Sen geldiğinde ne bir umuttun
bana ne de taraftarı heyecanlandıran bir efsane..
İyi başlamadı ama sunduğun
projeler, medeni futbolun olmazsa olmazı istikrara vurgun, Avrupai hedefler,
ilk defa planlamadan bahsetmeler vs , Ali şen ve zihniyetinden bıkmış, hevesli
ve daha genç ve eğitimli kesim için bir
umut oldu..
Her ne kadar ilk bir kaç sene
bunlar sadece lafta kalsa da, meşhur dinamo saray döneminde en az suçlanacak
kişi sendin dedik, geçtik..
Bu arada Antu açıldı, bizden
daha bilgili arkadaşlar bizleri aydınlattı,medeni ülkelerdeki sistemleri
anlattılar,istikrar,sportif direktör,scout sistemi vs ilgili onlarca,yüzlerce
yazı yazdılar. Okuduk, öğrendik ve Aziz beyin de amacının bunlar olduğunu
düşünerek düştük yollarına..
Löw'le ilk kez biraz hayal kırıklığına
uğramadık değil ama statla birlikte Daum ve genç bir takım, o beklenen,
özlenen,umut edilen sistemin oturduğunu sandık..
Taa ki 2006 yılındaki meşhur
sezona dek. O sezonda dönen dolapları, saha dışında yapılanları, daum'u
taraftar gözünde bitirmek için yapılan medya oyunlarını, en sonunda O muhteşem
final ile bitirdiler..
Ve biz dedik ki, başkan bu
ahlaksız koalisyona karşı Daum'a sahip çıkacak ve istikrardan ödün vermeyecek.
Dimdik bu çocukların arkasında duracak..
Ama olmadı.. İstifalar,
planlı yürüyüşler falan derken çantadan mı şapkadan mı bilemediğim, kardeşi ile
kavga edip yollayacağın Zico çıktı..
Uzatmaya da gerek yok işte.
İsimler değişti ama senaryo hep aynı kaldı.
Ve daha da acısı, o modern
Fenerbahçe hayalimin kahramanı, Sen, giderek kontrol edilemeyen bir güç oldun..
Kendine verilen desteğin
sebebini hiç anlamadın, anlamadıkça saldırdın,her karşı sese hain dedin ve
bizde, sıra bize (bizim sevdiğimiz,bildiğimiz) gelene dek yedik afiyetle.
Dostluklar bitirdik, kavgalar ettik bizden önce uyananlarla bu uğurda..
Uyandık belki geç, belki çok
geç ama uyandık Aziz abi..
Ve anladık ki, senin ne
ilkelerin var ne de bir planın. O kulüpte tek egemen güç SEN olmadıkça, herşey
geçici, herşey günlük. Hiç kimsenin
senden farklı düşünmeye,farklı davranmaya hakkı yok, çünkü en büyük
Fenerbahçeli sensin, diğerleri ya hain ya düşman.
Şampiyonluklar kulüpler için
başarıdır ama onları büyük yapan topluma örnek olan ilkeleridir,elemanlarındaki
seçiciliktir, camialarıdır, vefadır başkan..
Ne yazık ki sen bu kulüpten
bunları çaldın Başkan..
Dün koskoca Fenerbahçe'yi
Suriye'ye, Rize'ye RTE için stat açılışına götürürken yazılan,
o 3 Temmuz
senaryosuna isyan edenlere "Provokatör" dediğinde yırttın attın o
ilkeleri..
Ya da kankan Dinamosaray'ın kare ası, Mehmet Ağar'ın mangal
partisinde, meze ettin rakıya..
Fenerbahçe formasına küfür
edenlere o kutsal formayı hatta kaptanlığı verdiğinde kayboldu o seçkinlik..
Orada kaybolmadıysa ihale güzeli, CAS davasındaki starımız, Nihat Özdemir'i As
başkan hatta yokluğunda bu kulübe başkan yaparken uçtu gitti..
Her seni eleştireni,yapılan
yanlışları göstereni hain ilan edip, taraftara hedef gösterdiğinde daha da
azaldı camiadaki çok seslilik, ağzını açmaya korkan, küskün bir kalabalık
yarattın..
Ya da kongre salonlarında adamlarınla
muhaliflerine yarattığın terörle utandırdın camiayı..
O örnek kaptanı, medya
itlerine yazdırdığın "koşu mesafesi","Sevinmedi,
üzülmedi" iftiraları ile pişirip,
"Doğru mu Samet"le yediğinde aldın elimizden o vefa hakkımızı..
Ya da 6 ay evvelinden sözleşme için kıçını
yırtan,Ali Koç'la 100 kez "Abi bedava gitmeyeyim" diye haber yollayan
Tuncay'a "Kim alacak lan seni" deyip sonra kaçtı diye attığınız
iftira ile vefayı çaldınız bizlerden..
Verdiğin hiçbir hizmet, ne
yaylası ne stadı, o çaldıklarının 1000'de 1'i etmiyor başkanım bizim Fenerbahçe
akçemizde..
Söyle şimdi başkan, sen böyle
Fenerbahçe başkanı ister miydin?
SARVEN @Muztem
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.