10 Haziran 2010 Perşembe

2010 DÜNYA KUPASI - E GRUBU İNCELEMESİ





http://img809.imageshack.us/img809/6689/egrubu.jpg

 HOLLANDA








 

 http://img12.imageshack.us/img12/5673/hollandac.jpg
TAKIM BİLGİSİ


Geçmişten bugüne futbol dünyasına çok sayıda yıldız çıkartan Hollanda, dünyanın elit takımlarında forma giyen oyuncularına rağmen bunu, "özellikle son yıllarda" milli arenada göstermekte zorlanan bir ekip izlenimini veriyorlar. Van Basten, Gullit, Rijkaard, Koeman gibi efsanelerin boy gösterdiği Euro 88'de, finalde SSCB karşısında kazanılan şampiyonluktan sonra "Portakallar" her zaman korkulan ancak o korkunun karşılığının tam olarak alınamadığı bir ekip izlenimini verdiler.

Özellikle yetiştirdiği golcülerle bilinen Hollanda'nın, Güney Afrika'da en tehlikeli bölgesi hiç kuşkusuz orta sahası olacak. Bayern Münih formasıyla harika bir sezon geçiren Arjen Robben ve takım arkadaşı Van Bommel, aynı şekilde Inter ile bu sezon tüm kupaları alma yolunda ilerleyen Wesley Sneijder ve tabii ki Real Madrid'in yıldızlarından Van der Vaart önderliğinde ve De Jong, Afellay ve Heitinga gibi isimlerle desteklenen Hollanda orta sahası ile Jan Klaas Huntelaar, Dirk Kuyt, Robin Van Persie ve Ryan Babel gibi Premier Lig golcülerinden oluşan forvet hattı Hollanda'nın potansiyelini görmek için yeterli.


Kale ve defansa baktığımızda ise önceki yıllarda forma giyen oyuncuların yer aldığı ve bu iki pozisyonda istikrarın korunduğu gözleniyor. Bu istikrar ve tecrübe faktörü Turuncular'ın, böyle turnuvalarda başarı yolunda çok önemli bir yere sahip olan "iyi savunma" becerisini de beraberinde getirebilir.


Ancak en başta da belirttiğimiz gibi elindeki malzemenin hakkını verememesiyle meşhur olan Hollanda, bu turnuvada da bunu gerçekleştirirse artık kimse şaşırmayacak.


Teknik direktörlüğünü Bert van Marwijk'in yaptığı ve Hollanda futbolunun yakın geçmişinde söz sahibi olmuş Frank de Boer ve Philip Cocu'nun da asistan coach olduğu Hollanda'nın grupta Kamerun ve Danimarka ile ilk iki mücadelesi verir ve bu mücadele sonunda da istediğini alır ancak sonrasında ne olur kimse bilemez...


GEÇMİŞTEN BUGÜNE


Yukarıda da belirttiğimiz gibi adeta bir futbolcu fabrikası olan, Ajax başta olmak üzere birçok kulüp yoluyla sayısız yıldızı dünya futboluna armağan eden Hollanda, 90'lı yıllardan itibaren, bu potansiyelini milli arenaya taşımakta güçlük çeker hale geldi. Kadrosu her rakibi korkuttu ancak nihai noktada "Bir Aslan 'miyav' dedi" durumuna düştüler.


Artık herkesin beklentisi, EURO 88'den bu yana süren kupa hasretinin sona ermesi. Fakat rakiplerin durumlarına da bakıldığında bunu gerçekleştirmek, önceki yıllardan çok daha zor olacak gibi...


TAKTİK DİZİLİŞ


Hollanda'yı, Dünya Kupası Elemeleri ve hazırlık maçlarında, genelde iki farklı taktik ile izledik. 4-2-1-3 ile 4-2-3-1 arasında değişen Hollanda'nın saha içi taktik yayılışında, Robben ve Sneijder genelde kritik roller üstlenmekte. Özellikle Robben takımın gizli golcüsü gibi oynuyor. Orta saha ise Sneijder, van Bommel ve van der Vaart ile oyunun iki yönünde de etkili olabilecek görüntüde...


Kalede Stekelenburg'un görev almasının beklendiği Hollanda'da dörtlü defansı ise, van Bronckhorst, Mathijsen, Ooijer ve Heitinga'dan oluşturuyor.


GRUPTA NE YAPAR?


Gerek kadro kalitesi gerekse uluslararası arenada tecrübesi fazla olan oyuncularıyla Hollanda, Kamerun ve Danimarka'nın bir adım önünde yer alıyor. Japonya çok üstün bir performans sergileyip diğer üç takımın ikisi kabus gibi bir turnuva geçirmezlerse Hollanda, Kamerun ve Danimarka'dan ikisi gruptan çıkar gibi.


Bu bağlamda, Hollanda'nın turnuvaya Danimarka maçıyla başlaması çok önemli. Bu maçtan alınacak üç puan ve ardından Japonya karşısında alınacak bir galibiyet, diğer maçların sonuçlarına göre Kamerun maçı öncesi Hollanda'ya bir üst tur biletini aldırmış olabilir.


MİLLİ FORMAYLA EN ÇOK GOL ATAN OYUNCU


Özellikle 90'lı yıllarda Hollanda futbolunun en önemli golcüleri arasında yer alan ve artık emekliliğini yaşayan Patrick Kluivert, 40 golle Hollanda Milli Takımı'nda en fazla gol atan oyuncu unvanını taşıyor.


Son olarak 2007-2008 sezonunda Lille forması giyen ve ardından emekli olan Kluivert bugün 33 yaşında. Efsane golcü, 1994-2004 yılları arasında Hollanda forması giyerek 79 maçta 40 gol atma başarısını gösterdi.


Aktif oyuncular içinde ise en golcü isim, Dünya Kupası kadrosuna davet edilmeyen Ruud van Nistelrooy. 33 yaşındaki golcünün, 64 milli maçta 33 golü bulunuyor.


EN ÇOK MİLLİ OLAN FUTBOLCU


Portakallar'ın tarihinde en fazla milli forma giyen isim, 130 maçla kaleci Edwin van der Sar. 39 yaşındaki file bekçisi, ilerleyen yaşına rağmen 2005 yılından bu yana Manchester United'ın kalesini başarıyla korumakta...


Aktif oyuncular içinde ise 97 maç milli formayı sırtına geçiren ve turnuva sonrası emekli olacağını açıklayan Giovanni van Bronckhorst ile 87 kez milli olan ve milli takımı bırakan Clarence Seedorf, veteran kaleciyi takip etmekte...


G.AFRİKA'YA NASIL GELDİLER?


Hollanda, 2010 Dünya Kupası Elemeleri'nde Norveç, İskoçya, Makedonya ve İzlanda ile aynı grupta yer aldı. Arjen Robben ve arkadaşları, grupta oynadığı 8 maçın tamamını kazanırken bu maçlarda toplam 17 gol atıp sadece 2 gol yedi ve rahatlıkla grup lideri olarak adını finallere yazdırdı.


RAKAMSAL BAŞARILARI


Hollanda, tarihi boyunca 8 kez Dünya Kupası'na katılmış ve en iyi derecelerini, 1974 ve 1978'de ikinci olarak göstermiştir.


Avrupa Şampiyonası tarihinde de 8 kez boy gösteren Portakallar, 1988 yılında SSCB'yi finalde 2-0 yenerek şampiyonluğa ulaştılar.


1934 DÜNYA KUPASI: 1. Tur

1938 DÜNYA KUPASI: 1. Tur
1974 DÜNYA KUPASI: Final
1978 DÜNYA KUPASI: Final
1990 DÜNYA KUPASI: 2. Tur
1994 DÜNYA KUPASI: Çeyrek Final
1998 DÜNYA KUPASI: 4.lük
2006 DÜNYA KUPASI: 2. tur

DANİMARKA






 

 http://img809.imageshack.us/img809/1157/danmarka.jpg
TAKIM BİLGİSİ


Kuzey Avrupa futbolunun söz sahibi ekiplerinden biri olan Danimarka, Güney Afrika'da tur vizesi ararken gidebildiği kadar ilerlemek istiyor.

Danimarka denince futbolda akla gelen birkaç isim ve olay var. Öncelikle dünya futbolunun gördüğü en yetenekli futbolcular arasında yer alan Laudrup kardeşler bu ülkeden çıktı ancak çok daha önemlisi, tatilden apar topar çağrılarak katıldıkları EURO 92'de şampiyon olmaları bu Kuzey ülkesini Avrupa'da söz sahibi yapmaya başladı.


O dönemdeki başarısını, yetenekli jenerasyonu sayesinde elde eden Danimarka, ilerleyen yıllarda bu gücünü yitirse de, katıldığı her platformda, her ülkeye karşı dimdik ayakta kalmasını bildi.


Danimarka'nın kadrosuna bakıldığında, Avrupa'nın önemli liglerinde ve takımlarında forma giyen ve geçmişte giymiş oyuncuların varlığı dikkat çekiyor. Bu da, bu tür turnuvalarda çok önemli bir yere sahip olan "tecrübe" faktörünün takım içinde yeterince var olduğunu gösteriyor.


Daniel Agger, Jon Dahl Tomasson, Dennis Rommedahl ve Premier Lig'de iyi bir sezon geçiren, aradığı süreleri bulan Nicklas Bendtner önderliğinde Danimarka, G.Afrika'da Hollanda, Japonya ve Kamerun'un arasından sıyrılıp gruptan çıkmaya çalışacak.


GEÇMİŞTEN BUGÜNE


Danimarka'nın yakın tarihine bakıldığında, özellikle 90'lı yıllarda önemli başarılar elde ettiği görülüyor. Sahip olduğu kaliteli jenerasyonun da nimetlerinden faydalanan Kuzeyliler, EURO 84'te yarı final, apar topar katıldıkları EURO 92'de ise şampiyon oldular. Bunların haricinde, EURO 64'te dördüncülük, EURO 2004'te ise çeyrek final dereceleri, kendi kıtalarında elde ettikleri en iyi dereceler olarak gözlemleniyor.


Danimarka'nın Dünya Kupası tarihinde ise fazla önemli bir başarısı bulunmuyor. Fransa 98'deki çeyrek final derecesi, bu kupanın tarihinde elde ettikleri en iyi derece olarak hafızalara kazınmış durumda...


TAKTİK DİZİLİŞ


Danimarka, Dünya Kupası Eleme Maçları'na 4-2-3-1 düzeni ile başlayıp 4-3-3'e döndü. Bu turnuvada da bu iki taktiğin deneneceği muhtemel. Ancak elemeler ve hazırlık maçları ile Dünya Kupası maçlarının, "telafi edilebilirlik" anlamında farklı öneme sahip olduğu düşünüldüğünde, G.Afrika'da, orta sahası kalabalık bir Danimarka izleyebiliriz. Bu da 4-2-3-1 sistemine dönebilecekleri anlamına geliyor.


Takımın savunma hattı, Agger ve Kroldrup gibi İngiltere ve İtalya liglerinin tozunu yutmuş iki isme emanet olacak.


Zengin orta saha hattında ise kanatlarda Rommedahl, Jensen, Gronkjaer ve Jorgensen, orta sahada ise Christian Poulsen gibi defans yönü güçlü, Tomasson gibi hücum yönü güçlü iki önemli oyuncu var. Bu oyuncuların tamamına yakını tecrübe anlamında da oldukça iyiler.


Forvette ise, Arsenal formasıyla bu sezon sıkça boy gösteren ve uzun süreli sakatlıklar yaşayan van Persie'nin yerini dolduran Bendtner, gole en yakın isim olacak.


GRUPTA NE YAPAR?


Dünya Kupası tarihindeki olumsuz karnesine rağmen Danimarka'nın tecrübesi en büyük avantajı olacak. Grupta favori Hollanda'yı da zorlayacak yegane takım görünümünde... Kamerun ve Japonya ile verecekleri gruptan çıkma mücadelesi izlenmeye değer olacak.


MİLLİ FORMAYLA EN ÇOK GOL ATAN OYUNCU


Danimarka tarihinin "milli takımlardaki en golcü oyuncusu" unvanı, 1910-1925 tarihleri arasında milli formayı giyen Poul Nielsen'e ait durumda. Nielsen 38 maçta 52 golle bu alanda zirveye yerleşti.


Ancak bu rekorun bu turnuvada kırılma ihtimali var. Danimarka Milli Takımı'nın önemli oyuncularından Jon Dahl Tomasson, 107 milli maçta attığı 51 golle bu turnuvada boy gösterecek ve 33 yaşındaki golcünün atacağı birden fazla gol, rekorun yeni sahibi olması anlamına gelecek.


G.AFRİKA'YA NASIL GELDİLER?


Danimarka, Dünya Kupası Avrupa Kıtası Elemeleri'nde Portekiz, İsveç ve Macaristan gibi önemli takımların olduğu gruptan 21 puanla lider çıkarak Portekiz ile birlikte Güney Afrika biletinin sahibi oldu.


Oynadıkları 10 maçta 6 galibiyet, 3 beraberlik, 1 yenilgi alan Danimarka, 16 gol atıp 5 gol yiyerek savunmada da başarılı bir görüntü çizdiler.


Bu maçlar içinde, uzatmalarla birlikte son sekiz dakikaya sığan üç golle deplasmanda 3-2'lik skorla kazanılan Portekiz maçı, tüm eleme maçları içinde en unutulmaz maçlar arasında yer aldı.


RAKAMSAL BAŞARILARI


Danimarka'nın Dünya Kupası tarihinde ciddi bir başarısı bulunmuyor. Takımın aldığı en iyi sonuç, Fransa 98'deki çeyrek final derecesi. Avrupa Şampiyonası tarihinde ise İsveç 92'deki unutulmaz şampiyonluk ve Fransa 84'teki 3. lük derecesi dikkatleri çekiyor.


1986 DÜNYA KUPASI: 9.luk

1998 DÜNYA KUPASI: 8. lik
2002 DÜNYA KUPASI: 10.luk
 JAPONYA








 http://img816.imageshack.us/img816/786/japonya.jpg
TAKIM BİLGİSİ


Asya futbolunun önde gelen ekiplerinden Japonya, ülkesinde gelişen futbola paralel olarak dünya futbolunda, adından gittikçe daha fazla söz ettiren bir ekip olarak dikkat çekiyor.

Dünya futboluna son yıllarda sunduğu yeteneklerle de öne çıkmaya başlayan Japonya, Avrupa'da forma giyen oyuncuları ve Avrupa'dan ülkesine dönüş yapan Nakamura önderliğinde, Hollanda, Danimarka ve Kamerun ile gruptan çıkma mücadelesi verecek.


GEÇMİŞTEN BUGÜNE


Japon futbolu son yıllarda gelişme gösteriyor olsa da 1968'de Mexico City'de düzenlenen Yaz Olimpiyatları'nda alınan bronz madalya, ülke tarihinin bu spordaki ilk önemli başarısı olarak dikkat çekiyor.


1990'lı yıllardan itibaren Japonya Futbol Ligi'nde yaşanan olumlu değişimler (Yarı profesyonellikten profesyonelliğe geçiş), ülke futboluna ve milli takımına olumlu etki yaptı ve 1998'de ilk kez Dünya Kupası'na katılma başarısını gösterdiler.


Takımın Dünya Kupası tarihindeki en büyük başarısı ise, G.Kore ile ortak düzenlediği 2002 Dünya Kupası'nda 2. tura yükselmek oldu. Japonya, bu turda Türkiye'ye yenilerek elenmişti.


Asya Kupası'nda ise 6 kez boy gösteren Japonya, 1992, 2000 ve 2004 yıllarında kıta şampiyonluğu yaşadı.


TAKTİK DİZİLİŞ


Japonya genelde maçlarda 4-2-3-1 dizilişiyle sahaya yayılmayı tercih etmekte. Özellikle orta sahada hücuma dönük oynayan Nakamura ve Honda ile etkili olan Asya ekibinde eski G.Saraylı Inamoto ise defans ile orta saha arasında köprü görevini görüyor.


Takımın forvet hattını ise Serie A'da Catania forması giyen Morimoto ile Nagoya Grampus takımında oynayan Tamada oluşturuyor.


GRUPTA NE YAPAR?


Dünya Kupası'nda Hollanda, Kamerun ve Danimarka ile aynı grupta yer alan Japonya, kağıt üstünde bu üç takımın gerisinde gözüküyor ve ilk iki yolunda en az şans verilen takım durumunda.


Ancak iyi organize olabilen ve takım olarak sahada mücadele etmekte başarılı olan Japonya'nın, hafife alınması durumunda bu üç takımdan en az birinin üzerine çıkması da sürpriz olmayacaktır.


MİLLİ FORMAYLA EN ÇOK GOL ATAN OYUNCU


Japonya Futbol Milli Takım tarihinin en golcü ismi Kunishige Kamamoto. 1964-1977 yılları arasında Japonya forması giyen Kamamoto, 76 milli maçta 75 gole imza atarak neredeyse maç başına 1 gol ortalaması tutturdu.


EN ÇOK MİLLİ OLAN FUTBOLCU


Japonya Futbol Milli Takım tarihinin en fazla milli olan oyuncusu Masami Ihara. Emekli savunma oyuncusu, 1988-1999 yılları arasında forma giydiği milli takımla 122 maça çıktı.


Mevcut kadroda yer alan 33 yaşındaki kaleci Yoshikatsu Kawaguchi ise Ihara'nın sahip olduğu "En Fazla Milli Formayı Giyen Oyuncu" ünvanını ele geçirebilir. Kawaguchi bu turnuva öncesi 116 kez milli olmuş durumda.


G.AFRİKA'YA NASIL GELDİLER?


2010 Dünya Kupası Asya Elemeleri 3. turunda Avustralya, Bahreyn, Katar ve Özbekistan'ın olduğu grupta, Avustralya'nın 5 puan gerisinde 8 maçta 4 galibiyet, 3 beraberlik, 1 yenilgi ile ikinci olarak gruptan çıkan Japonya, Avustralya ve diğer grubun ilk iki sırasını paylaşan Güney Kore ve Kuzey Kore ile birlikte G. Afrika biletini aldı.


RAKAMSAL BAŞARILARI


Japonya'nın Dünya Kupası tarihindeki en büyük başarısı, 2002'de G.Kore ile ortaklaşa düzenledikleri şampiyonada 2. tura yükselmeleri idi. Japonya'yı 2. turda eleyen takım ise, 1-0'lık skorla Türkiye olmuştu.


Japonya'nın Asya Kupası'nda ise, 1992, 2000 ve 2004 yıllarında şampiyonlukları bulunuyor.


1998 DÜNYA KUPASI: 1. tur

2002 DÜNYA KUPASI: 2. tur
2006 DÜNYA KUPASI: 1. tur
KAMERUN










 http://img820.imageshack.us/img820/6821/kamerun.jpg
TAKIM BİLGİSİ


Afrika futbolunun önde gelen ekiplerinden Kamerun, özellikle İtalya 90'da gösterdiği performansla dünya futbolunda ün yaparken 2000'li yıllarda da, Avrupa'nın devlerinde forma giyen oyuncularıyla dikkatleri çekti.

Afrika Uluslar Kupası'na son yıllarda favori ekipler arasında katılan ancak beklentileri karşılayamayan "İnatçı Aslanlar" 20 sene önce bu kupada yakaladıkları başarıyı tekrarlamak istiyor.


O dönem Roger Milla önderliğinde bu başarıya ulaşan Kamerun adına bu turnuvanın en önemli ismi hiç kuşkusuz Samuel Eto'o olacak. Inter'in yıldız forvetin yanı sıra Emana, Idrissou, Ekotto ve Makoun gibi oyuncular da Kamerun'un önemli isimleri arasında. Ülkemizden Souleymanou Hamidou (Kayserispor), Geremi Njitap (Ankaragücü) ve Rigobert Song (Trabzonspor) gibi isimler de "İnatçı Aslanlar" adına forma giyecek.


GEÇMİŞTEN BUGÜNE


Kamerun'un Dünya arenasındaki geçmişine bakıldığında, çeyrek final oynadığı ve turnuva 7.?si olduğu İtalya 90 dışında ön plana çıktığı bir Dünya Kupası'nın olmadığı görülüyor. Buna karşın Afrika Uluslar Kupası'nda ise dört kez (1984, 1988, 2000, 2002) zirveye ulaştıkları görülüyor.


TAKTİK DİZİLİŞ


Kamerun'u genelde 4-5-1 ve 4-2-3-1 dizilişleriyle maça yayılırken görmekteyiz. Güçlü ve fizikli orta sahasını kalabalık tutan Afrika ekibi, ileri uçta Eto'o'nun sürati ve yırtıcılığını kullanmakta...


GRUPTA NE YAPAR?


Dünya Kupası'nda Hollanda ve Danimarka gibi iki Avrupa ülkesinin yanı sıra Japonua ile aynı grupta yer alan Kamerun, Hollanda'nın favori olduğu grupta öncelikle Danimarka ile ikincilik mücadelesi verecek. Bu bağlamda, Japonya ile oynanacak grup ilk maçını kazanarak bu yolda ilk adımı atmayı hedefliyor.


MİLLİ FORMAYLA EN ÇOK GOL ATAN OYUNCU


Kamerun Futbol Milli Takımı'nın en fazla gol atan oyuncusu, aynı zamanda ülkede artık bir futbol efsanesi olarak kabul edilen Samuel Eto'o. 1996 yılından bu yana milli takımda forma giyen 29 yaşındaki süper yıldız, 94 maçta attığı 44 golle bu alanda liderliği elinde bulunduruyor.


EN ÇOK MİLLİ OLAN FUTBOLCU


Kamerun Futbol Milli Takımı'nın en fazla milli olan oyuncusu Rigobert Song. 33 yaşındaki savunma oyuncusu 133 kez milli formayı giyme başarısını gösterdi.


Song, 2004-2008 yılları arasında G.Saray forması giyerken 2008'den beri futbol yaşantısını Trabzonspor'da sürdürüyor.


G.AFRİKA'YA NASIL GELDİLER?


2010 Dünya Kupası Eleme Grubu 3. turunda Gabon, Togo ve Fas ile aynı grupta yer alan Kamerun, Otto Pfiste yönetiminde, Togo'ya yenilip Fas ile berabere kalarak elemelere kötü bir giriş yaptı. Bu sonuçlar sonrası Pfiste görevinden alınıp yerine Fransız Paul Le Guen getirildi.


Bu değişikliğin ardından Gabon'a karşı iki maç arka arkaya alınan galibiyet takımın üzerindeki kara bulutları dağıttı. Galibiyet serisi Togo ve Fas karşısında da sürdü ve Kamerun bu sonuçlarla Dünya Kupası biletini aldı.


Kamerun ikinci turda ise Cape Verde Adaları, Tanzanya ve Mauritius'un olduğu grupta sadece bir beraberlik alıp kalan maçlarını kazanarak üçüncü tura çıkmıştı.


RAKAMSAL BAŞARILARI


Kamerun'un Dünya Kupası geçmişine bakıldığında tek dikkat çekici sonucunun, İtalya 90'da alınan 7. lik olduğu görülüyor. Rigobert Song ve arkadaşları, Afrika Uluslar Kupası'nı ise 4 kez (1984, 1988, 2000, 2002) şampiyon oldu.


1982 DÜNYA KUPASI: İlk Tur

1990 DÜNYA KUPASI: Çeyrek Final
1994 DÜNYA KUPASI: İlk Tur
1998 DÜNYA KUPASI: İlk Tur
2002 DÜNYA KUPASI: İlk Tur
 
 GRUP ANALİZİ : 
Hollanda tartışmasız favori takım. Gerek kadro yapısı gerekse futbol kültürü 'normal şartlarda' Hollanda'ya bu payenin verilmesini emrediyor. Normal şartlar ifadesini özellikle kullanıyorum, çünkü futbolda her zaman normal olan kazanamıyor. Danimarka'nın en büyük handikabı; takımın iskeletini oluşturan oyuncuların kulüplerinde yedek kulübesinin müdavimi olması.
Hollanda'nın gücünü görmek için sadece Robben ve Sneijder'e bakmak yeterli. Şampiyonlar Ligi finalinde sonucu belirleyecek oyuncu olarak ortaya İnter'de Sneijder, B.Münih'te Robben çıkmıştı. Her teknik adam, bu oyunculardan en az birisini kadrosunda görmek isterken, ikisi de Hollanda Milli Takımı için ter dökecek. Keza, Van Der Vaart, Dick Kuyt, Van Persie ve Van Bommel gibi kalburüstü yıldızların varlığı yine 'normal şartlarda' Hollanda'yı grupta açık ara favori kılıyor.
Euro 2008'i unutmamak lazım. Hollanda, grup maçlarında ortaya koyduğu futbolla 'kupanın mutlak favorileri' arasındaydı. Ancak Guus Hiddink'in usta taktiğiyle Rusya, Hollanda'yı saf dışı bıraktı. Hiddink'in yaptığını pekâlâ Morten Olsen de yapabilir.
Danimarka'nın en büyük avantajı hocası Morten Olsen. Dünyada hem milli formayı 100 maçtan fazla giyen hem de teknik adam olarak 100 müsabakadan çok milli takımın başında sahaya çıkan tek isim olan Morten Olsen, kurduğu sistem sayesinde başarıyı elde ediyor. İsimden ziyade, sistemi ön planda tutuyor. Danimarka, Dünya Kupası yolunda Portekiz ve İsveç gibi iki güçlü ülkeyi geride bırakarak adını Güney Afrika'ya gidecekler listesine ancak ve ancak Olsen'in ustalığı sayesinde yazdırdı. Milli takımda yıldız denecek oyuncu sayısı birkaç isimden ibaret ama takım sahaya çıkınca müthiş bir performans ortaya koyuyor. Kaleci Thomas Sörensen'in ligin son maçında geçirdiği sakatlık performansını olumsuz etkileyebilir. Rommedahl, Gronkjaer, Jörgensen ve Tomasson gibi yıldızlar kötü bir sezon geçirdi. Çoğunlukla yedeklik ve sakatlıkla mücadele etmek zorunda kaldılar. Keza Christian Poulsen de Juventus'ta pek başarılı olamadı. Gerçi bu yıl Juve'nin kötü olması Poulsen'i de etkiledi. Geriye defansta Agger ve Kjaer ile forvette Bendtner kalıyor. Bu 3 isim sezon içinde oldukça başarılıydı. Bence Danimarka en kötü ihtimalle grupta ikinci olur.
Kamerun, son Afrika Uluslar Kupası'nda hayal kırıklığı yarattı. Eto'o'nun kalitesini tartışmak gereksiz ancak bu isim dışında ortaya çıkan başkasının bulunmaması Kamerun'un işinin zorluğunu gösteriyor. Lyon'da oynayan Jean Makoun ve Arsenal'den Alexandre Song dikkat çeken diğer isimler. Teknik patron Paul Le Guen, Lyon'u efsaneleştiren isim. Aynı başarıyı Kamerun Milli Takımı'yla gösterebilir mi? Bu konuda tereddütler var. Kamerun'un gruptan çıkması sürpriz olur diye düşünüyorum. 

Japonya Milli Takımı'nın iskeletini ise yerel ligde oynayan futbolcular oluşturuyor. Özellikle Dünya Kupası'nda başarılı olmak istiyorsanız, ya yerel liginiz güçlü olacak ya da Avrupa'nın önde gelen takımlarında oyuncularınız bulunacak. Bu saydıklarımızın ikisi de Japonya'da yok. Hasebe (Wolfsburg) ve Honda (CSKA Moskova) Avrupa'da top koşturuyor. Takımın yıldız isimleri olarak ön plana çıkan Nakamura (Yokohama Marinos), Okazaki (Shimizu S-Pulse) ve Nakazawa (Yokohama Marinos) yerel ligde oynayan isimler. Bu şartlarda Japonya'nın grupta şansı yok denecek kadar az.
Dünya Kupası'nda takım gücü elbette önemli ama 'biraz da şanslı' olmak gerekiyor. Örneğin Türkiye, 2002 Dünya Kupası'nda yarı finalde Brezilya yerine Almanya veya Güney Kore ile karşılaşsaydı kesinlikle kupayı kazanırdı. Bu tamamen şansla ilgili bir durum. Son olarak şunu söylemek istiyorum; Danimarka 'şansının' yardımıyla grupta birinci olursa önü açılır. İkinci olursa 2. turda elenerek evine döner.
 Danimarka’nın kalecisi Sörensen sakat ve 14’ündeki Hollanda maçına yetişip yetişmeyeceği belirsiz. En önemli oyuncularından stoper Agger’in de, Hollanda karşısına çıkmaya sağlık durumu elvermeyebilir. Bendtner haricinde çok yaşlı bir ön tarafları var: Tomasson, Rommedahl, Gronkjaer ve Jorgensen’in vedaları kesin. Cristian Poulsen ve Daniel Jensen’in bile belki de son turnuvaları bu...
Japonya da çok problemli, eski teknik adam Troussier tarafından televizyondan eleştirilen mevcut hoca Okada huzursuz. Bu ortamda ibre yıldız oyuncularının form durumları biraz daha iyi gözüken Kamerun ve Hollanda’ya dönüyor.
*  *  *
Hollanda ve Kamerun hücumcu takımlar; özellikle Portakallar’ın Kuyt- Van Persie-Sneijder-Robben-Huntelaar arasından seçim yapmak zorunda olması problemine herhalde her hoca sahip olmak isterdi. Takımın lideri, orta sahanın göbeğindeki Van Bommel de çok iyi bir sezon geçirdi ve öndeki açıkları kapatabilecek form durumuna sahip...
Marwijk’in (ve bundan önceki birçok Hollanda hocasının) problemi tabii ki savunmada. Elemelerdeki zayıf rakipleri Ooijer-Mathijsen göbeğini fazla zorlamadı ama Dünya Kupası’nda ciddi rakiplere karşı nasıl bir performans sergileyecekleri merak konusu. Üstelik arkalarında artık Van der Sar yok,  Ajax kalecisi Stekelenburg var. Bu da başlı başına herhalde endişelenmek için yeterli bir sebep.
Marwijk’in sol beki veteran Van Bronckhorst, sağ beki de Evertonlı Heitinga olacak gibi gözüküyor. Ki Hollanda’nın öndeki altılısına bakıldığında bu dörtlüyle aralarında büyük bir kalite farkı olduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz.

Grubun yıldızları
Hollanda’nın bunca kanat adamı arasında forma şansı bulabilir mi bilemiyorum, ama Hamburglu Elia (sakatlık sorunlarından da sıyrılırsa) turnuvada sürpriz bir iz bırakabilir. Japonya’nın lideri Nakamura haricinde CSKA’lı Honda'nın duran toplarına da dikkat etmek lazım. Tabii Kamerun savunmasının lideri Tottenhamlı Bassong’la Danimarkalı meslektaşı Palermolu Simon Kjaer’i unutmamak gerek.


Süper Lig oyuncuları
Kamerun’la muhtemelen son Dünya Kupası macerasına çıkan Hamidou, Trabzonspor’un gönderme kararı aldığı Song ve Geremi, ligimizin gediklilerinden. Hamidou’nun Kameni’nin arkasında forma şansı hemen hemen yok ama Song’la Geremi hâlâ ülkenin güvendiği tecrübeli isimler...
Uğur Meleke

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Etiketler