23 Aralık 2008 Salı

Bu harika yazıyı buraya almazsam vicdanım rahat etmezdi.
Arşivlik,ibretlik bir yazı.
Eline,beynine,yüreğine sağlık ''Muska Yürek'' Hasan Ali Atasoy.


Hasan Ali Atasoy hatasoy@fanatik.com.tr
FATASOY yaz boşluk bırak yorumunu ekle 3270'e gönder detaylı bilgi

Allahın Sopası !!!!!!!!!!

Olan biteni izleyen Fenerbahçeliler’in eminim içlerinin yağı eriyordur. Kulüplerini, taraftarlarını ve misyonlarını inkâr edip, yıllardır kendilerini Galatasaray’ı şampiyon yapmaya adayanların başına gelenler ilahi komedya gibi...
Bu Demirören, “Amacımız Fenerbahçe’yi 100. yılında şampiyon yapmamak” diye sezon başında ‘büyük ve ulvi’ hedefler koyan başkan değil miydi?
Şampiyonun belli olacağı kritik Beşiktaş-Galatasaray maçı öncesi Adnan Polat ile sofraya oturup, sonrasında “Galatasaray şampiyon olsun, biz de kupayı alalım” açıklamasıyla, maçın uluslararası bahis sitelerinden çıkarılması gibi bir utanca imza atan da yine kendisi değil miydi?
Şike konuşmaları hafızalarda taptaze duran Sergen’in, o derbi maçta gole giderken aniden topa basıp geri dönme nedeni de başkanının estirdiği rüzgardan olmasın sakın!
Ya Fenerbahçe ve Kayseri Erciyesspor ile oynanan kupa finallerinde yaşanan ama hak görülen hakem rezaletleri ve ardından hastanelere taşınan kupa?
Baroş geldiğinden beri kaç sarı kart gördü elle oynama yüzünden? Kaç golünde ve pozisyonunda el-kol imzası var? Anelka faulle atınca ‘üçüz pankart’ yaptırıp Galatasaray ve Trabzonspor’un da eline tutuşturan Beşiktaş Yönetimi’nin neden gıkı çıkmaz?
Galatasaray’ın hazırladığı bildirinin rengini değiştirip, eşzamanlı olarak resmi sitesine koyanların, hemen ertesi günü nasıl suçüstü ve suspus olduklarını biliyorsunuz. Peki bu maçtan sonra neden “Perşembe günü açıklama yapacağım” diyor? Bilmediğimiz bir özel anlamı mı var perşembenin?
Tabii bir de onlarla aynı dramatik kaderi paylaşan Trabzonspor var; varlığını, tarihini ve misyonunu Galatasaray’ın kıyısında, yamacında, yörüngesinde arayan. Kendini onların mutluluğuna adayan, kapalı tribününün ortasında Sarı-Kırmızı bayrak açılan. Şampiyonluk duygusunu Fenerbahçe’nin mutsuzluğu ya da onu yenmek zanneden.
Fenerbahçe tarafından futbolcularına teşvik primi gönderildiği karalamalarına ve aşağılamalarına bile sırf aynı nedenle sessiz kalan... Ali Sami Yen’de loca sahibi fanatik Galatasaraylı Ulusoy tarafından, hemşehricilik zokasıyla yıllarca ‘iktidar aracı’ olarak kullanılan...
Kıyakçılığın sonu işte! İşbirlikçiliğine soyundukları ‘gazâ’ düzeni ve düzeneği onları kendileriyle de böyle yüzleştiriyor. Galatasaraylı Ali Aydın’ın ipini hangi kulüp çektiyse, renktaşı Kuddusi Müftüoğlu’nun ipini de yine o kulüp çekecektir göreceksiniz.
Hem maçın skoru, hem sonrası tribündeki Haluk Bey’i çocuk gibi sevindirmiştir eminim! ‘Nostalji’ yemeğinin üzerine ısmarlanan nefis bir kahve gibi gelmiştir çünkü!

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Etiketler