29 Ekim 2009 Perşembe

NBA SEZONU BAŞLARKEN TAKIM İNCELEMELERİ

ATLANTİK GRUBU DEĞERLENDİRMESİ


  BOSTON CELTICS
Takıma Katılanlar: Rasheed Wallace, Marquis Daniels
Takımdan Ayrılanlar: Stephen Marbury (Free Agent takılıyor), Leon Powe (Cavs’e gitti).
Vaziyet: Rasheed’in katılması bu sene son bir gayretle oynayacaklarını gösteriyor; zira bu sene şampiyonluk kazanamazlarsa seneye işleri daha da zorlaşacak; zira yaşlanıyorlar; zira yaşlanan takımlar aynı performanslarını tekrar etmekte zorluk çekebilirler. Pota altında Garnett, Rasheed, Perkins ve Davis ile iyice güçlendiler. Sakatlık olmazsa Doğu Finali’nde görmeyi umuyorum kendilerini.

Şimdi takımın istikbali Garnett’a bağlı, bunda mutabıkızdır herhalde. Pierce yine içeri dalma işiyle vazifeli. Ray Allen 35’ine merdiven dayamasına rağmen mükemmel bir şutör ve Rondo (bisküvi olan değil) dış şutu olmasa da Energizer pillerinin Boston şubeliğini yapacak kadar deli dolu. Perkins ise hücumu zayıf iyi bir blokçu.

Yedekler? Rasheed en kıymetlisi. Diğerleri (Shelden, Big Baby Davis, House, Daniels) tek yönlü oyuncular ve çok da “güvenilir” sayılmazlar. Yine de bir buçuk sene evvelinin “korkulan” takımının dehşeti, Garnett’ın sıhhatiyle doğru orantılı ilerliyor.

NEW JERSEY NETS
Yeni Gelenler: Rafer Alston, Terrence Williams, Courtney Lee, Tony Battie
Az Evvel Gidenler: Vince Carter (Hidayet’in eski takımına gitti)
Hal-i Pür Melal: Evet, tek kişilik gösteri Vince Carter da gidince, Kidd döneminden geriye pek bir şey kalmadı. Çok kötü bir sezona hazırlıklı olun; çünkü kafalarında 2010 yazında Lebron’u veya başka büyük bir yıldızı Free Agent pazarından kapmak var. Ha bir de Mikhail Prohorov denen ve takımı satın almak üzere olan bir Rus milyarder var.

Takıma gelecek olursak... Davin Harris tam bir All-Star gibi oynadı. Lopez ise geçen sene harika bir “draft day steal” olduğunu kanıtladı. Başka? Başka yok. Gördüğünüz gibi takımda olumlu nokta bulmak zor; ama durun bir dakika, Chris Douglas Roberts denen bir arkadaş var. Bu isme bir “mim” koymanızı tavsiye ediyorum. Çok canlar yakabilir...

Yukarıda da dediğim gibi, şu anki oyuncuların ciddi bir kısmı seneye bu takımın formasını giymiyor olabilir. O yüzden playoff kovalamaktan ziyade gençlerini geliştirmeye baksınlar.

NEW YORK  KNİCKS
Kapıdan Girenler: Jordan Hill, Darko Milicic
Başka Kapıya Gidenler: Chris Wicox (Detroit), Quentin Richardson (Miami)
Durum Dğerlendirmesi: NBA’in pembe dizisidir New York takımı. Hem de en hüzünlüsünden. Maşuklar bir türlü kavuşamaz. Hatta telefonda bile görüşemezler. Trabzonspor taraftarlarının baktıkça kendi hallerine şükredeceği bir takım Knicks. 36 senedir şampiyonluk görmüyorlar. Açıkçası gelecek pek de parlak gözükmüyor şu an için. Zaten tek hedefleri var Nets gibi: 2010 yazı. Bakalım Lebron’u takımlarına çekmeye güçleri yetecek mi?

Takım öyle bir durumda ki, takımın en çok üçlük atanı büyük ihtiimalle ara sıra pivot mevkiinde oynayacak olan bir uzun forvet! Evet, Harrington’dan bahsediyorum. Bir de David Lee var. Takımın ağır işçisi. Bir senelik kontrata razı oldu. O da yazı bekliyor. Aynı kaderi smaç şampiyonu Nate Rabinson da paylaşıyor: Bir yıllık kontrat. Bu takımın oyun kurucusu Chris Duhon ve en iyi savunmacısı Darko Milicic! Hakikaten şaka gibi. İtalyan Gallinari’den beklentiler daha yüksek bu sezon. Bir de Wilson Chandler adında sevdiğim bir oyuncu var sevmediğim bu takımda.
Eddy Curry basketbola geri dönecek mi?

PHILADELPHIA 76'ERS
Buyur Edilenler: Jrue Holiday, Jason Kapono, Rodney Carney, Elton Brand (açıklamayı okuyun)
Veda Edilenler: Andre Miller, Reggie Evans, Theo Ratliff
Ne Haldeler: Biliyorum Brand bu sene gelmedi takıma; ama geçen seneki “katkısızlığından” sonra bu seneye çok sağlam hazırlanmış. Şayet takımın hücumunu Brand’in de uyum sağlayabileceği tarzda şekillendirirlerse ne ala!..

Son derece atletik ve defansif bir takımdan bahsediyoruz. Andre Miller’ın gitmesi çok kötü; zira Louis Williams özünde bir oyun kurucu falan değil. Kendisinin istatistikleri artacaktır bu sene orası ayrı. Koç Eddie Jordan Princeton Hücumu’nu uygulatmayı seven birisi; ama burada Jamison, Butler veya Arenas yok. Igoudala takımın yine en önemli oyuncusu olacak. Young ve Speights de gelecek vaat eden atletik oyuncular.

Açıkçası playoffa kapak atabilirler; ama her şey çok kötü de gidebilir geçen seneki gibi. Andre Miller’ın yokluğunu hangi ölçüde doldurabileceklerine ve Brand’in performansına endeksli olacaklar.

TORONTO  RAPTORS
Kapıda Karşılananlar: Hidayet, Jarrett Jack, DeMar DeRozan, Antoine Wright, Reggie Evans, Amir Johnson, Rasho Nesterovic, Marco Belinelli
Arkasından Su Dökülenler: Shawn Marion, Jason Kapono, Anthony Parker, Roko Ukic, Kris Humphries
Ne Var Ne Yok: Hidayet’in yeni takımıyla alakalı bir analizi birkaç ay evvel karalamıştım. Onun devamı olarak da okuyabilirsiniz bu satırları.

Bu takım Bosh’un takımı. Ayrıca Calderon ve Bargnani de takımın önemli parçalarından. Defansif açıdan biraz “yumuşak” durumdalar. 2010 yazıyla önemli alakaları var; çünkü takımın yıldızı Bosh önümüzdeki yaz serbest kalıyor. Onu ikna edebilecekler mi göreceğiz.

Jarrett Jack ismi önemli bir eklenti gard pozisyonunda. Çaylak DeRozan atletik bir skorer. Evans güzel ribaunt toplar. Zaten bu takımın geçen sene en önemli eksiği bu değil miydi? Ancak yeterli süre alır mı işte ondan emin değilim. Wright da defansif sertlik sağlaması için alındı. Bargnani bu sene kariyer sezonunu yaşayabilir. Hidayet ise çok yorucu bir sezonu geride bıraktı. Şu anda dinlendirmek amacıyla oynatmıyorlar zaten hazırlık maçlarında. Playofflara sonlardan da olsa kapak atacaklar gibime geliyor.

 GÜNEYBATI GRUBU DEĞERLENDİRMESİ
 
DALLAS MAVERICKS

Aramıza Yeni Katılanlar: Shawn Marion, Drew Gooden, Tim Thomas, Quinton Ross ve birkaç draft seçimi...
Gözyaşlarıyla Uğurlananlar: Brandon Bass, Antoine Wright, Devean George, Geral Green, Jerry Stackhouse

Bu Sene Ne Olur: Amerika’nın en medyatik takım sahibinin (Mark Cuban) takımında her an her şey olabilir. Her şey yolunda giderse şampiyonluk adayı bile olabilirler. Veyahut da zar zor playoff’a girebilirler. Gelen-giden dengesi gelenlerin lehine “on the paper”. Kidd-Marion ikilisi yeniden buluştular Phoenix günlerinden sonra. Nowiztki zaten aynen devam edecektir sakatlanmadıkça. Terry mükemmel bir ateşleyici güç. Josh Howard da sağlıklı olursa, topu paylaşmak sorun olabilir; çünkü potansiyel olarak bu beş adamın hepsi çıkıp 20 sayı atabilir rahatlıkla. General Kidd olunca, kendisinin “kardeş payı” yapacağından bir şüphemiz yok. Ayrıca Dampier ve bitmek üzere olan 12 küsur milyon dolarlık kontratı da iyi bir takas malzemesi olabilir. Pota altına sağlam birisini alırlarsa böyle bir takasla, işte o zaman Cuban’dan her türlü çılgınlığı bekleyebilirsiniz.
Madalyona tersinden bakalım: Nowitzki-Kidd-Marion 30’lu yaşlarını kutlayan eski; ama kocamamış kurt statüsünde oyuncular ve Lakers ile Spurs’e kafa tutabilmek için bir adam daha gerekiyor. Şampiyonluk kilidini açacak anahtar Dampier takasında gizli.

HOUSTON ROCKETS

Welcome Lafını Duyanlar: Trevor Ariza, Chase Budinger, David Andersen, Pops Mensah-Bonsu
Arkasına Bakmadan Gidenler:
Houston, Bir Sorun Var: Ligin Lilliputları haline gelen Houston için sezon başlamadan bitti. Yao Ming ve Tracy McGrady’nin sakatlıkları Houston için, sonunun kötü biteceğini bildiğiniz bir filmi izlemekle eşdeğer bir hale büründü. Fatih Terim misali, “Çıkın oynayın,” demek mi lazım, yoksa ölmek üzere olan hastanın yakınlarına doktorun dediği gibi “Ne yerse yesin,” demek mi yaraşır bilemiyorum.
Bu işin şakası; ama size şunu söyleyeyim, bu takım hala can yakar. Neden derseniz, geçen sene yine Yao ve McGrady olmadan Lakers’a kök söktürüp 4-3’le elenmişlerdi. Bu bardağın ıslak kısmı! Uzun oyuncuları yeterince uzun olmayan bu takımın 82 maçlık sezonu nasıl çıkaracağı meçhul. Adelman’a çok iş düşüyor. Oyun kurucu Aaron Brooks, Trevor Ariza ve Luis Scola skor yükünü çekmeye çalışacaklar. Shane Battier savunma spesiyalisti. David Andersen ise Yao’nun boşluğunu doldurmakla meşgul olacak.Bu arada Houston’un maçlarında rakip takımlar ve Houston kaç kere 100 sayı barajının üzerine çıkacak birisi bir zahmet sayabilir mi? İki elin parmakları kadar mı dediniz? Ben daha kötümserim...
Ron Artest, Dikembe Mutombo, Von Wafer

MEMPHIS GRIZZLIES

Kapıdan İçeri Adımını Atanlar: Allen Iverson, Zach Randolph, Hasheem Thabeet
Kapıya Kadar Uğurlananlar: Darko Milicic, Quinton Ross, Greg Buckner
Beklentiler: Basketbol tek bir topla oynanıyor. Ama Memphis’te bu topa sahip olmak için her şeyi yapmaya hazır birkaç adam var! Iverson, OJ Mayo, Zach ve Gay. Bütün bu dörtlünün figüranı olamayacak kadar iyi adamlar var takımda. Mike Conley geçen sezonun ikinci kısmında iyi oynamaya başladı. Küçük Gasol (Marc) abisinin seviyesine yaklaşmaya başlıyor hafiften. Thabeet ise geleceğin Mutombo’su olmaya azmetmiş belli ki.
Şimdi hepimizin malumu Zach Randolph’un sadece atmayı sevdiği. Iverson ve ikisi baş ağrıtabilir yeterince topla buluşamazlarsa. Gay ise 37 dakika sahada kalıp iki asist ortalaması yakalayamamış birisi. OJ Mayo geçen sene adam yokluğunda hep atmaya alıştırıldığı için bu sene oyuncağı elinden alınmış çocuk olmak istemeyecektir. Daha ayrıntılı yorum yapma hakkı elbette Enis Bey’in elinde; ama galiba kendisi, bu sene de University of Memphis’in maçlarından daha fazla zevk alacaktır.

NEW ORLEANS HORNETS

Çiçeklerle Karşılananlar:
Arkasından Timsah Gözyaşı Dökülenler: Tyson Chandler, Rasual Butler, Melvin Ely, Antonio Daniels
Sezona Bakış: En iyi oyun kurucu sizin takımınızda oynasa bile, bunun şampiyon olmanıza yetmeyeceği yerdir NBA. Keza Chandler-Okafor takası da sizi bir üst seviyeye çıkarmak için çoğu zaman yeterli olmayabilir. Güneybatı Grubu takımlarının en büyük rakipleri diğer takımlar değil. Bizzat kendileri; zira sağlıklı kalmasını pek beceremiyorlar. Bu durumda da bize hep, “Şayet sakatlık yaşamazlarsa” ile başlayan cümleler kurmak düşüyor. Chris Paul ve David West ikilisi, hangi oranda ve hangi sürelerde destek alacaklar arkadaşlarından göreceğiz. Ancak kötü haber şu ki, bir tane daha üst düzey oyuncu olmadan bu takım şampiyonluğa oynayamaz. Stojakovic hem sakatlık hem de yaşlılık belirtileri ile cebelleşiyor. Okafor burada daha çok sayı atacaktır; ama o da bir Tim Duncan değil maalesef.
Emeka Okafor, Darius Songalia, Ike Diogu, Bobby Brown

SAN ANTONIO SPURS

Her Maç Coyote’yi Görecekler:
Kafalarını Duvarlara Vuracaklar:
Kurşunumuz Bitti mi: Jefferson resmen bedavaya geldi. Belki ölü sezonun en iyi transferlerinden birisi. Bunun haricinde söylenmesi gereken ilk cümle Spurs’ün artık yaşlanmaya başladığı gerçeği. Ya şampiyonluk, ya hüsran parolasıyla oynayacaklar. Kadroları geniş. Duncan ve Ginobili’yi playofflar’a sağlıklı ve zinde sokmaya çalışacaklar. McDyess ve Ratliff sırf bun  için alındı zaten. Tony Parker iyi oyun kuramasa da iyi basket atabiliyor. Zaten Spurs gibi tecrübe abidesi bir takımda Duncan bile az-çok kotarır bu işi.
Dallas ile birlikte Lakers’a kafa tutmaya çalışacaklar. Sağlıkları elverdiği ölçüde tabi ki. O yüzden “optimum” kelimesinin hakkını vererek oynayacaklardır. San Antonio Spurs organizasyonu (ya da bizde söylenegelen şekliyle “camiası”) akılcı yönetim, akllı oyuncular ve bilge antrenör üçgeninde ortaya çıkan “doğurgan döngü”nün hakkını veriyor. Ders niteliğinde bir takım karşımızda duruyor, ibret almasını bilene...
Richard Jefferson, DeJuan Blair, Antonio McDyess, Theo Ratliff, Ketih Bogans Bruce Bowen, Kurt Thomas, Drew Gooden, Ime Udoka
 
KUZEY BATI GRUBU DEĞERLENDİRMESİ
 
DENVER NUGGETS
Çiçeği Burnundakiler: Ty Lawson, Aaron Afflalo, Malik Allen
Valizi Ellerindekiler: Linas Kleiza, Dahntay Jones

Bu Seneki Akıbet: Denver geçen sene Lakers’ı playoff’larda epey korkutan takımlardan birisiydi. Oturmuş kadrolarına ciddi bir takviye de yapmadılar, önemli bir kayıpları da olmadı. Klezia’nın skorerliği bir nebze aranacak olsa da, Afflalo Detroit’ten farklı bir rol alacaktır burada. Carmelo, K-Mart, JR Smith, Nene ve tabii ki Billups’tan müteşekkil çekirdek kadro yine epey bir baş ağrıtacaktır. Hücumda ara sıra yaşadıkları tıkanıklıkları aşabilirlerse şampiyonluk için iddialı olurlar.

Denver takımı, sakatlık geçmişi olan bir takım olduğu için, takımın sağlıklı kalması bilhassa önemli. Bir şekilde zinde girebilirlerse playoff’a her
takıma kafa tutabilirler Batı’da. Ty Lawson, bu sene çok şans bulamasa da potansiyelli bir çaylak.

MINNESOTA TIMBERWOLVES
Taze Başlangıç Yapanlar: Ramon Sessions, Jonny Flynn, Sasha Pavlovic, Oleksiy Pecherov
Taze Başlangıcı Başka Takımda Yapacaklar: Mike Miller, Randy Foye, Sebastian Telfair

Ne Var Ne Çok: İyi haber Al Jefferson iyileşiyor. Kötü haber, Kevin Love Aralık ayına kadar sakat. Bir başka kötü haber Ricky Rubio fenomeninin en azından bu sene oynayamayacak olması. Ramon Sessions getirildi onun yerine, ki bence çok güzel bir tercih. Flynn tercihi ise kapalı kutu; zira seçildiğinde etiketinde “geleceği parlak” yazıyordu. Ryan Gomes bu sene de patlama yapamazsa, sıradan bir “role player” olup çıkacak. Açıkçası bu takımda oyun kurucu ve uzun forvet bolluğu var. Fazlalıklar, diğer boş mevkileri dolduruyor. Bu durumda mümkün mertebe tecrübe kazanmaları lazım; çünkü pek de parlak geçmeyecek bir sezon
bekliyor kurtları.

OKLOHOMA CITY THUNDER
Başımızın Üstünde Yeri Olanlar:
Gözüm Görmesin Kıvamındakiler: Earl Watson, Malik Rose, Desmond Mason, Damien Wilkins

Mevcut Vaziyet: Genç ve ümit veren bir takımları var. Bazı oyuncuları yıldız mertebesine yükseldi (Durant), bazıları ümit aşılıyor (Westbrook-Jeff Green), gelen çaylaklar da ekibe katıldığında (Harden-Mullens) takımın iskeleti hoş duruyor. Ayrıca gelecek sene ellerinde “salary cap” boşluğu olduğu için, başka bir yıldıza göz dikebilirler.

Takımda kaliteli yedek sayısı az diyeceğim; ama kaliteli ilk beş oyuncusu çok mu türünden bir soruyla karşılaşabilirim. Weaver ve Sefolosha gibi oyuncular, Olympiakos gibi kaliteli bir Avrupa takımında bile ilk beş kapasitesinde değiller. Bu da James Harden’a duyulan acil ihtiyacı artırıyor.
James Harden, Byron Mullens, Etan Thomas, Kevvin Ollie

PORTLAND TRAIL BLAZERS
Yeni Elemanlar: Andre Miller, Juwan Howard
Ayrılan Personel: Sergio Rodriguez, Channing Frye

Güzelleme: Derin bir kadro, bol yetenek, genç, atletik, skorer, defansif, sakatlık müptelası; yani her türden oyuncuyla başlıyorlar yeni sezona. Andre Miller önemli bir katkı takıma. Brandon Roy takımın tartışmasız yıldızı. Greg Oden ise takımın Shaq’ı olması beklenen bir pivot. Rudy Fernandez hem üçlük atıp hem güzel smaç yapabilen az sayıdaki oyuncudan biri. Batum atletik bir savunmacı. Outlaw kenardan gelip skor yükünü çekebilen bir forvet. Daha evvelki bir yazımda belirttiğim üzere, Hidayet’in bu kadar bol yeteneğe sahip bir takımı tercih etmemesi çok normal. Beş yıllık kontrata imza atan LaMarcus Aldridge’i (yaklaşık 64 milyon dolar) saymadım bile daha. O değil de, bu takımın en çok kazanan oyuncusu kim olacak bu sezon biliyor musunuz? Darius Miles. Yalnız problem şu ki, kendisi bu takımda oynamıyor. Bir ara geçen sene Memphis takımında birkaç maç  yaptı ve bu durum Portland’ın bir sürü masrafa girmesine sebep oldu. Nasıl oluyor diye sormayın; zira bu apayrı bir yazı konusu olacak kadar sinir bozucu bir mesele.

Portland takımı
bu sene playoff’larda ne kadar ilerleyecek. Bu genç takım, bu sene daha ilerilere gidecektir; ama Konferans Finali veya NBA Finali için bir iki seneleri daha var sanki...

UTAH JAZZ
Gelen: Eric Maynor
Giden: Morris Almond

Olan Biten: Geçen sene Jazz takımı playoff ilk turunda çok vurdumduymaz bir şekilde elenirken, belki de bütün planlarını bu sene Carlos Boozer’ın başka bir takım bulmasına bağlıyordu. Peki netice? Carlos Boozer kalmayı seçti. Bu da herkesin zihninde eminim kekremsi bir tat bırakmıştır. Bilhassa Paul Millsap’ın. Öncelikle bütçeyi epey bir aştılar. Lakers’ın ardından oyuncularına en çok maaş ödeyen ikinci takım oldular. Peki başarı gelebilir mi? Utah, Stockton-Malone sonrası dönemi pek bocalamadan çabuk atlattı. Bu da demek oluyor ki, her zaman başa oynayacak takımları var. Peki ama o istek var mı? Onu da bilmiyoruz. Oyun kurucu Deron Williams’tan pivot Mehmet Okur’a kadar her takımla aşık atabilecek durumdalar. Yalnız birkaç noktadaki ayrıntı zayıflıklarını ortaya çıkarıyor. Mesela oyun kurucu Derom Williams savunmada daha fazla gayretli olmalı, hücumda ise en azından üçlük sayısını artırmalı. Mehmet Okur ve Boozer’ın blok yetenekleri minimal seviyede. Paul Millsap ise bütün çalışkanlığına ve hırsına rağmen “size” olarak yeterli değil. Kirilenko ise takımın en çok kazananı olmasına rağmen yedekten gelip katkı yapıyor ve epey mutsuz. Koç Sloan, ilk krizde dağılması muhtemel takımını bir arada tutmak için yine çok çalışacak. Belki de bunu her sene yapabildiği için Yılın Koçu ödülünü hiç alamadı!..
 
GÜNEYDOĞU GRUBU DEĞERNDİRMESİ
ATLANTA HAWKS
Yeni Takımdaşlar: Jamal Crawford, Joe Smith, Jeff Teague
Eski Saz Arkadaşları: Acie Law, Speedy Claxton, Flip Murray, Solomon Jones

Sezon Tahmini: Hawks takımı, yedekleriyle birlikte güçlü bir takım. "Atlanta'ya da yenilir mi be!" tepkisini duyamayacağınız derecede kaliteli bir kadroları var. Evet, süperstarları yok; ama Bibby hariç genç bir beşleri var. Oyuncular yavaş yavaş da olsa her geçen sene daha iyi kıvama geliyorlar. Belki bu yavaşlık onları hiçbir zaman süperstar mertebesine çıkarmayacak; ama yine de şampiyonluk rüyaları görmelerine yetecek. Şampiyon olacaklar demiyorum; ama Horford, Smith ve Marwin Williams, All-Star seviyesine yükselirlerse, tek ihtiyaçları olan vizyonu geniş bir koç olacak.

Evet, Bibby takımda kaldı ve zayıf bench'lerine Jamal Crawford gibi sayı ortalaması yüksek bir oyuncu koydular. Bizim  Zaza da takımın yedek pivotu olarak, Evans, Collins ve Teague ile birlikte oturacaklar. Doğu'da Konferans Yarı Finali'ne kalacak dördüncü takım olacak gibi duruyorlar şayet Washington mükemmel bir iş çıkarmazsa.


CHARLOTTE BOBCATS

Yeni Yol Arkadaşları: Tyson Chandler, Gerald Henderson, Flip Murray
Eski Göz Ağrıları: Emeka Okafır, Sean May

Düzelecekler mi: Bobcats organizasyonu bir insan olsaydı henüz ilkokula yeni adım atacak bir çocuk olurdu. Çok genç bir "camia" olarak henüz kazanmayı tam bilmiyorlar ve gelişimleri çok yavaş bir seyir takip ediyor. Takımın ilk kuruluşundan bu yana en istikrarlı oyuncusu konumundaki Emeka Okafor ile yollar ayrıldı, böylece geriye sadece Gerald Wallace kaldı takımın ilk günlerini bilen. Bne ilk kez son sıradan da olsa playoff'a kalma planları yapıyorlar(dı). Ta ki, Raja l sakatlanana kadar. Takımın savunmada önemli bir parçası olan Bell, aynı zamanda soyunma odasının da lideriydi bir bakıma.
Larry Brown, takıma kendisi gibi defansif odaklı oyuncular getiriyor. Chandler-Okafor takası bunun bir işaretiydi. Boris Diaw gibi çok yönlü bir oyuncu, Gerald Wallace gibi oyunun her iki yönünü de oynayabilen atletik bir forvete rağmen, oyun kurucu bölgesinde Felton'un istenen kıvama gelemeyişi ve DJ Agustine'in çaylaklıktan yeni çıkması bu takımı biraz yavaşlatıyor. Güçlenen Doğu'da zor bir yıl bekliyor onları.

MIAMI HEAT

Yeni Transferler: Quentin Richardson, Carlos Arroyo,
Yolları Ayrılanlar: Jamario Moon, Mark Bloun

Yakın Gelecek: Sessiz sedasız bir yaz dönemi geçirdi Miami. Belki de fırtına öncesi sessizlik denebilir buna. Miami'de çoğu cümlenin öznesi Dwyane Wade; zira önümüzdeki yaz (bkz. Şu meşhur "2010 Yazı") serbest kalıyor kendileri. Böylesi bir durumda yapacağınız her hareketin etkilerini sorgulamanız gerekiyor önümüzdeki yazı da düşünerek. Neyse, Miami playoff yapacak güçte bir takım. Şampiyonluk? En olmasın; ama birkaç şartla: Lebron, Shaq, Garnett, Pierce, Dwight Howard, Arenas, Joe Johnson gibi oyuncuların hepsi aynı anda sakatlanırsa playoff'larda ve Heat takımı sağlıklı kalırsa olabilir pek tabi. Ama bu, milyonda bir görülecek senaryoya bel bağlamamak lazım.

Bu yaz değişik şahsi problemleri olan (!) Beasley, ikinci senesinde biraz daha derli toplu oynayacaktır. Jermain sakatlanmazsa önemli bir pota altı gücü
Chalmers top çalar ve ara sıra atar. Haslem iyi bir savunmacı. Wade'in yeterli miktarda yardımcı oyuncusu var; ama hiçbirinin kalitesi Wade'e yaklaşamıyor, bu da şampiyonluk rüyaları görmelerini engelliyor. Boozer'ın bu sene buraya yolu düşer mi dersiniz?  

ORLANDO MAGIC

Yolları Birleşenler: Vince Carter, Brandon Bass, Matt Barnes, Ryan Anderson, Jason Williams
Yolcu Edilenler: Hidayet Türkoğlu, Rafer Alston, Courtney Lee,

Sezon Arefesi: Geçen sene buu takımı
Hidayet için seyrediyorduysanız, Hidayet gitti. Bu sene Vince Carter için seyredecekseniz, kalabilirsiniz. Hazır, "pre-season" maçlarında 8-0'lık bir derece yakalamışlarken...
Bu takım  hala Howard'ın takımı. Öte yandan Jameer Nelson sağlıklı bir şekilde geri dönüyor. Dallas'tan gelen Bass iyi bir oyuncu tıpkı Barnes gibi. Bilmiyorum duygusal mı düşünüyorum; ama Hidayet'in gitmesi bu takıma "intangibles" noktasında bazı şeyler kaybettirecek. Tamam Vince daha iyi bir skorer; ama Hidayet gibi oyun kuramaz, savunma yapamaz. Daha estetik ve atletik yollardan sayıya ulaşır; ama basketbol altyapısı ve bilgisi olarak Hidayet'in daha az enerjik bir bedenle maça nasıl diğer atlet Amerikalı'lardan daha fazla damga vurduğunu geçen sene playoff'larda bol bol gördük. Neyse, Magic takımı yine de güçlü bir takım ve Doğu'nun favorilerinden. Yalnız, Nelson bu sene de sakatlanırsa üstüne bir bardak su içsinler; çünkü Hidayet gibi ekstra görev alacak biri yok o mevkide.


WASHINGTON WIZARDS

Başkente Gelenler:  Mike Miller, Fabricio Oberto, Mike Miller
Başkentten Uzaklaşanlar: Etan Thomas, Darius Songalia, Oleksiy Pecherov

Huzurlarınızda Yeni Sezon: Arenas çenesini kapayıp işine odaklanmaya karar verdi ve başkent ekibi (içimde sanki Ankaragücü veya Gençlerbirliği'nden bahsediyormuşum gibi bir his var) bu sezona yeni katılımlarıyla birlikte iddialı giriyor. Artık, Arenas-Jamison-Butler üçlüsünün eline bakmayacak kadar derin bir kadroları var... Pota altı hariç. Sakatlıktan dönen Haywood, Blatche ve McGee üçlüsü ne kadar iş yapar ve Doğu'nun devlerine (Howard, Shaq ve Garnett) karşı koyabilir orası muamma. Güçlü pota altı, NBA'de şampiyonluğun genelde teminatıdır. Yine de Miller ve Foye skorer nitelikte oyuncular. Takımın playoff ve ötesine dair ümitleri, geçen seneki felaket sezonun ardından, yine Arenas'ın sağlığına bağlı.
 
PASİFİK GRUBU DEĞERLENDİRMESİ
 
GOLDEN STATE WARRIORS

Kucak Açılanlar: Acie Law, Stephen Curry, Speedy Claxton, Mikki Moore
Arkaya Bakmadan Kaçılanlar:

Kayıp Yıl(lar)a Bir Bakış: Çok acayip bir takım! Gerek koçu, gerek oyuncuları, gerekse de yönetimiyle eşi-benzeri yok! Keşke bu farklılık sadece müspet manalar ihtiva etseydi! Tek bir örnek vereyim ve akıl sahibi bir insan açıklama getirsin: New Orleans’a karşı yapılan sezon öncesi hazırlık maçında Anthony Morrow tam 48 dakika süre alıyor. Yani maçın tamamında oynuyor. 34 sayı atıyor ve maçı da 34 sayı farkla 126-92 kazanıyor Golden State. Bu bir normal sezon maçı olsa "bir derece" anlarım; ama hangi akıl ve mantıkla bir oyuncu hazırlık maçının tamamında yer alır. Hem de ikinci yarısındaki oyunla çok kolay kazandıkları maçı. İşte böyle bir koçu var bu takımın. Daha, Jamal Crawford’u adeta bedavadan Atlanta’ya verdiklerini ve Stephen Jackson’un mutsuzluğunu ifade etmek için yaptığı antikalıkları saymıyorum bile.

Aslında derin bir kadroları ve harika bir hücum güçleri var. Çaylak Stephen Curry gelecekte NBA’in en iyi şutörü olabilir. Monta Ellis, Jackson ve Maggette ciddi hücum silahları. Biedrins iyi bir ribauntçu, yedeği Turiaf da kaliteli bir blokçu. Anthony Randolph ise yeterli süre verildiği takdirde Amare benzeri bir uzun olabilir. Bütün bunlara rağmen, yukarıda saydığım nedenlerden ötürü bu takımdan ümitli olmak için bir sebep aklıma gelmiyor. Ayrıca savunmaları tam bir felaket. Houston takımının aksine, sayalım bakalım bu sene kaç maçta yedikleri sayı itibariyle 100 sayı barajının altında kalacaklar. Bence 10 kereden az.  
Jamal Crawford, Marco Belinelli

LOS ANGELES CLIPPERS

Kısmetlerini Burada Arayacaklar: Blake Griffin, Sebastian Telfair, Craig Smith, Rasual Butler
Başka Diyarların Yolcuları:

Ne Yaparlar: Geçen seneye göre düzeleceklerdir dibe vurduktan sonra. Öncelikle Baron Davis nihayet oynama şevkine kavuşmuş gözüküyor. Gerçi ne yapacağı belli olmaz; ama güvenmek zorundayız. Çaylak Blake Griffin, Tim Duncan gibi iş ahlakı çok yüksek disiplinli bir yetenek. Yakında lige damgasını vurabilir(di). Geçmiş zaman ekini koymamın sebebi, kendisinin daha dün sakatlanarak yaklaşık altı hafta takımdan uzak kalacak olması. Netice iyi olacaksa beklemeye değer. Rasula Butler, kenardan gelip şirin katkılarda bulunabilecek bir tip. Al Thornton biraz zayıf halka görünümünde; ama benim esas sevdiğim oyuncu Eric Gordon. Skor açısından çok özel bir yetenek. DeAndre Jordan da iyi bir sıçrama kabiliyeti olan bir pivot. Bu sene daha çok şans bulacaktır.

Her şey yolunda giderse son sıradan playoff yapıp Lakers’la eşleşirler. Yapamasalar da doğru yolda olduklarına ve iyi şeyler yaptıklarına inanmak istiyorum. Zach Randolph’tan kurtulmaları bile yapılan iyi şeyler adına güzel bir referans değil mi sizce?
Zach Randolph, Fred Jones, Brian Skinner

LOS ANGELES LAKERS

Yeni Yüz: Ron Artest,
Eski Dost: Trevor Ariza

Şampiyonun Hali Vakti :
Oturmuş kadro bozulmaz kaidesince pek dokunmadı kadrosuna Lakers. Ariza ve Artest’in takım değiştirmesi bütün seneye damga vuracak tartışmalardan sadece biri. Şayet Lakers’ta işler biraz kötü giderse Artest bunun günah keçilerinden birisi olur. Benim açımdan Ariza, Artest’e göre daha yararlı olan bir oyuncuydu. Bir kere ikisi de iyi savunmacı; ama Ariza daha iyi bir takım oyuncusu ve görünmez bir kahraman. Ayrıca daha istikrarlı ve şutu Artest’ten daha kötü değil. Artest ise daha iyi şutör olmasa da daha iyi bir skorer; ama Lakers’ın maç başına 15-20 sayı atacak bir adama ihtiyacı yoktu. Aslında Artest, bir nevi Kobe’nin arkasını kollayacak adam yokluğunda yardımına ihtiyaç duyulan bir kişi hüviyetinde şu anda. Ayrıca her an antikalık yapmaya namzet birisi. Ancak bütün takımın havasını kaçıracak yetenekte olduğuna inanmıyorum. Neticede Lakers, birden fazla kaliteli oyuncusu olan, oturmuş sistemiyle ve özgüveniyle rahat bir takım. İşler sarpa sardığında günü kurtaracak eleman çok. Bir şekilde Konferans Finali’ne kadar zorlamadan gideceklerdir. İşte "takım kimyası" meselesi, Konferans Finali’nden sonra karşılarına çıkacaktır. Artest’i kendi içlerinde sindirip takıma adapte edebilirlerse Ariza’dan aldıkları verimi katlamış olurlar. Bu da madalyonun diğer yüzü... 


PHOENIX SUNS

Yolları Birleşenler: Channing Frye, Sasha Pavlovic, Earl Clark
Yolcu Edilenler: Shaq, Matt Barnes 

Sezon Başlarken:
Shaq’ın gittiğine çok üzüldüklerini zannetmiyorum; çünkü ne zamandır o eski "run and gun" sistemine dönmek istiyorlardı. Bu takım koşmayı seven ve kaliteli bir Hollywood "Action" filmini andıran bir yapı barındırıyor. Tek sorun şu ki film bazen mutlu sonla bitmiyor. 

Son sıradan ancak playoff yapacak görünümdeler ve sağlıklı bir Clippers ile çekişebilirler. Eksikleri neler? Savunma yapmayışları ve yetersiz "bench" oyuncuları. Hele bir de Amare sakatlanırsa, pota altında da iyice zayıflayacaklar, ki zaten şu halleri bile rakipler erik toplar gibi ribaunt topluyor. Sisteme göre oyuncu deyişine en uygun takım olmalarına rağmen, yeterli oyunculara sahip değiller ve eski günlerini mumla arıyorlar. 35 yaşındaki Steve Nash yorulup emekli olana kadar izlemekten keyif alacağımız kesin. O halde tadını çıkaralım.  


SACRAMENTO KINGS

Yeni Katılımlar:  Tyreke Evans, Omri Casspi, Sean May, Sergio Rodriguez
İlişiği Kesilenler: Ike Diogu, Cedric Simmons

Genel Görünüm:
Çaylak Tyreke Evans, Blake Griffin’le birlikte Ylın Çaylağı adayım konumunda. Son derece atletik ve enerjik bir oyuncu. Kevin Martin ise verimli bir skorer. Şutu düzgün. Fransisco Garcia, takımın her türlü "pis işini" yapmaya amade bir işçi. Jason Thompson gelecekte çok iyi bir "double-double" makinesi olabilir. Hawes, gelecek vaat eden bir pivot. Peki bu güzel görünüme rağmen Kings ne halde? Son derece kötü bir halde... Bir kere savunma yapmayı bilmiyorlar ve geçen sene ligin en kötü savunma takımlarının başında gleiyorlardı. Orlando Magic geçen sene NBA’in bir maçta atılan en çok üçlük rekorunu kırarken tabii ki Kings’le karşılaşıyordu. Ayrıca bir başka kötü haber, Garcia’nın dört ay kadar oynayamayacak olması. Kevin Martin de keza her sene 20-30 maç kaçıran cinste bir oyuncu. Yani güzel şeyler bu takımda aynı parantezde bir araya gelemiyor. Bir de elbette genç oyuncuların gelişimini beklemek lazım.
Hidayet’in oynadığı zamanlarda Batı’da Lakers’a kök söktüren bu takımın birkaç senede bu hale geldiğini görmek üzücü hakikaten.

 KEMAL BUDAK - SPOR X.COM

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Etiketler