3 Haziran 2009 Çarşamba

Efes Pilsen - Fenerbahçe Ülker Final Serisi Öncesi Değerlendirme


Büyük Gün geldi çattı.
Heyecan müthiş.
Hele ki Makyavelist Vampir Müessese'nin eziklik örneği şark kurnazlığı ile
basit hesaplara girerek FBÜ taraftarına ayırdığı 600 kişilik biletleri 45 TL'den
satarken ,geri kalan biletleri kanuna aykırı şekilde Anti - Fener şer ortaklığına
bedava dağıtma kararından sonra burada bizim bile Adrenalinimiz tavan yaptı.

Maç Programı :

04 Haziran 2009 Perşembe
Ayhan Şahenk Spor Salonu
20:00 Efes Pİlsen-Fenerbahçe Ülker (Spormax/SkyTÜRK)

06 Haziran 2009 Cumartesi
Ayhan Şahenk Spor Salonu
20:00 Efes Pİlsen-Fenerbahçe Ülker (Spormax/SkyTÜRK)

09 Haziran 2009 SalıAbdi İpekçi Spor Salonu
20:00 Fenerbahçe Ülker-Efes Pİlsen (Spormax/SkyTÜRK)

11 Haziran 2009 Perşembe
Abdi İpekçi Spor Salonu
20:00 Fenerbahçe Ülker-Efes Pİlsen (Spormax/SkyTÜRK)

14 Haziran 2009 Pazar
Ayhan Şahenk Spor Salonu
20:00 Efes Pİlsen-Fenerbahçe Ülker (Spormax/SkyTÜRK)

17 Haziran 2009 Çarşamba
Abdi İpekçi Spor Salonu
20:00 Fenerbahçe Ülker-Efes Pİlsen (Spormax/SkyTÜRK)

20 Haziran 2009 Cumartesi
Ayhan Şahenk Spor Salonu
20:00 Efes Pİlsen-Fenerbahçe Ülker (Spormax/SkyTÜRK)

Maçları SKYTÜRK'ten izleyebilecek olmamız da nihayet güzel bir haber.

(Programı görüyorsunuz ,hafta sonu maçları Efes'e ayarlanmış
Turgay Demirel ''Fenerasyonu'' (!) tarafından.)
Yukarıda dediğim gibi bilet fiyatları FBÜ taraftarna 45,olmayan Efes seyircisine
- gs,bjk seyircisine el altından toplu halde verilecek - bedava.
Türk Basketbolunun Öncü kulübü (!),insanlara basketbolu sevdiren (!) bira şirketi
takımının gerçek yüzü bu işte.
Zamanında ve halihazırda bile bu takıma sempati besleyen Fenerlilere selam olsun.

Değerlendirmeye önce 2 takımın takım istatistiklerinden başlıyorum.

50440160.jpg

47944537.jpg

(tbl.org.tr)

2 takım bu sezon 3 maç yaptı.TBL'de karşılıklı galibiyet var.
Teknosa Türkiye Kupası Yarı Finalindeki maçı ise Efes kazandı.

1.Maçı Efes Ayhan Şahenk'te 69-63 kazandı.
Efes'te C.Smith 14,Thonton 14,Kaya,Vujaniç ve Kerem Gönlüm 10'ar sayı attılar.
14/4 % 29 üçlük.44/24 % 55 ikiliy.Kasun,Kakiouzis yok.
Fenerbahçe Smith 15 (7/3 üçlük),Mrsiç 13 (12/4 üçlük),Emir 10,Ömer Onan 8 sayı.
Mirsad 2s.15r.(5/0 üçlük)
Oğuz 5,Vidmar 4.Semih ve Ömer Aşık yok.
25/9 % 36 ikilik,37/13 üçlük % 35.Ribauntlarda 31-35,Asistlerde 9-13 öndeyiz.

2.Maçı A.İpekçi'de Uzatmada 84-80 kazandık.
Ömer Onan 14 (8/4 üçlük),Semih 14,Smith 12s,6r.Green 12s,4a,Gricek 11s.
Mirsad 4,Oğuz 2,Mrsiç 0 sayı.
35/18 % 51 ikilik,29/9 % 31 üçlük,
Efes'te Thornton 18s.(4/2 üçlük),Kerem Tunçeri 17s.(5/3 üçlük),
Kaya 12s.6r.Kakiouzis 8s.7r.Kasun 7dk.0 sayı.Kerem Gönlüm 11s,8r.C.Smith 7s.6r.Tunçeri 3s.32-26
35/18 % 51 ikilik,18/8 % 44 üçlük.
Ribauntlar 33-36 Efes,Asistler 19-9 FB,Top kaybı FB 10-22 Efes

Teknosa Türkiye Kupasında 68-60 kaybettik.
Efes'te Shumpert 12s 8r,Kerem Gönlüm 11s.11r.C.Smith 9s.Kaya 9s,Thornton 7s.
Kasun 13.30 dk.6s.4r.4 faul.Kakiouzis 5s.
39/20 % 51 ikilik,20/6 üçlük.
FB;Green 13s.Mirsad 12s.(5/3 üçlük),Oğuz 12s.7r.Gricek 9s.4r.Mrsiç 5,
Emir,Semih 3,Smith ,Vidmar 0 sayı.
22/10 % 45 ikilik,25/8 % 32 üçlük.
Ribauntlar 32-26 Efes.Asist;14-9 Efes.Top çalma 8-4 Efes.Top Kaybı ep 10-13 FB

Buraya kadar Efes çok rahat ve başarılı geldi.
Normal sezonda 28 galibiyet ve sadece 2 mağlubiyet aldılar.
Play Off'larda da Daçka ve gs cc'yi çok rahat 2'şer maçta geçtiler.
Hiç yorulmadan,yıpranmadan hazır bir şekilde finale geldiler.
Eksikleri yok.Ergin bugün basın toplantısında son antrenmanda bir aksilik olmazsa
sakat oyuncumuz yok dedi.
Milos Vujaniç'i yabancı kontenjanı nedeniyle 6.yabancı olarak tribüne gönderiyorlar.
Fenerbahçe Ülker ise sezona sıkıntılı başladı.Solomon ve Kinsey,White gibi Şampiyonluğa
ciddi katkı yapan yabancı oyuncularının gidişi ve yerlerine gelen Gricek,Green ve Smith'in
sakatlık,uyum,istikrarsızlık gibi sorunları,pek çok oyuncunun ciddi uzun süreli
sakatlıkları büyük şanssızlıktı.
Ki hala Gricek sakat ve Final serisinde yok.Ömer Onan ve Vidmar henüz yeni iyileşti.
Türlü şanssızlıklara rağmen FBÜ,sezonu geçen yıl olduğu gibi 3.bitirdi.
(İnşaallah tarih tekerrür edecek)
Play Off'larda Antalya B.B.ve Telekom serilerinde ise fazla zorlanmadık.
Adeta takım kendini sıkmadan geçti rakipleri.
Telekom serisinin gene de bizim için ciddi bir Final hazırlığı test amaçları olduğunu
düşünüyorum.Aksine Efes ciddi rakiplerle oynamadı ve son durumları muamma.

Sezon içerisinde yapılan maçlarda oynamayan oyuncular olduğu için fazla bir fikir
vermese de bizim Solomon ve Ömer Aşık olmadan bile onları çok zorlamış olmamız
bize ümit veriyor.
Her iki takımda sert oynayan sistem takımları.
Efes bu sezon tarihinin en pahalı takımını kurdu.gs cc'nin 10 m.euro harcadığı
söyleniyor,Efes kaç para harcamıştır siz hesap edin.
Dolayısıyla bu pahalı ve çok geniş kadronun avantajı ile Ergin farklı obsiyonlara sahip.
Mesela çok yaptığı verim alabildiği 4 kısaya dönebiliyor.Geçen yıl bjk ct'de
yaptığı gibi Shumpert'i 4 numaraya sürüyor.
Geçmiş yıllara göre daha hücuma yatkın ve dengeli bir kadroları var.
Zaten 86.5.ortalama ile en skorer takım.İçeride ve dışarıdan sayı bulabiliyorlar.
Tersine biz ise en az sayı yiyen takımız.70.8 sayı ortalaması.
İki takım arasında fazla bir fark görülmüyor.
O yüzden avantajlar dezavantajlar aşağı yukarı eşit gibi.
Gene de ;

Fenerbahçe Ülker

Avantajlarımız ;
Son Telekom serisinde de görüldüğü gibi form grafiği iyi.
Solomon gibi başlı başına bir takım olan Winner bir oyuncuya sahip olmamız.
Savunmamız.
Gerektiğinde vitesi 2,3,4'e yükseltebiliyoruz.Green de savunmada siseme girdi.
Ömer Onan dönüyor.Damir bile Serkan Erdoğan'ı iyi savundu.
Onlara göre daha iyi uzun rotasyonumuz.
Oğuz'u hücumda daha çok kullanmalıyız.Mirsad son maçta aktif dinlendi artık
bu seride her maçta kendi vasatını oynamalı.Semih ve Ö.Aşık daha sert ve efektif olmalı.
Onlarda sadece Kerem Gönlüm var.Kasun,Kaya ve Kakiouzis'in o kadar etkili olacaklarını
sanmıyorum.
Abdi İpekçi ve taraftar avantajı.
Geniş ve alternatifli kadromuz.
Efes'e karşı mental olarak üstünlüğümüz.
Efessever Kaptan Damir.

Dezavantajlarımız ;
Bu sezon 3 maçı da kaybettiğimiz Ayhan Şahenk sendromu.
Saha dezavantajı.4 Maç A.Şahenk'te.
Efes'in bilet,seyirci kotası ve politikası nedeniyle taraftar dezavantajı.
Ama 600 kişi de yeter orada.
Bazı oyuncularımızın istikarsız performansları.
3.Çeyrek Sendromu.

Efes Pilsen ;
Avantajları ;
Charles Smith,Thonton ve Shumpert gibi iyi atıcıları var.
Zaten sadece bu mevkii de bizden üstün görülüyorlar.
Gricek olmayınca tabii.Ama Emir ve Smith yüksek performans gösterirlerse iyi olur.
Kerem Gönlüm'ün formu.
Geniş ve alternatifi kadrosu.
Ergin gibi çirkef ama iyi bir koça sahip olmaları.
Hakemlerle de oynayarak kararlarında etkili olabiliyor.
Bilinen Efes lobisi.
Ayhan Şahenk avantajı.
Yılların ezikliği iyi motivasyon getirebilir.

Dezavantajları ;
Uzunlardan sadece Kerem Gönlüm performansı yüksek.İçeride üstünüz.
C.Smith,Thornton ve Shumpert'e sert savunma yapılınca hücumda tıkanabilmeleri.
Bize karşı eziklikleri.
Taraftar dezavantajı.
King Solomon.

Tanjeviç avantaj da olabilir,dezavantaj da.

Seriyi günlük performanslar,tansiyon yüksek olacağı için sinirlerine hakim olan ,
soğukkanlı olan taraf,hakem kararları ve kilit oyuncuların performansı belirleyecek.
Biz de kilit isimler Solomon,Mirsad,Smith,Oğuz.
Onlarda Kerem'ler,C.Smith ve Thornton gibi gözüküyor.

Kerem Tunçeri,Ender ikilisine Solomon,Green üstünlük sağlar diyorum.
Uzunlarda zaten götürürüz.
Dış adamlarda onlar üstün.
Biz de daha ekstra isim bunları çok seven Kaptanımız Damir var.

Neticede haliyle zorlu ve uzun bir seri olacak.
İlk 2 Ayhan Şahenk serisinden 1 galibiyet mümkünse 2'sini almalıyız.
(Telekom serisinde de böyle demiştim,2'sini de almıştık :)))
Her şeye rağmen ben 4-2 kazanırız diyorum. 4-3'te olsa razıyım.
Yeter ki Şampiyon biz olalım.Maçları 1 sayı ile kazansak bile yeter.
Korkunun ecele faydası yok Ezik Efes.

Tekrar bu görüntüleri görmek dileğiyle ;



Takımımıza Başarılar Diliyorum.


*********************************************

Fenerbahçe Efes Pilsen Final Serisi Öncesi İki Takımın Karşılaştırması

Öncelikle sezon iki takımın sezon istatistiklerini ortaya koyalım.
Şimdi kimi renktaşlar yine mi istatistik diyecek‚ ama şu rakamları bilmenin zararı yok‚ faydası da olabilir:





Takım liderlerini bir görelim:

En çok süre alan:
Fenerbahçe: Solomon 23:44 ve Smith 23:44
EP: Thornton 24:39 Smith 24:10

En skorer:
Fenerbahçe: Smith 12 ve Mirsad 11‚4
EP: Smith 14‚8 ve Kaya 10‚76

En yüksek 2 sayılık yüzdesi:
Fenerbahçe: Vidmar %71 ve Ömer Aşık % 64 (Şaşırtıcı değil mi?)
EP: Kakiouzis % 69 ve Kasun %65

En yüksek 3 sayılık yüzdesi:
Fenerbahçe: Gricek %53 (ah ah‚ keşke oynasa yüzdeye bak be!) ve Solomon %46
EP: Shumpert‚ Smith ve Ender %43

En yüksek serbest atış yüzdesi:
Fenerbahçe: %88 Mrsic ve %86 Rasim
EP: %86 Kakiouzis ve % 80 Sinan

Hücum ribaund:
Fenerbahçe: Mirsad 1‚6 ve Vidmar 1‚5
EP: Kasun ve Kerem G. 2‚7

Savunma ribaundu:
Fenerbahçe: Mirsad 4‚4 ve Ömer Aşık 3‚8
EP: Kerem G. 4‚3 ve Kaya 3‚4

Toplam Ribaund:
Fenerbahçe: Mirsad 6‚1 ve Ömer Faruk 5‚2
EP: Kerem G. 7 ve Kasun 5‚4

Asist:
Fenerbahçe: Emir 3‚7 ve Solomon 3‚6
EP: Kerem T. 4 ve Ender 3‚4

Blok:
Fenerbahçe: Ömer Aşık 1‚1 ve Semih 0‚7
EP: Kasun 0‚8 ve Kaya 0‚7

Top çalma:
Fenerbahçe: Green 1‚2 ve Smith 1‚1
EP: Smith 2 ve Thornton 1‚5

Peki takımların ortalama istatistikleri ne durumda:

Sayı:
Fenerbahçe: 85‚1
EP: 86‚5

2 sayılık yüzdesi:
Fenerbahçe: %57‚3
EP: %57‚2

3 sayılık yüzdesi:
Fenerbahçe: %41‚3
EP: %40‚7

Serbest atış yüzdesi:
Fenerbahçe: %67‚4
EP: %66‚1 (Bizden bile rezil atıyorlar )

Hücum ribaund:
Fenerbahçe: 9‚4
EP: 10‚9

Savunma ribaundu:
Fenerbahçe: 24‚0
EP: 22‚1

Toplam Ribaund:
Fenerbahçe: 33‚4
EP: 32‚9

Asist:
Fenerbahçe: 18‚7
EP: 19‚1

Blok:
Fenerbahçe: 2‚8
EP: 2‚8

Top çalma:
Fenerbahçe: 8‚0
EP: 10‚2


İstatistikler hem çok şey söyler‚ hem de çok yanıltıcı olabilir.
Ayrıntılı bir yorum yapmayacağım istatistiklerle ilgili.
Ancak iki takımın savunma gücünün (blok ve top çalma ve savunma ribaundu değerleri)
birbirine yakın olduğu ortada.
Hücum gücü de denk. Bizim 3 sayılık yüzdemiz birazcık fazla o kadar.

İlk bakışta‚ denk güçlerin mücadelesi gibi gözüküyor.
Ancak rakamlara yansıyamayacak birkaç faktör var. Onlarda biz üstünüz.

Moral:
Telekom´u beklenenden kolay bir şekilde 3-0 süpürdük. 3. çeyreklerde takımın
Tanjevic´in mola almamasına karşın kendini toparlaması ve maçı koparmayı başarması da
bence takımın güvenini getirdi.

Seyirci:
Biracılar istedikleri kadar tribünleri 6S´lilerle doldursun‚
Fenerbahçe taraftarına bilet satmamaya çalışsın‚
Abdi İpekçi´de onlara cehennem azabı çektireceğimiz ortada.
Ayhan Şahenk´te de 600 kişilik bir taraftar grubu zaten salonu yerinden oynatır.
Toplama 200 kişisiyle Efes bir şey yapamaz.

Özgüven:
Fenerbahçe 2 yıldır üst üste şampiyon olmanın verdiği özgüvenle oynayacak.
Ayrıca Telekom serisi de yine oyunculara büyük güven aşıladı.

Solomon:
Tek başına sezon istatistiklerimizi yukarı çekebilecek bir oyuncu.
Rakamlara şöyle bir bakın‚ göreceksiniz‚ Solomon bütün sezon oynasa
denk düştüğümüz bütün kriterlerde Efes´in üstüne çıkıyorduk.
Ama daha da önemlisi Solomon´un gelişi bütün takıma‚
seyircilere bambaşka bir hava kazandırdı.
Bütün oyuncularımız da tek tek bundan çok faydalanıyor.
Green bile Solomon´un gelişiyle bambaşka bir kimliğe büründü.

Haramilerin Saltanatı:
Son 3-4 yıldır bütün amatör branşlarda tarih yazıyoruz. Haramilerin saltanatı bir bir yıkıldı.
Bu sene de şampiyon olursak‚ 3. kez üst üste bu başarıya uzanmış olacağız ve
bence Türk Basketbolu bir deprem yaşayacak. Bu başta bir dezavantaj olarak gözüküyor.
Bütün düşmanlarımız sanki birleşiyor. Efes Pilsen de ayrı bir hırsla hazırlanıyor seriye.
Efes Pilsen´in yaptığı son bilet fiyatları düzenlemesinde de ortaya çıktı.
Ama bence bu takımımıza ve seyircimize de ayrı bir motivasyon sağlıyor.

"Takım oyunu" oynamak mı "takım" olmak mı?
Fenerbahçe Euroleague´i izleyen yabancı gazeteciler tarafından bile
tecrübeli oyuncularla genç oyuncuların mükemmel bir karışımı olarak sunuluyor.
Hırslı‚ ama bir o kadar da kontrollü‚ yetenekli ama bir o kadar da mütevazi‚
takım olabilen‚ mükemmel bir şekilde yardımlaşan‚
yıllardır bir arada oynayan oyunculara sahibiz.

Telekom serisinde de gördük‚ kritik anlarda üst düzey yardımlaşma ve kenetlenme yaşıyoruz
ve krizleri atlatmayı başarıyoruz.
(Belki de şu çok eleştirilen ünlü 3. çeyrek sendromunun nedeni bu karakteri kazandırmaktır.)
Ben bu durumun‚ yani takımdaki kardeşlik havasının finalde
kendisini çok daha fazla ortaya çıkaracağına inanıyorum.

Takım oyunu oynamak ayrı bir şeydir‚ takım olabilmek ayrı bir şeydir.
Doğru‚ Efes Pilsen‚ Telekom gibi dağınık‚
oyuncuların bireysel performanslarına çok bağlı bir basketbol oynamıyor.
İstatistikler ortada‚ alınan süreler‚ atılan basketler falan hep dengeli.
Aynen Fenerbahçe gibi.
Yani Efes Pilsen de çağdaş basketbolun gereği olan
oyunu takım olarak oynama konusunda bizimle yarışıyor.
Ama bizim çocuklardaki "takım" olma bilinci bambaşka.
Bu "takım oyunu" oynamaktan öte ve gerçekleştirmesi daha zor bir şeydir.
Yani biz Efes´e göre daha "takım"ız.
Bu aynı zamanda "Fenerbahçe" olmanın oyunculara yüklediği bir misyon...
Hiçbir şekilde istatistiklere yansımayacak bu durumun
final serisinde iyice ortaya çıkacağına inanıyorum.

Şimdi mevkilere göre kısa bir karşılaştırma yapalım.
1-2 numaralar:
Efes Pilsen şüphesiz Kerem Tunçeri´yle büyük güç kazandı.
Ender de Kerem´le birlikte iyi bir ikili oluşturuyor orada.
Takımı iyi oynatıyorlar. Özellikle Kerem´in zeki basketbolunu çok beğeniyorum.
Mustafa Abi ve Cenk Akyol´u değerlendirmeye gerek duymuyorum.
Sırf Kerem ve Ender dinlensin diye oyuna girerler...

Ama bizim tarafta Solomon var. Ne yapacağı hiç belli olmaz.
Bir de bu sene NBA´den inanılmaz olgunlaşmış olarak geldi.
Kendisine değil‚ ama takıma oynuyor. Ama bu skorerliğini de hiçbir şekilde azaltmıyor.
Örneğin Telekom´la ikinci maçımızda‚ hem takımı oynattı‚ hem oyunun hiçbir anında
çok fazla ön plana çıkmadı‚ ama 17 sayı atarak da en skorer oyunculardan oldu.
İlk maçta da 15 sayı atmıştı.

Ayrıca Solomon eskiden‚ işler kötüye gittiğinde‚ hakem yanlış kararlar aldığında‚
sert bir savunmayla karşılaştığında‚ ya da eli sıcak olmadığında kontrolden çıkardı.
Böyle durumlarda zarar verdiği de olurdu.
Ama bu sene 9 maçtır Türkiye´de‚ böyle bir şeyle karşılaşmadık.

Solomon´un takıma alışma gibi bir sorunu da olmadı‚
çoğu oyuncuyla geçen sene zaten oynuyordu.
Bu seneki transferlerden Green´le ne kadar iyi anlaştığı ortada.
Son maçlarda da Smith ile iyi paslaşmalar yaptıklarını gördüm.

Ayrıca seyirciyi coşturması‚ sahada ortaya koyduğu liderlik‚
sorumluluk alabilmesi ve ağırlığıyla Kerem´den de Ender´den de birkaç gömlek üstün...

Solomon´a bir de Ömer Onan´ı ekleyelim.
Green´le birlikte muhteşem bir dış alan savunması yapıp
Kerem´i ve Ender´i kitleyeceklerdir diye düşünüyorum.

Efes Pilsen´de bence 1 ve 2 numarada Kerem´in ve Ender´in savunmaları yeterli değil.
Efes Pilsen için takım olarak iyi savunma yapıyor diyorlar‚
ama ligimizin diğer takımlarıyla karşılaştırıyorlar.
Bence takım savunmasında Efes çok iyi değil.
İyi savunma yapan birkaç oyuncusu var o kadar.
Fenerbahçe ise savunmada çok güzel yardımlaşabilen‚ takım savunmasını oturtmuş bir takım. Bunda takımın iskeletinin 3 yıldır birlikte oynamasının da faydası var tabii.

2-3 numaralar:
Bu mevkide ilk bakışta biraz geride gözüküyoruz.
Bence maçın kırılma noktası buralar olacak.
Efes Pilsen´de Charles Smith çok iyi. İyi bir şutör. Savunması da iyi.
Tehlikeli ve Kerem´le iyi anlaşabilen zeki bir oyuncu.
Ama Tanjevic´in önlem alacağına eminim.
Bizim Smith´le yani Devin Smith´le karşılaştığında‚ sorun yaşayabileceğini düşünüyorum.
Çünkü Devin Smith´in de savunma yönü çok kuvvetli.

Bu mevkide keşke Gricek oynasa. Ama benim çok umudum yok.
Üzücü bir durum. Seri kötü gider (Allah korusun) ilk iki maçı verirsek‚
belki de ne yapıp edip son çare onu oynatabilirler.

Ama Mrsic bu bölgede yine büyük bir tehdit.
Hep aksadığını düşündüğümüz savunmasını da Telekom maçlarında düzeltmiş göründü.

Bence bu bölgede en büyük kazancımız Smith.
Solomon geldiğinden midir‚ bilmiyorum‚ ama son dönemde yükseliş içinde.
Şutları çok düzgün‚ içeriye çok güzel penetre edebilen‚
uzunlarla boğuşabilecek kadar güçlü ve iyi de savunma yapabilen bir oyuncu.
Komple bir takım oyuncusu. Tam Fenerbahçe´ye göre.
Telekom serisinde özellikle 3. maçta neler yapabileceğini gösterdi.
Blok da yaptı‚ top da çaldı‚ kritik üç sayılar da attı‚ smaç da yaptı‚ hızlı hücuma da çıktı...
Daha ne olsun.
Biraz istikrarsızlık gibi bir sorunu var.
Umarım bizi mahcup etmez bu seride.
Smith iyi oynarsa Efes karşımızda tutunamaz diye düşünüyorum.

Efes´te ise onların Smith´inin dışında 2-3 numarada Thornton var.
O da tehlikeli bir oyuncu. Smith´in veriminin düştüğü anlarda sazı eline alabiliyor.
Bir de sanki bize karşı özel bir hazırlığı oluyor. Ligdeki iki maçta da Efes´in en iyisiydi.

Ama Thornton´un karşısına bizim Preldzic´i koyuyorum ve ferahlıyorum.
Emir hayranı olduğum için şimdi çok övmek istemiyorum.
1´den 5´e her yerde oynatabilirsiniz.
Ama 1 ile 5´in ortalaması olan 3´te en çok verim alabiliyorsunuz.
Ribaundlarda ve penetrelerde avantaj bağlayacak bir boyu da var‚
çok düzgün bir bileği de var‚ topa da adeta bir oyun kurucu hakim de.
Üstelik uzun boyuna karşın çevik...
Yani Thornton´la eşleşmesinde (Smith´leri birbiriyle eşleştirdim)
bir sorun çıkacağını düşünmüyorum. Hatta Emir biraz daha ağır basıyor.

Üstelik Emir de son dönemde yükselişte.
Örneğin Antalya maçlarının birinde %100 şutla oynamıştı‚
serbest atışta da (4/4)‚ 2´lik atışta da (3/3) 3´lük atışta da (2/2) tam isabet sağlamıştı!

Emir´in gençliğinden kaynaklanan bir "saçmalama" potansiyeli de var.
Ve Tanjevic Emir´in "saçaladığı" maçlarda‚ özgüven vermek için onu kenara almıyor.
Bunun Emir´e şüphesiz büyük katkısı oluyor.
Geleceğin dünya yıldızlarından olacak bir oyuncu.
Ama maça zararı oluyor işte. Korkum böyle bir şey olması...

Bir de Efes´te Sinan Güler´i unutmamak lazım.
Çok iyi bir savunmacı. Bize sıkıntı yaratabilir.
Ergin Ataman‚ savunmayı sertleştirmek istediği zamanlarda onu devreye sokabiliyor.
Özellikle Solomon´a karşı sert bir savunma yapmasını bekliyorum.

4 numaralar:
Bizde Mirsad dışında gerçek bir 4 numara yok.
Bu eşleştirmeye o yüzden 5 numaraları da eklemek zorunda kalıyoruz.
Çünkü‚ Mirsad olmadığı zaman‚ onun yerine bazen Semih‚ bazen Oğuz‚ genellikle de Rasim giriyor.
Ve bence takımımız aleyhine bir eşitsizlik oluyor.
Ama 4 numara eşleştirmelerinde Mirsad´ı kiminle eşleştirirseniz eşleştirin
Fenerbahçe güçlü çıkar.
Normal‚ Mirsad Avrupa´nın en iyi 4 numarası.
Ama onun olmadığı zamanlarda‚ ibre genellikle aleyhimize dönüyor.
Bu sorunu çok yaşadık‚ sene başından beri "4 numaraya transfer" çığlıkları atıldı.
Ama Tanjevic Hoca bunu pek önemsemedi.

Sonuçta‚ hareketli 4 numaralara karşı savunma sıkıntımız oluyor.
(Gerçi bu hareketli 4 numara tabirine kıl oluyorum.
4 numara zaten hareketli olmak zorundadır.
3´lerden daha kuvvetli‚ ama 5´lerden kat kat daha hareketli ve çevik olmalıdır)
Bunun nedeni de 5 numara oynayan bir oyuncu
Mirsad´ın yokluğunda o bölgeye çekmemiz.
Böyle durumlarda genellikle Rasim´le sorunu çözmeye çalışıyoruz.
Rasim´in savunması iyi. Ama döküldüğü maçlar da oluyor maalesef.
Üstelik Rasim´in hücum gücü çok güçlü değil.
Biz onu bomboş üçlükleriyle falan hatırlıyoruz hep.
Ve kendi adıma söyleyeyim‚ Rasim ne zaman üçlük atmaya kalkışsa‚
kesin basket olur diye düşünüyorum.
Ama Rasim o bomboş üçlükleri atabilmek için gerekli olan çevikliğe bence sahip değil.
İyi bir 4 numaraya karşı kolay kolay boşa çıkıp o üçlükleri atamıyor.
Onu pek şut çekerken görmememizin nedeni de bu.
Genellikle rakip savunmadaki sıkıntılar sonucu boşta kalırsa üçlük gönderiyor.
Ama 2´likleri daha da kötü.
Rasim´i "yüksek post"ta‚ ya da pota altında şut çekerken çok göremezsiniz.

Örneğin Mirsad´la bir karşılaştırayım.
Rasim sezon boyu maçlarda ortalama 11 dakika oynamış.
Mirsad ise 22 dakika.
Rasim´in maç başına attığı 3´lük sayısı 2. Mirsad´ın ise 3‚6.
Yani‚ aldıkları süreyle de kıyaslarsak‚
aşağı yukarı aynı sayıda üçlük denemesi yapıyorlar.
Rasim´in üçlük yüzdesi Mirsad´dan daha yüksek (%45´e %39)
ama bu iki oyuncunun farklı oyun karakterinden kaynaklanıyor.
Mirsad kendine çok güvenir ve inanılmaz pozisyonlarda 3´lük zorlar.
Ve rakibin çok iyi savunma yaptığı‚ takımın hücum organizasyonunda tıkandığı‚
kritik anlarda Mirsad´ın mucizevi üçlükleriyle çok maç kurtarmışızdır.
Rasim´de bu bence daha az.

Ama 2 sayılık atışlara baktığımızda daha da ilginç bir durum var:
Mirsad maç başına 5‚3 atış yapmış. Rasim ise 0‚6!
Hadi Mirsad Rasim´in iki katı kadar çok süre almış diyelim.
O zaman bu Rasim Mirsad kadar oynasa 1‚2 atış yapmış anlamına gelir ki
Mirsad´dan yine çok düşük.
Tabii şimdi Rasim hayranları bana kızacaktır.
Ama kızmayın. Çünkü ben de bir Rasim hayranıyım.
Rasim´in savunması‚ hırsı‚ taraftarı ateşlemesi‚ takımı sürüklemesi bambaşkadır.
Yedekleri maç içinde bir izleyin. Rasim´i otururken neredeyse hiç görmezsiniz.
Ben Rasim´in bu takım için hala vazgeçilmez olduğunu düşünüyorum.
Ama keşke bir tane daha 4 numaramız olsaydı demeden de duramıyorum.

Sonuç olarak bu seride sıkıntı çekersek‚
Mirsad´ın oynamadığı dakikalarda ya da kötü oynadığı maçlarda‚
4 numarada sıkıntı çekebiliriz diye korkuyorum.

Ama Telekom maçlarında da gördük. Bazen takımımız o kadar coşuyor‚
takım savunmamız o kadar iyi oturuyor ki‚ Emir´i de‚ Smith´i de‚
4 numaraya kaymış olarak görebiliyoruz.
Ve bazen iyi de oynuyorlar.
Bazen savaşçı 5 numaralarımız da 4 numarada verimli olabiliyor.
Ama Telekom´daki Bayramoviç´in‚ ki bence seride pek verimli olmadı‚
bize ne kadar sıkıntılar yarattığını unutmayalım.

Rakibimize baktığımızda ise Shumpert´in çok istikrarlı olmasa da etkili olabildiğini görüyoruz.
Tabii Shumpert aslında 3 numara.
Ama 4 numarada da oynayabildiği için özellikle burada değerlendirdim.
Bizim 4 numaradaki hızlı ve bileği düzgün oyuncu savunma zaafımıza karşı kullanılabilir.
Örneğin‚ kupa yarı finalinde bize karşı çok iyi oynamıştı.

Kakiouzis de tabii ki çok tehlikeli Avrupa çapında bir oyuncu.
Mevkisinin en iyilerinden.
Fakat yaşlı olduğunu ve uzun ve sert bir seriyi kaldıramayacağını düşünüyorum.

4 numarada bence Mirsad‚ Shumpert´ten de Kakiouzis´ten de daha iyi.
Ancak Mirsad -Rasim ya da Mirsad-herhangi bir 5 numara ikilisi zayıf kalabilir.
Üstelik Efes‚ bu pozisyona Kerem Gönlüm´ü de kaydırabilir.
Kerem‚ bence hücumda zayıf ama savunmada iyi bir oyuncu.
Sıkıntı yaratabilir.

5 numaralar:
Bizdeki uzun rotasyonu‚ açık söyleyeyim‚ Euroleague´de bile yok.
Gerçi Vidmar hala sakat sanırım‚ ama varmış gibi düşünelim.
Bir mevkide 4 tane iyi oyuncunun olması‚
sürekli rotasyon yapıp o mevkiyi diri tutmanızı sağlayabiliyor.
Üstelik o mevki en çok enerjinin harcandığı‚ en sert mücadelelerin yaşandığı mevkiyse.

Tabii tek tek bakıldığında‚ uzunlarımızın hiçbiri komple oyuncu değil.
Kiminin birebir savunması iyi (Vidmar mesela).
Kimi pota altını çok iyi kapatıp kısaların penetrelerini‚
4 numaraların potaya yönelmelerini ve 5 numaraların ribaund almasını engelliyor (Ömer Aşık mesela).
Kimi yapması gereken her şeyi çok mükemmel yapmasa da
dengeli yaparak verimli oynuyor (Semih mesela).
Kimi birebirde çok iyi oynuyor ve düzgün bir bileğe sahip olduğu için
kendisini savunan oyuncudan kurtulduğu anda dış şuta yönelip ceza kesebiliyor (Oğuz mesela).

Sonuçta bu 4 oyuncu birbirlerinin açıklarını o kadar iyi kapatabiliyorlar ki‚
maç içerisinde hücuma ya da savunmaya dönük oynamanıza göre istediğiniz
ikili kombinasyonları kurabiliyorsunuz.

Bu 4 oyuncu arasında en yetersiz kalanı tabii ki Vidmar.
Ama ben onun savunma yönünün yine de iyi olduğunu düşünüyorum.
Bu çocuğu geçen sene başında yeteri kadar sahiplenemedik.
Emir´den farklı da bir yapısı var. Biraz içine kapanık sanki. Bence etkilendi.
Kumaşı da Emir kadar iyi değildi. Çok gelişemedi.
Gelecek sene için bence yetersiz kalır‚ ısrar etmeye lüzum yok.
Ama şu seride de keşke olsaydı demeden duramıyorum.
Sonuçta 3 uzun yerine 4 uzunu rotasyona sokmak pota altının daha diri kalmasını sağlayacaktır.
Ama sakatlığı geçmemiş sanki.
Gerçi Telekom´la 3. maçta yedekler arasındaydı‚ maç başında ısınma da yaptı‚
ama oyuna hiç girmedi.

5 numaralara güveniyorum.

Maç içerisinde 2-3 dakikalık bölümlerde baktığınızda‚ sıkıntı yaşadığımız oluyor bu mevkide de.
Mesela bazen Oğuz savunmada aksıyor‚ Ömer Aşık topu elinden kaçırıyor‚
Semih kolay atışları kaçırıyor falan.
Ama maçın 40 dakikasına bakıp da pota altındaki dengeler açısından değerlendirdiğimizde‚
takımımız hep üstün çıkıyor. Telekom´u mesela bitirdik pota altında.
Halbuki Lang´in peş peşe 9 sayı aldığı anlar olmuştu.
Ama son tahlilde‚ kazanan taraf 5 numarada Fenerbahçe oldu.

Bizim 5 numarada yaşadığımız sıkıntı‚ çok iyi ve tecrübeli bir 5 numarayla karşılaşırsak oluyor.
Türkiye´de böyle biri yok. Ama Euroleague´de o sıkıntıyı çok yaşadık.

Şimdi Efes´e bakalım. Kasun‚ bize sıkıntı yaşatacak o tecrübeli ve iyi 5 numara olabilir.
Ama o performansa her maç ulaşabileceğini sanmıyorum.
En az 4‚ en çok 7 maç sürecek ve 2 günde bir oynanacak bir seride bence yorgun düşecektir.
Bizim uzunlar‚ onu bence epey yıpratacaktır.
Kerem Gönlüm ise‚ her rakipte olmasını istediğim bir oyuncu!
Mesela 2 sayılık yüzdesine bir bakın %55!
O eksik bulduğumuz Smih bile %58´te...
Ömer Aşık %64‚ Oğuz %59...
Çok büyük fark yok‚ ama Kerem´i izlediğinizde ne demek istediğimi anlarsınız.
Mesela Telekom´da Lang topu eline aldığında insan bir ürküyor.
Ne yapıp edip birebirde o topu sokabilir diyorsunuz. Oğuz da öyle mesela.
Ömer ve Semih de bence bilekleri çok düzgün olmasa da iyi pozisyon alıp‚
güzel boşa çıkıp‚ yüksek yüzde tutturabiliyorlar.
Bol bol smaç atmak uzun boyla değil‚ boşa çıkmakla mümkün.
Lang da mesela Telekom´da bunu iyi yapıyor.
Ama Kerem´in bu konuda eksiği olduğunu düşünüyorum.

Ama ribaundları iyi.
Fakat iyi savunmayla yorabilirsek ribaund açısında da sıkıntı yaşayacağına inanıyorum.

Aaaa‚ Kaya Peker´i unuttuk!

Evet doğru‚ Kerem Gönlüm çok iyi değil dedik ya‚ Kaya ondan da kötü bence.
Biraz Vidmar´a benzetiyorum.
Umarım savunmada benim unuttuğum gibi unutulmaz.
Çünkü bazen Kerem´le iyi anlaşıp sürprizler yapıyor.

Sonuç olarak 5 numarada Efes´in bize nazaran zayıf olduğunu söyleyebiliriz‚
ama bizim rotasyonumuza en yakın rotasyona sahip takım oldukları da ortada.
Türk Telekom´u ezdik çünkü Lang dışında bir tek Asım vardı onlarda.
Asım´ın da düzeyi ortada. Lang da sanırım sakatlıktan yeni çıktığı için‚ çok verimli olamadı.
Bizim uzunlarla güce dayalı bir mücadeleye girişemedi. Az da süre aldı.
Onun olmadığı dakikalarda ise Bayramoviç ve Dudley´i bizim çocuklar çiğ çiğ yedi!
Efes Pilsen´e karşı işimizin o kadar kolay olmayacağını ortaya koyalım.

Genel olarak baktığımızda‚
1. Efes de takım oyunu oynuyor ama çoğu oyuncusu
bu sene bir araya gelmiş bir takım olarak‚
kriz anlarında nasıl bir takım kimliği sergileyecekler bilmiyorum.
Başlarda da belirttim. Takım oyunu oynamak ayrı‚ takım olmak ayrı.
Bu sene ligde sıkıntı çekebilecekleri rakiplerle karşılaşmadılar.
Çeyrek finali de yarı finali de güle oynaya geçtiler.
Ama Fenerbahçe duvarına tosladıklarında nasıl bir reaksiyon gösterirler bilmiyorum.
Serinin sonucunu belirleyecek olgulardan biri de bu bence.
Üstelik Efes Pilsen‚ Eurolague´de o sıkıntıyı çekti.

Kerem´i transfer ederek krizi aştıklarını düşünüyorlar‚ ama ne kadar yeterlidir bilmiyorum.
Kerem sonuçta zekasıyla‚ iyi oyun kuruculuğuyla takımı güzel oynatıyor.
Her oyuncudan en yüksek düzeyde yararlanmasını başarıyor.
Ama Keremli Efes´i Euroleague seviyesinde savunma yapan bir takım karşısında izlemedik.
Türkiye´de bir tek Fenerbahçe var çünkü o sert savunmayı yapan.

Ve beni umutlandıran bir karşılaştırma yapayım:
Keremli Efes´i biz‚ ligin ikinci yarısında yendik.
Üstelik o maçta Ömer Aşık da Solomon da yoktu.
Yani Efes´i yenen takıma savunma yönü çok güçlü iki oyuncu daha ekleyerek
geliyoruz finale...

2. Ribaundlar açısından Fenerbahçe Türkiye liginin üstünde bir seviyede.
Özellikle 2 ve 3 numaralarımızın ribaundlara çok iyi katkılar yaptığını görüyoruz.
Efes bu konuda sıkıntı çekiyor.
Uzunları iyi ribaund alabiliyor ama
bizim genç rotasyon karşısında yorulacaklarını düşünüyorum.
Telekom´a karşı ribaunda çok üstündük.
Telekom´daki kadar olmasa da Efes´e karşı da iyi olacağımızı sanıyorum.

3. Gençlik‚ gençlik‚ gençlik.
Efes Pilsen çok üst düzey oyunculardan kurulu‚ ama yaşlı bir takım.
Doğum yıllarına bir bakın:

Kerem Gönlüm 1977
Kakiouzis 1976
Charles Smith 1975
Thornton 1977

Bunlar bence çok yaşlı.
Üstelik daha genç duran Kerem Tunçeri ve Shumpert bile 1979 doğumlu..

Bir de bizim takıma bakalım:
Mrsic 1970
Onun dışında 70´lerde doğmuşlar:
Mirsad 1976
Solomon 1978
Ömer Onan 1978

1977 doğumlu Gricek´i muhtemelen oynamayacağı için saymıyorum.

Görüldüğü onların yaşlıları bizim yaşlılardan daha yaşlı!

Efes´in en önemli silahlarının aslında bu yaşlı oyuncular olduğunu görün.

Ama genç oyuncular açısından bakıldığında‚ 5 numaralarımız ve Emir ortada.
Onlar çok genç ve çok etkili oyuncular.
Efes Pilsen´in 80´lerde doğmuş etkili diyebileceğimiz hiçbir oyuncusu yok.
Bir tek Ender var. O da 83´lü.
Sinan Güler de 83´lü‚ ama bence çok etkili bir oyuncu değil.
Haa‚ bir de tam 80´liler var: Kasun ve Kaya Peker.

Bu yaş farkı bence önemli.
Fenerbahçe çok genç ve uzun süredir birlikte oynayan‚
neredeyse kardeş haline gelmiş bir takım hüviyetinde.
Bu bizi diri tutuyor. Maç sonlarını iyi oynayabiliyoruz.
Yardımlayma da defalarca söylediğim gibi üst düzeyde oluyor.

Üstelik bu genç takım 3 yıldır final serisi oynadı‚
Euroleague´de zorlu rakiplere karşı mücadele etti.
Çok da tecrübeli aslında. Final serisinin gerilimini kaldırabilecek oyuncular.
Efes´in (bize göre) yaşlı takımı final serisinin ağırlığını ve zorluğunu kaldırabilir mi‚ şüpheliyim.
Bu açıdan da çok şanslıyız.

4. Tanjevic???
Koçlar açısından bakıldığında‚ bir muamma söz konusu.
Ergin Ataman çok hırslı bir koç.
Ama geçen sene 8JK´de yaşadığı fiyaskoyu da unutmayalım.
Benim beğendiğim bir hoca. Yaratıcı oyun setleri var.
Oyun içerisinde değişikliklere gidebiliyor.
Tanjevic ona nazaran daha muhafazakar‚ ilkelerinden ve kararlarından daha zor dönen bir hoca.

Ama Tanjevic´in geçen sene kazandığı başarılar da ortada.
Bu sene de takımı finale çıkarmayı başardı. Bence iyi de basket oynatıyor.
Takımı "takım" haline getiren odur.
Bence sene başından beri takımı bu final serisine hazırlıyor.
O çok eleştirdiğimiz gereksiz rotasyonlarına bu seride gireceğini sanmıyorum.
Telekom´da yapmadı çünkü. İyi oynayan oyuncuları oyunda tuttu. Örneğin Smith...
Geçen sene de final serisinde "adaletli rotasyon" dediğim bir uygulama yapmıştı.
Umarım bu sene de buna devam eder.
Ancak ben Ergin Ataman´ın yine de tehlikeli bir koç olduğunu düşünüyorum.
Tanjevic´in bir makine gibi işleyen takımına karşı kesinlikle önlemleri olacaktır.
Bakalım Ergin Ataman´ın hamlelerini Tanjevic nasıl karşılayacak?
Tabii Tanjevic´in bazen çılgınlığa varan inatçılığı da beni korkutmuyor değil.
Tanjevic bu‚ ne yapacağı belli olmaz.

5. Korkunun ecele faydası yok
Son olarak Efes´in sanıldığı gibi rahat olmadığını görelim.
Ligi güle oynaya bitirdiler‚ ama biz o zamanlar
hem Euroleague´deydik hem de sakatlıklarla boğuşuyorduk.
Şimdi Solomon da geldi.
Ne kadar tedirgin olduklarını bilet şaklabanlıklarıyla görüyorsunuzdur.
Korkunu ecele faydası yok.

Fenerbahçe tek tek oyuncular karşılaştırıldığında hiçbir şekilde geride kalmıyor.
Üstelik takım olarak bakıldığında ve gençliğiyle birleştirildiğinde son derece üstün.

Onlar 5 yıldır şampiyon olamıyormuş! Bu yüzden hırslılarmış...
Bu Efes Pilsen yönetimini‚ Özilhan´ı ve Özerhun´u üzebilir‚
ama Efes´in bu sene kadroya doldurduğu bu kadar ismin ne kadar umurundadır acaba?
Basında Efes´e gaz vermek için "şampiyonluğa susadılar" deniliyor‚
ama şu takımda yıllardır Efes´te oynayan kaç kişi var ki zaten?

İyi oyunculardan oluşan toplama bir takım ile
yine iyi oyunculardan oluşan gerçek bir takım arasındaki mücadeleye seyirci olacağız.

Çok iyi ve çekişmeli bir seri olacağı ortada.
Seri için tahminim 1 ya da en fazla 2 maçı kaybedeceğimiz yönünde.
Umudum ise 4-0 süpürmek tabii!

Ama kazanan kesinlikle biz olacağız.
Bu gerilimli ve zor seriyi ancak gerçek takım olabilenler götürebilir

ÖZGÜR

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Etiketler