BİR SEZONUN ARDINDAN
NBA'de play-off heyecanı başlıyor. Editörlerimizden Sedat BALCI, NBA'deki play-offlar öncesi takımları mercek altına aldı ve tahminlerini yaptı.Göz açıp kapayana kadar NBA’de bir normal sezon daha sona erdi. Geçtiğimiz sezon Boston Celtics’in dominant performansını, bu sezon yine bir Doğu takımı olan Cleveland Cavaliers ile Batı’daki Los Angeles Lakers gerçekleştirdi. Bu iki takım, sezonun çok büyük bir bölümünü fazla zorlanmadan konferans lideri olarak geçirirken özellikle Cavaliers’ın Quicken Loans Arena’daki iki yenilgili performansı, (Önemsenmeyen son Sixers maçındaki yenilgiyi saymazsak tek yenilgi!) playoff boyunca serilere saha avantajına sahip olarak başlayacağı düşünüldüğünde en önemli ikinci silahı olacak.. Birinci silah ise tabii ki LeBron James!
2008-2009 normal sezonunun bize verdiği en büyük mesaj, yakın geleceğin dört NBA süper yıldızı ve onları takip eden yıldızlar oldu… Kobe Bryant, LeBron James, Dwight Howard ve Dwyane Wade dörtlüsü bu sezon “Bu ligin kralları biziz” diye bas bas bağırdılar. Bunları Brandon Roy, Chris Paul, Deron Williams ve Kevin Durant gibi isimler de “Yıldız” kontenjanından takip ettiler.
Lejyonerlerimiz açısında ise lig fena geçmedi diyebiliriz… Mehmet Okur yine iyi bir sezon geçirirken Batı’nın elit pivotları arasında yer almaya devam etti, ancak takımının düşen performansı ve bunun en büyük nedeni olan sezon boyu yaşanan sakatlıklar ritm bozukluğu yaşamasına neden oldu.
Hidayet ise kariyer sezonunun ardından bu sezon ortalamalarında ufak düşmeler yaşadı. Rakipleri artık Hidayet’e ekstra önem verirken bu durumun istatistiklere yansıması gayet normal. Zaten son bir iki yıldır Hido, el yakan üçlükleri kadar Dwight Howard’ın özel asistçisi olarak da önemli işler yapıyor ve bu çok yönlülüğüyle hala takımın en etkili silahlarından biri olmaya devam ediyor. Bakalım bu yaz Hido’yu yeni bir takımda mı göreceğiz yoksa Magic’teki ortamını sürdürmeye mi karar verecek!
Gelelim NBA’den seçtiğim En’li sorular ve cevapları ve ilk tur eşleşmeleriyle ilgili görüşlerime…
Sezonun winner’ı: DENVER NUGGETS
Denver’daki sayı potansiyelini anlatmaya gerek yok… Carmelo Anthony gibi güvenilir bir skorer forvet, Nene Hilario gibi yüzdeli skor yapan ve etkili bir pivot, Chris Andersen gibi kenardan gelip boyalı alanı karartan bir uzun ve J.R. Smith gibi ilk beşte oynamadan 30 dakikada 40 sayı atacak potansiyelde çılgın bir skorer…
Tüm bunlara sahip iken bir de Allen Iverson gibi, gittiği takımda topu elinde tutmayı seven bir oyuncu olunca bu potansiyelden tam katkı almak bir türlü mümkün olmadı! Ta ki Allen Iverson & Chauncey Billups takasına dek…
Takımını oynatmayı seven ve gerektiğinde kendisini de devreye sokan Billups önderliğinde sezonun büyük bir kısmını oynayan Colorado ekibi, Utah Jazz hakimiyetindeki Kuzeybatı Grubu’nu, hem Jazz’ı hem de ligin yükselen değeri olan Portland Trail Blazers’ı geçerek lider tamamladı ve konferans ikincisi olarak playoff’lara girdi. Geride bırakılan takımlara bakıldığında, yapılan takasın değeri daha da iyi anlaşılacaktır…
Bu gruba, genişleyen rotasyonuyla lige korku salan lig lideri Cleveland Cavaliers’ı da ekleyebiliriz…
Sezonun loser’ı: ALLEN IVERSON
Aslında bu gruba Phoenix Suns ve Detroit Pistons’ı da ekleyebiliriz ama bu sezon, Lost adasına düşmüşten beter olan Allen Iverson’ın durumu gerçekten ibret verici..
Bir oyuncu düşünün… Amerikan futbolundan basketbola geçiş yapıp her iki sporu da ‘Süper hızı sayesinde’ başarıyla yapabilsin… NBA’de Jordan’lar, Kobe’ler ve diğerleri karşısında kısacık boyuyla ayakta kalıp süper yıldız kategorisine girebilsin…
Allen Iverson, tüm bu olumlu işlerinin yanında sorunlu kişiliği, boyuna göre yetersiz kalabilen fiziği ve pek tabii ki ilerleyen yaşı yüzünden iyiden iyiye gözden düşmeye başladı…
Denver kurtuluşu, onu, bir başka veteran ama faydalı isim olan Chauncey Billups ile takas ederek buldu. Iverson, Michigan ekibinde de sakatlığı yüzünden sezonu bitiremedi. Bu arada sezon sonu da kontratı bitiyor ve serbest kalacak. Pistons şimdiden kontrat yenilemeyeceğinin sinyallerini açık bir biçimde belirtti.
Etkinliğini hızından alan ancak yaşı artık 30’ların ortalarına varan bir oyuncuya artık “Al şu yıllık 20 milyon doları ve gel bizi şampiyon yap!” diyecek NBA takımı yoktur diye düşünüyorum.
Iverson’ın önünde üç seçenek var…
1-İddialı bir takımda az paraya ve ikinci hatta üçüncü adam rolüne razı olacak!
2-Vasat bir NBA takımına giderek ortalamalarını sağlam tutacak ancak ömrü sezon başı 82 maçı geçmeyecek
3-Fantastik bir ihtimal ama Avrupa’ya gelecek! Tabii onu alacak Avrupa kulübü de bu paranın büyük bölümünü reklamdan çıkaracak. Avrupa’da, daha az para kazanarak şampiyonluk görüp çocuklarına, Kore Gazileri dedelerimiz gibi uzak diyarlarda kazandığı madalyaları ve kupaları gösterecek.
Her üç durumda da eski Iverson’dan eser kalmayacak…
Gelecek onların: PORTLAND TRAIL BLAZERS
Gerçekten de onlar NBA’in geleceği… 2000’lerin başı ve hemen öncesindeki sorunlu isimlerle dolu Portland ile şimdiki Portland arasında gece ile gündüz kadar fark var! Takımın tamamına yakını bu kadar genç iken niçin bir tanesi çıkıp bireysel oyunu tercih etmiyor?
Oregon ekibi, genç ama tecrübeli isimleriyle yakaladıkları istikrarlı çıkışın mükafatını bir iki sezon sonra alırsa şaşırmam! Zaten Doğu’da olsalar çoktan Cavaliers ile zirve mücadelesi yapıyor olurdu ama Batı’da da, özellikle Rose Garden’da göz kamaştırdılar! Lakers başta olmak üzere her takım bu deplasmanda ecel terleri döktüler. Rudy Fernandez gibi bir bonus ile de rotasyonları daha da genişledi.
Sadece bir galibiyet farkla konferans ikinciliğini kaçırdan Blazers, bu genç ekiple bir iki sene içinde hedeflerini büyütür diye düşünüyorum…
PLAY OFF İLK TUR TAHMİNLERİM
DOĞU
CLEVELAND CAVALIERS – DETROIT PISTONS (Sezon içi: 3-1 Cavaliers)
Çok özel durumlar olmadığı sürece Cleveland Cavaliers’ı şimdiden NBA finalinde görebiliriz. Özellikle iç sahada maçlara 20-0 önde başlıyormuş gibi bir rahatlık ve özgüvene sahip olan Cavaliers, deplasmanlarda da elit bir NBA takımı gibi oynayabiliyor.
Her ne kadar takım LeBron James ile anılsa da özellikle bu sezon Mo Williams, Zydrunas Ilgauskas ikilisi çok önemli katkılar yapıyor. Zaten Mo Williams bu performansıyla All-Star olma başarısını gösterdi.
Pistons ise asla eski “Bad Boys” kıvamındaki takım değil. Önce head coach değişikliği ardından Billups & Iverson takasıyla takımın ritmi iyiden iyiye bozuldu. İkinci yarı öyle bir düşüşe geçtiler ki, lig bir ay daha oynansa belki de Charlotte Bobcats ile yer değiştireceklerdi.
Cavaliers bu formuyla Pistons’a acımaz.
Tahminim: 4-1 Cleveland Cavaliers
BOSTON CELTICS – CHICAGO BULLS (Sezon içi: 2-1 Celtics)
Son şampiyon bu sezon pek güven vermiyor. Sezona iyi başlayıp ardından arka arkaya yenilgiler alan Celtics daha sonra yeniden toparlandı ancak Cavaliers’ın üstün formu karşısında konferans ikinciliğiyle yetindi. Sezon ortasında takıma katılan Stephon Marbury ve Mikki Moore’dan özellikle Marbury henüz beklenen katkıyı yapamadı ancak Celtics’in playoff’lardaki kaderini bu faktörlerden önce Kevin Garnett’in sakatlık sorunu çizecek. Garnett’siz Celtics’in şampiyonluktan bahsetmesi hayalcilik olur. Onsuz her maçta işleri zor olacak çünkü Celtics’i şampiyon olan savunmanın bel kemiği KG idi.
Bulls, potansiyeli olan genç bir takım ama dürüst olmak gerekirse en büyük şansları Batı yerine Doğu’da olmaları. Luol Deng’in yokluğu da onların en büyük handikapı.
Bulls süpürülmez ama Celtics karşısında tur atlamaları çok zor…
Tahminim: 4-2 Boston Celtics
ORLANDO MAGIC – PHILADELPHIA 76’ERS (Sezon içi: 3-0 Magic)
Orlando Magic nihayet Detroit Pistons belasından uzak bir playoff geçirme şansı yakaladı. İlk turda da gelebilecek en iyi takımlardan biri geldi. Florida ekibi için, Sixers ve Bulls ikilisinden Andre Miller ve arkadaşları sanırım daha fazla tercih edilirdi ve de öyle oldu.
Özellikle pota altında, sorunlu Samuel Dalembert karşısında Dwight Howard’ın bu seride etkili olacağını düşünüyorum.
Serinin ilk iki maçında alınacak skor bence dört galibiyete ulaşacak takımı tayin edecek bu takım da Orlando olacak diye düşünüyorum.
Tahminim: 4-2 Orlando Magic
ATLANTA HAWKS – MIAMI HEAT (Sezon içi: 3-1 Hawks)
Doğu’da serinin en heyecanlı mücadelesi hiç kuşkusuz Hawks – Heat buluşması olacak. Miami’de Dwyane Wade ile Hawks’ın Joe Johnson, Josh Smith, Mike Bibby üçlüsü karşı karşıya gelecek. Bu noktada Wade’in Jermaine O’Neal’dan daha fazla katkı alabilmesi lazım ancak bu konuda O’Neal pek güven vermiyor. Zaten Wade’e destek olan isim ya da isimler olsa Miami’yi, en azından bir iki sıra üstte görmemiz mümkün olabilirdi.
Evinde çok iyi oynayan Hawks, serinin favorisi…
Tahminim: 4-3 Atlanta Hawks
BATI
LOS ANGELES LAKERS – UTAH JAZZ (Sezon içi: 2-1 Lakers)
Los Angeles Lakers bu sene şampiyonluğa çok aç! Geçen sene şampiyonluğu kaybederken Boston’ın gölgesinde kalmaları ve onların alaylarına maruz kalmaları kendilerini daha da hırslandırdı. Zaten Shaq & Kobe ikilisi ayrıldıktan sonra bir türlü şampiyonluk gelmedi ve bu seriyi bitirmek için bu sezonu hedef belirlediler.
Kobe, Gasol, Odom üçlüsü bu sezon biraz daha rahat zira Andrew Bynum, geçtiğimiz sezonun aksine bu defa takımla birlikte.
Jazz ise kötü bir sezon geçirdi. Bitmek bilmeyen sakatlık sorunları ve normal sezonun sonlarında alınan yenilgiler takımı sekizinciliğe düşürdü. Lakers karşısında Deron Williams dışında güven verecek bir silahı yok gibi…
Lakers fazla zorlanmadan turu atlar…
Tahminim: 4-1 Los Angeles Lakers
DENVER NUGGETS – NEW ORLEANS HORNETS (Sezon içi: 2-2 berabere)
Denver Nuggets’ı yazımın başında iyice anlattım. Geldikleri noktada Chauncey Billups faktörü çok önemli. Ama bu defa karşılarında Chris Paul gibi ligin en iyi oyun kurucusunun yer aldığı New Orleans Hornets var. Bol skorlu bir seri bizleri bekliyor gibi…
Hornets’te Chris Paul & David West ikilisi zaman zaman galibiyet için yeterli olmuyor. Paul’ün basına verdiği demeçlere katılıyorum. Tyson Chandler’sız işler çok zor olacak. Zaten Peja’dan hayır yok… Rasual Butler ile James Posey de genelde as skorerleri destekleyen isimler. Ama Chandler, skor yapmasa da pota altı savunması ve ribauntları ile David West’i çok rahatlatan bir isim. Yani Hornets, iyi bir Chandler olmadan bu seride hücumda sıkıntı yaşamayabilir ancak Nene Hilario - Kenyon Martin – Carmelo Anthony üçlüsünün de boyalı alandaki hakimiyetini durduramaz.
Nuggets zor da olsa turu geçer…
Tahminim: 4-3 Denver Nuggets
SAN ANTONIO SPURS – DALLAS MAVERICKS (Sezon içi: 2-2 berabere)
Teksas derbisinde iki takımın da eski güçlerinden uzak olduğunu belirtmeden geçmemek lazım. Özellikle Dallas için bir ara playoff’lara kalamama ihtimali vardı ancak son anda toparlanıp rakiplerinin de formsuzlukları sonrası altıncılığa kadar yükselmesini bildi.
Mavericks için fazla bir değişiklik yok. Aynı isimler takımı sırtlıyor. Aynı şeyi Spurs için de söylemek mümkün… Ama Spurs’te Ginobili’nin yokluğunu unutmamak gerek…
Duncan ile Nowitzki gibi ligin iki elit power forvetinin çarpışması keyif verecek ancak tur atlayacak tarafı kestirmek çok güç…
Zor da olsa Spurs turu atlar gibi…
Tahminim: 4-3 San Antonio Spurs
PORTLAND TRAIL BLAZERS – HOUSTON ROCKETS (Sezon içi: 2-1 Rockets)
Portland için söylediklerimi yazımın başında okuyabilirsiniz. Bu seride özellikle Greg Oden ve diğer uzunlardan ekstra katkı alabilmesi, sezon içi üç maçta iki yenilgi almasına rağmen Houston Rockets karşısında turu geçmesine yardımcı olabilir.
Rockets, sezonun önemli bölümünde faydalanamadığı Tracy McGrady’i, playoff’larda ararsa şaşırmam çünkü Blazers’ta dikkat edilmesi gereken onca isim varken Houston az ama öz isimlerle işini görmeye çalışıyor.
Brandon Roy ve LaMarcus Aldridge ikilisinin Ron Artest ve Luis Scola karşısında neler yapabileceğini hep birlikte göreceğiz…
Zor olacak ama Blazers son maçta tur biletini kapacaktır…
Tahminim: 4-3 Portland Trail Blazers
HAZIRLAYAN: Sedat BALCI - SPOR X
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.