6 Haziran 2009 Cumartesi

Efes - Fenerbahçe Ülker Final Serisi 2.Maç Öncesi Değerlendirme


İlk maçtaki gözlemlerim ve ikinci maç için düşünceler

Arkadaşlar‚ ilk maçtaki zaferin ardından güzel bir sevinç yaşadık.
Hep doğruları ortaya koyduk.
Şimdi sakin bir şekilde oturup düşünmek‚ ilk maçı irdelemek ve
2. maç için önlemler almak gerekiyor.
Bunu Tanjevic başta olmak üzere teknik kadromuz muhakkak yapıyordur.
Amacım onlara yardım etmek değil tabii ki.
Haddimize mi!
Ancak nacizane görüşlerimi renktaşlarımla paylaşmak istiyorum.

Önce ilk maçtaki istatistikleri ortaya koyalım
(İlk maçı seyretmemiş olanlar ya da hatırlamak isteyenler
Gürol Abi´nin maç değerlendirmesini mutlaka okusun:
http://forum.antu.com/CevapOku.aspx?gID=4&fID=10&kID=5204&cID=335971&no=833 )

Öncelikle istatistikleri vermek istiyorum:


Efes nasıl bir hamle yapabilir.
İstatistiklere baktığımızda‚ görüyoruz ki
Efes çok kötü üçlük atmış: %17. İki sayılık da %59.
Bu rakamlar Efes´in sezon ortalamasının hayli altında.

Bu da normal çünkü çok iyi savunma yaptık.
Ancak Efes´in dış şutlarının bu kadar kötü olmasının tek nedeni
dış alan savunmamız değil.
Pota altını da o kadar iyi savunduk ki‚
onları tercih etmedikleri anlarda bile dış şut atmaya zorladık.
Shumpert ve Thornton´un o alışık olunan penetreleri genelde başarısız kaldı ilk maçta.

İkinci maçta bunu çözmeye çalışacaktır Efes.
Bu yüzden maça Kerem+4 kısalı bir düzenle başlayabilirler.
Ama Efes´in bu tercihine Tanjevic´in ilk maçın son çeyreğinde olduğu gibi
yine 4 kısa+Mirsad´la yanıt verebilir.
Böyle bir durumda dış alan savunmamız çok önemli.
Efes maça çok hızlı bir şekilde 2-3 üçlük atarak başlamak isteyebilir.
9-10 sayılık bir seri yakalamaya çalışabilir.

Fakat bizim dış alan savunması ilk maçta iyiydi‚ genelde de iyi zaten.
Ömer Onan‚ Green‚ Solomon‚ Smith ve hatta son iki maçtır Mrsic‚ gayet başarılılar.
Eğer Efes hızlı başlamaya çalışır‚ ama başarılı olamazsa panikleyip dağılabilir.
İlk maçta da gördük‚ Kaya‚ Ender‚ Thornton ve hatta Charles Smith
sert savunma karşısında dağılabilen oyuncular.
Böyle bir durumda Efes´i toparlayabilecek
bir tek Kerem Tunçeri´nin sakinliği ve Kerem Gönlüm´ün hırsı kalır.

Efes‚ ilk maçta boyalı alanı neredeyse hiç kullanmadı.
Ben bunu da anlayamadım.
Bizim 4 tane 5 numaramız var.
Onların bir: Kasun. Kasun toplam 16 dakika oyunda kalmış.
Bizim uzunlarımızın toplamına bakıyorum.
Oğuz 12
Ömer 20‚5
Semih 14‚5
Vidmar 7
Toplam: 54 dakika!

Yani 5 numarada kafadan 38 dakika‚ neredeyse bir maç boyu üstün kalmışız!
(Bu da Tanjevic rotasyonunun hediyesi)

Kerem ve Kaya 4 numara için hantal‚ 5 numara için ise zayıf kalıyorlar.
Maçta da gördük bunu.
Kerem 19 dakika‚ Kaya 14 dakika sahada kalmış.
Ama sayı katkıları‚ Kaya 0 (yazıyla sıfır!)‚ Kerem ise 9. Kasun´un katkısı ise 5.

Şimdi Efes´in pota altını övenler‚ lig boyunca Fenerbahçe gibi pota altı savunmasıyla
karşı karşıya kalmadığını unuttular.
İlk maçta bu farkı ortaya koyduk.

Bizim çocuklar ise sayı yüküne şöyle katkıda bulunmuş:
Semih 2
Vidmar 5 (beğenmeyenler dikkat etsin bu rakama‚ 7 dakikada attı bu sayıları)
Ömer 6
Oğuz 2
Toplamda 15 sayı.
Kasun´a 10 sayı fark atmışız.

Ancak Kasun sanki maçta sakattı.
Anlamsız bir şekilde uzun süre saha dışında kaldı.
Ya da Ergin Ataman‚ "zaten pota altında zayıfız
bari kısalarımla şansımı deneyeyim" dedi bilmiyorum.
Ancak Kasun oyunda kaldığı sürede bizim genç kuleler tarafından resmen ezildi!

Efes´in ikinci maçta pota altını zorlayacağını sanmıyorum.
Çünkü Efes burada bir tek Kasun´a bağlı.
O çok iyi oynasa bile bizim 4 gencin toplamından iyi oynama ihtimali yok.
En kötü ihtimal yorgun düşüp faul yapmaya başlayacaktır.

Şu karşılaştırmaları yaptığımda Efes´in tek şansı‚
4 numarayı zorlamak oluyor.
Kerem ve Kaya Peker´i hem 4 hem 5 yani 4‚5 numara olarak sayalım.
Bizim Mirsad karşısında çaresiz kalıyorlar ama
5´lerimiz karşısında daha hareketli olabiliyorlar diyelim.
Bir de Efes´in Avrupa´nın en iyi 4 numaralarından
(tabii ki Mirsad´dan iyi olamaz) Kakiouzis var.
Kakiouzis de ilk maçta sadece 5 dakika süre aldı.
Bunun da nedenini çözemedim.
Ama yanılmıyorsam Çetin Hoca sakatlığından bahsetmişti. Bilmiyorum.
Ama ikinci maçta Kakiouzis başta olmak üzere 4 numaralı bölgeden hücum düşünebilirler.
Yani faul çizgisi üzerinden zıplayarak atışlar ya da
4 numaraların potaya uzanmalarına tanık olabiliriz.
Mirsad bu bölgeyi gayet iyi savunabiliyor.
Ancak 5 numaralarımız biraz hantal kalıyorlar.
Ya da kolayca faul alabiliyorlar. (özellikle Semih)
Buna çok çok dikkat etmemiz lazım.

Ergin Ataman belki şöyle yapabilir.
4 numaradan bizim 5 numaraların faul alacağı hücum setleri kurabilir.
5 numaralarımızın faul problemine girmesini sağlayıp Kasun´u devreye sokabilir.
Ama 4 tane oyuncunun tümünü birden faul problemine sokmak çok zor.
Bana kolay bir şey gibi gelmiyor.

Üstelik Ergin Ataman´ın hesaba katmadığı bir kozumuz daha var
4 numaralı bölgede: Emir ve Smith.
İkisi de dün bence 4 numara savunmasına çok iyi yardım ettiler.
Maç sonundaki kırılma noktasında ikisinin de çok payı vardı.
Emir´in Mirsad´a asisti ve boyalı alanı uçarak geçtiği turnikesi‚
Devin Smith´in iki hücum ribaundu ve sayısı...
Hepsi4 numaralı bölgede yaptıkları

Efes´in hücum seçeneklerini ortaya koyarak başladım.
Açıkçası Ergin Ataman´ın dış şutlara yönelmekten başka bir çaresi kalmıyor.
Ama hem Charles Smith´i hem de Kerem Tunçeri´yi
ilk maçta çok iyi savunduğumuzu gözardı etmeyelim.
Ergin Ataman durumun vehametinin farkında değil galiba.
Televizyonlara şanssızlıkla açıklıyordu durumu.
Ama Efes kısalarını inanılmaz yoran bir savunmamız vardı.
Adamlar zıplayıp şut çekmeye kalktıklarında halleri kalmıyordu.
O kadar ki Smith´in bir üçlüğü potaya bile değmedi!

Ender´i tutamadık: 11 sayı attı.
Bu da bence ağırlıklı olarak Solomon´un oyundan koptuğu dakikaların bir hediyesiydi.
Thornton da çok ballıydı. 11 sayı attı‚ ama hepsi zorlama atışlardı.

İkinci maçta Solomon´un daha iyi savunma yapması şart.
Mrsic´in de yaşının getirdiği kaçınılmaz yorgunluğa kapılmasından korkuyorum.
Yoksa o da ilk maçta çok iyi savunma yaptı.

Efes´te özellikle Kerem Tunçeri´yi iyi savunmamız şart.
Green bunu iyi yaptı. Çünkü Efes´in beyni Kerem. Takımı o oynatıyor.

Ama bizim çok beynimiz var.
Green mesela‚ Solomon´un koptuğu dakikalarda takımı sürükledi.
Emir de keza maç sonunda çok iyi asistler yaptı.
Zaten takımın asist kralı.
Pota altına girip rakip savunmayı dağıttığı anlarda boşa çıkan şutörlerimizi çok iyi buluyor.

Dolayısıyla ilk maçta da gördüğümüz bir gerçek var.
Fenerbahçe sert savunmalara karşı daha yaratıcı yanıtlar verebiliyor.
Bu Tanjevic´in oyuncuya daha fazla inisiyatif tanıyan stilinden de kaynaklanıyor.
Ama Efes´te Kerem´I iyi tutarsanız‚ hücum organizasyonları felç oluyor.
Hele bir de sayı makinaları Smith´e nefes aldırmazsanız‚ ne yapacaklarını şaşırıyorlar.

İlk maçta yaptığımız doğrularda ısrar etmeliyiz.
İyi savunmamızı uzun uzun anlattım zaten.
4 numara da (ki en zayıf kaldığımız bölge) iyi savunuldu bence.
Yardımlaşma da çok iyiydi takımda.
Oyuncular arkadaşının açık bıraktığı alanları iyi kapattı.

Ayrıca inanılmaz özgüvenimiz vardı.
10 sayı fark yediğimiz anda bile toparlanmasını bildik.
Açıkçası ekranlarının başındaki bizler bile hiç panik olmamıştık o anda.
Çünkü 3. çeyrek sendromlarını çok yaşadık‚ tecrübeliyiz.
Takımın bir şekilde kenetlenip krizi atlatacağını biliyorduk.
Tanjevic bunu biz seyircilere bile öğrettiyse‚ oyuncularına hayli hayli aşılamıştır o özgüveni
(3. çeyrek sendromunun sırrı da bu belki).

Efes çok stresli olacaktır. İlk maçta da stresliydiler.
Şimdi bu maçı kaybederlerse Ayhan Şahenk´e dönemeyeceklerinin bilincinde
bütün hünerlerini göstereceklerdir.

Fenerbahçe sakin durabilir‚ karakterini ortaya koyabilir‚
ilk maçtaki hırs ve mücadele ruhu devam ederse maçı rahat kazanırız.

Ancak Efes Pilsen gerçekten de hafife alınmayacak bir takım.
Savunmada ufak bir açığımızda bir anda 8-10 sayılık bir seriyle karşı karşıya kalabiliriz.
Ve Efes´in iyi savunması da ortada. O iyi savunmayı yaramayabiliriz.
Yani o farkı kapama şansı bulamayabiliriz.

Ayrıca ilk maçta faul atışları dışında yüzdelerimiz çok kötü.
Konstantrasyon eksikliğinden ya da heyecan-stresten kaynaklanmıyor.
Öyle olsa faul de atamazdık.
Efes de‚ haklarını teslim edelim‚ iyi savunma yaptı.
Biz de Euroleague maçı oynamıyoruz uzun süredir.
İyi savunma yapan rakiplerle oynamayı unutmuşuz.
Çok top kaybı yaptık ilk maçta: 24. Onların top kaybı: 18
Bizim top çalmamız sadece 8. Onların top çalma sayısı ise 14.
Bu şu anlama geliyor. Top kayıplarındaki fark‚
onların daha fazla top çalmasından kaynaklanıyor.
Çaldıkları bütün toplar gözlerimin önünde...
Pas arası yapabileceklerini düşünmediğimizden kaptırdık birkısmını.
Örneğin Green´in kaptırdığı iki top‚ uzunlarımız bir iki paslaşması öyle kaptırıldı.
Bir de Solomon çok top kaybetti: 7!
Üstelik bir oyun kurucunun top kaptırması çok tehlikelidir.
Rakibin hızlı hücumuyla sonuçlanabilir.
Solomon´un kesinlikle daha dikkatli olması‚
uzunlarımızın da‚ ona daha çok "screen"le yardımcı olması gerekir.
Bir de Ömer Aşık çok top kaybetti.
Pota altı savunmalarını küçümsememek lazım.

Benim korkum yenilmek değil.
Sonuçta bundan sonra Ayhan Şahenk´teki bütün maçları kaybetsek bile seriyi 4-2 kazanıyoruz.
İlk maçı alarak yolu yarıladık anlayacağınız.

Benim korkum‚ bir yenilgi durumunda eleştirmek için pusuda yatanların ortaya çıkması.
Hem basını hem de camiamız içinden insanları kastediyorum.
Bakın Efes Pilsen yenildi‚ bütün basın kalitesiz maçtı diyor.
Ama aynı yenilgiyi biz alsaydık‚ ne Tanjevic´in sistemi kalırdı‚
ne oyuncularımızın tecrübesizliği‚ ne Solomon´un bencilliği‚ ne aşırı şut çekme hastalığımız...
Bazen bizim taraftarlar da Fenerbahçe düşmanı lobinin etkisi altına giriyor.

İlk maçta Efes´I nasıl yenebildiğimizi gördük.
Bir kaza yaşamamız serinin gideceği anlamına gelmemeli.
Korkum bir kazadan sonra‚ camiada takımın moralini bozacak bir havanın oluşması.
O tuzağa düşmezsek‚ ikinci maçı kaybetsek bile seriyi vermeyiz.
Eleştirileri‚ sistem tartışmalarını yapmayalım demiyorum‚
ama birlik ve beraberliği bozacak üsluplara sapmadan.
Bu saatten sonra Tanjevic´in herhangi bir değişikliğe gitmeyeceğini de biliyoruz.
Bu Tanjevic´in bir yanlışı da olabilir‚ doğrusu da olabilir.
Ama bu saatten sonra bir değişiklik olamaz.
Öyleyse ne olursa olsun arkalarında durmamız gerekiyor.
Eleştirelim gerekirse ama hesap sorma tarzında değil.
Hesap sormak isteyenler seriden sonra sorsun.

Tahminim en az 10 sayılık fark.
Efes bütün hünerlerini deneyecektir‚ ama Tanjevic´in hepsine yanıtı da hazırdır.
Ve takımımızda seçeneklerimiz o kadar çok ki.
Savunma anlamında Efes´in bütün silahlarına karşı alternatif oluşturabilecek kadromuz var.

Ancak‚ Efes maça hızlı başlar‚ bir iki hücumdan boş döner‚
biz de Solomon ya da Ömer Onan´la peş peşe sayılar bulabilirsek‚ maç erken kopabilir.
Erken kopan maçta ise Efes´in toparlama şansı hiç olmaz.
Çünkü Fenerbahçe disiplini hiç elden bırakmadan oynuyor.
Ve Efes toparlanamazsa‚ dış şutlarımız da iyi olursa
(çok iyi olmasına gerek yok ilk maçtan daha iyi olsun‚ sezon ortalamamızı tutturalım yeter)
fark yapabiliriz.

Güzel bir maç olacağına eminim.
Kazanırsak daha da güzel olur

Maçı izleyen arkadaşlara keyifli bir seyir için önerilerim:

1. Emir´i dikkatli izleyin.
Ne kadar yaratıcı‚ sorumluluk alan ve gelecek vaat eden bir oyuncu olduğunu göreceksiniz.
Gelecek derken Avrupa´nın en iyilerinden biri olmasını kastediyorum.

2. Mrsic ve Ömer Onan´ın boşa çıkmak için nasıl çabaladığını yakalamaya çalışın.
Onları boşa çıkartan hücum setlerimizi yakalamaya çalışın.
(İtiraf edeyim ben ancak tekrarı izlersem yakalayibiliyorum. )

3. Vidmar oynarsa‚ hiç önyargıya kapılmadan ne kadar iyi savunma yaptığına dikkat edin.

4. Mirsad´ın hakemlerle diyaloglarında gözlerinin içine bakın.
Faul yapmadığına siz de inanacaksınız.

5. Çetin Yılmaz´ın yorumlarını iyi dinleyin.
Maç nereye gidiyor‚ ne tür taktiker uygulanıyor‚ daha iyi anlaşılıyor.
Ve Çetin Yılmaz´ı dinlerken FB-TV spikeri olmadığını unutmayın‚
tarafsız yorum yapacağım kaygısıyla Fenerbahçeliliğinin üstünü örtmeye çalışıyor.
Bazen çok abartıyor doğru‚ ama bunu kesinlikle Fenerbahçe düşmanlığından yapmıyor.
Aksine Fenerbahçeliliğinden yapıyor.
Bir de Çetin Hoca Spormax´ta yorum yapıyor.
Sky Türk´teki basketbol ve Efes düşmanı yorumcu Çetin Hoca değil...
Bunu unutmayın‚ Çetin Hoca´nın günahına girmeyelim.

6. Maçı kazanırsak‚
Perşembe günkü 4. maçın biletini hemen ertesi gün mutlaka alın.
Şampiyonluk maçı olacak.
Biletler hemen tükenebilir.
Mümkünse internetten hemen alıverin.

Huzurlu‚
sendromsuz‚
tırnaklarımızı yemeyeceğimiz‚
keyifli bir maç
izlemek umuduyla.

ÖZGÜR

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Etiketler