Fenerbahçe Futbol Takımı 2009-2010 İlk Yarı Değerlendirmesi !!!

 

 

 

3 KUPA'DA DA LİDER BİTİRDİK !!!!!!!!!

TURKCELL SÜPERLİG

UEFA AVRUPA LİGİ

ZİRAAT TÜRKİYE KUPASI

İSTATİSTİKLER !!!!!!!!

 

 

 

  

İKİNCİ YARI FİKSTÜRÜ

 

 

FUTBOLCULARIN MAÇ SAYILARI VE OYNADIĞI SÜRELER
Sezonun ilk yarısında Christoph Daum'un 21 futbolcuya şans verirken, sarı-lacivertli ekipte futbolcuların forma giydikleri maç sayıları ve oynadığı süreler şöyle:
Futbolcu Maç 11'de Süre (Dk)
1- Volkan Demirel 16 16 1440
. Cristian 16 16 1440
2- Gökhan 15 15 1300
3- Lugano 13 13 1170
4- Bilica 13 12 1081
5- Alex 13 13 1078
6- Güiza 14 12 1053
7- Mehmet Topuz 14 12 950
8- Vederson 14 9 878
9- Kazım 11 11 865
10-Dos Santos 14 10 860
11-Emre 11 10 841
12-Roberto Carlos 11 10 825
13-Önder 7 7 626
14-Semih 12 4 531
15-Özer 7 2 260
16-Selçuk 10 3 254
17-Deivid 4 - 156
18-Bekir 2 1 99
19-Uğur 4 - 80
20-Deniz 3 - 25
21-Ali Bilgin - - -
22-Volkan Babacan - - -
23-Mert - - -
24-Abdülkadir - - -
25-Furkan - - -
26-Onur - - -

''EN'LER''

İsabetli pas: Cristian (855)
İsabetli Orta: Vederson (15)
İsabetli şut: Alex (20)
Top kazanma: Bilica (276)
Top kaybetme: Gökhan Gönül (252)
En çok gol atan: Alex ve Güiza (7)
En çok pozisyona giren: Güiza (25)
En çok asist yapan: Güiza, Alex (4)
En çok topla buluşma: Cristian (1085)
En çok ofsaytta kalan: Güiza (17)
En çok faul yapan: Kazım (29)
En çok faul yapılan: Emre (34)
En çok kart gören: Kazım (5 sarı, 1 kırmızı)
En çok süre alan: Cristian, Volkan Demirel (1440 Dk.)
NOT: Ali Bilgin,Volkan Babacan, Mert, Abdülkadir, Furkan ve Onur ilk devre oynanan 16 maçta hiç forma giyemedi.

 

Fenerbahçe'nin gol raporu

Dakikalar  Attığı Yediği
0-15            5           1
16-30          3           2
31-45          3           1
46-60          4           5
61-75          3           2
76-90        10           6

Toplam      28          17

KADIKÖY'DE 16, DIŞ SAHADA 12 GOL ATTI
Sarı-lacivertliler, sezonun ilk yarısında toplam gollerinin 16'sını iç sahada atarken, 

rakip sahalarda 12 gol kaydetti.

İç saha maçlarında kalesinde 7 gol gören Fenerbahçe, deplasmanlarda ise 10 gol yedi. 

 

****************************

   Başkan Aziz Yıldırım geçen yıl ki yanlış Aragones seçimi ve devre arasında yanlıştan

dönme imkanı varken,sezonu kurtarabilecekken inat edip hiç bir adım atmayınca

çok önceden belli olan akibet göründü ve hüsran ile sezonu bitirdik.

 Üst üste başarısız geçen sezonların ardından  son şansı ve tedirgin girdiği seçimlere

''En Kolay Çözüm'' Daum  + Sportif Direktör Aykut Kocaman hamleleri ve ''Üst üste 3 Şampiyonluk'' garantisi ile kazandı.

 Transferde Bilica, Bekir, Cristian,A.Santos,Özer  Hurmacı ve Mehmet Topuz gibi flaş transferlere imza attı. 

 Mehmet Topuz transferi büyük olay oldu.Ekstra 3,5-4 m.euroluk ''Öfke bedeli'' ile bjk'nın

elinden koparılarak ciddi gövde gösterisi yapıldı.

 Özer  Hurmacı için ise 10 yıl yatırım yapılan ve yumuşak karın alt yapıdan futbolcu çıkaramama

eleştirilerine verilebilen tek isim olan Özgür Çek henüz 6 Ay önce 5 yıllık profesyonel sözleşme

imzalanmasına rağmen ''kendisinin haberi yokken'' takasa verilerek feda edildi.

  Hazırlık döneminin ardından Lig öncesi ilk ciddi sınavı Süper Kupa'da verdik ve Kupanın

rövanşını alarak sezona kupa ile başladık.

Fenerbahçe - Beşiktaş 2-0 Süper Kupa Maçı

  Lig başladı ve beklenmedik bir şekilde maçlar birer birer kazanılarak 8/8  galibiyet

ile rekorları parçaladık.Son 45 yılın ''En İyi Sezon Başlangıcı'' nı yaptık.

Maçları kazanıyorduk ama futbol olarak tad vermiyorduk.

 Bu yüzden de gerçekleri  görebilenler olarak eleştirilerde bulunuyorduk.

Takım bu kadar maliyetli ve geniş kadrolu futbolculardan oluşmasına rağmen

taraftarın istediği ve Aziz Yıldırım'ın da söz verdiği ''Öpen,ısıran,tempolu,baskılı'' bir futbol

 konseptini bir türlü gösteremiyordu.

     8 maçlık galibiyet serisi içinde Bursa deplasmanı (0-1) ve G.Birliği (3-0) maçlarında

iyi futbol oynamıştı.

  Takım maçları kazandıkça eleştirilere,Daum ve yönetim destekçisi taraftarlardan ''Allahtan daha belanızı mı arıyorsunuz mealinde'' skora endeksli cevaplar geliyordu 

  Ve 9.hafta G.Antep deplasmanında ''Geliyorum diyen kaza'' geldi çattı.

Maça iyi başlayıp 25.dk.da Semih'in kafa golü ile 1-0 öne geçmemize rağmen

ikinci yarıda resmen 1-0'ın üstüne yatmaya kalkıp,geriye yaslanınca göz göre göre

golü yedik 84.dk.da.1-1.Buna da razıydık ama +4 dk.uzatma verilmiş ve süre bitmişken

verilen frikiği Volkan hatalı baraj kurdurması ile içeri alınca 94.33'te 2.golü yedik ve 

9/9 olmadı,ilk yenilgimizi aldık.

 Neyse ki 10.hafta bir klasik maçıydı ve imdadımıza yetişti ve gs'yi 3-1 yenerek olası bir

krizi çabuk atlattık.

 

   11.Hafta bu moralle çıktığımız zorlu Kayseri deplasmanından da aynı şekilde Christian'ın

attığı golle 1-0 öne geçtik ancak ikinci yarıda ilk yarının hakem skandallarından birine

imza atan Tolga Özkalfa'nın şu pozisyonda RC'nin Cangele'yi hafif çekmesine komik

bir penaltı vermesi ile 1-1 ile 2 puan bırakarak döndük.

 

Alex ve Bilica'yı çok aradık bu maçta.Alex G.Antep maçında da yoktu.

  Ve gs'yi bir kez daha yenmemizin cezası (!) Bilica'ya 3 maç ve 2 maç saha kapatma

cezaları ile yükselişimize çelme takma hamleleri geldi ve sonuçlarını da gördük ileride.

  12.Hafta Ankaraspor ile oynayacağımız  ve sonrasındaki 1 haftalık ara yüzünden Daum

önce 6 gün sonra bunu 10 güne çıkaran bir ara verdi futbolculara ve sonraki ilk maça

kadarki 3 haftalık arada hiç bir hazırlık maçı yapmamamız,resmen yatmamız

ve bazı futbolcuların ''Dolçe Vita'' hayatları  yüzünden 13.haftadan başlamak üzere bjk-Kasımpaşa ve Eskişehir maçlarında 3 haftalık bir türbülansa girerek 3/3 mağlubiyet

gibi çarpıcı bir başarısızlığa imza attık.

 Neyseki 16.hafta sahamızda oynadığımız seyircisiz cezanın 2.maçında Ankaragücü'nü

güç bela 3-2 yenerek krizden çıktık.

  17.Hafta ise zorlu Trabzon deplasmanından iyi bir futbolla 1-0 kazanarak dönerek

ilk yarıyı LİDER kapattık.

 

     Sezonun ilk yarısında çıkışlı-inişli grafik sergiledik.

Ligi özetledik.UEFA Avrupa liginde de şanssız Twente mağlubiyeti ile başlamamıza

rağmen sonrasında 5/5 yaparak 15 puanla ''Avrupa Kupalarında Gruplarda 

En Fazla Puan Toplayan Takım'' ünvanı ile orada da LİDER bitirdik.

 Yeni başlayan Ziraat Türkiye Kupasına da Altay'ı 3-1 yenerek 3.cephede de LİDER olduk.

Ligte mücadele ettiğimiz her maçı zor da olsa kazandık.Mücadele ile beraber kısa süreli de

olsa tempolu futbol oynadığımız maçları rahat kazandık.(gs,g.birliği,sivas maçları gibi)

Ancak bırakın iyi futbol oynamayı mücadele etmeyince seyircisiz de olsa sahamızda

Kasımpaşa'dan bile hezimetten kurtulduk.

 Hayat böyle işte.Hatayı,gevşemeyi,sallamayı affetmiyor.

8/8 yapabilen takım 4 maçtan 1 puan çıkarabiliyor.Bu kadar tezat olmamalı.

 Tabii kötü gidişte bizim kendi hatalarımızdan başka MHK elemanlarının hataları ve

TFF PFDK'nın yanlı,kasıtlı aleyhte kararları da etkili oldu.

 Bilica'ya verilen 3 maçlık ceza ile iyi bir ikili oluşturan Lugano-Bilica tandemi bozduruldu

ve defans dengesi de bozuldu.Bunun cezasını da çektik.

 Bizim takıma taraftarın katkısı büyük.O yüzden Kadıköy'ün 2 maç sessizliğe büründürülmesi

planlı bir projeydi.Kendi  hatalarımızla Kasımpaşa 1-3 faciası yaşadık bu süreçte.

  Tabii kötü gidiş sürecinde olumsuz haberler ard arda yayınlanmaya başladı gazetelerde.

 Kazım'ın liderliğinde,A.Santos,Wederson,Bilica,Önder ve diğerlerinin alem yaptıkları,

Kazım ve Önder'in kazaları ve yönetimin tüm bunlara seyirci kalması,sonunda lütfen

Aykut Kocaman ve Şekip Mosturoğlu'nun basın toplantısı düzenlemek zorunda kalmaları

ve hiç bir şey diyememeleri - Disiplin Yönetmeliği hala hazır değilmiş - de akıllarda

kalan görüntülerdi.

 İlk yarıda Kaptan Alex sakatlığı nedeniyle maç kaçırsa da gene  en efekti oyuncumuzdu.

Onu Emre,Lugano,Bilica,az Gökhan takip etti.Gökhan da form düşüklüğü yaşandı.

 Guiza bildiğimiz gibi saç baş yoldurdu.İyi başladı,iyi bitirdi ama aradaki uzun dönemde

attıkları ile değil kaçıdıkları ile konuşuldu.

 A.Santos da iyi başlayan ama Kazım'a uyduktan sonra inişe geçenlerdendi.

Mehmet Topuz Kayseri'deki rolünden burada sıradan bir role ve büyük baskı altında

maçlara çıkınca beklentilerimizi karşılayamadı.

 Özer de çok uzun süre neden oynatılmıyor diye Daum'a yüklendiğimiz özel oyuncuydu.

Ancak ilk devrenin sonlarında kendini gösterebildi.Tabii fırsat bulunca.

Emre orta sahada olmazsa olmaz bir oyuncumuz.

 Yokluğunda sancı çektik.Yerine oynayan Selçuk dolduramadı.

 Selçuk demişken zaten yedeklerden yeterli katkı gelmedi.Çoğu küskündü.

Sadece Wederson her verilen şansı iyi kullandı.

Deivid ve Uğur kayıplarda.Deniz tercih edilmiyor.Semih'te de büyük düşüş var.

Christian da iyi maçlar çıkardı ama bence daha iyileri alınabilirdi.

RC'nin vedası iyi oldu.Performansı iyi değildi hiç bir zaman.Sadece PR açısından katkı

yaptı.Gene de teşekkürler..

 Kalede Volkan hem rakipsizikten hem de lanet olası o aşırı özgüveni yüzünden klasik

''yakıcı hataları''nı gene yaptı.İyi bir 2.kaleci alınmamasının cezaları işte.

Volkan hatalarını çok maç yaptığı için ,dinlenememesine bağlıyor.

   Neticede öyle veya böyle zirvede kapattık devreyi.

Şimdi yapılan hatalardan ders alarak ikinci devre daha az hata yaparak mutlu sona

ulaşmak önemli.

 Transfer lazım.Her zaman söylediğim Guiza'ya hiç güvenmiyorum.

Alıcısı varsa satılmalı.Semih son sözleşme olayından sonra artık iflah etmez.

Mutlaka adam gibi bir santrfor alınmalı.

Gürkan Kubilay'ın önerdiği 1.94 boyundaki Arjantin'in Newels Old Boys takımında

oynayan Uruguay'lı Joaquin Boghossian düşünülmeli.

Fiyatı da 900 bin euro bedava.Daha önce de 800 bin euro'ya Cardoso'yu önermişti.

Şimdi Benfica'dan 15m.euro'ya alamazsınız.

İyi kanat adamlarına da ihtiyaç var ama yabancı kontenjanı yok.

O yüzden eldekilerle idare edeceğiz.Kanatları mutlaka daha iyi kullanmamız lazım.

   Takımın presli,tempolu,baskılı,rakibi hapseden futbol oynaması için uç'ta güçlü,kuvvetli

basan,duvar olan,top saklayan bir Santrfor'a ve kanatlarda presçi,çabuk geri dönebilen,orta sahada da Emre tipinde oyunculara ihtiyaç var.Bu kadro beklediğimiz futbolu oynayamaz.

Zaten Daum da taaa Pereira döneminden sanki ekol olar yerleştirilmiş '' bol paslı,kontrollü,

1 tane at üstüne yat 3 puan al '' futbolunu benimsiyor.

  O yüzden fazla beklentiye giremiyorum.

 İkinci yarıda düzeltileceği söylenen saha zemini de önemli konu.

Düzeltilirse amenna.Ama olmazsa var olan fikstür avantajımı alır götürür maalesef.

  Sezonun ikinci yarısında Lig ve Kupada Şampiyonluk,Avrupa'da da Lille'i eleyip,Liverpool'a

karşı kıran kıran elinden geleni yapan ama sonuç ne olursa olsun bir takım bekliyorum.

 BAŞARILAR KANARYAM !!!!!!!!!!