüne alarak, Fenerbahçe’ye neler katacağını ve neleri savunacağını bilerek bir karar verelim. Göstermiş olduğumuz Direnişi hiçe sayacak bir Başkan Adayı zaten o Kongre kapısından içeri de zor girer.
        Fenerbahçe’nin bünyesinde bulunan STAT,TESİS,ARAZİ bunlar rantçı kesim için bulunmaz nimetler,sahip çıkmak boynumuzun borcudur. Değişime ayak uyduralım ama değerlerimizi asla yitirmeyelim. Taraftarın her kesimini kucaklayalım ve içimizdeki rantçıları da temizleyelim bu süreçte. Fenerbahçe üzerinden nemalanan kim varsa ifşa edip uzaklaştıralım ulu çınardan.
    
       Son olarak;
      
          Kongre Süreci bir anlamda vaat sürecidir. Ve şu devirde atılan oltaları da yiyecek en son kesim Fenerbahçe Taraftarı olacaktır. Geçmişi hiçe sayarak üstüne konacak bir yapı, yüksek meblalı yıldız transferler ve başarılarla sunulacak vaatler bizi daha çok yaralar.Görmek istediğim tablo Dortmund modelidir. Başarabilirsek ne ala. Fenerbahçe’nin gerçek anlamda hem sahada,hem masada başarılı olması hepimizin arzusu. Ama bunu seni var eden kimliğe zarar vermeden yapmak öncelik olmalıdır.    Değişim olmalı.Özellikle Lobi anlamında çalışma içerisinde olmalı ve Uefa ile olan ilişkileri onların kuralına göre oynar hale getirmeliyiz. Kısasa kısas,satranç masasında hamleye hamle,her türlüsü o an şartlar neyi uygun gerektiriyorsa ona göre oynamalıyız. Kurumsal, Dijital, Sosyal, Sportif, Scout Sistemleri, Pazarlama, Medya, İletişim, Dergi, Gazete, Kimlik bir Spor Kulübü bünyesinde olması ‘olmazsa olmaz’ olan her şeyde yenilik gerekli.



           Umarım bu süreç herkes için hayırlı olur. Benim kendi nacizane görüşüm; Taraftar ve “Ali Koç” Fenerbahçe’nin yarınları için müthiş bir ikili olur.
                                                                                                      @FBsinan1907_




0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Etiketler