14 Temmuz 2009 Salı

Real Madrit : Bir Spor Kulübü değil,Global Şirket !!!!



Nefret ettiğim bir takımdır Real Madrit.
Kral - Devletin takımı olması,sürekli kayırılması,mağrur ve tepeden bakan bir
camia olmaları,başarıya giden her yol mübahtır Makyavelist felsefesini her daim
düstur edinmeleri hep hep beni gıcık etmiştir.
Gelgelelim Endüstriyel Futbol'da dev bir Dünya Markası oldukları da bir yadsınamaz
gerçektir.
Yaptıkları inanılmaz rakamlı transferler hep büyük yankı yaratmıştır.



Değirmenin suyu nereden geliyor soruları hep sorulmuştur.
Büyük sponsorluk gelirleri var.Ancak hesapsız harcamalarla 3 kez iflas noktasına
geldiklerinde de devlet tarafında kurtarılmışlardır.
En son Madrit Belediyesi yaptırıp cüzi paraya verdiği Antrenman tesislerini
300 milyon dolara geri alarak büyük kıyak yapmıştı.

RM'nin Global Şirket konumuna gelmesi ile ilgili güzel bir değerlendirme ;

Barcelona’nın, Manchester United’ın son dönemde sportif başarıları Real Madrid’in çok üstünde... Ama onların aldığı bu iyi neticeler bile, Real Madrid’in 4 yıldır üst üste Deloitte Futbol Para Ligi’nde tepede olmasına engel olamıyor. Madrid ekibi, 2008 sonu itibariyle yıllık gelirlerini 366 milyon euroya (yani en yakın rakibinin 41 milyon fazlasına) ulaştırmış durumda... Bu rakam, Madrid ekibinin 5 senede 3 Ş.Ligi şampiyonluğu kazandığı 2002 döneminin yaklaşık iki katı... 2008’deki yüzde 4’lük gelir artışı, söz konusu dönemin en büyük sıçraması...

Real Madrid’in sahada kaybederken, kasada kazanmak için kullandığı yöntemler içinde tabii ki yadsınamayacak “marka değeri” avantajı ilk sırada... Futbolun en güçlü markasına sahipler, hatta “sporun en kuvvetlisi” yarışmasında da favoriler arasındalar. Bu da onlara para ile birlikte prestijli şirketlerle çalışma lüksünü de getiriyor.
Kulübün sponsorları arasında Adidas, Bwin,
Coca-Cola ve Audi gibi dünya devlerinin olması tesadüf değil... (Sadece Adidas’tan 2007 yılında yapılan anlaşmayla kazanılan imaj hakları geliri 762 milyon euro)

Lokal avantajlar


Evet, lokal avantajları da var, kulübün sahibinin (Avrupa’daki birçok büyük kulübün aksine) binlerce Real Madrid taraftarı olması, yönetim kuruluna hareket kabiliyeti kazandırıyor. Kulübün sahibi taraftarlar, stada da gelmeyi ihmal etmiyorlar: Avrupa’nın en büyük üçüncü stadyumuna sahip Real Madrid’in yıllık maç günü gelirleri 101 milyon euro düzeyinde. 80 bin 354 koltuklu Bernabeu, tüm sezonu tam kapasiteyle geçiriyor.
Yayın sözleşmelerinde de yerel avantajları var: 1997’den beri tv haklarını bireysel olarak pazarlayabiliyorlar. Mediapro’nun 7 yıl için Real Madrid’e ödediği 1,1 milyar euro, olağan üstü bir rakam... Madrid ekibinin televizyondan kazandığı yıllık yaklaşık 157 milyon euro, Manchester United’ın neredeyse iki katı...
İspanya’da mücadele ediyor olmalarının bir diğer artısı da, yabancı oyunculara ilk 5 yıl için tanınan yüzde 23-25 civarındaki vergi oranı... Bu oran, rakip liglerde yüzde 40’larda seyrediyor.

Global tavır


Tabii bütün bu ön avantajların yanı sıra, Real Madrid’i rakiplerinin bir adım önüne çıkartan bir global pazarlama dehası olduğunu da belirtmek gerek. 2003’te Beckham transferiyle markalarını Doğu Asya ve Hint pazarına açtılar. Nigel Currie’nin deyimiyle, transferde sadece en iyi oyuncuları değil, en pazarlanabilir oyuncuları da takımlarına katma yöntemini benimsediler. Oradaki sporseverlerin kulüplerden çok yıldız oyunculara rağbet gösterdiğini öngördüler ve önümüzdeki 3-5 yıl içinde çok büyük rakamlara ulaşması beklenen “okyanus ötesi televizyon gelirleri” konusunda da öncü adımlar attılar.

Post-Beckham dönemi
Deloitte’ın övgülerle dolu “Real Madrid 2008” değerlendirmesinin son cümleleriyse enteresan: “Evet, Real Madrid’i muhtemelen gelecek yıl da bu listenin tepesinde göreceğiz. Ama Beckham sonrası dönemi nasıl idare edeceklerini de çok merak ediyoruz”
Galiba, Perez’in Ronaldo transferi de, Deloitte raporundaki “Post-Beckham” sorusuna bir cevap niteliğinde... Dünyanın en “pazarlanabilir” oyuncusunu Madrid’e getirdiler; üstelik 75 bin kişilik Maradona-Napoli buluşmasını kıskandıran bir kalabalığın Ronaldo’ya hoş geldin demek için Bernabeu’ya gelmesine bakılırsa, hiç de fena bir oyuncu transfer etmediler!
Evet Ronaldo Madrid’e bedavaya gelmedi, yıllık 13 milyon euro gibi olağan üstü bir para alacak, ama şaşırtıcı olan şu: “Belki de o kadar parayı da Real Madrid’e verecek!” ... Çünkü sözleşmeye göre Ronaldo’nun bugünden sonra yapacağı bütün reklam/sponsorluk anlaşmalarının yarısı Real’in kasasına girecek. Bu adamın 2009 yılı imaj gelirlerinin 25 milyon euroyu bulabileceği söyleniyor. Nike ve Banco Espiritu gibi firmalarla imzaladığı geçmiş sözleşmelerin parası hâlâ tamamen Ronaldo’nun. Ama bundan sonra kazanacaklarının da 13 milyon euronun altında olacağını kimse iddia edemiyor.
Bir futbolcuya yıllık 13 milyon euro vereceksiniz. Onun da size o civarda bir parayı geri verme potansiyeli var. Herhalde dünyada bundan ucuz bir oyuncu yoktur! Üstelik de sizi Mayıs’ta Madrid’de oynanacak Şampiyonlar Ligi finaline de çıkarabilecek bir oyuncu bu... Belki Xavi’yi yetiştiremediler, ama Laporta kusura bakmasın, Ronaldo’yu almak da hiç küçümsenecek bir iş değil doğrusu...

Uğur Meleke - Milliyet

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Etiketler