77. dakikada ceza alanın dışından serbest vuruş kullanan Dos Santos'un kaleye gönderdiği topa kaleci Özden'in müdahalesi yeterli olmadı ve meşin yuvarlak kalecinin üzerinden filelere gitti: 1-0
86. dakikada Güiza'nın pasıyla ceza alanı içinde topla buluşan Gökhan Ünal'ın vuruşunda meşin yuvarlak auta doğru giderken, sağ çaprazda Semih'in çevirdiği topu Güiza altıpasta bomboş durumda bulunan Özer'e gönderdi. Özer de topu boş kaleye atarak takımını 2-1 öne geçirdi.
90. dakikada Deniz'in sağdan ortasında, ceza alanında kaleciyle karşı karşıya kalan Gökhan Ünal'ın, gelişine vuruşunda kaleci Özden'den dönen topu önünde bulan Güiza, meşin yuvarlağı filelere göndererek farkı ikiye çıkardı: 3-1
ZEMİN KÖTÜ
Bir süre önce bakıma alınan Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nın zemininin durumunun kötü olduğu görüldü. Stat görevlileri sahanın yağmur suyu toplayan bölgelerindeki su yoğunluğunu azaltmak için hummalı bir çalışma yürüttü. Görevliler ellerindeki metal araçlarla saha içinde delikler açarak, yüzeydeki suyun azalması için çalıştılar.
-NOTLAR-
-İki takım futbolcuları da sahaya ''Teşekkürler Digitürk'' yazılı pankartla çıktı.
-Turkcell Süper Lig'de 2009-2010 sezonunun ikinci yarısı Fenerbahçe ile Denizlispor arasında yapılan mücadeleyle başladı.
-Taraftarlar maraton üst tribünde, Gökhan Ünal'ın transferiyle takımda gol kralı unvanlı futbolcu sayısının artmasına atıfta bulunarak, ''Krallar ordusu'' yazılı pankart açtı.
-Türk Telekom kale arkası üst tribündeki taraftarlar, seremoni sırasında ''Tek büyükten TEKEL'e selam'' yazılı pankart açtı.
-Taraftarların isteğine yanıt veren futbolcular, maç öncesi tribünlere doğru giderek seyircileri selamladı.
Kırılma Noktası
86. dakika
Fenerbahçe, golü zor bulmuş, üzerine yatmaya hazırlanıyordu ki Youla çıktı ortaya. Güzel bir gol atıp, maçı kilitledi. Ama Semih’in çizgiden çıkardığı ve Güiza’nın ortaya çevirdiği top gol olunca maç da yine lehine döndü. Özer bu anı değerlendirdi ve maçı geri aldı.
Maçın Adamı
DANİEL GÜİZA
Bataklık halindeki sahada futbolcular şaşkınlık yaşıyordu. Üstelik, attığının ardından gelen Youla’nın golü, Fenerbahçe’yi son sekiz dakikaya hapsetmişti. Bu umutsuz durumda Güiza akıl dolu iki hareket yapıp maçı kazandı.
Birincisi üst üste attığı iki olumlu gol pası, ikincisi de yakaladığı fırsat golüydü. Maçın adamlığını Özden’in elinden söküp aldı.
Pas: 26
İsabetli pas: 16
Top çalma: 4
Top kaybetme: 12
Orta: 2
İsabetli orta: 2
Yaptığı faul: -
Yapılan faul: 1
Topla buluşma: 34
Yerinde oturamadı!
Başkan Aziz Yıldırım doksan dakika boyunca adeta yerinde oturamadı. Takımının kaçırdığı her gol fırsatından sonra ayaklarını yere vuran Yıldırım’ın Dos Santos’un golünden sonra yaşadığı sevinç görülmeye değerdi. Beraberliğin gelmesiyle yüzü düşen Yıldırım, Fenerbahçe’nin tekrar öne geçmesinin mutluluğunu da yönetici arkadaşlarıyla doyasıya yaşadı.
********************
1-Galibiyetle hem de istediğimiz mücadele,hırs,azim göstererek kazanmak güzel.
Uzun süre sonra ben de internet'ten izledim.Yani futbolcular gibi aynı azim ve istek bende de oluştu.
2-En başta bu zeminde güzel futbol beklemek mümkün değil.
Maç öncesi sahanın zemininin bu kadar kötü olduğunu düşünemediğim için artık sidik zoru ile
galibiyet değil iyi futbolla galibiyet ve farklı galibiyet bekliyorum demiştim.
Ama zemin hem yapılan çalışmalardan hem de hava şartlarından dolayı temelli kötüleşmiş.
Rıdvan Hoca'nın Başkan'dan naklettiğine göre ancak Mart sonunda düzelebilecekmiş.
O zamana kadar yandık demektir.
O yüzden ilk yarı bittikten sonra zeminin fikstür avantajını bile götürecek bir handikap olduğunu,
bu nedenle mutlaka bir şeyler yapılması gerektiğini ve transferin şart olduğunu söylemiştim.
Allah var,yönetim geçte olsa zemin içinde çalışmalara başladı ve Gökhan Ünal transferini yaptı.
Ama hala yaratıcı,çabuk,adam eksilten kanat oyuncusu eksiği var.
Neyse.
Dediğim gibi bu zemin Denizlispor için avantaj oluşturdu.
Erken gol lazım demiştim,gelmeyince de her geçen zaman rakibin direncini arttırdı.
Takımda mücadele,hırs,istek yani bizim ''ısıran,öpen takım '' vardı ama üretkenlik yoktu.
Ne yazık ki Guiza ve Semih iyi niyetli mücadele etmelerine rağmen gol yollarında verimsizler.
Guiza ilk yarıda karşı karşıya o golü atsaydı bu kadar sıkıntı çekmezdik.
Hal böyleyken Daum niye Gökhan'ı almak için 75.dk.ya kadar bekledi inanılır gibi değil.
Evet Bekir - Gökhan değişikliği doğru ama çok geç hocam çok geç.
Lütfen yani.
Gökhan girdi ve golde pay sahibi oldu.Bu kadar basit.
Guiza 1 gol ,1 asist yapmasına rağmen fikrim değişmez,bu takımın santrforu değil.
Başkan koltukta heyecandan ölecekti,gollerde çok sevindi,3.golden sonra sanırım içeri gitti.
E Başkan bu adama 14-12 m.euro'lar veriliyor madem niye satıp,Makakula tarzında bir adam
almıyorsun.Ondan sonra hop oturup hop kalkıyorsun öyle.
Semih top indirme,stoperle boğuşma,duvar olma gibi santrfor özelliklerini yapabiliyor ama
fiziği yetersiz ve gol konusunda da eksik.Hayvan gibi bir adam ve golcü almak bu imkanlarla
çok mu zor ?
Semih demişken,Daum'un 11'de başlatması önemli bir jest ve mesaj ama ben gene de Gökhan Ünal'ın
başlamasını tercih ederdim.Çünkü bir an önce intibak ve gol atıp olaya dahil olmalı.
Hatta O 3.golü Onun atmasını isterdim.Ya iyi vuracaktı,ya da basıp golü atacaktı.
Guiza attı ve kredi kazandı.Piyango yanlış adama vurdu yani.
Emre'nin 2.yarıda oynadığı ileride basan futbolu önemliydi.
Özer sakat demişlerdi ama değilmiş.11'de başlamayı bekliyordum dedi.
Ağır sahada zorlanırdı aslında ama maçın kaderini değiştiren adam oldu.
Sevincini taraftarla paylaşarak,kendisine destek verdikleri için böyle bir
davranış sergilemesi de güzeldi.
Defansın hali içler acısı ve ürpertici açıkcası.
Demiştim maç öncesi Bilica ve Lugano Antalya maçında kaldılarsa işimiz zor diye.
Rakip fazla atak yapamamasına rağmen bile çok zorlandılar ve Youla cenabeti girer girmez
ilk topta Bilica gene sıçtı ve yedirdi golü.
Bu Bilica ne iş anladım.Tamam Rambo gibi sert,basıyor,mücadele ediyor ama attığı her pas
rakibe,tek hamleli ve buna rağmen riskli oynuyor.
Lugano da aynı.Buradaki oyuncunun biri çabuk,teknik,dengeli bir süpürücü Libero,Stoper olmalıydı.
Defansın arkasına ve araya atılan her top gol yahu.
Ciddi sıkıntı bu.
Fener'in maç kazanması için en az 2 gol atması lazım her maç.
Rakibin 1 gol pozisyonu var ve Gol.Ki ilk buluştuğu topta.
Elde bu sıkıntıyı giderecek Stoperde yok.
Tek çare orta sahadaki Emre ve Christian,Selçuk'un iyi basıp arkaya ve araya top attırmamaları
ve kaleci Volkan'ın libero gibi erken çıkıp önlemesi.
Lugano ve Bilica'ya kalırsak yandık.
Geriye çekilerek alan bırakmadan markaj,savunma yaparsak o zaman nispeten daha iyi olur savunma.
E bunu ancak Avrupa da ve deplasmanda derbi maçlarda yapabilirsin,diğer maçlarda ileri,tempolu
oynamamız lazım.
Sezon sonunda çabuk bir tecrübeli yabancı Stoper,Libero şart.
Gelelim gördüğümüz aptalca kartlara.
Bir kere futbol izlediğimden beri en nefret ettiğim ve gıcık olduğum şey,hiç bir pozisyon ve tehlike
yokken,rakip taç çizgisinde sırıtı dönükken gidip arkadan aptalca,dangalakca,salakça faul yaparak
duran top kazandırmaktır.
Bugün bunu sık sık yaptık ve hem de bilerek ,aptalca sarı kart görerek yaptık.
Hem de sarı kart sınırındayken ve en zorlu deplasman maçı öncesi.
Lugano,Christian ve A.Santos'un yaptıkları fauller bilerek ve aptalca yapılan faul ve görülen kartlardır.
Böyle bir şey yok.Buna hakları yok.
100 bin dolar para cezası ve bunları Sivas'a götürmek gerekir.
Emre'nin gördüğü kart külliyen yanlış zaten.
Bünyamin Gezer ilk yarıda Semih'in net gol pozisyonu olacakken topu taban ile aldı diye
faul vermesi akıllara zarar bir karardı.
Emre'ye gösterdiğ kart yanlış.3 oldu falan diyor da rakip futbolculara aynı şeyi yapmıyor.
Semih'e Burak'ın arkadan kucaklayarak indirmesinde penaltı itiralarımız vardı.
Yardımcı hakemler ofsaytlarda haklıydı.
Tribünler beklediğim gibiydi.Seyirci pardon müşteri azdı.
Neticede ligin ikinci yarısı böyle zor geçecek.
Haftaya Sivas'ta 4 eksik var ama Alex dönüyor yeter.
Bugün Alex olsaydı kilidi önceden açardı.
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.