Referans Gazetesi’nden Kenan Başaran imzalı habere göre, 2010 yılında yapılacak olan Süper Lig yayın ihalesinde kulüplerin istediği yıllık en az 400 milyon dolarlık gelire yayın hakları bölünerek ulaşılacak.
Star TV’de Uğur Dündar’ın sunduğu Arena programına katılan Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor başkanları, Süper Lig’in değerinin yükseldiğini belirterek 2010′da yapılacak yayın ihalesinde muammen bedelin en az 400 milyon doların üzerinde olması gerektiğini söylediler. Başkanların temennisi gerçekleşirse Süper Lig’in yayın geliri 15 yıl içinde 55 kat artmış olacak. 1994-95 sezonunda gerçekleştirilen ilk yayın ihalesinde sadece 7.2 milyon dolarlık bir gelir sağlanmıştı…
Havuz sisteminin olmadığı bu ilk ihalede maçlar Cine5, Atv, Show TV, Kanal D ve TGRT arasında paylaşılımıştı. Bir sonraki sezonda da bu parçalı yayıncılık sürmüş ama büyük bir kaosa neden olmuştu. 1996′dan itibaren maç yayınları bir yayıncı kuruluş tarafından alınmaya başlandı. Ancak bugün gelinen noktada futbolseverleri yine “parçalı bir maç yayıncılığı” dönemi bekliyor. Futbol kulüpleri lig maçlarının özet görüntülerinden mobile haklarına kadar ayrı ayrı paketler halinde satılmasını istiyor. Bu model halihazırda Avrupa’nın önde gelen büyük liglerinde de uygulanıyor ve kulüpler bu sayede büyük yayın gelirlerine sahip oluyor.
Federasyon Sıcak Bakıyor
Yayın gelirlerinin bütçeleri içindeki payının azlığından şikayet eden büyük kulüplerin başkanları, 2010 başında yapılacak yeni ihalede en aşağı 400 milyon dolarlık bir rakamın oluşmasını istiyor. Başkanlar bu açıdan Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile sık sık konuyu görüşüyorlar.
Galatasaray Başkanı Adnan Polat, 400 milyon doların altında bir ihale bedelinin kabul edilemeyeceğini kaydederken, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım da kulüp bütçelerinin büyüdüğünü, buna mukabil yayın gelirlerinin aynı oranda artmadığından şikayet etti. Yıldırım, Alman Bayern Münich’in özellikle maç yayınlarının çeşitli şekillerde kullanılmasından ekstra kazançlar elde ettiği hatırlatarak, benzeri adımların Türkiye’de de atılması gerektiğini söyledi. Üç başkanın beyanları önümüzdeki yılın başında yapılacak ihalenin kıran kırana geçeceğini de ortaya koydu.
Aslında kulüpler uzun süredir yeni ihale için TFF ile görüş alışverişinde bulunuyor. Kulüpler Birliği, bugün yıllık 175 milyon dolar civarında olan maç yayın gelirlerinin düşük kaldığını ve yeni ihalede bu rakamın yıllık en az 400 milyon dolar olması için çalışıyor.
Söz konusu rakama ulaşmak için kulüpler, yayın haklarının ayrı ayrı paketler halinde satılmasını ve böylece birden fazla firmanın ihaleye katılımına olanak sağlanmasını istiyor. Zira 400 milyon doları tek bir firmadan değil, birden çok firmadan almanın daha kolay olacağını düşünüyorlar.
TFF Başkanı Mahmut Özgener de daha önce yaptığı açıklamalarda çeşitli alternatifler üzerinde durulduğunu belirterek, “Maçların iki ayrı paket halinde satılması ve IPTV haklarının ayrıca ihale edilmesi gibi konular üzerinde çalışılıyor” demişti. TFF bünyesinde oluşturulan bir komisyon ihale şartları üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.
Muhammen Bedel Çok Kritik
Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, yeni ihalede önemli olanın muhammen bedel olduğunu vurgulayarak, “Bu rakamı iyi belirlemek lazım. Çok yüksek olursa ihaleye katılım az olur ve böylece rekabetçi bir ortam oluşmaz. Bu da ligin ve yayın ihalesinin değerini zedeler. Diğer yandan kulüpler ve federasyon da ligin marka değeri için iyi bir rakam oluşturmak istiyor. Federasyonun işi bu anlamda epey zor. Zira yüksek bir muammen bedelden ötürü ihale iptal olursa ligin marka değeri düşer” dedi.
Kulüp başkanlarının telafuz ettiği 400 milyon doların rastgele söylenmediğini kaydeden Mosturoğlu, “Son ihaleden sonra Rekabet Kurulu ligin paketlenerek satılması gerektiğini belirtmişti. 2010′da yapılacak ihalede en az 3 paket olacak. 3G, IPTV ve şifreli TV yayın hakkı… GSM firmalarıyla yapılan değerlendirmeleri göz önüne alırsak 400 milyon dolar yıllık gelir gerçekleşebilir gözüküyor” diye konuştu.
Maç yayınları için birçok paket oluşturulmasının gündemde olduğunu kaydeden Mosturoğlu, “Maçlar gruplandırılabilir. Özet görüntüler ayrı, arşiv hakları ayrı paketler halinde oluşturulabilir. Maçların dış satımı gibi benzer bir çok türev ürün oluşturulabilir. Ayrıca birden fazla paket olursa bunun prodüksiyonunu kim yapacak? Almanya’da bu iş için de ayrı bir ihale açılıyor. Bütün bunların dışında, bir sürü paket yayınla karşı karşıya kalacak tüketicinin de korunması gerekiyor” dedi.
Mosturoğlu, ana yayını üstlenecek firmanın Türkiye’nin her yerinden ulaşılır olmasının da çok önemli olduğunun altını çizdi. Mosturoğlu, Avrupa’daki sistemin benzerinin uygulanması halinde Fenerbahçe’nin yıllık yayın gelirinin 40 milyon doları bulabileceği de sözlerine ekledi.
Dünyada yaşanan finansal krize rağmen futbol sektörü top sektirmek için bütçelerinde pek fazla kısıntıya gitmedi. Real Madrid’in sadece Ronaldo’ya 94 milyon euro vermesi bunun en büyük kanıtı oldu. Bir çok sektöre göre kriz ortamında bile cazibesini koruyan futbolun Türkiye’deki fiyatının 2010 ihalesinde ne kadar artacağı şimdiden merak konusu.
Ligde İngiliz Takımda Real En Çok Kazanan
Avrupa’nın 5 büyük liginde en büyük yayın gelirine İngiliz Premier League sahip. 2010-13 yayın ihalesinden 1.9 milyon euro BSkyB tarafından alındı. Gelecek yıl bu ligin 46 maçını ise 105 milyon euro ESPN yayınlayacak. Böylece toplamda İngiliz ligi 2 milyar euroya ulaşıyor.
İngiltere’de yayın hakları, maçlar ve içerikler ayrı ayrı paketler oluşturularak ihale ediliyor.
Takım bazında yayın geliri en yüksek olan takım İspanyol devi Real Madrid. Kulüp yıllık 136 milyon dolarlık bir yayın gelirine sahip.
İngiltere, Fransa ve Almanya’da havuz sistemi uygulanıyor. Ama İngiltere’de olduğu gibi Fransa’da da yapılan son ihaleyi 2 ayrı yayıncı aldı: Canal Plus ve Orange. 2012′ye kadar 4 sezon boyunca iki kuruluşun ödeyeceğı yıllık miktar toplam 668 milyon euro.
France Telekom’un iştiraki olan GSM operatörü Orange, internet üzerinden TV hizmeti de sunuyor. Almanya’da 2009-2013 dönemini kapsayan yayın ihalede 1.7 milyar euroluk gelir elde edildi. Bu ihalede ARD ve ZDF TV yayın haklarını alırken, Deutsche Telekom AG internet ve mobil telefon maç yayın haklarını aldı. İtalya ve İspanya’da ise havuz sistemi yok. Kulüpler kendi haklarını kendileri pazarlıyor.
Referans Gazetesi
16.7.2009 09:07
Yeni Yayın İhalesinde Kulüpler Ne Kadar Kazanacak?
2010 yılının Ocak ayında yapılacak olan Turkcell Süper Lig yayın ihalesi öncesi Vatan Gazetesi’nden Hakan Yaşar, şampiyon kulüp başta olmak üzere, yeni yayın ihalesi sonrası Süper Lig kulüplerinin kasalarına girecek olan paraları hesapladı.
Futbolda olası bir havuz krizinin sinyalleri gelmeye başladı. Uğur Dündar’ın programı Arena Özel’de 2010 yılının ocak ayında yapılacak yeni naklen yayın ihalesinde başkanlar tarifeyi açıkladı: 400 milyon dolar…
Hatta F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım, üstüne basa basa, “Bu rakamın altına düşülmesi kulüplere haksızlık olur” dedi. G.Saray Başkanı Adnan Polat da “Eskiden sadece TV’den maç yayını yapılıyordu. Şimdi işe yan gelirler de girdi” diyerek Aziz Yıldırım’ın tezini bir hayli güçlendirdi.
Başkanların Arena öncesinde de TFF Başkanı Mahmut Özgener ile yayın ihalesi için temasları olmuştu. Kulüpler Birliği, ihale komisyonuna 2 tane temsilci sokma kararı alarak zaten işin içine resmen girdiğini açıklamıştı.
Tüm bu gelişmeler gösteriyor ki, yeni ihale kıran kırana geçecek… Kulüpler bir limit koydu. Ancak 2008-2009 sezonunda 148 milyon dolar olan ücret 400’e çıkacak mı? Bunun için yüzde 270’lik bir zam gerekiyor. TFF’ye yakın kaynaklar 250- 300 milyon dolarlık bir tahmini yapıyor.
Köşeyi Dönecekler
Süper Lig’in değeri 400 eder mi? Hep söylenen marka değerinin ölçüsü yok ama Avrupa’dan son bir örnek verelim… Şubat 2009’da Fransa’da ihale yapıldı ve 2 TV şirketi 940 milyon dolara Ligue 1’in yayınını aldı. Premier Lig, tam 1 milyar dolar, Almanya ligi 600 milyon dolar civarında. Bunlar tabii daha eski ihaleler…
Asıl mevzuya gelirsek… Diyelim 400 milyon dolarlık bir havuz gelirine kavuştuk. O zaman 3 Büyük takımın durumu ne olacak? Ya da Yıldırım ile Polat, daha 6 ay varken neden bir rakam ortaya attı.. Hesap çok basit.. Çünkü eğer havuz gelirleri 148 milyon dolardan, 400’e çıkarsa F.Bahçe ve G.Saray’ın alacağı para şampiyonluk halinde 48 milyon doların üzerinde…
Şampiyon ‘15’ Almıştı
Geçen sezon şampiyon Beşiktaş, 15.4 milyon dolar (23 milyon 871 bin TL), F.Bahçe 14 milyon 383 bin dolar (22 milyon 295 bin TL), G.Saray 13 milyon 545 bin dolar (20 milyon 995 bin TL), Trabzonspor 11.9 milyon dolar (18 milyon 456 bin TL), ligi ikinci bitiren Sivasspor ise 11 milyon 52 bin dolar (17 milyon 132 bin TL) aldı..
Eğer ihale sonrası havuzda yüzde 270’lik yükselme olursa F.Bahçe ve G.Saray 80 puanla (24 galibiyet-8 beraberlik) şampiyon olmaları halinde 48 milyon 650 bin dolar alacak. 17’şer şampiyonluğu bulunan rakiplerini 11 şampiyonlukla izleyen Beşiktaş ise 45 milyon 328 bin dolarlık gelir elde edecek. Trabzon da 40 milyon 940 bin dolar alacak. Yani 4 Büyük’ten şampiyon olan takım gelirlerinde yüzde 300’ün de üzerinde çok ciddi bir artış alacak.
Şu an 5 milyon dolar alan Anadolu takımı 35 puan (10 galibiyet, 5 beraberlik) toplasa dahi 15 milyon doları kasasına koyacak.
Para Nasıl Dağılacak?
TFF geçen yıl garantili sistemi kaldırdı ve adil düzene (Performansa dayalı) geçti. Yeni sistemde 4 kriterde para dağıtılıyor.
1. Şampiyonlar Payı (%11): 44 milyon dolar, toplam sezon sayısına bölünüp bir şampiyonluğun bedeli ortaya çıkacak. Bu bedel şampiyonluk sayısı ile çarpılacak.
2. Dayanışma Payı (%35): 18 takıma eşit verilecek (Takım başı 7.7 milyon $)
3.Performans (%45): 180 milyon dolarlık paydan galibiyete 588 bin, beraberliğe 294 bin dolar düşecek.
4. İlk 6 Ödülü (%9): 36 milyon doların yüzde 32.25’ini şampiyon (11 milyon 600 bin dolar) alacak.
Vatan Gazetesi
16.7.2009 09:07
Habertürk Gazetesi yazarı Serdar Ali Çelikler, Ocak ayında yapılacak olan Turkcell Süper Lig yayın ihalesini analiz etti
Bu köşede defalarca yazdım. 2010 Ocak’ta yapılacak Lig Maçları Yayın İhalesi, bu önemli kırılma noktasıdır. Federasyonun yaşayacağı kırılmaya bağlı olarak Süper Lig kulüplerinin kırılma şiddeti de artacaktır. Elimizdeki verilere tek tek bakıp analiz yapalım.
1) 2010 Ocak’ta 2011-12 sezonundan başlamak üzere 3 ya da 4 sezonluk resmi yayıncı belirlenecek.
2) Potansiyel 3 yayıncı adayı var: Mevcut yayıncı kuruluş Digitürk, Doğan Grubu’nun digital platformu D-Smart ve Türk Telekom.
3) Bu ihalede öncekilerden farklı olarak 4 paket için ihaleye çıkılacak.
-TV Yayınları
-IP TV-Web TV yayınları (İnternet ağı üzerinden bilgisayarda maç izlemek)
-Mobil TV yayınları (Cep telefonundan maç izlemek)
-Özet yayınlar ihalesi (20 dakikalık geniş özet ya da 3 dakikalık kısa özetlerin pazarlama hakkı şu an yayıncı kuruluşta)
4) Federasyon bu dört ihaleden 280-320 milyon TL arası bir gelir öngörüyor. Mobil TV yayın hakkı bedelinin 2-3 milyon doları geçmesi beklenmiyor. Dolayısıyla asıl büyük meblağ TV yayın hakları ve IPTV haklarından bekleniyor.
5) 15 gün önce Alman kökenli yatırım bankası Rothschild. TFF’ye ‘Yayın ihalesi sürecinde size danışman olalım’ teklifini getirdi. Onların da öngörüsü 300 milyon TL seviyelerinde. Federasyon bu bankanın danışmanlığı fikrine sıcak bakıyor.
6) Aziz Yıldırım ve Adnan Polat, Uğur Dündar’la Arena’da yeni yayın ihalesi gelirinin en az 400 milyon dolar olması gerektiğini yoksa ‘yazık’ olacağını söyledi. Aynı ikili 15 gün önce Bebek Balıkçısı’nda Türk Telekom Genel Müdürü Paul Doany ile yemek yedi.
O yemekten sonra bir başka potansiyel alıcı, D-Smart’ın sahibi Doğan Grubu’nun önemli kanalı Star TV de ilk kez bir rakam telaffuz etti. Eğer iki başkanın öngörüsü gerçekleşirse F. Bahçe ve G. Saray’ın yıllık yayın gelirleri 18 milyon dolar seviyelerinden 45 milyon dolar seviyelerine çıkacak. TFF’nin öngördüğü 300 milyon TL’lik bir yekun elde edilirse iki büyüğün yıllık geliri yaklaşık 33 milyon TL civarından olacak.
7) D-Smar da Digitürk de Telekom da 400 milyon dolarlık gelir beklentisini “O biraz zor” sözleriyle karşıladı.
8) Dünyada yayın ihaleleri ile ilgili sorunlar var. İngiltere’de iki yayıncıdan biri olan Setanta iflas etti. Büyük yayıncı BSkyB devam ediyor. Gelir artışı yüzde 5 oldu. Almanya’da eski yayıncı Premiere, yayın ihalesini Arena’dan devraldı, gelir artışı yüzde 15 oldu.
Fransa’da ikili yayıncı sistemi var. Büyük ortak Canal Plus yüzde 75, küçük ortak Orange TV yüzde 25’ine sahip. İkili yayıncılığa geçildiği 2008-2009 sezonunda gelir yüzde 11 düştü. Bu yıl ise yüzde 2.3 arttı.
İtalya bu sene havuz sistemine geçti, henüz yayıncısı belli değil. Orada da bizim 10 yıl önce yaşadığımız yaşanıyor. Milan-İnter ve Juventus’un gelirleri düştüğünden ‘üç büyükler bağırıyor’. İspanya’da havuz sistemi yok. Kısaca halen Türkiye yayın geliri yıllık 160 milyon dolarken, Yıldırım-Polat ikilisi yüzde 240 artış bekliyor.
9) Yayıncı kuruluş adayları, bu rakamın telaffuzunun nedenini şöyle yorumluyor: “Federasyon’u baskı altına almak. Zaten Arda polemiği dışında iki başkanın noktası şunlardı : Hakemler kötü-Yayın ihalesi bedeli yüzde 240 artsın!”
Analiz : Yayıncı kuruluş yüzde 10-15 artış öngörüyor. Bu olmaz. Mutlaka rakam daha fazla artmalı. Ama yüzde 240 gibi bir artış mümkün değil. F. Bahçe ve G. Saray havuzu bozar kendi yayınlarını pazarlarsa yılda 40-45 milyon doları belki bulurlar. Ama havuz bozulursa tüm sistem çöker. Türkiye liginin diğer tüm takımları (Trabzon dahil) figürana döner. Beşiktaş da F.Bahçe ve G.Saray kadar para kazanamaz. Dolayısıyla Türkiye’de ekonomik olarak iki büyük kalır.
Bu sistemi korumak tüm takımları asgari müşterekte buluşturmak, yayıncı adaylarına adil bir ihale ortamı yaratmak ve en önemlisi siyasi baskılara boyun eğmemek gibi birçok önemli görevler bekliyor TFF’yi. Aziz Yıldırım ve Adnan Polat’ın bayrağı taşıdığı “Gerekirse havuz bozulsun” tarafı ile diğer 16 takımın bulunduğu “Sistem işlesin” tarafı arasında bir ihale süreci bekliyor bizi.
Habertürk Gazetesi
17.7.2009 15:07Programdan (Arena) çıkan bence en büyük sonuç Aralık 2009´da ya da Ocak 2010 yılında yapılacak olan havuz ihalesinde çıkacak kaosun beklenenden daha büyük olacağı...
Aziz Yıldırım Arena´da şu anda yıllık 170 milyon dolar ihale bedelinin en az 400 milyon dolara çıkmasını beklediklerini ifade etti. Şener ve Polat da bu rakamı onayladılar.
Belli ki bu rakam daha önce çalışılmış hatta büyük olasılıkla da Doğan Medya Grubu´nun yöneticileri tarafından yapılan yakın markajda bu rakam dile getirilmiş. Doğan Medya Grubu´nun 2010 yılındaki en büyük iş hedeflerinden birisinin havuz ihalesini almak olduğunu artık sağır sultan biliyor.
Çukurova Grubu´nun bugüne kadar Digitürk´e yaptığı yatırımın büyüklüğü de düşünülürse havuz ihalesine Doğan Grubu´ndan daha fazla asılacakları ortada... İhale süreci kanlı geçecek anlayacağınız. İster istemez Digitürk-D-Smart rekabeti ihale fiyatını yükseltecektir.
DOĞAN MEDYA GRUBUNU KURTARMAK IÇIN MAÇLAR ŞART
Televizyon sektörünün geleceği dijital ortamlarda. Medyayı esas işi olarak kabul eden Doğan Grubu´nun bu gelişmenin daha fazla gerisinde kalması beklenemezdi. Bu nedenle D-Smart hayata geçirildi. Ancak "sürdürülebilirlik" için sadece UEFA (şimdi Eurolig) maçlarını yayınlamak D-Smart´a yetmiyor. Çünkü digital platform işi oldukça pahalı bir operasyon ve daha büyük gelirlere gereksinimi var.
2010´da havuz ihalesi alınamazsa Doğan Medya Grubu´nun televizyon yayıncılığında rekabetin büyük oranda gerisine düşeceği ortada...
DOĞANA KARŞI AKP KURMAYLARI DEVREYE GİRECEK
Var olan şartlar altında Doğan Grubu´nun 2010 havuz ihalesini alması (mutlaka bir engel çıkarılacağını düşünüyorum) bence mümkün değil...
AK Parti´nin her yaştan‚ her cinsten erkek izleyiciyle futbolu kaynaştıran lig yayınlarını Doğan Grubu´na bırakması gelecek seçimde yenilgiye davetiye çıkarması demek...
Bu nedenle AK Parti kurmayları ne yapacak yapacak bu ihalenin D-Smart tarafından alınmasını engelleyecek diye düşünüyorum. Kuşkusuz bu bir öngörü... Ama olma olasılığı yüksek bir öngörü... Örnek vereyim; Maçları izlemek Tüm Türkiye´nin hakkı deyip sadece % 99 kapsama olanı olan kanallar ihaleye davet edilse sizce ihaleye kim girebilir? Tabii ki sözünü ettiğim çok uç bir nokta ama yapılabileceklerin sınırının olmadığını göstermek için bu örneği veriyorum.
MAÇLARI ALAN GRUP OLARAK FAYDASINI GÖRÜR
Maçlar sadece D-Smart´ın üye sayısını artırmanın araçları değil‚ D-Smart aynı zamanda reklam da satıyor. Aynı zamanda ihaleyi alan grubun elindeki diğer "ürünlerin" pazar başarıları için de garanti haline geliyor.
Düşünsenize maçlar arasında Hürriyet‚ Petrol Ofisi ya da Kanal D için ne promosyonlar yapılır! Ya da platform kanallarının her türlü reklam alanlarının etinden sütünden Doğan Grubu nasıl yararlanır!
Aynı Digitürk´ün sahibi Çukurova Grubu iştiraklerinin yıllardır yararlandığı gibi...
Turkcell´i ayakta tutan en büyük sponsorluklardan birinin futbol iletişimi olduğunu‚ bu iletişimin en büyük platformlarından birinin de digital platform olduğunu sanırım görüyorsunuzdur.
Bildiğiniz üzere Çukurova Grubu‚ Doğan Medya Grubu´na reklam vermiyor‚ bu nedenle de Çukurova Grubu´nun amiral markası Turkcell´in en büyük avantajı futbol maç yayınlarını temas noktası olarak kullanmak. (Borsada hisse senetleri bulunan bir şirketin bu kararının rasyonel olmadığını defalarca yazdım‚ yeri gelmişken bir kere daha tekrar edeyim.)
TRT + TELEKOM + STAR/24 ORTAKLIĞI OLABİLİR
Peki ya TRT ve hükümetin "havuz ihalesinde" rolü olabilir mi? TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin TRT´nin güvenilirliğini ve görünürlüğünü artırmak için çok başarılı işlere imza atıyor. Maç yayınlarını kullanarak "kamusal hizmet alanını" genişletmek isteyecektir. Bu nedenle maç yayınlarını sadece televizyondan değil‚ cepten‚ internet üzerinden de yayınını sağlamak üzere Telekom ve Star/24 Medya Grubu ile konsorsiyumuna gidebilirler. Hatta yanlarına bir de yabancı ortak alabilirler.
ÇALIK GRUBU DA GİREBİLİR
Çalık Grubu´na gelirsek... Şu anda havuz ihalesi konusunda sessiz kalan‚ hiçbir etkinlikte bulunmayan Çalık Grubu Sabah ve ATV´ye yapılan yatırımın karşılığını daha kısa sürede alabilmek için oyunculardan biri olabilmek isteyebilir.
Diyeceksiniz ki "Hiçbir hazırlığı yok. Niye ihaleyi ona ya da onun olduğu bir konsorsiyuma versinler ki!"
Daha önceki Cine 5‚ Teleon‚ Stardigital örneklerinde TFF "altyapı" konusuna odaklanmamıştı. TFF için birinin çıkıp şu kadar parayı taahhüt ediyorum demesi yeterli... Açıkçası ihale gerçekleştikten kısa bir süre içerisinde de parası olan rahatlıkla istediği alt yapıyı kurar ve maç yayınları verir. Dolayısıyla Çalık Grubu´nun da ihaleye oyuncu olarak girebilme olasılığı mevcut...
RTÜK‚ İHALEYİ İZLEMELİ !
Olayın bir de RTÜK ve tüketici boyutu var tabii ki... Şu anda Digitürk yönetimi platformdaki kanalların yerini zırt pırt değiştiriyor. Kendi kanallarını ön sıralara alıp izlemeyi manipüle ediyor. Bu konuda bir düzenleme olması gerektiği ortada... Aynı İngiltere ya da diğer ülkelerde olduğu gibi...
D-Smart aylarca "bedava" diye reklam yaptı‚ kutu aldırdı‚ şimdi Eurolig paralı diye "paket" satıyor. 2010 ihalesinde de eğer ihale bedeli 400 milyon Euro´ya çıkarsa bunu ödeyecek olanın kim olacağı ortada. Futbolu sadece zenginlerin TV´den izleyebileceği bir şey haline mi getireceğiz? Enerji piyasası kurulu nasıl benzin fiyatlarının üst sınırını belirliyorsa‚ paralı TV ücretlerinin üst sınırının belirlenmesinde de aynı fayda aranmaz mı? Bence aranır...
Bildiğiniz üzere bizim köpekbalığı medya sektörümüz‚ bir yandan yasaları çiğneyen devlet kurumlarına göz açtırmazken kendisi amaçlarına ulaşmak için her yolu mubah sayar.
Tüketiciye gerekirse küçücük şeyi kocaman gösterir‚ demode filmleri‚ ansiklopedileri "en trendy" malzemeler olarak satmaya çalışır. Reklamlarında göz göre göre yanıltıcı iddialarda bulunur. Bu konulardaki manipülasyonlarda medyanın eline kimse su dökemez!
Özetlersek... RTÜK TFF tarafından açılacak havuz ihale şartnamesini yakından incelemeye almalı‚ digital platform fiyatlamasında ve programlamasında önemli birer rol üstlenmeli... Bu konuda şimdiki yasa yeterli olmadığı için de mutlaka düzenleme yapılmalı.
Aksi takdirde filler tepişecek ve futbol tüketicisinin canı çıkacak! Çok hem de çoook...
0 yorum:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.