Her şeyi çok bilen,kimseyi beğenmeyen,mağrur sözde FB taraftarları sağda solda ilk fırsatta
kendi değerimiz,efsanemiz Rıdvan Dilmen'e hadlerini bilmeden saldırıp,çamur atıyorlar,hakaret
ediyorlar,yalanlarla yeni nesil genç taraftarları da zehirliyorlar.
Ayıp demek hafif kalır.Bunun adı tek kelime ile rezillik,nankörlüktür.
Şükür ki gerçeklerin farkında olan sözde değil özde,kişileri değil FENERBAHÇE'yi tutan
gerçek taraftarlar her şeyin farkında ve gereken cevabı her fırsatta veriyorlar,verecekler de.
En büyük FB Taraftar sitesi antu.com'da Yılın En İyi FB Gazetecisi Ödülünü de ezici çoğunlukla
alarak bu nankörlere gereken en güzel cevap verilmiştir.Kapağı yiyip,oturmuşlardır ama hala
yüzsüzce sağda solda atıp,tutmaya devam ediyorlar.
Bir de buradan nacizane gereken cevabı verelim.
Neymiş efendim Rıdvan 2 kere FB'de çalışmış,başarısız olmuş ve kaçmış gitmiş.
Neymiş efendim Başkan istediğin oyuncuyu al diye açık çek vermiş,O gitmiş dünya paraya Preko'yu almış,ama gene güvenilmiş Veselinoviç'le birlikte görev verilmiş ama gene kaçmış.
Neymiş efendim,8 senede 1 sezon top oynamış,sakatken bile halı sahada top oynamış ta
iyileşmeden maçlara çıkmış ta.
Bilmemne sanatçının peşinden koşmuş ta.
Gazetecilikte hep Fenerbahçe'yi eleştirmiş,gs ve bjk'nin avukatlığını yapmış v.s v.s.
FB'nin haklarını savunmamış falan filan.
Başkan'a açık mektup yazmış.Aragones'i eleştirmiş v.s.v.s.
8 senede 1 sezon doğru düzgün oynayan bir futbolcu nasıl efsane olurmuş ta.
Bunun gibi bir sürü gerçeklerden uzak,tamamen kin ve nefret üzerine kurulu at gözlüğü ile
yazılan yalan yanlış hezeyanlar bunlar.
Meydan boş değil.Gerekli cevapları verelim bakalım.
En başta şu yalanı düzelterek başlayalım ;
Neymiş efendim Başkan istediğin oyuncuyu al diye açık çek vermiş,O gitmiş dünya paraya Preko'yu almış,ama gene güvenilmiş Veselinoviç'le birlikte görev verilmiş ama gene kaçmış.
Birincisi Rıdvan-Veselinoviç ikilisi Rıdvan'ın tam yetkili göreve gelişinden önce çalışmıştır.
Aşağıda ayrıntılı anlatacağım gibi 8 Şubat 1997'de Ali Şen Lazaroni'yi gönderip 21.haftada
Rıdvan Menajer-Veselinoviç Antrenör ikilisini göreve getirmiştir.
Preko'yu da aldığı tam yetkili göreve ise Aziz Yıldırım tarafından 1999-2000
sezonu başında getirilmiştir.
İşte amaç sallamak olunca böyle bilip bilmeden yalan atılıyor.
Şimdi gelelim şu meşhur ağızlara sakız olan Preko'yu aldırdı hikayesine.
O dönem yaptığı transferlere bakalım bir.
1999-2000 Sezonu Transferleri :
Alpay,Sergen (Siirt Jetpa - Kiralık),Johnson,Preko (G.Antepspor)
S.Oulare (Genk),Engin İpekoğlu (Ç.Dardanelspor),Tufan Apaydın (İzmirspor),
Semih Şentürk (İzmir Özçamdibispor),Fahri Tatan (Pazarspor)
Baliç (Real Madrit'e satıldı.)
Evet şu isimlere bakın.Hepsi o dönemin en iyi isimleri.S.Oulare o yılın Belçika Gol Kralı
ve şimdinin Guiza'sı gibi şartlara göre alınabilecek en iyi isimdi.
Ne yazık ki Rıdvan'ın kendi hayatından da biliyoruz bahtsızlığını,sakatlıklar belini büktü.
Oulare de daha önce Pingel olayındaki gibi şanssız sakatlıklarla verimli olamamış 11 maçta
5 golle sezonu kapatmıştır.
Aldırdığı isimler arasında Semih Şentürk'e dikkat çekerim.
Gelelim Preko'ya;elinde Boliç ve Moldovan gibi 2 iyi santrfor varken,Oulare'yi aldırmış,
deplasmanlarda kontraatak oynamak,iç sahada da skor üstünlüğünü ele geçirdikten sonra
rakip açılınca defansın arkasına atılan uzun toplara koşup değerlendirmesi için Preko'yu
aldırmıştır.Kendi açıklamasıdır bu.Ve öyle sallandığı gibi çok paraya değil,asıl çok para verdiğimiz
Johnson transferinin yanında az paraya alınmıştır.(İkisi 5,5m.dolar bonservis - Johnson daha fazla) Ve Preko sakatlık sorunlarına rağmen sezonu 23 maçta 7 golle kapatmıştır.
Boliç 21 maçta 11 gol atmıştır.
Şimdiki kadroda var mı öyle süratli bir adam sorarım ? 3 golle tokat atan Kayserili Aghahowa
dan bir farkı yoktur o zamanın Preko'sunun.Kaldı ki Preko kariyeri belli bir adamdı.
Anderlecht'te 3 Şampiyonluk yaşayıp,Avrupa Kupalarında kendini göstererek gelmişti Türkiye'ye.Yani Preko hikayesi saçmalıktan başka bir şey değil.
Peki Rıdvan'ın aldırdığı diğer oyunculara Johson'a falan niye bir şey denilmiyor.
Hani şu bir sonraki yıl M.Denizli'nin 80 m.dolar harcatarak Şampiyon yaptığı ve kadroda
Johnson'u istemediği ve O Johnson'un o tükürdüğünü yalatarak sayesinde Şampiyonluk
yaşadığı M.Denizli direktörlüğü de hatırlayalım.
2 kere çalışmış başarısız olmuş kaçmış gitmiş olayına gelelim.
İlk gelişlerini yazdık yukarıda.Bir daha yazalım.
8 Şubat 1997'de Lazaroni'nin gönderilmesi ile Ali Şen tarafından Teknik Menajer,Veselinoviç
Antrenör,İsmail Kartal yardımcı Anterenör olarak göreve gelmişlerdir.
9 Şubat'ta 21.Hafta maçında gs'yi 3-2 yendik.(Okocha,Boliç 2)
22.Hafta Beşiktaş - Fenerbahçe 1-0
23.Hafta Fenerbahçe- Zeytinburnuspor 4-1 (Uche 2,Saffet,Boliç)
24.Hafta Antalyaspor - Fenerbahçe 0-5 (Tayfun,Boliç,Okocha 3)
25.Hafta Fenerbahçe - Ankaragücü 1-1 (Okocha)
26.Hafta Bursaspor - Fenerbahçe 0-1 (Okocha)
27.Hafta Fenerbahçe - Vanspor 5-0 (Boliç,Saffet,H.İbrahim,Okocha,Kostadinov)
28.Hafta Trabzonspor - Fenerbahçe 4-3 (Boliç,Kostadinov 2)
29.Hafta Fenerbahçe - Kocaelispor 0-0
30.Hafta Fenerbahçe - İstanbulspor 3-0 (Uche,Erol,Boliç)
31.Hafta Sarıyer - Fenerbahçe 1-4 (Uche,Okocha,Saffet 2)
32.Hafta Fenerbahçe - Ç.Dardanelspor 4-0 (Boliç,Uche,Okocha 2)
33.Hafta G.Birliği - Fenerbahçe 4-1 (Boliç)
34.Hafta Fenerbahçe - Denizlispor 7-0 (Tayfun,Kemalettin,Tarık,Boliç,Saffet 3)
Son 14 maçta 9g,2b,3m, 41a,14y.29 puan.
Lazaroni 20m 13g,5b,2m 38a,21y 44 puan.
Sezonu 22g,7b,5m 79a,35y 73 puanla 3.tamamladık.
gs 25g,7b,2m 90a,30y 82p.ile 1.bjk 74p.ile 2.oldu.
Son 14 maçta sihirli değnek mi vardı ellerinde ,ne yapacaklardı ?
Ona rağmen 4-3'lük Trabzon ve o dönemler belalımız G.Birlğine 4-1 yenilmemiz
ile en azından 2.ligten olduk.Şampiyonluk treni zaten tıpkı şimdiki gibi Lazaroni döneminde
kaçmıştı.Devirin de gs'nin Ulusoy koruması altında proje takım statüsünde olduğunu
hatırlatmaya gerek varmı ?
Gelelim tam yetkiyle geldiği 1999-2000 sezonuna.
Aziz Yıldırım 1997-1998 sezon sonunda göreve gelmiş,Löw denemesinden sonra
gs'deki Fatih Terim Modelini ,1998-1999 sezonunda 0 (Sıfır) puanla aldığı Vanspor'u 2.ligte
Şampiyon yaparak 1.lige çıkaran Rıdvan Dilmen'i göreve getirmiştir.
Yapılan transferleri yukarıda yazdım.İlk geldiği günden itibaren kendisini henüz o göreve
yakıştıramayan başta eski futbolcu gazetecilerin - Engin Verel başta,o dönem Başkan ile
arası iyiydi. - ve her zaman FB'yi yönetmek istemiş ve yönetmiş Kemal Belgin gibilerinin
başını çektiği gazeteci grup.Kemal Belgin o dönem Aziz Yıldırım'ın yanında ve Kadıköy Grubunun
önde gelenlerinden olarak seçimi kendisinin kazandırdığını da hep söyler ve FB Gazetesinin
Genel Yayın Yönetmenidir.Şimdiki Alattin Metin konumunda.
Aziz Yıldırım o zamanlar Başkanlıkta yeni ve şimdiki gibi güçlü değil,gerek tribünlerde
GFB'ye deseği gerek şimdilerde savaş açtığı,düşman olduğu medya ile eski düzende devam
eden konumda.Kemal Belgin,FB Gazetesinde başarısız olunca Aziz Yıldırım kendisini kovar
ve ondan sonra şimdiki Kemal Belgin nefreti başlar.
Neyse konuya dönelim.Aziz Yıldırım ,Rıdvan'ı göreve getirdi ama Ali Şen'in gölgesi üstünde
ve arkasında sağlam duramıyor ve takıma karışıyordu.
Sezona Moldovan,Oulare,Preko,Kemalettin ve ayağı Samsun'lu Vural tarafından kırılan Metin
Diyadin'in sakatlıklarından yoksun olarak başladı.
Daha 2.haftada Kocaeli beraberliği ile acımasız klasik saldırılar başladı.
2.Hafta
Fenerbahçe - Kocaelispor 1-1
Sergen
http://www.turkfutbolu.net/fenerbahce/1999-00/1999-00fbhafta2.html
Oğuz Sarvan Alpay'a yapılan penaltıyı vermedi.
Kemalaettin,M.Diyadin,Oulare,Moldovan ve Preko sakattı,yoktu.
5.hafta Antep 0-0 beraberliği ile saldırılar iyice kişiselleşmiş ,şimdilerde
bir kısım sözde taraftarın linç ayinleri gibi medya linç ayinine başlamıştı.
Aziz Yıldırım ise ne yazık ki kendi koltuğunu düşünerek arkasında durmuyordu Rıdvan'ın.
Rıdvan kendisi üstünden FB'nin daha fazla yıpranmaması ve iyi niyetle kendisini savunmayan
Aziz Yıldırım'ı düşünerek hafta içi MTK maçına çıkmadan daha istifa kararını vermişti.
Turu geçsek dahi istifa edecekti zaten.Şimdilerde Ertuğrul Sağlam'ın aynen kendisine sahip
çıkmayan Demirören için kendini feda ettiği gibiAziz Yıldırım için kendini feda etmiştir.
MTK maçında Rüştü'nün 40 metreden içeriği aldığı top ve 4 dk.sonra 2.yi (56-60) yediği maç
ve bu maçta 1 golümüz sayılmamış (Sergen ile ofsayt diye),2 Boliç,1 Moldovan'ın topları direkten
dönünce makus şanssız talihi devam etmişti.En kötüsü de maçtan önce soyunma odasına inen
Aziz Yıldırım'ın Ogün'ü yedek görünce ''Elenirsek bu senin sonun olur'' sözlerinden istifa kararının ne kadar isabetli olduğunu anlamıştı ve Aziz Yıldırım'ın önünü açmıştı.
Peki O Aziz Yıldırım ne yaptı ? Aynen şimdi Aragones'i getirdiği gibi daha takımı görmeden
uçakta ben 4-3-3 oynatacağım diyen Zeman looser'ını getirdi ve tarihimizde Pendik utancını
yaşattı bizlere.Sonrasında da Turhan Sofuoğlu derbilerde maç kaybetmeyerek biraz olsun
zevairi kurtardı.Bizim Rıdvan düşmanı linçci tayfa bu sezonun faturasını da Aziz Yıldırım'a keseceğine her zaman Rıdvan'a keser..
Gördünüz mü kim kaçmış,başarısız olmuş çok bilmişler ?
İşte Rıdvan'ın FB macerası böyledir.Bir kez 14 maç ve bir kez de 5+2 =7 maç.
Ortada başarısızlık ve kaçma gibi bir şey görmüyorum.
Olsa olsa Aziz Yıldırım'ın kendi koltuğu uğruna kendisine sahip çıkmaması vardır.
Takım başarısız olunca en kolay kim gider ? Tabii ki Hoca.
Ki ortada başarısızlık falan görmüyorum.O sezonu Rıdvan tamamlasaydı Şampiyon kim görürdük.
Gelelim Zico için mektup yazması olayına.
Rıdvan ,Zico'yu her zaman Süperlig için eleştirmiştir.Avrupa için bir şey dememiştir.
Süperlig'te de sonucu gördük.Bir önceki sezon 70 puanla sidik zoruyla gelen bir Şampiyonluk
ve bu Şampiyonluk obsiyonu ile (1+1) 2.sezonu çalışması ve Süperlig'te Başkan'ın ''Yürüye
yürüye Şampiyon olmalıydık'' diyerek Rıdvan'ın mektubunu da eleştirilerini de haklı çıkarması.
Başka cevaba gerek var mı ? Putlaştırdığınız Aziz Yıldırım zaten Rıdvan'a hak vermiş.
Zaten Aziz Yıldırım ,Scolari olmayınca Zico'yu getirmeye mecbur kaldığını şu 2 resimde ispatlıyor.Zico ile imza töreninde yok,Aragones'te var.
Arthur Zico Sözleşmesini İmzaladı
06 Temmuz 2006 Perşembe
Aragones imzayı attı
05 Temmuz 2008 Cumartesi
Her şey ortada değil mi ?
Gelelim Rıdvan'ın sakatlıklarına ve 8 sezonda 1 sezon oynadı hikayesine.
Rıdvan fiziği gereği çabuk sakatlanan bir futbolcuydu.Çok ağır sakatlıklar geçirmiştir.
Yesiç kasapının acımasız tekmesi ile 1 yıl top oynayamamıştır.Sonra gs'li kazma Yusuf'un
darbesi omuz sakatlığ ve diz sakatlıkları.
Evet Rıdvan antrenman yapmayı sevmeyen bir futbolcuydu,yeterli güçlendirme yapmamıştır
doğru olabilir ama en büyük hatası 6 Ay varken dönüşüne gerek yönetim ve camiadan gelen
baskılar,gerek kendisinin de bir an önce formasına kavuşma isteği ile 3 Ay içinde sahalara
dönmüş ve yeniden sakatlanmıştır.Ama her seferinde FB forması ile sahada sakatlanmıştır
halı sahada falan değil.Yalanın bu kadarına da pes.
Rıdvan bu konuda bir anektotta anlatmıştır.Hastanede yatarken,Deniz Baykal bir başkasını
ziyarete geliyor İstanbul da bir hastaneye ve Rıdvan'ı da gelmişken,ziyaret ediyor.
Ertesi gün Ankara da gs ile Başbakanlık Maçı var ve Rıdvan da baskılara dayanamayıp gene
sahada ve golünü de atıyor,3-2 kazanıyoruz ve Deniz Baykal da tirbünde ve Rıdvan'ı görünce
şok oluyor,bu adam daha dün hastanedeydi nsıl oluyor bu diye.
Özel hayatında da her dönem futbolcu - sanatçı hatun muhabbetleri olmuştur.
Bu kimseyi ilgilendirmez.Doğru,yanlış.
Rıdvan zaten şimdi ki genç futbolculara kendisi gibi yaşamamalarını hep söylemiştir.
Antrenörlük kariyerine gelince;
1998-1999 Sezonunda sezon içerisinde 0 (Sıfır) punla aldığı Vanspor'u Şampiyon yaparak
1.olarak lige çıkarmıştır.
Fenerbahçe kariyerini anlattım.
20 Ocak 2001-31.Mayıs 2001 Konyaspor da çalışmış.
Yarım sezon da hangi hoca başarılı olmuşsa o kadar başarılı olmuştur.
Sonra Mart 2001'de Altay'a gelmiş 3 Aylığına.Play off'ta son anda Süperlig biletini kaçırmıştır.
2001-2002'de Adanaspor da çalışmış.Löw bile başarılı olamadı orada.
06.10.2003 - 31.05.2005'de sezon içerisinde başladığı Karşıyaka da 1,5 yıl çalışmış
yıllardır KSK zaten başarısız ve olmamıştır.
Antrenörlük kariyerine yeni başlayan bir kişi için bunlar normal şeyler.
Yılların Yılmaz Vural'ı bile kaç takım düşürmüş ve gene iş bulmuştur.
Artı büyük takımlarda çalışan hangi hoca hangi Anadolu takımında başarılı olmuştur ?
Bu denemelerden sonra her sezon çok sayıda teklif gelmesine rağmen,her bakımdan
yeterli bir takım almadan çalışmayacağını söylemiş ve yorumculuğa devam etmiştir ama
gönlü her zaman sahada Antrenörlük yapmaktan yanadır.
Kısa zamanda gene yapacaktır.
Yorumculukta FB'yi eleştirip,gs ve bjk'yi kolladığına gelince;
bu çok komik ve haksız bir eleştiri.Arkadaşlar at gözlüğü ile baktıkları için işlerine gelen
konuşmalarını alıyorlar.Hepsini eleştiriyor.Kalli'yi de çok eleştirmiştir.
FB'li kimliği yüzünden rakipleri eleştirirken tabii ki daha dikkatli olacaktır.
Bizimkiler ondan Selçuk Yula ve Hasan Ali gibi eleştiri bekliyorlar.Bu mümkün mü ?
Rıdvan orada tüm takımlara yorum yapıyor ama FB'li olduğu için,kötü sonuçlarda bizim gibi
içi acıdığı için üzüntüsünden bazen kantarın topuzunu kaçırıyor.
FB'nin haklarını savunan Selçuk Yula var ve Fenerium bayiliğini de aldı zaten.
Şimdilerde Rıdvan'ın Teknik Menajerliği lafları geçiyor.
Ben kendisini çok yakından tanıyan ve seven biri olarak
SAKIN HA ABİ diyorum SAKIN.
Biliyorum FB'yi çok sevdiği için her göreve hazırım falan dediği söyleniyor.
Dilerim böyle bir teklif gelirse KABUL ETMESİN.
Çünkü AZİZ YILDIRIM ile asla çalışılmaz.İlerde Aziz Yıldırım gidince olabilir.
Son söz ;Rıdvan nasıl Efsane olur diyenlere;
FB'ye çoğu kendi ismini taşıyan yüzlerce yeni taraftar kazandırmış bir isme laf söylerken
insanlar biraz düşünecek.
RIDVAN AZİZBAHÇE'NİN EFSANESİ olmayabilir ama
HER ZAMAN FENERBAHÇE'NİN EFSANESİDİR.
NOT:Şimdi baktım resmi siteye yönetim kurulu toplantısı bitmiş ve
Allahtan böyle bir teklif ve görevlendirme yapılmamış.
Rahatladım.
Ancak her zaman olduğu gibi HİÇ BİR ŞEYde yapılmamış.
Kafayı kuma gömün bakalım nereye kadar ?
Bir sonraki yenilgiye kadar.
Rakipler en azından bir şeyler yapıyor.Hoca değiştiriyor,yardımcı
atrenörleri değiştiriyor.Kısacası çare için,çözüm içi bir şeyler yapıyor.
Bizimkiler 6 maçta 4 mağlubiyetten gayet memnunlar ki hiç bir şey
yapmıyorlar.
Ne diyelim ? PADİŞAHIM ÇOK YAŞA !!!!!!!!!!
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.