Bosna Hersekin hocası, Fatih Terim yönetimindeki Milli Takımımızı ikinci kez dize getirdi. Blazevic ilk olarak Euro 96’da Hırvatistan’ın başında Türkiye'yi grup maçlarında yenerken, 2010 Dünya Kupası elemelerinde de saf dışı bıraktı
Terim’in sert mizacına karşılık o, şakacı olarak tanınıyor.İsviçre’de, Bosna’da ve Hırvatistan’da orta sınıf bir sürü takımda başarısız olmuş, işsiz kaldığında sunuculuk da, muhabirlik de yapmış. Reklâmlarda samuray kılıcı bile sallamış
Blazevic’in futbolculuğunu kimse hatırlamıyor, Terim’se G.Saray’ın efsane kaptanları arasındaki yerini almış. Tabii ki o milli takıma da hiç girememiş, Türk meslektaşı 51 kez ulusal formayı taşırken... Terim’in sert mizacına karşılık, o, şakacı ve hazırcevap olarak tanınıyor.
İsviçre'de, Bosna’da ve Hırvatisan’da orta sınıf bir sürü takımda başarısız olmuş, işsiz kaldığında sunuculuk da, muhabirlik de yapmış. Reklâmlarda samuray kılıcı bile sallamış. Terim’se medyada par alarak çalışmamasını bir övünç vesikası kabul etmiş.
“Prosinecki büyü futbolcu olursa diplomamı yiyeceğim” gibi bir gafı var, ama o hikaye de Terim’in Ceyhun’u G.Saray’dan gönderip, 32 yaşında milli takıma almasına benziyor. Milliyetçi tanınıyor, Terim-Ağar ilişkisini andıran siyasi temasları da olmuş, Hırvatistan Devlet Başkanı ile dostluğu ona D.Zagreb kulübü başkanlığını getirmiş.
Terim’in parmağı koptuğunda onun iyileşmesi için bütün kent seferber olurken, Blazevic prostat kanseriyle Avusturya’da bir sağlık enstitüsünde savaşmış... Terim ülkesinde İmparator muamelesi görürken, o Fransa’da tutuklanıp iki hafta hapis bile yatmış! Ama bütün bunların sonunda bir küçük ülkeyi, küçük imkânlarıyla Dünya Kupası’nın kapısına getirmeyi de başarmış. Kaybede kaybede kazanmayı öğrenmiş Blazevic...
***
Blazevic, 1934 (1935, belki de 1937) Yugoslavya doğumlu... Hiç kimse onun doğum tarihini tam olarak bilmiyor, kendisi de o günkü ruh haline göre yaşına karar veriyor! Boşnak-Hırvat bir aileden geliyor, kendi deyimiyle “vasat” futbol kariyerine 1968’de İsviçre’de son verip, Vevey’de antrenörlüğe başlıyor. 1982’de D.Zagreb’in 24 yıllık şampiyonluk hasretine son veriyor, 84’te kovuluyor, sonra da Hırvat milliyetçisi olarak tutuklanmak üzere olduğunu iddia edip ülkeyi terk ediyor. 7 yıl İsviçre - Yunanistan ve Yugoslavya’da çalıştıktan sonra kısa bir Nantes macerası da oluyor Blazevic’in... Ama o hikaye de Marsilya şike skandalına karışıp hapse girmesiyle neticeleniyor!
Terim’le ilk kesişme
1993-94 yıllarında Terim’le kaderleri ilk kez birleşiyor. Blazevic nihayet Hırvatistan teknik direktörlüğüne ulaşırken, genç Terim de Piontek’in ardından ay-yıldızlıların patronu oluyor.
Aynı eşofmanı iki gün üste üste giymeyecek kadar özenli Terim’le, beyaz fuları ve karizmasıyla dikkat çeken Blazevic, milli takımlarını Euro 96’ya taşımayı başarıyorlar. İkisi de milliyetçiliğiyle tanınan iki hocanın etkisindeki takımlardan sevinen Hırvatlar oluyor. Bize golü atan Vlaovic, “Türklere attığım bu golü dedem görseydi benimle gurur duyardı” demeyi de ihmal etmiyor.
2010 elemeleri öncesi Bosna kabuk değiştirmiş, 13 önemli oyuncuyla yollar ayrılmış. Blazevic, Terim’le ikinci kesişmesinde özellikle Zenica’daki maçtaki iyi oyunla bir kez daha meslektaşını alt etmiş.
Şimdi savaş sonrası yaralarını sarma uğraşındaki Bosna-Hersek, tarihinde ilk kez bir büyük turnuvanın eşiğinde... Ve 72 (ya da 75) yaşındaki gururlu Blazevic, prostat kanserini bile yendikten sonra dünyada yenemeyeceği hiçbir şey olmadığını düşünüyor. Bizim de kalbimiz Afrika yolunda kardeş Bosna ile atıyor.
Uğur Meleke - Milliyet
*************
Çok güzel yazmış Uğur Meleke.
Buraya almadan geçemedim.Blazeviç beğendiğim bir hocadır ayrıca.
Mağrur,Megolaman,Kibirli,İmparatore (!)'ye ders vermesi de yüreğimi ısıtmadı değil.
Play Off'larda gönlüm Bosna'dan yana.Umarım iyi kura çekerler ve Dünya Kupasına
giderler,tarihe geçerler.
İyi örtünsün,bir yerleri fena açık kalmış ......
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.