5 Ocak 2009 Pazartesi

Fenerbahçe'nin Yeni Transferi ve Yıldız Adayı : Abdülkadir Kayalı !!!!!



Abdülkadir ile ilgili pek çok olumlu ve iç açıcı haberler okuduk her yerde.
Doğrusu denildiği gibi çıkarsa mükemmel bir iş yapmış olur Fenerbahçe.
Kendisini daha yakından tanımak ve tanıtmak için hakkında çıkan haber ve röportajlardan
derleme yaptım ;

Sezon başında Ankaragücü A takımı ile bir süre idmana çıkmış ama sözleşme yenilemeyince PAF takımına göndermişler. U17 milli takımının kaptanı,mevkisi önlibero,oyun kurucu.


Türkiye’nin 2008 17 yaşaltı takımında kaptanlık yapan Abdülkadir Kayalı, UEFA tarafından geleceği en parlak 10 futbolcu arasında gösterildi.

Bu sene Türkiye Süper Ligi’nde Ankaragücü forması giyen Abdülkadir Kayalı, 17 yaşaltı şampiyonası boyunca orta sahadaki mücadeleci futboluyla göz doldurdu.

Özellikle mesafe tanımadan vurduğu şutlarıyla gözlemcilerin takipe aldığı Abdülkadir Kayalı, Manchester City tarafından denenmek için çağırılmıştı. Ancak, yaşının küçük olmasından dolayı, Ada’ya gidemedi.


Abdulkadir Chelsea'da forma giymeyi iple çekiyor

(Chelsea avucunu yaladı.Fener elinden kaptı.:)))))))))))))

Ankaragücü'nün 17 yaşındaki futbolcusu Abdülkadir Kayalı Chelsea'de forma giymeyi iple çekiyor.


2009'a kadar başkent ekibiyle sözleşmesi bulunan ancak bunu tazelemeyen Abdülkadir önümüzdeki sezon Londra'da futbol yaşamını sürdürecek.

Ankaragücü'nün altyapısında yetişen ve halen bazen paf takımında ve bazen de A takımda orta saha ve ön libero pozisyonlarında oynayabilen Abdülkadir, 1991 doğumlu. Antalya'da yapılan U 17 Avrupa Şampiyonası'nda sergilediği başarılı oyunu ile dikkatleri üzerine çeken ''Ankaragücü'nün'' 1991 doğumlu Abdülkadir Kayalı otoriler tarafından turnuvanın en iyi oyuncusu seçildi. Son 3 karşılaşmada sergilediği başarılı oyunla turnuvanın yıldızı olan Abdülkadir Kayalı'ya dünyaca ünlü İngiliz kulübü Chelsea talip oldu. Geçen yılda uluslararası arenada sergilediği oynla dikkatleri üzerine çeken Abdülkadir Kayalı, İnigiltere'den Manchester City'nin de transfer listesine girmişti ama o Chelsea'yi tercih etti. Londra ekibine toplam 2 milyon YTL'ye malolan Abdulkadir 5 yıllık anlaşmaya vardı.

Ankaragücü'ne 5 yıllık ımza atmadığı için istenmeyen adam ilan edilmesinin doğru olmadığını belirten genç yetenek, "Kesinlikle böyle bir şey yok. Ben 2 trilyon karşılığında Chelsea kulübü ile anlaşmaya vardım. Ankaragücü'nden bana herhangi bir baskı yapılmadı. Bu duruma anlayış gösterdiler ve ben de kararımı Chelsea'den yana kullanarak, Ankaragücü'ne imza atmadım" diye konuştu.

Genç yetenek 4 kez U-15, 20 kez U-16 ve 6 kez U-17 olmak üzere 31 kez milli oldu.

DHA

(Yalan oldu bu haber.:)))))))))))


10 Aralık Tarihli bir röportajı ;

1991 doğumlu ve henüz kariyerinin başında. Avrupa Şampiyonası'nda yarı finalde penaltılarla elenen U17 Milli Takımı'nın kaptanı. Yüzünden eksik etmediği gülümsemesiyle, güler yüzlü bir olgunluk timsali. Saha içindeki duruşuna ve oynadığı futbola söylenecek çok az şey var. Ama sadece futboluyla anılacak gibi de değil. Çoğu insanın kendine pay çıkaracağı düşünceleri var. Bunları paylaşırken de her zamanki gibi içten. U17'lerin kaptanı sadece futboluyla değil, düşünceleriyle de insana umut veren bir gençliğin geldiğini müjdeliyor.

İlk önce futbola nasıl başladığını öğrenebilir miyiz?

Ankara'nın Batıkent bölgesinde oturuyoruz. Her çocuk gibi futbola sokakta başladım. Kulüpte oynamaya başladığımda ise ilkokul birinci sınıftaydım. Üç sene Egospor'da oynadım ama sadece zevk için. Birkaç sene gitmedim, yine de okul takımı vasıtasıyla futbol oynamaya devam ettim. Sonra Ankaragücü'ne başladım. Yaklaşık 7-8 yıldan beri de Ankaragücü'nde oynuyorum. Tüm bunlar babamın teşvikiyle oldu. Ankara'da futbolcu olma hayali olan çocuklar ya Gençlerbirliği'ne ya da Ankaragücü'ne gider. Babam da bana sordu, "Hangisine gitmek istersin?" diye. Ankaragücü'ne gitmek istediğimi söyledim. Yaz okuluna başladım ve devamı geldi.

Hangi mevkide oynuyordun?

İlk önce santrfor oynuyordum. Çok da gol atıyordum. Minik takımda, C Genç ve yıldız takımda hep santrfor oynadım ve gol kralı dahi oldum. Sonra Arif Peçenek hocamız altyapıya geldiğinde beni izlemiş, ileride forvet olarak profesyonel futbol oynayamayacağımı söyledi. Oyun kurucu özelliğimin olduğunu görmüş. Onun da teşvikiyle orta sahada oynuyorum.

Oynadığın bölgeden memnun musun?

Tabii ki çok memnunum. İyi ki orada oynamaya başlamışım.

Niçin?

Topla oynamayı çok seviyorum, oyun kurucu özelliğimin olduğunu düşünüyorum. Forvet olarak devam etseydim mesela Muhammed ve Batuhan'ın bulunduğu takımda oynayamazdım.
Seni seyreden sanki yaşından çok büyük bir olgunluğa sahip olduğunu görüyor. Bu sende zaman içinde oluşan bir şey miydi, yoksa ilk başladığından beri saha içindeki tavrın bu muydu?
İlk günden beri böyleyim. Kendi yaşıtlarımla çok az maç oynadım. Bir sene yıldız takımda oynadım, sonra beni PAF takıma çıkardılar. Kendimi bildim bileli hep büyüklerimle oynuyorum. Bir senedir de A takımdayım. Hep büyüklerimle oynadığım için ister istemez onlar gibi davranıyorum belki de.

Kaç kardeşsiniz?

Üç kardeşiz. Ağabeyim üniversitede işletme bölümünde, kız kardeşim de Anadolu Lisesi'nde okuyor.

Onların spora ilgisi var mı?

Ağabeyimle beraber Ankaragücü'nde başladık ama o kaldıramayacağını düşündü. Yoğun tempoda, okul ve futbolun bir arada olamayacağını düşünüp öğrenimi tercih etti. Kız kardeşim de bir ara voleybol oynadı ama sonra devam etmedi.

İleride üniversitede okumak gibi bir düşüncen var mı?

Tabii. Liseyi bu sene bitirdim, spor akademisine gitmek istiyorum. Derslerim iyiydi ama futbolu tercih ettiğim için pek zaman ayıramadım. Üniversiteye mutlaka gitmem gerektiğini düşünüyorum.
Zamansızlıktan mı kaynaklanıyor tüm bunlar?
Evet, mesela kulübüm beni İngilizce kursuna yazdırdı ama hiç gidemedim. Kamplardan dolayı zaten eve zor gidiyorum.

Yanlış hatırlamıyorsam baban bankacıydı, ama senin hukuka karşı bir ilgin olduğunu biliyoruz. Bunu açar mısın biraz?

Hani siz dediniz ya saha içerisinde çok olgun gözüküyorsun diye… Sosyal hayatımda da böyle olduğumu düşünüyorum. Zaten herkes de öyle söylüyor. Babam "Senden iyi bir hukukçu olur" diyor. Ben de çok seviyorum hukuku. İlgim de var ama çok fazla zaman bulamıyorum.
Başarımızın sırrı arkadaşlık

Peki, bize U17 Avrupa Şampiyonası'ndan bahseder misin biraz?

İki senedir hemen hemen aynı arkadaşlarımla kampa geliyoruz. Kardeş gibi olduk. Evde ağabeyimle nasılsam, burada arkadaşlarımla da öyleyim. Birbirimize çok alıştık. En büyük hayalimiz de ülkemizde düzenlenecek Avrupa Şampiyonası'da şampiyon olmaktı. Maalesef yarı finali geçemedik. Organizasyon da çok güzeldi. Emeği geçen herkese teşekkür etmek lazım.

"Uzun süreden beri aynı arkadaşlarla kamplara gidiyoruz" dedin, başarınızı artıran etkenlerden biri bu mu sence?

Evet, devamlılık ve birbirimizi çok sevmemiz. Birbirini gerçekten sevdiğimiz saha içerisinde de belli oluyordur. Hep beraber oyun oynuyoruz, hep beraber oturup film seyrediyoruz. Sürekli bir araya gelip konuşuyoruz, eksiklerimizi tartışıyoruz.

Bu takımdan, "İleride oynayacağım takımda mutlaka bulunmalı" dediğin isimler var mı?

Çok var, hepsi var. Ama biliyorum ki bu çok zor bir olasılık. Eren Albayrak, Özgür Çek, Emre Çolak, Batuhan, aslında hepsiyle oynamak istiyorum. Hepsi çok yetenekli ve çok iyi insanlar.

Turnuvada bir kaza oldu, finale çıkamadınız ama oynadığınız oyun da ortadaydı. Değerli olan şampiyonluk mu yoksa "Türkiye çok iyi top oynuyordu" dedirtmek mi?

İkisi de çok önemli ama bence oynadığımız futbolla buralara geldiğimizi düşünüyorum. Tabii ki şampiyonluk çok önemli. Hem de kendi evimizde düzenlenen bir turnuvada. Ama öncelikle oynadığımız futbol daha önemli. Çünkü iyi futbol oynuyoruz.

Bunları kendi aranızda da konuşuyor musunuz?

Maç kasetlerini izliyoruz, herkes birbiriyle konuşuyor, özeleştirisini yapıyor. Bunun çok iyi bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Bu bizi kesinlikle geliştiriyor.
Yetenek tek başına yeterli değil

Senin futbol görüşüne göre sistem mi daha önemli, yoksa yetenek mi?

Yetenekli olmanın yettiğini düşünmüyorum. Hani derler ya ağaç yaşken eğilir. Altyapıda neler alırsanız, sistemi ne kadar doğru ve düzgün öğrenirseniz o kadar iyi olur. Zaten yetenekli olmasanız burada bulunmazsınız. Sistemi kavrayıp iyi bir altyapı eğitimi alınırsa çok daha iyi bir futbolcu kimliği ortaya çıkar.

Yabancı bir ülkede oynamak ister misin ya da niyetin var mı?

Bence her Türk futbolcusu Avrupa'da oynamak ister. Hedefinin de bu olması lazım. Çıtayı ne kadar yükseğe koyarsak, o kadar kendimizi geliştiririz. Benim hedefim tabii ki Avrupa'da top oynamak. Şu an Ankaragücü'nün futbolcusuyum ve kulübümü çok seviyorum. Genç yaşta takımımda oynadım. Bunun da çok büyük sevinci var. İlk önce Türkiye'de belli bir yere gelip daha sonra Avrupa'da oynamak isterim. Tabii Avrupa'da oynamanın en önemli etkeni de Milli Takımlar. Mesela Avrupa Şampiyonası oynadık. Böyle fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek lazım.

Peki, genç yaşta "Korkmadan Avrupa'ya giderim" diyebiliyor musun?

Bence korkmadan gitmek gerekiyor. Eğer başarılı olmak istiyorsak, gerçekten Türkiye'yi iyi temsil etmek istiyorsak gitmemiz gerekli. Bu yaşlarda "Ailemi özlerim, ailem gelmezse ne yaparım" demememiz lazım. Sonuçta bu bizim mesleğimiz. Şu an Ankara'da yaşıyorum, bu ülkede futbol oynuyorum ama ailemi yine çok az görüyorum. Burada çok az görmektense yurtdışına gidip, biraz daha özlem çekerim ama en azından iyi bir noktaya gelirim.

Senin Manchester City'ye gidip, ailen istemediği için geri döndüğün yazıldı. Bunun doğruluk payı nedir?

Öncelikle bu soru için çok teşekkür ederim. Bana bunun doğru olup olmadığını bugüne kadar kimse sormadı. Çok yanlış bir haberdi ve çok üzüldüm. İrlanda kampından sonra bana ve Batuhan'a teklif geldi, değerlendirdik. İlk başta kulübüm izin vermedi. Ben profesyonel değildim kulübümde. Üç yıllık bir mukavele imzaladık. Sonra bir kez daha teklif yaptılar. Babamla gittim. İlk başta şartlar oluşmamıştı ve kulübümün izni olmamıştı. Yoksa kulübüm de tabii ki orada yetişmemi, oynamamı ister. Babamla gittiğimizde kalacağım yerden, alacağım ücrete kadar her şeyde anlaştık. Sonra anlaşmak için yeniden kulübüme geldiler. Yine şartlar oluşmadı. Biliyorsunuz, Avrupa Birliği yasası var. Benim yaşım 18'den küçük. Babam ve annem benim istemem halinde kesinlikle geleceklerini söylediler. Çünkü babam her şeyi bana bırakır, benim futbolum hakkında hiçbir zaman yorum yapmaz. Bana çok destek verir ve son kararı hep bana bırakır. Bana da "Gitmek istiyorsan, gidelim. Gitmek istemiyorsan, senin için ne iyi olacaksa onu yapalım" dedi. Yani sebep ailem değil, şartların yeteri kadar oluşmamasıydı, o yüzden gitmedim.



Benim Adım Kırmızı'yı çok sevdim

Boş vakitlerinde kitap okuduğunu biliyoruz. Ne tür kitaplar okursun? Özellikle sevdiğin yazarlar veya kitaplar var mı?


Gazete, dergi okumayı da çok seviyorum. Genel olarak okumayı çok seviyorum. İngilizce merakım var. İngilizcemi geliştirmem gerektiğini düşünüyorum. İngilizce bir paragraf gördüğümde onu çözmeye çalışırım. Orhan Pamuk'un kitaplarını severim. Özellikle Benim Adım Kırmızı çok hoşuma gitti. Futbolcunun sadece futbolla ilgilenmemesi gerekiyor bence. Futbolcu çok göz önünde bir hayat yaşıyor ve topluma örnek olması gerekiyor. Çocuklar, taraftarlar bizi izliyor. Bizim hep doğru işler yapıp, kitlelere örnek olmamız gerekiyor. Her açıdan kendimizi geliştirmemiz lazım.

Avrupa'da ve Türkiye'de örnek aldığın oyuncular var mı?

Liverpool'un kaptanı Steven Gerrard. Hayranıyım desem boş olmaz. Sahadaki duruşu, kaptanlığı taşıması, takıma liderlik yapması, gerektiğinde ön plana çıkıp sazı eline alması… Bence dünyanın en iyi orta saha oyuncusu. Zidane'dan sonra tabii. Türkiye'de ise Aurelio ve Mehmet Topal var. Mehmet Topal kendini çok geliştirdi ve genç yaşına rağmen çok iyi bir futbolcu oldu. Ayrıca Hakan Şükür ve Rüştü Reçber'i de çok takdir ederim. Çok iyi profesyonel ve çok iyi futbolcular.

Milli Takımlarda ileride kendini nerede görüyorsun? U17'lerin kaptanısın, günün birinde A Milli Takım'ın da kaptanı olabilecek misin?

Bu takım kurulduğundan beri devamlı gelen oyuncular arasındayım. Kaptanlık yapıyorum ve beni bu konuma layık gören hocalarıma çok teşekkür ediyorum. Onların güvenlerine layık olmaya çalışıyorum. Milli Takım'da oynamak bir Türk futbolcusunun en büyük gururudur. Futbolun doruk noktası olarak görüyorum Milli Takım'ı. En üst düzeydeki Milli Takım'da elbette ki oynamak isterim. Hedefimi de öyle koydum. Ama öncelikle kulübümde başarılı olmam gerekiyor. İnşallah bu hayalime ulaşırım.

Eski yıllarda Milli Takımlar neredeyse İstanbul kulüplerinin gençlerinden oluşuyordu. Son yıllarda Anadolu kulüplerinden de çok sayıda oyuncu Milli Takımlara geliyor. Acaba bir şeyler mi değişiyor?

Türk futbolu gün geçtikçe gelişiyor. Tesisleşme, ekonomik imkânlar, hedeflerin yükselmesi anlamına geliyor. Anadolu'da çok yetenekli futbolcular var ve onlar da bu gelişmeyle birlikte kendilerini gösterebiliyor.

"Ankara'yı çok seviyorum" demiştin. İleride koparsan çok özleyecek misin Ankara'yı?

Tabii ki çok özlerim. Çünkü doğup büyüdüğüm şehir. Ankara'nın yeri benim için bambaşka. Avrupa'da Milli Takımlarla gezmediğimiz şehir neredeyse kalmadı ama Ankara gibi bir şehre rastlamadım. Düzeni, havası, rahat ulaşımı, doğal güzelliği, her şeyiyle çok seviyorum Ankara'yı.

İlerideki ana hedefin nedir?

Öncelikle kişiliğimden ve tavrımdan ödün vermemek isterim. Nasıl tanındıysam, öyle bilinmek isterim. Çünkü bir insanın yeteneği yanında, göstermiş olduğu tavır ve kişiliğiyle kendisini çok iyi yerlere taşıyabileceğini düşünüyorum. Tabii ki taşımak için değil de bu gerektiği için böyle olmalı. Yani insan içten gelen bir şekilde ama doğru davranışlar içinde olmalı. Futbola gelince Türkiye'de idollerden birisi olmak istiyorum. Orta saha denilince ben akla geleyim isterim. Orta sahada Ankaragüçlü Apo akla gelsin isterim. İz bırakmak istiyorum ve hedefim özel bir futbolcu olmak. Türkiye'de çok orta saha oyuncusu var ama parmakla gösterilen bir Mehmet Aurelio, Tugay Kerimoğlu, Tuncay, Alex var. Öyle olmak isterim. Herhalde herkes de olmak ister.

Direkt Avrupa'ya giderim
Avrupa hedefinin arasına başka takımlar girerse ne yaparsın? Örneğin başka bir takıma gidip iyice pişerek mi yurtdışına gitmek istersin, yoksa Ankaragücü'ndeyken teklif gelse hemen gider misin?


Direkt Avrupa giderim. Türkiye'de gerçekten çok büyük bir potansiyel var. Oynadığımız rakiplere bakıyorum, kendimize bakıyorum, çok üst düzey futbolcular olabiliriz. Bizde de yetenek var, onlarda da var. Ülkemizi temsil etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Biraz daha cesur olabilmeliyiz bu konuda. O yüzden hemen Avrupa'ya çıkardım ki, Avrupa'da bir tane daha Türk futbolcusu fazla olsun.

Senin bu sözlerini okuyacak olan genç arkadaşlarına ve yaşıtlarına neler söylemek istersin?

Bence herkes sadece futbolda değil, her alanda hedefini büyük koymalı. Yaşayacağı en iyi şekilde yaşamayı talep etmeli ve buna ulaşmak için çabalamalı. Futbolda iyi olmak ve futbolcu olmak isteyenlere ise şunu söyleyebilirim; öncelikle yaptıkları işe çok saygı duymaları ve profesyonelce yaşamaları gerekiyor. Bütün engelleri aşmak ve hedeflerine ulaşmak ve için bunların çözümünü sağlamaları gerekir.

*************

UEFA´nın sitesinde çıkan bir haberi ‚
http://www.uefa.com/competitions/under17/news/kind=1/newsid=692241.html

************************************

Başka bir röportajı ;

Adı Abdülkadir Kayalı;

Ankaragücü Paf takımı ve 16 Yaş Altı Türk Milli Takımı´nın Kaptanı. Geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında ankaragücü a takımıyla antrenmanlara çıktı. onu yaşıtlarından farklı kılan‚ futbol sahalarındaki ustalığı. öyle ki‚ ingiltere premier liginin köklü kulüplerinden manchester citynin davetlisi olarak manchestere gitti ve bu takımdan transfer teklifi aldı. dünyaca ünlü bir kulüpten teklif almak‚ üstelik 16 yaşında‚ her futbolcunun en büyük hayali olmalı. yaz sıcağının ankarayı kavurduğu bir paf takımı antrenmanı sonrası görüştüm abdülkadir ile. hayallerini‚ ingiltere macerasını‚ futbola olan tutkusunu‚ özel yaşantısını sordum‚ içtenlikle cevapladı...

Bize kısaca kendini anlatır mısın? Futbola nasıl başladığını‚ aileni‚ okulunu...

Adım Abdülkadir Kayalı‚ 1991 yılının ocak ayında Ankarada doğdum‚ 16 yaşındayım. Batıkent Kaya Beyazıtoğlu Lisesi´nde okuyorum. üç kardeşiz. annem ev hanımı‚ babam bir bankada şube müdürü. babam iyi bir ankaragücü taraftarı. Ankaragücünün maçlarını kaçırmaz. ailemle birlikte ankara batıkentde oturuyorum. ankaragücüne altı sene önce yaz okulunda başladım. altı sene içersinde paf takıma oradan da a takıma yükseldim.

Futbol ile ilk tanışmam hemen her çocuk gibi sokakta oldu. sonrasında‚ babam beni yaz okuluna yazdırdı. önceleri diğer yaz okullarına gittim ama gerçek anlamda futbola başlangıcım ankaragücü yaz okulunda oldu. üç aylık bir dönemden sonra‚ kış okuluna devam ettim. hocalarım bir süre sonra beni özel gruba dahil etti. yaklaşık iki sene özel gurupta c genç takımına hazırlandım. yaşıtlarımdan bir sene önce c genç oynadım. sonra‚ kendi yaşıtlarıma bir sezon daha c genç oynadım. sonrasında‚ arif hocanın (ankaragücü alt yapı sorumlusu arif peçenek) desteğiyle paf takıma yükseldim.

Kaç senedir paf takımda oynuyorsun?

Bu ikinci senem. aynı zamanda a takımla antrenmanlara çıkıyorum.

İdealin nedir diye sorsam...

Her futbolcu belli bir yerlere gelmek ister. ben farklı olmak‚ özel bir futbolcu olmak istiyorum. gerçek anlamda bir yıldız olmak en büyük hedefim. zaman neyi getirir bilmiyorum ama en iyisini yapmak için elimden geleni yapacağım. gelecekte bir gün‚ türk milli takımda kaptanlık yapmak istiyorum.

Oynamak istediğin bir takım var mı?

Var. liverpool takımını çok seviyorum. steven gerrard ile yan yana oynamak en büyük hayalim. onun oynadığı bütün maçları heyecanla izlerim. mükemmel bir orta saha oyuncusu olduğunu düşünüyorum.

İngiltere macerandan bahseder misin?

Ben aynı zamanda kendi yaş grubumun mili takım kaptanıyım (u16). u15 ile başladım‚ orada kaptanlık yaptıktan sonra u16ya geçtim. hocalarımız şenol ustaömer ve hami mandıralı. o zaman u15 de turan mesci hoca idi. 2006 senesinin yaz aylarında‚ irlandaya kampa gittik ve orada irlandaya karşı iki maç oynadım. o iki maçta da iyi oynadım. ankaraya döndükten yaklaşık bir hafta kadar sonra‚ bir türk menajer benimle görüşmek istediğini söyledi. görüşmede‚ manchester city kulübün beni beğendiğini‚ kampa davet ettiklerini dile getirdi. o zaman çeşitli nedenlerden dolayı gidemedim. paf takımında ve milli takımda oynamaya devam ettim. sonrasında bir kez daha davet ettiler. bu sefer kulübüm izin verdi‚ babamla birlikte manchestera gittik‚ oradaki kampa katıldım. dünya şampiyonu olmuş manchester city genç takımı ile antrenmanlara çıktım. kamp süresi çok güzel geçti. anlaşabileceğim kadar ingilizcem var. ben istersem bu takımda oynayabileceğimi söylediler. tesisleri‚ antrenman sahaları futbola olan yaklaşımları mükemmeldi. beni transfer etmek istediklerini söylediler. ancak ben ankaragücünün sözleşmeli futbolcusuyum.

İngilterede ne kadar kaldın?

Yaklaşık iki hafta kadar...

Manchester City'de veya başka bir ingiliz takımda futbol oynamak ister misin?

Evet çok isterim. Zira oradaki şartlar‚ olanaklar çok farklı. orası futbolun beşiği ve ben orada kendimi çok daha fazla geliştireceğime inanıyorum. orada gerçek anlamda yıldız bir futbolcu‚ avrupanın sayılı isimlerinden biri olabilirim. buna yürekten inanıyorum.

İngiltere ile türkiye arasındaki gözlemlediğin farklılıklar neler?

Futbol üzerine konuşursak oyun sistemi‚ ve tempo çok farklı. bilirsiniz‚ ingiltere için futbolun beşiği derler‚ ben orada gerçekten bunu hissettim. antrenman yöntemleri‚ beslenme‚ saha dışındaki yaşam biçimleri örnek alınası. gerçek anlamda futbol oynamak için ne yapılması gerekiyorsa onu uygulamaya koymuşlar. imkanları bize göre çok daha geniş. maddi bakımdan da kulüpleri bizim kulüplerimize göre çok daha ileri boyutta.

Dışarıdaki yaşam biçiminde de gözlemlediğim herkesin kurallara uyuyor olması.

Konuyu paradan açmışken‚ sana maddi açıdan bir teklif sundular mı?

(Burada gülümsüyor‚ bu soruya cevap vermek istemediğini anlıyorum.)

Diyelim ki manchester citye transfer oldun; ingiliz futboluna adapte olacağına inanıyor musun?

Evet‚ kesinlikle inanıyorum. ben takımım da ön libero görevinde oynuyorum. aynı zamanda orta sahanın her bölgesinde oynayabilirim. tempolu futbola ayak uydurmakta zorlanacağımı sanmıyorum. ingiliz futbolu tempolu ve sert ki bu da benim oyun stilime çok uygun. elbette bunun bir uyum süreci vardır‚ zira ingiltere ligi bizim ligimize göre daha üst düzeyde. yine de uyum sağlayacağıma inanıyorum.

Eksiklerin nelerdir sence?

Her futbolcunun mutlaka eksik olduğu yönleri vardır. bende eksiklerimin çok olduğunu düşünüyorum. mesela fizik ve kondisyon açısından çok daha iyi bir seviyede olmam lazım. şimdi yaşım küçük sayılır‚ ama yaşım ilerledikçe kuvvetimi ve dayanıklılığımı artırmam lazım. daha hızlı oynamam lazım. daha önce de söylediğim gibi‚ ben sıradan bir futbolcu olmak istemiyorum. gerçek anlamda bir yıldız olmak hayalim ve bunun içinde çok çalışmam gerektiğinin farkındayım.

Örnek aldığın bir futbolcu var mı?

Burada gülümsüyor) Steven Gerrard. Liverpoolu çok seviyorum‚ aynı zamandanBarcelona'ya da sempatim var.

İngilteredeki yaşam hakkındaki görüşlerin?

Türkiyeye göre çok farklı. daha sade ve herkes kendi yaşantısında. toplum olarak kurallara uyuyorlar‚ birbirlerine karşı saygılılar ve en önemlisi futbolu çok seviyorlar.

Bu söyleşiden önce‚ bana senin ingiltere maceranla ilgili bir hikaye anlattılar. bir kez de senin ağzından duymak isterim manchester cityli yöneticinin söylediklerini...

Kamp esnasında beni bir gün manchester citynin stadına götürdüler. stadın özel bir yerinde‚ gelecekte yıldız olacağına inandıkları futbolcuların duvarlara asılmış büyük resimleri vardı. bana 4 veya 6 numaralı formayı vereceklerini ve resmimi buraya asacaklarını söylediler. benim de gelecekte bir gün‚ bu takımda yıldız olabilecek yetenekte olduğumu söylediler. maine road stadı bayağı büyük ve görkemli‚ doğrusunu söylemek gerekirse hayran kaldım.

Yöneticilerden bir bana;
Bu sahaya baktığında ne görüyorsun?"
diye sordu. Ben‚ çok ihtişamlı bir stat ve mükemmel bir saha gördüğümü söyledim. o da bana dönerek;
"Ben bu sahada seni gelecekte bir gün manchester city forması ile oynarken görüyorum..." dedi.

ben bu konuşmadan‚ o stat da yaşadıklarımdan‚ orada gördüklerimden‚ stadın ihtişamından çok etkilendim. dünyaca tanınan bir ingiliz takımının‚ benimle bu derece ilgilenmesi beni duygulandırdı.

Bu görüşmenin sonucu ne oldu‚ kulübün ile temasa geçip resmen seni istediler mi?

Bildiğim kadarı ile kulübüm ile irtibata geçtiler ve beni istediler. ancak türkiyenin avrupa birliği üyesi olmaması‚ benim yabancı futbolcu statüsünde oynayacak olmam işleri zorlaştırıyor. şu anda ben de beklemedeyim‚ hala takip ettiklerini biliyorum. bana düşen çok çalışmak‚ elimden gelenin en iyisini yapmak ve hep ileriye bakmak. babam beni ankaragücü forması ile 19 mayıs stadının yeşil çimlerinde görmek istediğini söylüyor ve ben de ankaragücü ile en iyi yerlere gelmek için çalışıyorum.


Manchesterde unutamadığın‚ seni gülümseten bir anın var mı?

Var. Orada bulunduğum ikinci günümde‚ takım hazırlık maçı yapacaktı ve benim de oynayacağımı söylediler. maça başladım ve ilk on dakikada üç kez topla buluştum ve üçü de dar alanda ve zor pozisyondaydı. üç kez de topu olumlu kullandım‚ pas hatası yapmadım. maçı yandan izleyen antrenör‚ düdüğünü çaldı‚ beni yanına çağırdı. ben oyundan çıktım ama oyun devam ediyordu. şaşırdım. tercüman aracılığı ile yeteneğimden bir kez daha emin olduklarını‚ üç kez topu çok iyi kullandığımı‚ maça devam etmeme gerek olmadığını söyledi.

Sonrasında kamp yaptığımız otelde‚ üzerimizde takımın eşofmanları ile dolaşırken‚ Manchester City tarafarları ile karşılaştık. gerçekten çok fanatikler. bir anda etrafımı sardılar‚ imza isteyenler‚ fotoğraf çektirmek için sıraya girenler. o otelde bana inanılmaz ilgi gösterdiler. iki tane t-shirtüm vardı‚ birini imzalayıp hediye etmek zorunda kaldım. A takımın bir futbolcusu olsam‚ bana gösterecekleri ilgiyi tahmin edebiliyorum.

Futboldan geriye kalan zamanlarında ne yaparsın‚ hobilerin nelerdir?

Yaşım küçük olmasına rağmen mümkün olduğu kadar profesyonel yaşamaya ve düzene inanırım. sinemayı ve kitap okumayı çok severim.Futboldan arda kalan zamanlarımı evde geçiririm. her şey futbol ile başlayıp futbol ile bitmiyor.İnsanın her alanda kendini geliştirmesi gerektiğine inanıyorum.

Taraftarın olduğun takımı sorsam?

Ankaralıyım‚Ankaragüçlüyüm.O yüzden de burada futbol oynamaktan çok mutluyum. en minik c genç takımında da oynasam‚ A takımına da sahaya çıksam‚ benim için Ankaragücü forması ile sahaya çıkmak gururdur. ankaragücünün her maçına giderim

Gelecekte bir gün sana üç istanbul takımından teklif gelse onlara mı‚ yoksa Manchester City'e transfer olmayı tercih edersin?

Manchester cityi tercih ederim‚ çünkü ingiltere premier lig‚ dünyanın en iyi ligi‚ ve bu ligde forma giymek‚ bir türk olarak ülkemi orada temsil etmek bana onur verir. Biliyorsunuz‚ Avrupada türkiyeden gitmiş Türk futbolcusu çok az. Orada oynamak ve kendini kabul ettirmek benim hayalim.

İngilterede futbol oynuyor olsan‚ sence karşılaşacağın zorluklar neler olur?

Yaşam tarzına alışmam zaman alabilir zira orada yaşam çok farklı. biliyorsunuz‚ biz türkler duygusal insanlarız‚ çabuk küser‚ çabuk alınırız. dil konusunda ilk başlarda biraz sıkıntı yaşayabilirim ama zamanla bu sorunu aşacağıma inanıyorum. ayrıca‚ oradaki futbol standardı çok yüksek. sürekli çalışmak gerek. inanır mısınız manchester citynin akademisinin altı çalışma sahası ve iki kapalı çim sahası var. tesisleri mükemmel‚ futbola gerçekten önem verdiklerini hemen anlıyorsunuz. haliyle beklenti de yüksek oluyor. o beklentiye cevap verebilmek için sürekli çalışmak ve kendini hep ileriye götürmek gerekir. Premier lig´de‚ Alt yapıdan a takıma en çok futbolcu veren kulüp manchester city ve bu gerçeği orada gözlemledim.

Avrupada formasını giymek istediğin başka bir takım var mı?

Barcelonaya sempatim var‚ orada da en çok beğendiğim futbolcu deco.

Sence‚ türkiyede futbolcu olmanın zorlukları nelerdir?

Futbol öyle bir meslek ki‚ gelecekte ne olacağını bilemiyor insan. türkiyede futbolcu hak ettiği standartları ve güvenceyi bulamıyor. mesela‚ ülkemizde alt yapılara gerektiği kadar önem verilmiyor. yabancı futbolcuya takılmış vaziyette türk futbolu. avrupada‚ kendine kaliteli liglerde yer bulamayan futbolcular buraya geliyorlar‚ haliyle genç futbolcuların kendini gösterme fırsatı kısıtlanıyor. inanın‚ türk futbolunda çok yetenekli futbolcular var‚ ama şans verilmediği için kaybolup gidiyorlar. türk futbolunda‚ gençlere önem ve şans verilmesi gerek diye düşünüyorum.

Türkcell süper ligin kalitesi hakkında düşüncelerin nelerdir?

Avrupanın kaliteli ligleriyle mukayese edersek bence kaliteli değil‚ çok daha iyi olması lazım. zaten avrupada aldığımız sonuçlardan da bu gerçek ortaya çıkıyor. avrupada tek başarı yakalayan takım galatasaray‚ o da bir kez uefa kupası. sonrasında devamı gelmiyor. ama bakarsanız‚ Fenerbahçenin ön eleme turundaki Belçika takımı Anderlecht bile sayısız kupa kazanmış‚ ki Belçika ligi de çok üst düzey bir lig değil.

Bence türkiye liglerinin‚ türk futbolunun çok daha iyi yerlerde olması lazım.

Kendini şanslı sayıyor musun?

Hem de çok. Öncelikle kulübüm bana tanıdığı imkanlar benim bu noktaya gelmemi sağladı ve biliyorum ki daha önümde çok yol var. tesis ve imkanlar olarak yetersiz bir anadolu takımında olsa idim kendimi bu kadar geliştiremezdim. burada arif hoca başta olmak üzere‚ tüm hocalarıma Gökhan hoca‚Dünyacan hoca‚ Nazmi hoca) teşekkür ediyorum. onların bende emekleri büyüktür.

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Etiketler