Barca’nın Altın Dönemi
Barca’da değişim sloganıyla 1978’de Başkanlık koltuğuna oturan, Josep Lluis Nunez’in dönemi 22 yıl sürecek, bu dönemin başlarında Kulüp gelirlerinde ciddi bir büyüme yakalayacak, finansal açıdan düzlüğe çıkacak, üye sayısını ve aktiflerini de önemli oranda artıracak, tüm bu değişimin sonucu olarak Futbol Tarihi ve İstatistiği Uluslararası Federasyonu (IFFHS) tarafından sportif başarıları nedeniyle, 1997’de“dünyanın en iyi kulübü” seçilecekti. Bu dönemin en özel ve başarılı yılları ise 1990-94 arasında “Rüya Takım”ın 4 kez üst üste İspanya Ligi Şampiyonluğunu kazanması ve aynı zamanda Avrupa Şampiyon Kulüpler Şampiyonu olmasıyla yaşanacaktı.
Parlak sportif başarılarla adeta bir rüya gibi geçen yıllardan sonra, 1995’de sıfır finansal borç ve 30 milyon Euro nakte sahip Barca, Nunez yönetiminin son dönemlerinde yapılan yanlış transferler ve beceriksiz yöneticilerin kötü yönetimiyle ulusal ve uluslararası organizasyonlarda sportif başarısızlıklığın da önemli katkısıyla hızlı bir düşüş dönemine giriyor, sadece birkaç yıl içerisinde 90 milyon Euro’ya ulaşan borçlarında etkisiyle, Kulüp tarihinde görülmemiş bir şekilde üyeler arasında kutuplaşmalar oluşmaya başlıyordu.
Elefant Blau Platformu
Birkaç yıla sığan son derece kısa bir dönem içerisinde, Barca’nın yüzyıllık değerlerindeki hızlı erezyon ve Katalonya açısından büyük önem taşıyan sosyal sorumluluk misyonundaki azalmayla, bir kaos ortamına itilen Kulüpte tepki gecikmiyor ve Barca değerlerine büyük bir tutkuyla bağlı, onu bir hayat şekli olarak benimsemiş 5 kişilik devrimci küçük bir zümre, Elefant Blau Platformu (Barcelona şehrinin simgelerinden Mavi Fil), uzun vadeli stratejik hareketini 1998 yılında başlatıyordu. Barcelona’lı genç bir avukat olan Joan Laporta liderliğinde, her biri finans, pazarlama, danışmanlık ve denetim alanlarındaki kariyerleriyle kendilerini kanıtlamış olan Elefant Blau Platformu, mevcut yönetimin icraatleriyle Barca’da kuruluşundan beri var olan demokratik kültürü sistematik bir şekilde yok ettiğini ve bu talihsiz gidişatın Kulübü büyük bir ekonomik girdaba sürüklediği gibi, Kulübün gerçek ekonomik durumu hakkında üyelerin her geçen gün daha az bilgiye sahip olma durumunda kaldıklarını öne sürerek, Nunez’in Başkanlıkdan istifasını istiyorlardı.
Oyunu kurallarına göre organize bir şekilde oynayan Elefant Blau, Mart 1999’da 4.600 üyenin imzasıyla bir gensoru önergesi veriyor ve Kulübün yüksek borçları neticesinde bir ekonomik krize girmesinin önlenmesi amacıyla Başkan Nunez’in istifasını resmen talep ediyordu. Laporta ve arkadaşları, Barca’nın önümüzdeki yıllarda belli bir kesim tarafından yönetilmesi ve başka kimsenin bu işe yeltenmemesi amacıyla yüksek borçlanmanın kasden yapıldığını iddia ediyorlar ve 20 yıldan fazla süredir Başkanlık koltuğunda oturan ve yozlaşan Nunez’in artık bu işi götürmemesi gerektiğini üyelere anlatıyorladı. Oylanan önerge 14.000’den fazla üyenin Nunez’in istifası lehine oy kullanmasıyla sonuçlanacak ve 2000 yılı başında Nunez Kulüp Başkanlığından istifa edecekti. Barca hızla yeni Başkanlık seçimlerine gidecek ve Nunez’in 2. Başkanı Joan Gaspart ile Elephant Blau Platformu’nun desteklediği matbaacı ve reklamcı Lluis Bassat kozlarını paylaşacaklar, kıran kırana geçen yarışı ise Nunez statükosunun devamı olan Gaspart, oyların %55’ini alarak kazanacaktı.
Barca’da Statüko Devam Ediyor...
Finansal durumu düzlüğe çıkarmak adına, yeni Başkan Gaspart birazda hazırlıksız olarak Barca’yı yeniden organize etmeye soyunuyor ve bu kapsamda Kulübü; Spor Branşları; Ekonomi & Finans; Pazarlama; Sosyal İletişim ve Aktif Yönetimi olmak üzere 5 ana birime ayırıyor ve tüm birimlerin başına 5 Başkan ve 5 Başkan Yardımcısı atıyordu. Gaspart ayrıca Barca’nın tüm faaliyette bulunduğu alanları 100 direktörün kontrolüne alıyor ve belirsiz görev tanımları nedeniyle efektif olarak çalışma şansı olmayan bu sistemi aradan bir yıl dahi geçmeden lav ediyordu. Gaspart’ın ilk yılı olan 2001’de 92 milyon Euro’luk futbolcu transferi yapılıyor, 2002’de ise transfer ücretleri astronomik bir artışla 189 milyon Euro’ya ulaşıyor ve böylelikle 2 yılda 281 milyon Euro’luk transfer harcaması yapılıyordu. Gaspart Başkanlığa geldiğinde 82 milyon Euro seviyesinde olan net borç, 2 yıl içerisinde 181 milyon Euro’ya çıkıyor ve karşılığında günah keçisi olarak 6 ayda bir değişen 4 teknik direktörle birlikte hiçbir sportif başarı gelmediği gibi, Kulüp üyeleri ve taraftarlar arasında daha da derin bir kutuplaşma neticesinde kaos ortamına sürükleniyor, başarılarla dolu şanlı tarihine rağmen İspanyol basınında alay konusu olarak sıradan bir kulüp olma yolunda tam gaz ilerliyordu. Kulübün gelirleri de önemli oranda düşüş gösteriyor ve üyeler ile taraftarların Kulübün kötü yönetimiyle Barca aşklarına gem vurarak Nou Camp’ı boş bırakmak ve kulüp logolu ürünlere itibar etmemek üzere Kulüplerine yabancılaşmaları, Barca’yı dünya kulüpleri gelir liginde, 2002 yılında 13. sıraya kadar geriletiyordu.
Aralık 2002’ye gelindiğinde hasarlı finansal duruma ve bölünmeye artık yeter diyen 133 Barca taraftar organizasyonu ve 200 üye bir manifesto verecek ve Başkan Gaspart’ın istifasını isteyecekti. Şubat 2003’de açıklanan finansal tablolarla, Barca toplamda 230 milyon Euro ile İspanya’nın en yüksek borca sahip Kulübü talihsiz ünvanını eline geçirecek ve ardından Barca camiasında en azından demokrasinin temel kuralları işleyecek ve böylesine başarısız bir tabloya imzasını atmış olan Gaspart Başkanlıkdan istifa edecekti.
Barca’da Yine Seçim Zamanı, bu sefer Elephant Blau Sahnede...
Ağır finansal yüklerin etkisiyle sosyal açıdan kırılma noktasına gelen Barca’da yeni seçimler Kulübü düzlüğe çıkarmanın belki de son şansı olarak büyük bir önem kazanıyor ve Barca’nın bu zor gününde 6 aday seçimlere girmeye karar veriyor, en büyük aday ise bir önceki seçimleri kıl payı kaybetmiş Bassat oluyordu.
İşte bu aşamada Elephant Blau Platformu, Barca’nın geleceğini şekillendirecek stratejik bir karar alacak ve genç olmaları nedeniyle Kulüp içerisinde tam olarak tanınmamalarına rağmen, bir önceki seçimlerde Bassat’ı desteklediklerinde, Bassat’ın kendi seçim stratejisini kullanarak kendilerini pasifize etmesi neticesinde göz göre göre gelen sandık yenilgisi nedeniyle derslerini acı olarak aldıklarını düşüncesinden hareketle, 6 aday içerisinde kendilerine şans tanımayan yakın çevrelerinin yeniden Bassat’ı destekleme yönündeki telkinlerini kulak ardı ederek, 2003 seçimlerine bu sefer tek başlarına girmeyi tercih edeceklerdi. Rakiplerine göre farklıklarını tüm Barca camiasına göstermeye ant içmiş Elephant Blau Platformu, Barca tarihinde bir ilki gerçekleştirecek ve uzun zamandır bir gölge kabine şeklinde takip ettikleri Kulüplerinin finansal durumunu düzeltmek amacıyla Kulübün finansal modelini yeniden kurgulayacaklar ve ortaya en ince detaylarıyla çalışan bir iş planı çıkacaktı.,
Makrodan mikroya gelerek futbol endüstrisini mercek altına alan iş planın öncelikli tespitleri; futbolun dünyada yılda %10-25 arasında büyüyen önemli bir endüstri haline gelmesi; futbolun iş modelinin ulusaldan ziyade uluslararası bir kimliğe bürünmesi gerekliliği; futbol endüstrisinin global olarak büyük kulüpler ve diğerleri olarak bir yol ayrımına gitmekte olduğu ve Barca’nın yeniden dünyanın büyük kulüpleri arasındaki yerini almak üzere yeni bir strateji geliştirmesinin elzem olduğu şeklinde olacaktı. Bu yeni stratejilerini ise: en iyi oyuncuları almak; ulusal ve uluslararası şampiyonlukları kazanmak; global bazda Barca’ya sadık bir taraftar kitlesini oluşturmak, gelirleri artırmak ve yeniden en iyi oyuncuları almak gibi başlangıçta basit gözüken fakat başarısı detaylarda gizli bir fasit döngü yaratma üzerine oturtacaklardı.
Elephant Blue Platformu, 2003 Başkanlık seçimlerine hazırlanırken hiçbirşeyi şansa bırakmayacak, attığı her adımı önceden planlayarak stratejik düşündüğünü Barca camiasına kanıtlayacaktı. Öncelikle avukat, danışman, spor yöneticisi, küresel şirketlerde ve bankalarda yöneticilik yapmış, Barca değerlerine sahip çıkan ve Kulübü hayatının önemli bir parçası olarak gören koyu Barca taraftarı ve üyesi sıkı bir takım biraraya geliyor ve birbirine bağlı, farklı özellikleri nedeniyle birbirini tamamlayan bu anahtar ekibe, ABD Başkanlık seçimlerinde Bush’un danışmanlığı yapmış politik danışmanlarda seçim için destek veriyordu.
Barca’nın mevcut durumunu detaylı olarak irdeleyen ve kritik durumdan çıkış stratejilerini net olarak anlatan 100 sayfalık iş planının Barca tarihinde bir ilk olarak hazırlanarak, tüm üyelere gönderilmesi,“komple değişim” mesajlarının altının zamanı belirlenmiş projelerle doldurularak kamuoyuna yansıtılması, yapılan toplantılar ve ülke basınının efektif olarak kullanılmasıyla, yapılmak istenenlerin başta üyeler olmak üzere Barca taraftarlarıyla açık olarak paylaşılması gibi hedefe ulaşan rasyonel stratejilerle Elephant Blue Platformu, seçim kampanyalarının başında anketlerde %2 civarında olan oy oranlarını, 2 ay gibi kısa bir sürede %30’lara çıkararak, ana Başkan adayı Bassat’la olan arayı kapatacak ve Haziran 2003’de yapılan seçimlerde, Barca tarihinde rekor sayıda üyenin (27.138) oylarını alarak, %53’e karşı %32 ile Bassat’a açık bir üstünlük sağlayarak yönetimi devralacaklardı.
Artık Barca’da değişim rüzgarları bütün süratiyle esmeye başlamıştı.
Biraz da Elephant Blue Platformu’nun Barca’da büyük bir başarıyla uyguladıkları köklü reform stratejilerinden bahsedelim.
FC Barcelona: Bir Başarı Öyküsü - II
Geçen hafta FC Barcelona’nın (“Barca”) 1899’da kuruluşundan bu yana geçen koca bir asır sonucunda köhneleşen ve imajının ciddi oranda sarsılmasına yol açan eski yönetim modeli ile organizasyon yapısından basetmiş ve bir avuç Barca sevdalısının bu yapıyı değiştirmeye yönelik uzun vadeli stratejileri neticesinde Barca tarihinde rekor destekle yönetime gelişlerini anlatmıştım. Bu hafta ise Kulübü yönetmeye başlayan Elephant Blue Platformu’nun yıllardır Kulübün içerisinde oluşmuş ve Kulübü rekabetçi yapıdan uzaklaştıran statüskoyu kırarak büyük bir başarıyla uyguladıkları köklü reform stratejilerinden bahsedeceğim.
İspanya’da Futbolun Genel Yapılanması
Barca’nın yeni yönetim ekibinin reform stratejilerinin altında İspanyol futbolunu, özellikle de La Liga’nın genel yapılanmasını iyi etüd etmesi yatmaktaydı. Tarihsel olarak İspanya’da spor dernekleri, kar amacı gütmeyen sosyal organizasyonlar olarak faaliyetlerine başlamışlar ve adına “soci” denilen dernek üyeleri tarafından sahiplenilmişler ve bu tarihsel yapı herhangi bir kişi veya kurumun Kulübün sahibi olmasının engellenmesinin sigortası olmuştur. 1990’ların başında İspanyol ekonomisinin periyodik olarak yaşamakta olduğu ekonomik krizlerden biri sırasında, dönemin İspanyol Hükümeti spor kulüplerini A.Ş. statüsüne geçmeleri için zorlayacak ve bunun neticesinde sadece 4 büyük İspanyol kulübü, Barca, Real Madrid, Athletic de Bilbao ve Osasuna, kamuoyundaki güçlü etkileri sayesinde ayrıcalıklı olarak muamele görerek bu akıbetden paçayı sıyıracaklardı. Bu 4 büyük Kulüp, yüzyıl kadar evvel kuruldukları şekilde “Spor Derneği” olarak eski yönetim tarzlarıyla yönetilmeye devam edeceklerdi.
Barca’nın Eski Organizasyon Yapısı
Barca’da seçimler 4 yılda bir Başkan ve Yönetim Kurulunu belirlemek üzere yapılmakta, en az 1 senelik üye olan 18 yaşın üzerindeki Kulüp üyeleri seçimlerde oy kullanabilmekte. Her 2 yılda bir, noter huzurunda çekilen kura ile belirlenen 2.500 Kulüp üyesi, en kıdemli 600 üye ve Yönetim tarafından seçilen 60 üye bir Kongre çatısı altında biraraya gelerek, Kulübün İdari Organı’nı oluştururlar ve periyodik toplantılar ile Yıllık Olağan Genel Kurul Toplantısı’nı yaparak yönetimin icraatlerini denetlerler. Sözkonusu 3.160 Kulüp üyesinin en fazla %10’unun toplantılara katılmasının olağan karşılanmasıyla birlikte, toplantılara katılan üyeler Kulübü ilgilendiren tüm hususları aralarında tartışırlar ve gerektiğinde karar alınması için oylamaya başvururlar. Organizasyon şemasına gelince, Kulüp tüzüğüne göre Başkan, 3.160 üyeden oluşan Kulübün İdari Organı’na rapor etmekte ve 14 kişiden oluşan Yönetim Kurulu ile birlikte herhangi bir ücret almadan görev yapmaktaydı. Barca tarihi boyunca Yönetim Kurulu düzenli olarak toplanmakla birlikte, Yönetim Kurulu üyelerinin zamanlarının çok az kısmını Kulübü yönetmek için kullanması son derece doğal karşılanan bir davranışdı. Bu davranış kalıbının doğal bir sonucu olarak sorunlara kalıcı çözüm bulunmadan anlık aksiyonlarla gün kurtarılıyor, projeler ciddiyetle ele alınmıyor, Kulüp işleri Yönetim Kurulu üyelerinin tanıdıkları olan yetersiz profesyonellere teslim ediliyor, yıllık hedefler doğru olarak belirlenemiyor, konulan hedefler takip edilmiyor, başarılar karşısında ödül, başarısızlıklar karşısında ise ceza sistemi mevcut olmadığından, kimin ne yaptığı tespit edilemiyor, alınan yanlış kararlar neticesinde borçlar tavan yapıyor, karşılığında sportif başarı gelmiyor, üyeler içten içe bölünerek Kulüplerinden uzaklaşıyor ve bu kaos ortamı içerisinde Kulübü yönetmek imkansız bir hale geliyordu.
Bütün bu olumsuzlukların doğal bir sonucu olarak, yanlış iş planları neticesinde ortaya çıkan stratejik kararları, sonuçlarını fazlaca umursamadan uygulayan ve Kulübü finansal, sportif ve sosyal açıdan bir türlü başarılı bir konuma getiremeyen Başkan ve Yönetim Kurulları, ne yaparlarsa yapsınlar ibra olunmakta, denetim ve sorgulama fonksiyonlarını layikiyle yerine getirmeyen üyeler ise “her ne olursa olsun, gelenekler gereği” Olağan Genel Kurullarında ibra ettikleri yönetimleri ayakta alkışlayarak, hep beraber “mutlu ve umutlu” bir şekilde evlerinin yolunu tutmaktaydılar.
Elephant Blue Platformu Kulübün uzun zamandır etüd ettikleri ve endüstriyel futbolun gerçekleriyle uyuşmayan bu gayriciddi yönetim felsefesini rasyonel yönetim kalıplarıyla değiştirmek üzere dört elle sarılarak işlerine başladılar.
Elephant Blue Platformu İş Başında...
15 Haziran 2003’deki seçim sonrası hemen iş başı yapan, seçim öncesinin eski gölge kabinesi, sonrasının ise yeni Yönetim Kurulu aralarında daha önceden kararlaştırdıkları görev dağılımını hızla efektif hale getirecekler ve detay diagnostik bir çalışmayla 45 maddelik acil bir uygulama planını devreye sokacaklardı. Yapılan çalışmalar neticesinde Kulübün gerçek ekonomik durumu birkaç hafta içerisinde tespit edilecek ve gerçek zararın, bir önceki Yönetimi tarafından 72 milyon Euro olarak açıklanan resmi rakamdan da fazla, gösterilmeyen vergi ve bazı fonların maliyetleriyle, sözleşme imzalanan futbolcuların tazminatlarını da dikkate alınca 164 milyon Euro olduğu görülecekti.
Elephant Blue Platformu iş başına gelmeden önceki 2002-03 sezonunda Barca’nın gelirleri sadece 125 milyon Euro’da kalıyor, yanlış sporcu transferlerinin yoğun etkisiyle giderler 195 milyon Euro’ya ulaşıyor ve Kulüp 70 milyon Euro zarar ediyordu. Kulübün zarar etmeye devam etmemesi için, 30 Haziran 2003’de iş başına gelindiğinde 1. öncelikli hedef “sıfır bütçe açığı” olarak belirleniyor ve ne olursa olsun zarar edilmemesi önceliğinin sağlanması için Yönetim kendisine tam olarak 12 ay limit koyuyordu.
Acil Aksiyon Planı
Durum tespitinden sonra, Yönetim kendi kaynaklarından 25 milyon Euro’yu sıcak para olarak Kulübün kullanımına sunacak, bununla birlikte, Yönetim, Kulübü karlı çalışan bir hale sokan stratejik iş planını tüm detaylarıyla borçlu Bankalarla paylaşacak ve iş planına onları da inandırarak, Ağustos 2003’de Kulübün iştiraklerine yapacakları avans ödemesi olan 35 milyon Euro’yu Temmuz’da yapmaları sağlanacak ve böylelikle yeni Yönetim finansal darboğazın aşılması için gerekli nakit akımlarını yaratarak neredeyse çıkmaza girmiş olan ekonomik sistemi döndürmeye başlayacaktı.
Yeni organizasyonun beyni olan 5 kişilik anahtar ekip direktör pozisyonlarını doldurmak üzere işlerinden istifa edecek ve herhangi bir ücret almadan, tahminlerinden de kötü olan durumu tersine çevirerek ilk 1 yıllık büyük değişimi kurgulayabilmek ve yönetmek üzere için tüm mesailerini Barca’ya vereceklerdi.
Yeni yönetim, 3 bacağı olan bir uygulama planı geliştirerek; net hedefler ortaya koyacak; organizasyon yapısını değiştirecek ve korkusuzca agresif adımlar atarak değişimi an ve an gerçekleştireceklerdi. Kulübün yeniden kendi ayakları üzerinde durabilmesini sağlamak amacıyla kendilerine 12 aylık bir süre tanıyan yeni yönetim, yeni organizasyon modelinde ağırlıklı olarak eski yönetimlerin akraba ve tanıdıkları, ambiane bir tanımla “adamları” olan Kulübün tüm eski profesyonel yöneticilerinin görevlerine son verecek, belirlenen yeni organizasyon şemasını geçiş döneminde kendileri doldurarak, iş planlarının “şok fazı” adı verilen başlangıç döneminde 6 ayda organizasyonu ayağa kaldıracaktı. Seçilmiş yönetim her bir ana fonksiyon alanı için çalışma grupları oluşturuyor ve en ağır hasarın olduğu hayati öneme sahip finansal alanda en yoğun çalışmalarını gerçekleştiriyordu.
Yönetim Komitesi 9 kişiden oluşurken, ilk 1 ayda 7 tanesi işden çıkarılıyor, onların görevlerini yeni Yönetim Kurulu devralırken, departmanlar arası eğitim önem kazanıyordu. Geçiş döneminde organizasyonu yönetmek için iyi reputasyona sahip danışmanlar yönetici pozisyonları için işe alınırken, 1 yıl içerisinde üstün nitelikli yeni personel Barca profesyonelleri arasına katılıyordu. Elephant Blue Platformu yönetiminin Kulüpde bir devrim niteliği taşıyan reform projesinin en önemli kısımlarından biri personelin iyi profesyonellerden oluşması olarak ele alınırken, değişen bu durum kısa bir sürede finansal sonuçlara da yansıyor, Kulüp yeni kurulmuş gibi davranarak, spor kulübü yönetim bilgisi limitli olsa da profesyonel kariyerleri başarılı yeni personelin arasına katmaya devam ediyor ve bu yeni Ekibin yarattığı farklılığın etkisiyle, Kulüp daha ilk yıl operasyonel açıdan kara geçiyordu.
Ekonomik, Sportif ve Sosyal Alandaki Hedefler...
Yeni yönetim hedefini, uygulayacağı küresel marka stratejisiyle Barca’yı ekonomik anlamda başarılı bir Kulüp haline getirmek olarak belirliyor ve bu hedefe ulaşmak için ekonomik, sportif ve sosyal olmak üzere 3 ana fonksiyon alanı oluşturuyordu.
Ekonomik alanda, rekor yıllık zarar eden yüksek mali borca sahip Barca’da öncelikli hedef maliyetleri kısma, gelirleri artırma ve borçları uzun vadeye yayarak yeniden yapılandırmaolarak belirleniyor, bu hedefler için ayrı stratejik planlar ortaya konuluyor ve son tarihleri de belli olmak üzere iddalı bir program en ufak detayıyla çiziliyordu.
Sportif alanda yetkili teknik sekreterlik pozisyonu oluşturuluyor, teknik direktörün sekretere rapor etmesi kararlaştırılıyor ve finansal hedefler doğrultusunda sadece 1 yıldız alımı hedefleniyor, sportif başarı hedefi ise ilk yıl için 2. planda tutuluyor, İspanya Ligi’ni ilk 4 arasında bitirerek Şampiyonlar Ligi’ne katılma hakkını elde etmek tek başarı kriteri olarak belirleniyordu.
Sosyal alanda ise hedef, yoğun bir kutuplaşma yaşanan taraftar ve üyeler arasındaki ilişkiyi düzelterek bunları birbirlerine ve Kulübe entegre etmek olarak belirleniyor ve son yıllarda unutulmaya başlanmış Barca değerlerinin yeniden ön plana çıkarılması olarak amaçlanıyordu.
Son derece detaylı olarak hazırlanış ve saat gibi tıkır tıkır işleyen iş planı meyvelerini vermekde gecikmeyecek ve banka borçları 151 milyon Euro’luk bir sendikasyon kredisiyle 2010 yılına kadar yayılacaktı. “Sıfır” bütçe açığı hedefiyle, başta futbolcular olmak üzere sporcu sözleşmeleri, kendileriyle yeniden görüşülerek pazarlık edilecek ve neredeyse tamamının kabulüyle garantili ödeme yerine performans bazlı ödeme sistemine geçilecek ve böylelikle sporcu ücretlerinde %23’lük azalma sağlanacak, özellikle futbolun yönetiminde büyük önem taşıyan ücret/ciro rasyosu %88’den, önemli bir düşüşle ideal bir oran olan %50’ye indirilecekdi.
Haftalık raporlama ile giderler kuruşu kuruşuna takip edilecek, gelirleri artırmak için ise üye aidatları %40 oranında yükseltilecek, aidiyet duygusunu artırmak ve Barca’nın en önemli aktifi olarak öne çıkan üye unsurunu daha efektif olarak kullanmak üzere Kulübe 50.000 yeni üye kazandırılarak, üye sayısı 150.000’e çıkarılacaktı. 2006-07 sezonunda, her Kulüp üyesi Barca’nın bir parçası olma onuruna ulaşmak amacıyla yılda 142 Euro öderken, Barcelona şehri dışında yaşayan üyeler lokal üyeler kadar ekonomik avantajlara sahip olmamakla birlikte; bedava müze turu, maç günü biletlerini almakda öncelik, indirimli maç günü bileti alma gibi maddi, biraz uzakdan da olsa camianın bir parçası olma gibi manevi avantajlar elde ediyorlardı.
Sezonluk futbol kombine kartlarında daha ilk yıldan önemli oranda zam yapılacak, eski Yönetimlerin tanıdıklarına verilen bedava biletler bıçak gibi kesilecek, Kulüpde yıllardır beklenilen köklü ve olumlu değişimi fark eden üye ile taraftarlar ise bu tarihi dönemeçde kendi paylarına düşen rolü oynamak üzere 98.800 kişi kapasiteli Nou Camp’da doluluk oranını %100’e taşıyacaktı.
Bu arada Stadda 36 yeni loca inşa edilecek ve hemen satılacak, şimdiye kadar sadece futbol katedrali olan Nou Camp, firmalar için düzenlenen akşam yemekleri, toplantılar, galalar, havai fişek şovları ve futbolcuların hazır bulunduğu imza toplantıları gibi aktivitelerle haftanın 7 günü 24 saat durmadan çalışan ve para kazanan bir eğlence merkezi haline dönüşecekti. TV De Catalunya ile 5 yıllık, yıl başına 54 milyon Euro’luk yayın anlaşması yapılacak ve kısa süreye sığdırılan bu inanılmaz atılımla, gelirler 1. yılın sonunda %37 oranında artarak, Kulübün 1,5 milyon Euro operasyonel kara geçmesini sağlayacaktı.
Barca’da ekonomik açıdan büyük bir başarıyla sonuçlanan 1. reform yılı sırasında, camiada oluşan pozitif enerjiyle futbol takımının şansı ligin sonlarına doğru yaver gidiyor ve 2000 Avrupa Şampiyonasında Hollanda Milli Takımını çalıştırdıkdan sonra ilk önemli sınavı için Barca Yönetiminin tam desteğiyle ilk transfer olarak 5 yıllık sözleşmeyle takımın teknik direktörlüğüne getirilen sadece 41 yaşındaki Rijkaard liderliğinde sanki bir kolej takımıymış gibi birbirlerine kitlenen ve Nou Camp tribünlerinin yoğun desteğini alan tek yıldızı Ronaldinho’nun da önemli katkısıyla, futbol takımı 2003-04 sezonunu Real Madrid’in ardından 2. sırada bitirerek uzun yıllar sonra Şampiyonlar Ligi vizesi alınıyor, böylelikle sportif başarı hedefini tutturan Kulüp önemli bir gelir kalemine daha kavuşuyordu.
Reformlar 1. yıl sonrasında da Barca’da hız kesmeden devam ediyor, kriz yılını borcun yeniden yapılandırılması ve üyelerden yeni kaynak girişiyle bertaraf eden Kulüp, TV kanalı Canal Barca’yı kuruyor ve 25.000 öde-izle müşterisiyle ilk yıldan karlı bir hale getiriyordu. 2006’da TV sözleşmesinin son 2 yılı 210 milyon Euro’ya MediaPro’ya devredilecek, sonrasında ise yıllık 150 milyon Euro’ya 5 yıllık anlaşma yapılacaktı. Nike ile teknik sponsorluk için %50-50 JV kurulacak ve yıllık 30 milyon Euro gelir getiren bir hale getirilecekti.
Bu önemli ekonomik başarılar sportif alana da yansıyacak, 2003-2007 dönemine 2 lig Şampiyonluğu ve 1 Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu sığdırılacaktı.
Tüm bu başarılar Kulübün hiçbir aktifi satılmadan ortaya çıkıyor ve Barca Yönetimi, Nou Camp ile yanındaki 15.000 kapasiteli stada ek olarak, bir paten pisti, 8.000 kişilik kapalı spor salonu, genç oyuncular için yurtlar gibi varlıklarını elinde tutmayı başarırken, 300.000 m2’lik bir spor kompleksi yatırımını da gerçekleştirerek, 2006’da kullanıma açıyordu. Kusursuzca uygulanan doğru stratejilerle gelirlerin önemli ölçüde artışının etkisiyle, sportif başarılar sadece profesyonel futbol branşıyla sınırlı kalmayacak, Barca’nın diğer profesyonel branşları basketbol, hentbol ve hokeye de yansıyacak, bunları amatör branşlar olan voleybol, atletizm, rugby, beyzbol, buz pateni, bisiklet, salon futbolu ve bayan futbolunda ard arda kazanılan başarılar takip edecekti.
Yeniden Yapılanmanın Sonuçları...
Elephant Blue Platformu’nun iş başına gelerek köklü değişimi başlattıkları, 2003 Haziran’ında toplam 230 milyon Euro borç, 110 milyon Euro oyuncu ücreti (%88 ücret/ciro rasyosu), sadece 123 milyon Euro ciro, 164 milyon Euro gerçek zarar ve 1999-2003 arası “sıfır” kupa ile 2003 sezonunda lig 6.cılığından; sadece 4 yılda gelinen tabloda; ciro 290 milyon Euro’ya ulaşmış, dünya gelirler liginde 13.’lükden 3.’lüğe gelinmiş, %50’ye düşürülen ücret/ciro rasyosunun da olumlu etkisiyle bütçede hiçbir yıl açık verilmemiş, yeni borç alınmamış; ilk yıldan itibaren operasyonel karlılık sağlanmış; her gelir kaleminde 2 kattan fazla artış yaşanmış; bunlar yapılırken Kulübün hiçbir varlığı satılmamış ama yeni tesisleşme yatırımları yapılmış; taraftar ve üyeler arasında birlik sağlanmış, üye sayısı artmış ve “bir futbol kulübünden çok daha fazlası anlayışı” sadece sportif başarı endeksli anlayışın yerini almıştır.
İşte tüm bu önemli başarılar, son dönemlerde dünya kulüplerinde yaşanan değişimler içerisinde Barca’yı farklı bir konuma sokuyor ve mükemmel bir şekilde organize edilen değişim süreci Barca markasını küresel bazda değerli bir konuma taşıyarak, tüm spor kulüpleri için önemli bir gösterge ve rol modeli haline getiriyordu.
Kaynak: Deloitte, 2006/2007 Football Money League, Şubat 2008
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.